İnsanlar çift mi yaratılmıştı? Ya da bütün bunlar basit birer benzerlik miydi? İki insanın birbirine nasıl bu kadar benzeyebildiğini merak ediyordu. Ona göre herkesin kişiliği kendine özgü semboller taşırdı. Fakat az önce gördüklerinden sonra bazı sembollerin birden fazla insana sahip olabileceğini anlamıştı. Tıpkı Miura gibi, Miu da soğukkanlı bir katildi. Hem de bu işi çok kısa sürede yaparak zamandan tasarruf ediyordu. Tanrıçasının henüz elini kana buladığını görememişti. Belki de onun tanrıçası insanlara kanlı bir ölüm armağan etmekten uzaktı. O sadece parasına ve hayatına bakmak istiyor olmalıydı. Onu tanımak için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu anladı. Fakat şuan daha önemli bir işi vardı. Miu'nun kim olduğunu çözmek için 5 insanı öldürmek zorundaydı.
Hepsinin korkak adımları bu işin ne kadar basit olacağını açıklıyordu. Fazla süreye ihtiyacı yoktu fakat sayıca üstün olmaları onu hala korkutuyordu. Yine de kendine olan güvenini yıkamamıştı bu korku. Çantasından çıkardığı iki kunai'yi sıkıca tutuyordu. Bunu neden yaptığını biliyordu. Sadece zaman geçirmek için ufak bir eğlenceden ibaretti. Katsuo'nun yangınına kurban gidecek beş kişi önünde duruyordu. Elindeki iki kunaiyi en sağ ve en soldaki rakiplerinin kalplerine fırlatacaktı. Oluşan şaşkınlık ya da korkunun yaratacağı zamanla "Kaidan!"ı etkinleştirecek ve eline alacağı bir diğer kunai ile ortadaki rakibine doğru koşacaktı. Ne kadar yetenekli olduklarını görmek için yanlarına gitmesine gerek yoktu. O daha yoldayken hamlelerini yapacaklarından emindi.