Fakat kapıyı açtığı anda gözleri bir anlığına, hatta ne bir anlığı yoğun beyazlık yüzünden bildiğin kör olmuştu, burnuna gelen koku yüzünden ise başı dönmeye ve midesi hafiften bulanmaya başlamıştı bile. Zar zor gözlerini kırpıştırarak etrafı ararken Namiyo-san'ın yerini bulamıyordu pislik şinobi. Neyseki kulaklarının içine doluşan pislikler yüzünden kulakları iyi duyordu da ona seslenen kadının sesini duyup o tarafa bakabilmişti.
Namiyo-san'ın sesi ve söyledikleri onda her ne kadar bir gülme etkisi yaratsa da bir yandan da çok pis tırsıyordu pislik şinobi. Tırsıyordu çünkü dediğini yapaileceğinin farkındaydı. Bu yüzden odaya girerken hiç bir yere değmemeye özen gösterecekti. Fakat böylesi de hoşuna gitmiyordu. O pislik şinobiydi ve illa bir şeyler yapmalıydı. Sadece fırsat kollayacaktı.
Kadının diğer söylediklerine cevap olarak da "Eğitim işinden çoktan vazgeçtim. Ben zaten yeterince pisliğim. Şeyy yani güçlüyüm. buraya sadece sizi görmeye gelmiştim. Gelebilirsiniz demiştiniz hata mı ettim?" Derken yüzünde onunki gibi bir gülümseme vardı.
Yerine baktırma işine de hiç girmeyecekti. Namiyo-san'a borçlanmak hiç istediği bir şey değildi.
Konu amacından saptı lan
