Yatakta birkaç dakika daha oyalandıktan sonra ayağa kalkabilmiştim. Yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde beni yine morarmış göz altları karşılıyordu. Musluktan akan soğuk suyu birkaç kez yüzüme vurduktan sonra kendime gelebilmiştim. Sıradaki durağım salonla bağlantılı olan mutfaktı. Geceden kalan yemeklerin yanında kahvaltılıkla günün en önemli öğününü geçebilmiştim. Doymuş muydum? Hayır. Aç mıydım? Buda hayır. Aç olsam açlığımı hisseder miydim? Tekrar ve tekrar hayır. Farklı işleyen bir metabolizmam vardı. Açlık ve tokluk hissini çok hissettiğimi söyleyemezdim. Fakat günün her anı bir şeyler atıştırabilir halde olup. Aynı zamanda ince kemiksi bir vücuda da sahip olabiliyordum.
Tabakları temizleyip yerlerine kaldırdıktan sonra yatak odamda bulunan dolabın başına geçmiştim. Klasik shinobi üniformalarına ek olarak içime koyu lacivert renkli bir süveter geçirmiştim. Dolabın en derinliklerinde olan ufak sırt çantamı da çıkarmıştım. Bir iki parça yedek kıyafete ek olarak öğrencilerim hakkındaki raporları ve tekrardan mutfağa gidip almak zorunda kaldığım bir iki öğün kadar yetecek ekmek, peynir, zeytin türevi şeyleri de düzenli şekilde çantama yerleştirmiştim.
Kapının arkasındaki askılıktan yağmurluğumu da geçirmemle akademinin yolluna koyulmuştum. Yağmur her zamanki gibi tüm sakinliğiyle ıslatmaya başlamıştı. Kaldığı yerden devam ediyordu denebilirdi. Bugün buluşacağımız öğrencilerime buluştuktan ertesi gün gönderdiğim mesajlarda belirtilmiş olmalıydı.
......* günü öğlen 12'de ikinizi de akademinin önünde görmek istiyorum
-Senseiniz Fujita
Kağıtta 12 olarak belirtmeme rağmen Sensiliğin verdiği sorumluluk yüzünden bir saat önceden akademiye varmış olacaktım. Görevleri aldığımız yere gidip takımımı zorlamayacak tarzda bir görev bakacaktım. Belki görevi almak için yalnış yere gelmiş bile olabilirdim. Ama Sensimden gelen alışkanlığı devam ettirmek istiyordum. O ben ve ölen takım arkadaşlarımı her zaman akademinin önünde toplardı.