Kuş ile tanışmadığınız gerçeği zihninde parlayınca, işi gücü bırakıyor ve tanışma faslına geçiyorsun. Ancak kuş sana "Daha yeni mi gafana dang etti hafız? İgi saattir gotüm çıgtı sağa yardım etcem diye, amma sen adını daha yeni mi söylüyon? Hafız gusura galma amma sen baya bildiğimiz angut gibisin. Bag diggat et, angut demiyom, angut gibisin diyorum. Neyse, böyüklük ben de galsın. Benim adım da Reyizzu! Zaten Ormanlar Reyizi olarag bilindiğim için, adım da Reyizzu oldu. Artık anam nası' vizyon sahibi bi' garı ise, geleceği gormüş. Ana didiğin boyle olur işte!" diyor ve bir de zılgıtla süslüyor konuşmasını. "Allasen" kelimesinden sonra bu zılgıt adeta ilaç gibi geliyor ve bu kuşun hakikaten bu dünyadan olamayacağını bile düşünmeye başlıyorsun. Elbette kendini Reyizzu olarak tanıtan kuşun yine sıkışlarda olduğunun farkındasın. Ancak işin ilginç yanı, Reyizzu söylediği her bir kelimeye inanarak ve hatta bunlar gerçekmiş gibi yaşayarak konuşuyor seninle. Hal böyle olunca da, ortaya biraz trajikomik bir durum da çıkmıyor değil.
Tanışma faslınız bittiğinde ise Reyizzu "Ya hafız, şindi sen bağa illa uç mu diyon? Goşabilirim aslında gibi geliyor bağa. Dedim ya, yedi yirmidort ucan bi' guş olduğum için bacag gaslarım zayıflamışmış. Onnarı bi' çalıştırsam diyodum yav." diyor bildiğin üzülerek. Ama sonrasında Reyizzu "Neyse, ben uçam. Sonra yannış annarsın, gidip hakkımda dedigodu neyin çıgarırsın. Uçamıyor da bu nası' guş da bilmem ne. Senlen uğraşamam bi' de! Zaten gafamda yeteri gadar dert var. Mesela, ne olacak bu azalan solcan popülasyonu? Hoop, geldig mi gene solcan gonusuna! Nası' da bağladım amma gonuyu? Kiyo-hafız, gurbaaalardan sonra elli dene solcanı gumüş tepside onüme sunmazsan, yeminlen gafana gatıyı bıragırım. Gotünü de gagalarım! Hadi, si yu!" diyor ve bu uzun konuşmasından sonra, kurbağaların olduğu tarafa doğru koşmaya başlıyor hızlıca! Koşarken ise "BAN... GAI!" diyor ve birden havaya zıplayıp kanatlarını saniyede 20 kere falan çırpmaya başlıyor. Havada durmayı başaran ve inanılması güç bir şekilde uçmayı da beceren Reyizzu, karizmatik bakış atma formatı altında kafasını hafifçe senin olduğun noktaya çeviriyor ve "Ecdadunu sigtiğüm ganatları!" diye bağırıyor avazı çıkana kadar.
Reyizzu havadan, sen de yerden kurbağanın olduğu noktaya doğru ilerlemeye başlıyorsun. Kafanda hala daha Reyizzu'ya güvenip hareket ediyor olmanın verdiği soru işaretleri olsa da, bir miktar ilerlemenin ardından duyduğun "Vrak!" sesi ile hayallerinin gerçek olmaya başladığını düşünüyorsun! Adımların koşmaya döndüğünde ise, birkaç bodur ağacın gölgesinde duran ve yaklaşık bir el büyüklüğünde olan yeşil kurbağayı görebiliyorsun. Kurbağayı ürkütmemek için yavaşça hareket ettiğin sırada, birden uzaktan, ancak giderek yaklaşan bir ses duyuyorsun. "BOMBAAAA!" diyerek gelen bu sesin Reyizzu'ya ait olduğunu fark edebiliyorsun etmesine, ancak Reyizzu'nun kafası senin kafanın arkasına çarptığı anda Reyizzu'nun "Gotünü sigem Kiyo!" dediğini duyuyorsun. Amele sümüğü gibi kafana yapışan Reyizzu yere düşerken, sen de kafanın acıdığını hissediyorsun. Ancak Reyizzu sana acını bile yaşatma fırsatı vermeden "Hafız niye digiliyon onümde? Gormüyon mu mükemmle ganatlarımlan dunyanın gorüp gorebileceği en afili inişi yapıyorum! Gısganma beni dehşet uçuş yeteneglerim olduğu için! Tagdir et!" diyor. Reyizzu cümlelerine devam etmek istiyor gibi dursa da birden kurbağayı görüyor ve "Ana, haggat gurbaaa varmış lan! Oha, bildiğin süper yeteneğim varmış benim ya! Şindi tum dunyanın amına godum işte!" diyor. Tabi bu sırada kurbağa anlamsız bir şekilde suratlarınıza bakmakla yetiniyor. Şu an için suratındaki ifadeden de bir şey anlaman zaten mümkün değil.