Yağmura eşlik eden adımlarımla kapıdan içeriye yönelmiş ve başımla da kapıdaki görevliyi tekrardan selamlamıştım. Kendi özgürlüğünde kavuşan adımlarım bu sefer beni alt kata doğru yönlendirmişti. Merdivenleri inmek için atılan her bir adımda üst katlardan gelen çocuk gürültüsü yerini sessizliğe bırakıyordu. Aslında mutlu olmam gerekiyordu bu gürültüden kurtulduğum için ama sessizlik de o kadar iyi bir yoldaş değildi.
Bir sonraki kata varmıştık. Yol boyunca şehrin genelinden alınan fotoğraflar aydınlatmıştı sanki yolumuzu. Aydınlatmaya gücü yetmeyen ışıklar ve insanı daraltan havası. Fakat şehrin kendisin bir alt kalta olduğunun farkına varmayı kolaylaştı yordu. Bireylerin mutsuzluğu yansıtan duvarlar ve atılan her bir adımda daha da huysuzlaşan zemin. Alışmış olmam gereken bu görüntü yine de huzursuz etmeyi başarıyordu. İçinde bulunduğum şehri sevmediğimi tekrardan fark etmem sebep olduğu için bu görevi bana veren kişiye teşekkür etmeliydim aslında. Sayesinde bu görev benim için içten içe bir psikolojik savaşa dönmüştü. Fakat kime karşı? Bu sorunun cevabına varamadığım için oluyordu her şey.
Sonun da antrenman salonunun kapısı görünmüştü. Ona doğru attığım her bir adımla kapı, gerçek büyüklüğüne kavuşuyordu. Cebimdeki anahtarı çıkarıp açmak için yerleştirmiştim. Kilidi çevirip kapıyı açmadan önce Öğrencilerime dönmüştüm.
'' Belki daha önceden söyledim ama içeride 4 tane robot var. Fakat bunlarla savaşmadan da durdurmanın bir yolu var. Enselerinde bulunan kırmızı düğmeler. Sizden isteğim bu robotları bu yöntemle durdurmanız. '' Tam kapıyı açıp öğrencilerim içeri girmesine izin verecekken kafamı arkaya çevirdim ve kelimelerin ağzımdan dökülmesine izin verdim. '' Ve size kötü bir haber vereyim... Aşırı zorlanmadığınız sürece içeride siz müdahale etmek gibi bir niyetim yok. Belki bunun için bana kızabilirsiniz ama bunu sizin gelişmeniz, kendinizi zorlamanız için yapıyorum. ''
Kapıyı açıp, üzerime saldıran bir robot çıkmadığı sürece çantamı bir köşeye bırakacaktım. Tahminimce ikisinin de yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. Kendime uygun bir yer bulup izlemeye koyulmayı planlıyordum. Aslında ikisinin biraz dayak yemesini istiyordum.