[Ishi] Takım Kensei

[GM - Naruto]

İki klonunu üzerlerine gelen alev topundan kurtarmak için, birini alev topunun sağına, diğerini ise soluna yönlendiriyorsun. Niyetin Fuuki'nin kafasını karıştırıp avantaj elde etmek olsa da, alev topundan kurtulmak için sağ tarafı seçen klonun birden karşısında Fuuki'yi buluyor ve onun yumruğu ile patlıyor! Bu hamlesinin ardından, diğer klonuna doğru harekete geçiyor. Klonun ile Fuuki arasında ise 10 metre kadar bir mesafe bulunuyor. Alev topu ise ağaçlık alanda ilerlemeye devam ediyor.

Sen ve diğer klonun ise Mari'nin bulunduğu yere gitmekten vazgeçip geriye dönüyorsunuz. Ancak hızlı bir çıkış yaparak zaten Fuuki'yi epey geride bırakmış olduğun düşünüldüğünde, Fuuki'nin suratına yumruk atma denemen de zaten mümkün olmuyor. Fuuki ile arandaki mesafe yaklaşık 20 metre kadar oluyor. Seninle ilerlemeye geçen klonun hemen yanındayken, geriye kalan ve Fuuki'ye 10 metre kadar mesafede olan klonunla aranda hemen hemen 30 metre bulunuyor. Ayrıca bulunduğunuz alan ufak da olsa ağaçlar da barındırdığı için dikkatli olmanız gerekiyor.

[Fushihara Kensei]

Fuuki yaptığı jutsunun arkasından giderek aslında bir ön hazırlık yapıyordu kendisine. Her ne kadar sıyrılsalarda klonlarımdan sağ tarafta olanı patlatıyordu. Çok hızlı çıkışlar yaptığım için Fuuki'yi epey geride bırakmıştım aslında. Yumruk denemem olmayacaktı elbette. Ah diğer ninjutsu ustaları gibi menzilli saldırılarım olsa ufak çaplı saldırılarla etkisiz bırakabilirdim. Bu sefer klonlarımın hepsini Fuuki'ye yönlendirecektim. Zaten kendisi de diğer sıyrılmış olan klonuma yöneldiği için ben ve diğer klonum da Fuuki'ye doğru ani hızlanmalarla birlikte koşacaktık.

Harikulade bir ninjutsu becerisine sahip olan Fuuki'yi güzel yerlerde görmeyi gerçekten istiyordum. Böyle bir potansiyeli boşu boşuna harcamamak gerekir. Her ne kadar dövüş konusunda geri planda olsam da aldığım eğitim ve deneyimlerime bakarsam şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Fuuki ninjutsu ve taijutsu konusunda eğitilebilmeli. Savaştan nefret eden bir insan olsam da Shinobi Dünyasında yaşadığımız bir gerçek. Köyümüzün savunması güçlü oldukça barışı sağlama yolundaki söz sahipliğimizde bir o kadar artabilir.

Yakın zamanda köyün içinden akademide gözlemlemiş olduğum bir kaç arkadaşımı davet edip hep beraber Shinobi Tarihini baştan yazmak için bir başlangıç yapmayı planlıyorum zaten. Fuuki gibi geleceği olan Shinobilere ihtiyacı var köyümüzün.

Bu arada Mari nereye kayboldu acaba? En son ona doğru koşuyordum aniden yön değiştirince gözümden kayboldu. Umarım uslu durur, başımıza iş açılmasın gider ayak. Bak içime ukte düştü şimdi. Neyse aşamamız bitsin de çocukları evlerine göndereyim. Zaten gereken analizleri yaptım ve yeteri kadar iyi tanıştık diye düşünüyorum. Devamı zaten bir günde olacak iş değil. Zamanla insanlar daha çok kaynaşabilir. Son hızla bütün bunshinlerimle beraber Fuuki'ye koşuyorduk. Ve bu sefer yetişebilirsem Fuuki'ye az önceki fake yumruğu atmaya çalışacaktım.

[GM - Naruto]

Bütün bunshinlerinle birlikte Fuuki'ye yöneldiğinde, Fuuki'nin de pek bir şansı olmuyor. Üzerine gelen bunshinlere karşı bir kez daha Goukakyuu denese de, arkadan gelen esas bedenine engel olamıyor ve bu sefer yüzüne yediği yumruk ile yere seriliyor! Yerde nefes nefese kalan ve yüzü epey terlemiş görünen Fuuki oldukça yorulmuş duruyor, ancak pes edecek gibi görüntü sergilediği söylenemez. Her ne kadar bunshinlerin ve esas bedenin tarafından çevrelenmiş bir durumda olsa da ayağa kalkmak için hazırlanmaya başlıyor.

Her ne kadar Mari konusunda endişelerin gün yüzüne çıkmaya başlasa da, şu an için seni tedirgin eden bir diğer hadise yaşanmaya başlıyor. Burnuna gelen yanık kokusu birden hissedilir derecede artmaya başladığında, bu kokunun odundan çıkan yanık kokusu olduğunu idrak ediyorsun ve kafanı biraz yana çevirdiğinde, yanmak olan ormanı görüyorsun! Zihnin birden birkaç saniye öncesine giderken, Fuuki'nin Goukakyuu yollamasını ve ardından bunshinlerden birini yok ettiğini, ancak Goukakyuu'nun yoluna devam ettiğini anımsıyorsun. Dövüşün verdiği heyecan ile bu detayı yok saymış olman, sana büyük bir zararla dönecek gibi duruyor. Fuuki yerden kalkmayı başardığında, yanmakta olan ormanlık alana bakakalırken, senin de bu yangın için bir şeyler yapman gerekiyor. Aksi takdirde, kulağına çalınan Kushina Vadi Ormanı'nın yangının ufak bir benzerini burada da yaşayacaksın gibi duruyor.

[GM - Naruto]

Kapalı konu

İlk pasiflik uyarını verdim gittii!

[GM - Naruto]

Kapalı konu

Bu da babam için; ikinci pasiflik!

[Fushihara Kensei]

Başımız çok büyük dertte! Ne yapabilirim bu yangını söndürebilmek için? Ah be Fuuki ne yaptın yavrucum? Acilen bir şeyler düşünmem gerekiyor yoksa ormanımız kül olup gidecek. Dövüş alanı olarak çok saçma bir yer seçtiğimin farkındayım ama bu kadar işlerin berbat olacağını tahmin edemedim!

Yangının çıktığı yere doğru bakıyorduk aval aval. Bu sırada Mari nerede? Gerçi onu düşünecek vaktimde yok ki. Yangın henüz büyümemişti. Şuan yapabileceğim en mantıklı şey Fuuki'ye anında Köye dönüp yardım talep etmesini istemekti. Fakat Fuuki'nin teknikleri katon bazlıydı. Hemen bir beyin fırtınası moduna geçiş yapacaktım. Katon elementinin antisi Suiton elementiydi. Acaba Fuuki Suiton kullanabiliyor mu? Hayır bu mümkün değildi. Henüz genin olan birisi 2 element biliyor olamazdı. Tek umudum Mariydi.

O sırada Mari'yi gözlerimle arar oldum. Ardından bağıracaktım. “Mari-kuıuuun!!! Neredeysen buraya gel hemen! Yardımına ihtiyacımız var!!” Eğer olurda Mari suiton kullanbiliyor çıkarsa bu yangını söndürmek için yeterli bir sebep olacaktı. Ufak su kütleleri bile bizim için yeterli olabilirdi. Yangın büyümeden Mari'nin gelmesi lazımdı. Ona göre bir şeyler düşünecektim.

[GM - Naruto]

Tek umudunu Mari'ye bağlayıp avazın çıktığı kadar bağırıyorsun. Ancak Mari'nin yerine sana cevap verenin Fuuki olduğunu fark ettiğinde, durum iyice karışıyor. Sen Mari'yi aramak için Fuuki'ye arkanı dönmüş bir haldeyken, birden arkandan gelen garip bir sesle kafanı çeviriyorsun ve hemen birkaç santim ötende bulunan alev topunu fark ediyorsun. Daha önceki gönderdikleri ile kıyaslandığında bir hayli ufak duran bu alev topu, sen kaçma şansını bulamadan, sırt ve yüz bölgene doğrudan isabet ediyor ve sen de yere yığılıyorsun. Sırtının üst kısımlarında ve yüzünde hafif bir yanık meydana gelirken, Fuuki tamamen bitkin bir şekilde ayakta duruyor. Yorgunluğuna rağmen yüzünde bir gülümseme bulunan Fuuki "Rakibini unutman çizdiğin zeki adam profiline pek de uymuyor!" diyor. Fuuki'nin haline ve tavrına bakılacak olursa, ormanda başlayan yangını zerre umursadığı söylenemez.

Fuuki'den gelen bu ansız saldırı karşısında yere düşmüş olsan da, çok büyük bir acı hissettiğin söylenemez. Dolayısıyla da kalkıp dövüşmeye devam edebilirsin. Ancak oluşan yanıklar zaman geçtikçe kendini daha fazla hissettireceği için, çok zamanın olduğu da söylenemez. Öte yandan Fuuki'nin durumuna bakılırsa, uzun bir dövüşe gerek olacak gibi de durmuyor. Fakat yine de ormandaki yangın her geçen saniye büyümekte ve umudun Mari'den de hiçbir iz bulunmamakta.

[Fushihara Kensei]

Mari'ye seslendiğimde ortada olmamasına mı yanayım? Yoksa Fuuki'nin olabilecek en salakça hareketi yapmasına mı yanayım? Fuuki yorgun düşmüş bir halde ayakta zar zor durabiliyordu. Fuuki iyi bir genin fakat bir genin. Chuunin sınavını geçmiş birisi olarak dövüş konusunda ondan iyi olduğumu biliyorum. Fakat dövüşmek ne bana, nede bir takım kaptanına yakışmaz. Yakışmaması gerekiyor. Bu yüzden kaçmayı seçecektim. Elbet Fuuki'nin sinirleri yatışacaktır. “Ben Mari'yi aramaya gidiyorum Fuuki-kun. Başka bir zaman rövanşı yaparız. Sana bol şans!” Diyecektim ve koşmaya başlayacaktım.

Mari'nin en son bulunduğu bölgeye doğru koşmaya başlayıp bir yandan Mari'ye seslenecektim, bir yandan ise Shosen no jutsu ile yaralarıma müdahale edecektim. En azından yanıkların bir nebze iyileşmesi için uğraşacaktım.

Fuuki hem yorgun düşmüştü hemde ondan hızlıydım. Beni yakalaması biraz zor görünüyordu. Chakrası ise bir süre sonra tükeneceği için rahat rahat Goukakyou no Jutsu atamayacaktı teknik olarak. Fuuki, uyuyan bir ejderha gibiydi. İçindeki potansiyel ne kadar açığa çıkarsa o kadar tehlikeli olacaktır. Fakat bizim için mi? Yoksa düşmanlar için mi? Neyse bunları düşünmek için çok erken. Mari neredesin Mari? Kaybolacak zamanı mı buldun küçüğüm benim.

[GM - Naruto]

Mari'yi aramak için onun son bulunduğu noktaya gittiğinde, hemen karşında sana doğru gelmekte olan Mari ve 10 kadar adam görüyorsun. Birden hatıraların Mari'nin kocaman bir taşı getirdiği ana gidiyor ve Mari'nin bu kadar çabuk insan bulabiliyor olmasına şaşırıyorsun. Mari yanındaki adamlarla hemen yanına gelirken "Ormanı yakıyorlar Sensei-kensei! Oysa tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana, ormanlar oduna, odunlar mobilyaya dönmeli yurdumda! Hatta odunlar şöminelere atılmalı, yoksa üşürüz! Haksızsam haksızsın de Kensei-sensei, sensei-Kensei! Biz OSMOKVEDER olarak, yani Ormanı Söndürüp Mobilyacı Olmaya Karar Verenler Derneği olarak gerekeni yapacağız, siz müsterih olun." diyor ve ormana doğru koşmaya devam ediyor. Tabi bu sırada "Oha, müsterih kelimesini cümle içinde kullandım. İyi ki yanlışlıkla müstehcen falan demedim!" diyor katıla katıla gülerken.

Mari ve 10 adamı ile birlikte ormanın yanan bölgesine geldiğinde, yerde yorgun bir şekilde yatan Fuuki'yi görüyorsun. Mari hemen onun yanına giderken "OSMOKVEDER üyeleri, söndürün yangını!" diye bağırıyor. Bunun üzerine 10 adam da el mühürlerini tamamlayıp her bir ağızdan bir suiton tekniği uyguluyorlar. Ormandaki alevler giderek yok olmaya başlarken Mari'ye bakıyorsun. Mari Fuuki'yi yakasından tutup silkelerken sana dönüyor ve "Sensei-kensei, Kensei-sensei! Fuuki mortingenşıtrasse olmuş! Şampiyon Mari'yle baş edemedi Fuuki! Yine şampiyon oldum, 10. şampiyonluğum! Yihuuu!" diyerek hoplayıp zıplamaya başlıyor. Bu esnada Fuuki zar zor yerden kalkarak sönmekte olan ormana dikiyor bakışlarını.

[Fushihara Kensei]

Ormanda çıkan yangının büyümeden söndürülmesi aynı zamanda içimde oluşan yangını da söndürmeye yetti bile. Sağ elimi enseme götürüp biraz gerildim. Aaah! Sanırım insan kaç yaşında olursa olsun yeni yeni tecrübeler ediniyor ve her seferinde yeni bilgiler ediniyor. Demek ki neymiş? Öküz gibi ormanın ortasında antrenmana dalıp gitmeyecekmişsin! Her şeyi planlı programlı yapacakmışsın. Hem takımımla tanışma oldu bu benim için, hemde takım kaptanlığı için ilk dersim oldu.

İlk önce Fuuki'nin yanına gidip Shosen no Jutsu ile yaralarına müdahale etmeye başladım. “Yeteneklerin mükemmel Fuuki-kun. Sınavı geçmekle kalmadın, ninjutsu konusunda hayranlığımı kazandın aynı zamanda.” Diyordum. Elimde 2 tane hazine haritası vardı. Köyümüz için mükemmel bir hazine tutuyordum elimde. Pırlanta gibi çocuklar ve uyanmamış potansiyeller.

Ardından kafamı Mari'ye çevirecektim. “Yardıma ihtiyacım varken bu kadar mükemmel bir şekilde yardıma gelmiş olman beni çok şaşırttı şampiyon! İkinizde geleceğin yıldızlarısınız.” Diyordum ve gökyüzüne bakıp geçirdiğim güzel ve heyecanlı günün muhasebesini yapıyordum. Çokta kötü değildi be? İyi iyi, gidecek çok yolumuz var bizim.

Ortamı biraz cıvıtmak için, hemde Fuuki'yi tatlı-sert gıcık etmek için Fuuki ile Mari'nin omzuna attım elimi. “HEYOOO! TAKIM KENSEII!!!”