gönderen GM - Naruto tarih 05 Nis 2015, 11:05
Sözlerin karşında duran Konohalı Uchiha'yı hoşnutsuz ediyor. Bu durumu "Aslında onun tek kelime bile etmesine izin vermeden öldürmek isterdim, fakat madem kabul ediyorsun... O zaman yapacak bir şey yok." diyerek açıklığa kavuşturuyor. Kiyomori ve onun etrafını çevirmiş olan grup gözünüz göremeyeceği kadar uzaklaştıktan sonra Uchiha "İnfaz hemen gerçekleştirilecek, bu yüzden dinlenme işini ertelemeniz gerekiyor." diyor ve eliyle sizi Konoha'nın içine davet ederken "Konoha'ya hoşgeldiniz." diyor gülümseyerek.
Doğduğun topraklara onlarca yıl sonra ilk adımını attığında, yol boyunca kafanda geçen düşünceler tekrar canlanıyor. Her bir düşünme anını tekrar yaşarken, öğrencilerinin etrafa büyük bir hayretle baktığını görebiliyorsun. Kentaro her ne kadar bu şaşkınlığını gizlemeye çalışsa da Hana açık ağzını kapatmakta bile zorlanıyor. Kusagakure ile kıyaslandığında, gerçekten büyük bir köy olan Konoha'nın yapıları ve popülasyonu belki de tahminlerinizin ötesine geçiyor. Çeşitli dükkanlar, evler ile dolu geniş yoldan ilerlemeniz devam ederken, birkaç devriye shinobisi de dikkatinizi çekiyor. Birkaç adım önünüzde olan Uchiha'ya mı yoksa size mi olduğunu bilemediğiniz bakışları üzerinizden geçip giderken, Uchiha bir ara yola sapıyor. Yapılardan uzaklaşan bu yolda ilerlerken önünüzdeki Uchiha "Kiyomori'nin infazı ormanda yapılacak. Kendisi pek tekin biri olmadığı için Hokage Binası'na götürmememiz gerekiyor." diyerek durumu açıklığa kavuşturuyor.
Giderek sıklaşan bir ormanlık alanda ilerlemeniz 10 dakika kadar devam ettikten sonra, Kiyomori ve onunla beraber gelmiş olan grubu görüyorsunuz. İki eli ayrı ayrı demirden kalın halatlarla bağlanmış ve bu halatlar da yere sabitlenerek Kiyomori'nin kollar hareketsiz bırakılmış gibi duruyor. Dizleri üstünde duran Kiyomori'nin ayaklarının da aynı şekilde bağlı olduğunu anlayabiliyorsun. Boynunda da bu halatlardan biri olan Kiyomori'nin bulunduğu noktada ise, yaklaşık 5 metre yarıçaplı bir mühür bulunuyor. Mühürlü alanın tam ortasında oturan Kiyomori, seni fark edince kafasını kaldırıyor ve yüzündeki silik tebessüm ile "Artık başlayabiliriz." diyor. Kiyomori'nin iki kelimelik cümlesi ile neredeyse hayat duruyor. Onun anlatacaklarını sadece sen değil, sanki buradaki herkes merak ediyor gibi duruyor. Kentaro sağına geçerken, Hana da soluna geçerek Kiyomori'nin anlatacaklarını dinlemek için hazır duruma geçiyor. Kiyomori etrafına şöyle bir bakındıktan sonra "Her hikayenin bir özü vardır. Benimkinin özü, sevgi ve kandan geçiyor." diyor. Bakışları birkaç adım yanında bulunan Uchiha'ya kilitlenen Kiyomori "Aramızda hikayenin oyuncularından biri de bulunuyor. Ancak onun bu hikayedeki rolü, başka bir hikayeden çalınmış bir rolden ötesi değil. Tüm bildiği, sahte bir hikaye..." diyor. Bakışların Uchiha'yı keserken, adamın tekrar o kırmızı sözlü haline geldiğini ve yüzünde biriken nefreti görebiliyorsun. Kiyomori ise bu durumu önemsemeden sana dönerken "Bu hikayeyi uzatmanın bir anlamı yok, bu yüzden direk özüne gireyim. Konoha'yı seviyorum ve Uchiha kanı dökmek istiyorum!" diyor. Bu cümleleri bir hırıltı halinde ağzından çıkarken, birden dünyanın dönmeye başladığını hissediyorsun. Daha önce yaşamadığın bir baş dönmesi gibi üzerine çöken bu dönme hissi, giderek cisimlerin ve renklerin birbirine karışmasına sebep oluyor. Bu karışma içerisinde bakışların Kiyomori'yi yakalamaya çalışıyor, ancak onun da karışıma dahil olduğunu fark ediyorsun. Gökyüzünden çalınan bir renk toprağa, topraktan çalınan renkler de insanlara yapışırken, tek görebildiğin bir Picasso tablosundan ibaret oluyor. Renklerin çalınışı sanki zamanı durdururken, omzunda hissettiğin bir el ile arkanı döndüğünde, tüm bu renk karmaşasına nispet yaparmış gibi, vücudundaki mühürlerin tamamından kurtulmuş ve kendi vücut renklerini barındıran Kiyomori'yi görüyorsun. Az önce karşında dizleri üstünde oturmuş Kiyomori de renk cümbüşü içerisinde yerini almışken, şimdi Kiyomori'nin bu şekilde karşına çıkışı seni bir hayli şaşırtıyor. Kanlı eli, senin omzuna değdiğinde, kanın rengi sarıya dönerken Kiyomori "Seni aldatmış olmak istemem. Bu yüzden beni ararsan, Funahashi Şehri'nde olacağım." diyor. Bu cümlelerinin ardından, renk cümbüşüne dahil olan Kiyomori, pikselleşerek yok oluyor.
Üzerinde hissettiğin bir çift üç virgüllü kırmızı göz ile kendine geldiğinde, doğruca Kiyomori'yi bulmak için bakışlarını mühürlü alana odaklıyorsun. Ancak etrafta Kiyomori'den hiçbir iz yokken, diğer shinobilerin hareketlendiğini görüyorsun. Bakışların birkaç adım yanındaki Uchiha'ya kayarken, Uchiha'nın vücudundaki kalp bölgesinin tamamen parçalanmış olduğunu görüyorsun. Siyah gözleri donuk bir hal almışken, Uchiha'nın ölmüş olduğunu anlayabiliyorsun. Bu yaşananlar karşısında öğrencilerine baktığında, Kentaro'nun anlamsız bir şaşkınlıkta olduğunu, Hana'nın ise dizleri üstüne çöküp ağladığını görüyorsun. Bu sırada, öğrencilerinin arkasında beliren bir adam onları teselli etmeye çalışırken, bakışlarını sana döndürüyor. Üç virgüllü kırmızı gözlerini gördüğün anda, bunun Kiyomori'nin renk şöleninden sonra görmüş, daha doğrusu hissetmiş olduğun bakışlar olduğunu anlayabiliyorsun. Adamın yüzünde derin bir öfke bulunurken "Sanırım buradan uzaklaşmamız gerekiyor. Öğrencilerin epey etkilenmiş gibi." diyor. Hemen ardından Hana'yı yerden kaldıran Uchiha "Sizi kalacağınız yere götüreyim. Ben de sizin gibi burada kalmaya devam edersem aklımı kaçıracağım." diyor. Bu cümleleri algılıyor olsan da, sen hala Kiyomori'nin renk şöleninde ve sana söylediklerinde takılı kalıyorsun. Buraya kadar ölmek istediğini ve buna hazır olduğunu söyleyerek gelmiş olmasına rağmen, tek bir Uchiha'yı öldürmesi ve ortadan kaybolması, giderken de sana nerede olacağını söylemesi kafanı ve içindeki düşünceleri allak bullak ediyor. Size eşlik etmek isteyen Uchiha seni beklerken, öğrencilerin de aynı şekilde sana odaklanmış bir halde bekliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.