Olayın şokunu atlatmam fazla uzun sürmemişti ve şimdi sinirden ne yapacağımı bilemiyordum. Ellerim titriyordu. Osui'yi boğup öldürebilirdim herhalde. Ancak tam anlamıyla kıpırdayamıyordum. Gözlerimi üzerimde bulunan kırmızı ceketin üzerindeki çamurdan alamıyordum bir türlü. Osui üzerime çamur kustuktan sonra kahkaha atmaya devam ediyordu ve bu beni daha da çok sinirlendiriyordu. Tam ağzımı açtım bir kaç kelime bir şeyler söyleyip saldıracaktım ki Sora yine araya girdi ve beni yatıştırmaya çalıştı. Üzgün olduğunu söyleyip ceketimi temizleyebileceğimizi söyleyince biraz sakinleşmiştim. En azından artık kafa göz dalmayacaktım yaralı göze. Ceketimdeki çamuru elimle olabildiğince temizlemeye çalıştım Osui orada gülmekten ölmeye devam ederken.
Sora Osui'ye dönüp yaptığının yanlış olduğunu ona anlatmaya çalışmıştı galiba. Açıkçası üzerim bolca çamurla kaplı olduğundan konuşmalarına kulak veremiyordum. Tek duyabildiğim şey Osui'nin bana yaptığı şeyi çok eğlenceli bulmasıydı. Yaptığıyla gurur duyuyor gibiydi. Ne kadar pişkin bir şeydi bu böyle ? Tam anlamıyla bir pislikti bu çocuk ! Gülmeye devam ettiğini görünce ona bir ders vermem gerektiğini düşündüm. Yeniden birkaç kelime söylemeye hazırlandım ki Osui bir anda gülümsemeyi bıraktı. Artık o mutlu, şebek halinden eser kalmamış gibiydi. Tabi yüz ifadesinden bahsediyorum...yoksa kahkahası hafif hafif devam ediyordu. Başını eğdi ve Sora'ya bitkileri hemen toplayıp gitmek istediğini söyledi. Ne oluyordu ? Az önce beni düşürdüğü duruma gülerken şimdi birden morali bozulmuş gibiydi. Sinirim hala dinmemişti ama Sora fazla nazik. Tartışmayı devam ettiremezdim. ''Tabi...ceket temizlenecekse sorun yok demektir. Toplayalım şu otları bir an önce.'' Ceketimdeki çamuru çıkarmaya çalışmaya devam ediyordum bu sırada.