Mutfağın sade tasarımı takdire şayandı. Minimal ve optimum şekilde düzenlediğim mutfağım oldukça hoştu. Dolapların içine sıralanmış malzemelerimi aklımdan saymaya çalışıyordum. Acaba neler yapabilirdim? Elimdeki malzemeyle en iyi ramen yapabileceğimi kestirdikten sonra bir tencere bulup ramenin yapımına başlamıştım. Bir kaç sebze, yumurtalar, etler . Tamam her şey hazır, yemeği yapmaya başlayabilirdim. Çevik ve kendimden emin bir biçimde rameni hazırlıyordum. Bu sırada Rin ile havadan sudan sohbet etme girişimlerinde bulunuyordum. Sanki bir şeyler boşlukta kalıyor gibiydi. Tanışık olmamanın verdiği bir havada kalma durumuydu bu gerçi. Fiziksel temaslardan da hoşlanmıyordu, dostane bir şekilde omzunu tutmamla oldukça irkilmişti. Oysa ben oldukça samimi ve fiziksel teması kullanan bir insandım. İnsani ilişkilerimin temelinde temas etmek vardı benim.
Yemek hazır olduktan sonra onları masaya taşımıştım. İçecek olarak ne içeceğini sormuştum Rin'e. Onun vereceği cevaba göre birer içecek dolduracaktım. Sıcak ramenler sıcacık buharlarını saçarken içecekleri de doldurduktan sonra Eh, umarım güzel yapabilmişimdir. demiştim. Onun sandalyesinin tutup oturmasını sağladıktan sonra ben de diğer sandalyeye oturacaktım. Yemeğim oldukça lezzetli görünüyordu.