[Ishi] Takım Kensei

[GM - Naruto]

Mari'ye süperkahramanlık teklifinde bulunmanla beraber kızın gözleri fal taşı gibi açılıyor ve kulaklarına varan gülümsemesi ile "Ben zaten süper kahramınımkine! ŞAMPİYON MARİ!" diyor, ancak sonra sağ elini dik bir şekilde ağzının sol tarafına yerleştiriyor. Kafasını sana doğru biraz uzatırken, söyleyeceği şeyi Fuuki'den saklamaya çalışıyor gibi görünüyor. Bakışları ile Fuuki'yi birkaç kez kontrol ettikten sonra da fısıltı ile "Süper gücüm çok var, ama bir tane daha alabilirim. Anlaştık mı? Kırmızı hapı mı içeceğim yoksa mavi hapı mı?" diye soruyor.

Mari ile yaptığın kısa konuşmadan sonra, taş ve Fuuki ile ilgili konuya geliyorsun. Taşın aslında fırlattığın taş olmadığını söylediğinde ise, kafa isabet eden taş ile alnından kanlar akmaya başlıyor. Bakışlarını konuşman esnasında Fuuki'ye odaklamış olduğun için, hemen Mari'ye döndüğünde, yüzünde sinirli bir ifade olduğunu ve elinde de senden almış olduğu taşın olmadığını görüyorsun. Mari'nin sinirli bakışlarına gözyaşları eklenirken "Ichirou-san'a nasıl yaparsın bunu Sensei-Kensei? Kardeşi Jirou'yu bulduğunuzu söylemiştiniz ama tamamen bir yabancıyı kakalamaya çalışmışsınız! Çok acımasızsınız!" diyor ve sinirli bakışları yerini tamamen bir ağlama krizine bırakıyor! Fakat yine de Mari senin konuşmana devam etmene izin veriyor, tabi ara ara ağlarken çıkardığı böğürme seslerini saymazsak.

Cümlelerin noktalandığında ise tekrar Fuuki'ye odaklanıyorsun. Esas amacın bu kızın ne tepki vereceği olduğu için de, her bir söylediğin söze direk olarak alınıyor. En sonunda ise omuzlarını silkiyor, kafasını dikleştiriyor ve "Bu takım benim için bitmiştir, daha fazla aşağılanma niyetinde değilim." diyor ve arkasını dönüp gitmeye başlıyor. Mari ise olan bitene anlam vermeye çalışırken, ufaktan ağlamaya da devam ediyor koca kayaya yaslanmış bir şekilde.

Kapalı konu

Öğrencilerin ile ilgili gelişimler tamamen senin elinde, yani ister medic yapmayı dene istersen hödük yapmayı dene. Senin geninin senin tercihin.

[Fushihara Kensei]

Bazen her şey ne kadar çabuk değişiyor değil mi? Erkenden Kurobe Vadisi'ne gelirken hissettiğim şeylerle şuan hissettiğim şeyler ne kadar farklı. Anlaşılan kendimden rütbece düşük ve öğrencim olan birine karşı arkadaşça davranmak biraz absürd oldu. Hem Mari için, hemde Fuuki için. Mari'nin yaramazlıklarına katlanabilirim ama Fuuki'nin bana karşı ettiği laflara ne yazık ki sabrım yetmedi. Halbuki her zaman soğukkanlılığımı korumaya çalışırım. Bu kız bana karşı böyle davranmaya devam ettiği sürece hiç bir şey öğretemem. 3. aşamada ne yapacağıma ise karar vermiştim. Ayrıca Fuuki takımı terk etmezse onu hangi yolda eğiteceğime de karar vermiştim.

Öncelikle Mari'nin hap sorusuna olan yanıtım, “Senin hap içmene gerek yok Mari-kun, çünkü sen zaten iyisin!” olacaktı. Taşın aslında farklı olduğunu söylediğimde ise Mari'nin ağlamasını susturmak için ise, “Mari-kun, bu taş aslında Jirou-san'ın öz kardeşi. Az önceki taş onun kavga ettiği taştı.” Diyecektim. Fuuki'ye ettiğim lafların ardından takımın kendisi için bittiğini söylüyordu.

Şakaklarıma masaj yaparak sakinleşmeye çalışıyordum. Fuuki arkasını döndüğü sırada ise, “Ben seni zaten başından beri bir erkek gibi eğitmeye çalışıyorum. Çünkü bir erkeği, yumuşak davranarak eğitemem. Bunu neden anlamadın? 3. aşamaya katılmak istiyorsan buyur şimdi katılabilirsin. Fakat gidersen şunu bil ki, aileni son derece utandırmış olursun.” sözlerini edecektim.

Ardından Fuuki'nin duyacağı kadar yüksek sesle, “Mari-kun! 3. aşamamız dövüş fonksiyonlarını test etmek üzerine olacaktır. Hazır mısın?” diyecektim. Bir yandan da Fuuki'nin gelmesini bekliyordum. Çünkü 3. aşama tam onun sevdiği türden olacaktı. Yaptığım analizler sonucunda şunu diyebilirim ki, Fuuki bu aşamayı boş bir zaman kaybı olarak görmezdi.

[GM - Naruto]

Mari'ye söylediğin sözler onun epey zihninin karıştığını gösteriyor. Bakışları ablak bir hal alan Mari'nin yüzü de aynı forma dönerken, sertçe kafasını kaşımaya başlıyor. Bu kaşımayı da o kadar sert yapıyor ki, neredeyse kafa derisini yüzebilecek gibi duruyor. Senin sözlerin Fuuki'yi hedef aldığında ise, Fuuki adımlarını kesiyor. Yavaşça arkasını döndüğünde, hala öfkeli yüzünü görebiliyorsun. Adımlarını pek de istekli olmayan şekilde sana doğru atarken "Kensei-sensei, amacım saygısızlık etmek falan değil. Bana acımamanız ve iltimas geçmemeniz gerektiğini söyleyen kişi zaten bendim. Fakat sözleriniz sertlikten ziyade aşağılama içeriyor. Bana dilediğiniz kadar sert davranabilirsiniz, buna itiraz etmem. Ancak iş aşağılanmaya gelirse, o zaman beni bu takıma bağlayan bir şey kalmaz. Bu yüzden ne kadar zeki olduğunuzu ortaya koyabiliyorsanız, aşağılama ile sertlik arasındaki farkı da görebileceğinizi düşünüyorum." diyor. Eski konumuna geldiğinde ise Mari daha sertçe kafasını kaşıyor ve "Şimdi birbirimizi mi döveceğiz, anlamadım ben?" diyebiliyor sadece. Fuuki ise bakışlarını deviriyor ve sert bir ifade ile senden gelecek sözleri beklemeye koyuluyor.

[Fushihara Kensei]

3. aşama'nın ana temasını belirlemiştim elbette. Bu aşama Mari için değil daha çok Fuuki için olacaktı. Fiziksel gücünün sınırlarını zorlamasını sağlayacaktım Fuuki'nin. Mari'ye dediklerimin ardından epey kafası karışmış gibi duruyordu. Kafasını çok sert kaşıyordu. Kendisine böyle davranmamasını söylemek istedim ama laflarımı geri yuttum. Düşünmek iyidir, insanın kafası karışıkken düşünürse zekası da doğru orantılı olarak gelişir.

Fuuki ise söylediklerimin ardından adımlarını kesmişti. Geri dönüp bana doğru yavaşça ve isteksizce yürümeye başlamıştı. Sertlik ile aşağılamak arasındaki farkı anlamamı istedi. Elbette biliyorum bu farkı. Lakin sabahtan beridir bana karşı kinayeli cümleler kuran kendisiydi. Bunu ona karşı direk söyleyecektim. “Fuuki-kun, normalde çok sabırlı bir insanımdır. Fakat kendin aşağılamaya çalışarak imalı imalı cümleler kurdun. Birden bire patlayıverdim. Seni aşağılamanın bir anlamı yok. Amacım ikinizin de Shinobi Dünyasında saygın kişiler olmanız.”

3. aşama'ya geçerken Fuuki tekrar bakışlarını devirip sözlerimi bekliyordu. O sırada Mari'den gelen soru ise 3. aşamayı açıklamam için bana fırsat doğurmuştu. Gözlüklerimi gözüme doğru ittirmiştim. Yüzümü bir süre sonra samimi bir gülümseme kaplamıştı. “Bir birimizi dövmeyeceğiz Mari-kun. Sadece sizden beni dövmenizi istiyorum. Karşılıklı olmayacak. 3. aşama böyle olacaktır. 3 dediğimde başlıyoruz.”

Bakalım takım çalışmaları nasıl olacak? Fuuki'nin fiziksel gücünün sınırı ne kadar? Mari böyle bir durumda nasıl tepki verecek? Bu 3 sorumun cevabını arayacaktım bu aşamada. Cevabın ne olduğuna bağlı olarak Fuuki'yi hangi yolda eğiteceğime karar verecektim.

“1!
2!
3!”

Ardından hızla arkama dönüp koşmaya başladım. Bir yandan tepkilerini gözlemleyecektim öğrencilerimin.

[GM - Naruto]

Senin geri sayımını tamamlamanın ardından, Fuuki doğruca peşinden koşmaya başlarken, Mari "Daş yok mu daş!?" diyerek yerde taş aramaya başlıyor. Fuuki ile arandaki mesafe giderek açılırken, Fuuki el mühürlerini tamamlıyor ve "Katon; Goukakyuu no Jutsu!" diyerek, hemen arkandan bir alev topu yolluyor. Bu alev topu genin seviyesinde biri için makul olabilecek bir boyutta ve hızda oluyor. Ancak Fuuki alev topunu yollamakla yetinmiyor ve peşinden koşmaya devam ediyor. Bu sıralarda Mari ise yerden topladığın bir sürü taşı kucağına almış bir halde ve tek tek bu taşları sana fırlatarak peşinden koşmaya başlıyor. Ancak şu hali ile sana yetişmesi mümkün durmuyor.

Fuuki'nin yolladığı alev topu ile aranda 10 metrelik bir mesafe bulunuyor ve alev topu senden biraz daha hızlı hareket ediyor. Fuuki ile aranda ise 15 metrelik bir mesafe bulunuyor ve bu mesafe şu anki süratinle her geçen saniye artacak gibi görünüyor. Son olarak Mari ile aranda 20 metre bulunuyor.

Çevre durumu ise şu şekilde; koşmakta olduğun yer tamamen düzlük bir alan ve önünde veya gerinde hiçbir ağaç bulunmuyor. Sağında ve solunda ise, seyrek de olsa ağaçlar bulunuyor. Bu noktaların içine doğru hareket etmen durumunda ise ağaçlar daha da sıklaşıyor.

[Fushihara Kensei]

Bakalım ne kadar kombine olabilecek benim öğrenciler. Mari'nin medical olmasına karar verdiğim vakit aynı zamanda Fuuki'nin ne yolda gitmesi gerektiğine de bir şekilde karar vermeye çalışacaktım. Zaten şuan yaptıklarımın asıl amacı ilk günün antrenmanı ve seçmeler gibi bir şey olacaktı. Tıpkı takım seçmeleri gibi. Gözlüklerimi düzeltip koşuyordum. O sırada Fuuki'yi gözlemliyordum.

O sırada Fuuki anında peşimden koşmaya başlıyordu. Ani karar verebilmesi hoşuma gitti doğrusu. Hafızamın bir köşesine ekleyeceğim bunu. Mari ise o sırada kendi halinde taş arıyordu. Elbette Fuuki'den hızlı koşuyordum ve aramızdaki mesafe artmıştı. O sırada ne yapacağını merak ederken el mühürlerini fark ettim. Ninjutsu mu yapacak? Derken Katon; Goukakyuu no Jutsu yapmıştı. Bir genine göre oldukça başarılı. Hey dur bir dakika? Elementini ne zaman öğrendi Fuuki? Üstelik seviyesine göre oldukça büyük ve hızlı bir alev topu gönderebilmişti. Fuuki'nin ninjutsu konusunda oldukça yeteneği var. Buna karar vermiş bulunuyorum. Fakat yinede gözlemlemelerime devam etmem gerekiyor.

Goukakyuu, Fuuki'den daha hızlı geliyordu üzerime hatta benden bile daha hızlı hareket ediyordu. Yaklaşık 10 metre kadar mesafe vardı alev topuyla aramda. Fakat yinede aramızda mesafe bulunuyordu. Bunu avantajıma çevirmeye çalışacaktım. Birden bire dümdüz koşmak yerine sağ çapraz önüme doğru koşmaya başlayacaktım. Tahminime göre güdümlü bir alev topu değilse peşimden gelmek yerine dümdüz gidecek ve bende o jutsuyu savuşturmuş olacağım. Fakat her şeye hazırlıklı olmakta fayda var bir yandan arkamı kolluyordum elbette.

Mari ile aramda ise 20 metre kadar mesafe var. Bir hayli uzakta kalmış Mari. sağımda ve solumda seyrek ağaçlar vardı. Sağ çapraz önüme doğru koşarken Fuuki'nin herhangi bir kör noktasında durabilirsem Bunshin no Jutsu ile 3 tane klonumu çıkartacaktım.

[GM - Naruto]

Koşu yönünü sağ çapraz olarak değiştirerek arkandan gelen Goukakyuu'dan sıyrılabiliyorsun. Çok çaba sarf etmeden sıyrılmış olsan da, bu Fuuki'nin Goukakyuu'sunun zayıf olduğu anlamına da gelmiyor elbette. Senin yön değiştirmenle Fuuki de yön değiştiriyor ve ağaçlık alana giriyorsunuz. Her ne kadar ağaçlık alanda Fuuki'nin kör noktası şeklinde bir yer bulmayı amaçlasan da, ağaçların boyutları dikkate alındığında, böyle bir nokta yok gibi görünüyor. Fuuki hala peşinde ve mesafe birkaç metre daha fazla artmış halde. Şu an için Mari ise görüş açında bulunmuyor.

[Fushihara Kensei]

Ağaçların boyutu ile Fuuki'nin kör noktasını bulamıyorum. Ayrıca sürekli hareket halinde olduğu için bir anlığına bile kendimi salmam ufakta olsa bir açık verebilir. Fakat Fuuki'nin kör noktasını bulmadan da Bunshin no Jutsu yapabilirim diye düşünüyorum. Sonuçta jutsuyu yaptığım anda ortaya çıkan sis ile gerçek bedenimi gizleyebilirim. Fuuki ile aramdaki mesafe gitgide açılmıştı. Tempomu biraz yavaşlatarak el mühürlerini yapıp 3 tane klonumu çıkartacaktım. Gerek Fuuki ile aramdaki mesafe olsun, gerek jutsu yapıldığında ortaya çıkan sis olsun kendi bedenimi gizleyebilirim diye tahmin ediyorum.

Bunshin no Jutsu'yu yaptıktan sonra 2 klonumu Fuuki'ye gönderecektim. Kendi bedenim ile Mari'ye doğru hızlı bir depar atacaktım ve 3. klonumu ise ters yöne doğru gönderecektim. Fuuki'nin vereceği tepkileri ise dikkatle izleyecektim. O sırada ise kararımı vermiş gibi görünüyordum aslında. Fuuki, ninjutsu konusunda gelişirse gerçekten önü çok açık bir shinobi olabilir. Bu yüzden onu ninjutsu yolunda ilerleteceğim. Fakat taijutsu yeteneklerinide test etmek istiyorum. Fuuki klonlarıma veya bana ne tepki verirse ona göre son aşamanın son sözlerini söyleyerek günü bitirecektim.

Aslında fena bir tanışma olmadı ha? Her ne kadar aramızda bazı tatsızlıklar çıksa'da halledilebilir şeyler oldukları sürece sorun yok. Birden bire yüzümü ufak bir tebessüm almıştı. Sanki içim aşırı rahatlamış gibi hissettim. Köyümüzün ne kadar güzel çocukları var böyle? Bu köye zarar gelmesini istemem doğrusu. Kami-sama bana liderlik gibi bir lütuf verdiyse bunu köyüm için kullanmalıyım aslında. Düşünsenize? Kami tarafından seçilmiş köyü koruyan gizli kişiler. Tıpkı bir gardiyan gibi. Neden bunları düşündüğümü bilmiyorum. Sadece Fuuki'yi gördüğümde bu kadar yetenekli çocuklara zarar gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. Kim bilir gelecekte neler yapacaklar?

Fuuki'ye doğru klonlarım gidiyordu..

[GM - Naruto]

Üç klon çıkarmak için el mühürlerini bitirdiğinde, oluşan sis bulutu seni saklamaya yetiyor ve bu sayede iki klonunu Fuuki'ye gönderebiliyorsun. Fuuki üzerine gelen klonlara karşı hemen Goukakyuu no Jutsu'yu oluşturuyor ve bir önceki ile aynı boyutta ve hızda bir alev topunu klonlarına gönderiyor. Klonların üzerlerine doğru gelen alev topundan sıyrılabilecek mesafede olsa da Fuuki de ilerlemeyi yine kesmemiş durumda ve iki klonuna doğru, alev topunun hemen ardından koşmakta.

Sen ve diğer klonun ise Mari'nin olduğu noktaya doğru harekete geçiyorsunuz. Ancak ilerlemeniz devam etse de Mari'ye dair herhangi bir iz bulamıyorsunuz.

[Fushihara Kensei]

Mari'yi medical olarak eğitmek ve Fuuki'yi ninjutsu yolunda eğitmek şahsımca güzel seçimler oldu. Hem ikisi için gayet güzel adımlar atacağım hemde uyumlu bir takım olarak yolumuza başlayacağız. Düşündüğüm üzere bu sefer Fuuki'nin taijutsu yeteneklerini test edeceğim. Eğer beğenirsem ninjutsu ve taijutsu olmak üzere iki yol üzerinden de eğitimine devam edebilirim.

2 bunshinimi Fuuki'ye gönderdiğimde el mühürlerinin ardından Goukakyou no Jutsu yapıyordu tekrar. Jutsu yaptığı yetmediği gibi alev topunun arkasından bunshinlere doğru koşuyordu. Bunshinlerim Goukakyou'dan sıyrılabilirdi ve bunu kullanabilirdim. Bunshinlerim alev topunun 2 tarafından sıyrılmaya çalışacaktı. Birisi soldan diğeri ise sağdan. Böylelikle Fuuki'nin dikkati kısa bir süreliğine dağılmış olacaktır diye tahmin ediyorum.

Bunshinlerim sıyrılırken Mari'ye doğru giden bunshinim ile beraber yönlerimizi birden bire Fuuki'nin olduğu tarafa kırıp onun üzerine koşmaya başlayacaktık. Eğer olur da Fuuki'ye yaklaşırsam gerçek bedenimle zıplayarak bir yumruk sallayacaktım Fuuki'nin suratına doğru. Arkadan da diğer bunshinim tekme atmak için pozisyonunu alacaktı. Eğer bu kafamda kurduğum planları gerçekleştirebilirsem Fuuki'ye gerçek bir yumruk ile vurmayacaktım. Bilerek savuşturacaktım. Amacım zaten Fuuki'nin vereceği tepkiyi görmek olacaktı.