Kasumikage Efsanesi
Not: Bu hikaye Shikibanzo'nun babası olan eski Kiri ninjası Kasumikage Yamamoto'nun hayatını anlatacaktır. Kasumikage klanına bağlı, Kirigakure'nin 5 efsane ninjasından biri iken her şeyini yavaşça kaybedip Kusagakure'de emekli ve geçmişinden kaçmakta olan bir ninjanın hikayesi. Kardeşini, dostlarını ve sahip olduğu her şeyi geride bırakışı.
Giriş
Her zamanki gibi güzel bir güne uyanmıştı Shikibanzo. Her sabah alışkanlık olarak istemsiz şekilde yaptığı ''Uyanınca kafayı pencereden çıkartıp temiz havadan derin bir nefes çekme'' seansının en mükemmel noktasındaydı. Daha bir gün önce görev gereği köy sınırları dışında zengin bir köylüye korumalık yapıyordu. Görev küçük bir haydut çetesinin adamın karavanına saldırması dışında gayet kolaydı. Hoş haydutlarda Shikibanzo ve takımını çok zorlamamış, onları kolaylıkla alt etmişler ve görevi başarı ile bitirerek paralarını almışlardı. Bunun verdiği gurur ve yeni günün insan vücuduna kazandırdığı geçici enerji ile temiz havayı dolasıya içine çekiyordu. Evlerinin çok mükemmel bir manzarası yoktu ancak o pencereden dışarı bakmak Shikibanzo'ya tarif edemeyeceği bir zevk veriyordu...
Gününe böylesi güzel ve enerjik bir şekilde başlamışken, aniden kulaklarına dolan rüzgar sesini kesmesi ile işittiği küçük bir tartışmaya kulak kesilmişti. Gözlerini açıp evlerinin önünden gelen sesin olduğu noktaya doğru odaklandığında tartışanların babası Kasumikage Yamamoto ve annesi Kasumikage Sencha olduğunu farketmişti. Çok denk geldiği bir durum olmadığı için aniden şaşırmış ve kulaklarını dahada kabartmıştı. Her ne kadar esen rüzgar yüzünden çok fazla şey işitememiş olsa da duyabildiği 3 kelime onun dikkatini ve merakını fazlası ile çekmiş, aniden odasından çıkarak annesi ile babasının yanına gitmesine sebebiyet vermişti. ''Geçmiş'' , ''Yalan'' ve ''Neden?''...
Zaten normal hayatında meraklı birisi olan Shikibanzo için bu üç kelime çok şey ima etmekteydi. Neden geçmiş aniden mevzu bahis olmuştu. Normalde annesi ve babası geçmiş hakkında konuşmaz, özellikle babası Yamamoto bu konuda çok gergindir. Konusu açıldığında ya da Shikibanzo bir soru sorduğunda konuyu değiştirir, herhangi bi ısrar durumunda ise sinirlenirdi. Sencha ise bu konuda Yamamoto'nun huyunu bildiği için suyuna gider ve konuyu pek açmazdı. Yalan ise Yamamoto ve Sencha gibi uyumlu iki insan arasında konu olmamalıydı. Shikibanzo'nun bildiği kadarı ile birbirlerine dürüst olan ebevenynleri vardı ve bu konu ile gurur duyuyordu. Akademi yıllarında ismi ile dalga geçen çocuklara karşı en büyük kozu annesi ve babasının çok örnek insanlar olmasıydı. Sanki bir anda hayatında küçük bir değişim yaşamıştı. İçinde büyümekte olan büyük soru işaretleri ile tartışmakta olan anne babasının yanına vardığında aniden Yamamoto ve Sencha duraklamış ve Shikibanzo'ya bakarak seslerini alçaltmşlardı. ''İstersen bu gereksiz konuyu kapatalım Sencha.'' demişti Yamamoto, Shikibanzo'nun meraklı suratını gördükten sonra. Sencha ise söyleyecek çok şeyi varmış gibi durmasına rağmen kelimelerini yutmuş ve '' Hayır Yamamoto. En az benim kadar oğlununda geçmişini ve neden böyle olduğunu bilmeye hakkı var.'' demiş ve ''Ben gidiyorum. Her zaman oğlun ile daha yakın oldun. En azından onunla bir şeyler paylaş ve kendini rahatlat. Üstünde taşımaktan sıkıldığın bir yük var gibi yaşaman beni çok üzüyor.'' diye ekleyerek Yamamoto'nun dudağına güzel bir öpücük kondurmuştu. Ardından Shikibanzo'nun alnına bir öpücük kondurarak ''Hadi baba oğlu biraz dertleşin bakalım'' diyerek çantasını almış ve evden dışarı çıkmıştı...
Sencha evden çıkıp kapıyı kapattıktan sonraki ilk 10 saniye Yamamoto ile Shikibanzo arasında zerre diyalog gerçekleşmemişti. Shikibanzo ''Hadi baba ne derdin varsa anlat. Annemin senin için üzülmesi benimde üzülmeme sebep oluyor.'' demese büyük ihtimale uzun süre aralarında bir konuşma olmayacaktı. ''İyiyim ben. Ayrıca bi derdim olsa zaten anlatırım. Ailemden neden sorunlarımı saklayayım.''. Lafı bittikten sonra aniden mutfağa yönelmişti Yamamoto. Dolaptan bayadır sakladığı sake şişesini çıkarmış, bardağın yarısına kadar doldurduktan sonra ''Sahiden iyiyim Shikibanzo.'' diyerek odasına yönelmişti. Normalde çok alkol kullanan bir adam değilken gündüz vakti sake içmeye başlıyor oluşu elbet Shikibanzo'nun dikkatini çekmişti. Kafasındaki merak duygusu dahada artarken ''Baba! Eğer bana içini bunaltan sıkıntıyı şu anda anlatmaz isen yemin ediyorum ki... yemin ediyorum ki!... Sana bir shinobi olarak tüm güvenimi kaybederim!'' demişti. Yamamoto daha önce Shikibanzo ile hiç bu denli ciddi bir tartışmaya girmediği için biraz afallamıştı ancak aynı zamanda pes etmişti. Neden içindeki sıkıntıyı gidermeye çalışmasın ki... Nede olsa oğlu ile dertleşmek her zaman bi baba için rahatlatıcı olmuştur. Shikibanzo'yu omuzlarından itekleyerek yavaşça salona götürüp koltuğa oturttuğunda arkadaki yemek masasına dayalı tahta sandalyelerden birisini çekmiş ve onun tam karşısında oturmuştu...
''Oğlum. Beni her zaman Kusa köyünden emekli bir shinobi sandın ancak aslında ben eski ve başarılı bir Kirigakure shinobisiyim. Artık her ne kadar o köy ile bağlantım kalmamış olsa da geçmişimden kaçamam. Eğer dinlemek istersen zamanının parmakla gösterilen shinobilerinden biri olan Kasumikage klan lideri Yamamoto'nun, canından çok sevdiği kardeşi Rufus'un, bazen ailesindeki her üyeden daha yakın gördüğü iki dostu Kitsune ve Sora Maru'nun uzun ve bi o kadar hüzünlü hikayesini anlatmak isterim. Zaman zaman canını sıkacak, bazen mutluluktan kendini kaybedeceksin ve beni bi o kadar rahatlatacaksın.''
Yamamoto'nun sözleri bittiğinde Shikibanzo olduğu yerde donakalmıştı. Babasının geçmişte büyük bir ninja olduğunu öğrenmesi bir yana, hikayenin detaylarını öğrenecek olması gözlerini seyirtmeye yetmişti. Hafif titrek bir şekilde ''E-EVET!!'' dediğinde ise Yamamoto daha sonradan ''Kasumikage Efsanesi.'' diye anılacak hikayesini anlatmaya başlamıştı.