"Donuna kadar çıkarıyor işte..." diye mırıldandım Nishi'nin soyunmalı sorusuna. Abisi ile alakalı mırıldanmasına da kıkırdamıştım, sözlerimi bitirmiştim ki bunun abisi bir güzel böğürdü. Ben adam, yaptığı seçime pişman olsun, mutsuzlaşsın istiyorum, inadına seviniyor. İkizlerdeki anlamsız mutluluk bunda da var belli. Baya boş bir ifadeyle suratına baktım. Sonra, beni epey şaşırtan bir şeyden bahsetmeye başladı; hastanede yaşanılanlar. Hatırlatması sebebiyle özür dileyince "Önemli değil..." diye mırıldandım, duymuş mudur bilmiyorum. Aslına bakarsanız önemli çünkü hem hala taze olan bir olay, hala etkisindeyim, hem de o gün babamı ağlarken gördüm, dünyanın en iğrenç görüntüsü olabilir bu.
"C-Ciddi misiniz?!" Diye cırladım şaşkınlıkla, dirseklerimden destek alarak hafiften doğrulurken. Nasıl yani, ikiz bebeler beni korumaya mı çalışmışlar? Genelde birbirlerini korur o sikikler. Tamam, itlik, serserilik konusunda beni ölümüne örnek aldıklarının farkındayım ama, beni korumak gibi bir düşünceye kapılacaklarını tahmin etmezdim hiç. Gururlanmalı mıyım? İçimde nedense hafif bir kızgınlık var, gururun aksine. İkizlere karşı mı, babama karşı mı tam da kestiremiyorum. Babamın bizi defalarca dövdüğünü söylemiştim ama, yaramazlık dışında bu tarz bir şey yüzünden onları pataklaması, sinirlendirdi beni. "Göt herif... Özür dilerim Kimidata-san, ama babam hakediyor şimdi bu lafı. Önce bana sebepsiz yere saldırdı, sonra Miha ve Naka'ya, öyle mi?!" Dirseklerimi bırakıp kızgınlıkla başımı geri koydum Nishi'nin dizlerine. Kimidata-san bağlara değindi şimdi de. Cidden Nishi'nin dediği kadar bağlar konusunda manyak olmalı bu adam. Miha ve Naka'nın bana bağlandıklarını düşünemiyorum. Belki öyledirler ve ben fark edememişimdir ama hiç bir zaman düzgün abilik yaptığım da söylenemez onlara, bağlanmaları için bir sebep göremiyorum. Shinobilik dışında düzgün bir şey de verebileceğimi zannetmiyorum onlara. Fakat, o kadar aile ferdi arasında bir bunlar ses çıkarmış şimdi, çaba göstermeliyim belki de? Zaten Nishi'ye, çaba göstereceğim konusunda söz vermemiş miydim? Göstereyim göstermesine de, iyi bir abi nasıl olunur bilmiyorum ki? Abim Kichirou gibi davranabileceğimi zannetmiyorum: Her şeyi alttan alıp, sürekli gülümseyen, sakin bir Kiyo düşünebiliyor musunuz siz? Ben düşünemiyorum.
Eğitim konusuna da değindikten sonra Nishi'ye laf attı durduk yere Kimidata-san, uzun zamandır göreve gitmediğinden falan bahsetti. Düşündüm de, haklı aslında. Ben devriyeden devriyeye koşup nerede amelelik var yaparken Nishi evde göt büyütüyor hep. Tamam genjutsucu adam, takımsız çalışamıyor da, arada bir düz görevlere katılabilir bence. Abisinin durduk yere laf atması çok gereksizdi ama çok da doğru bir noktaya değindi şimdi, rahatsızlığının önüne evde oturarak geçemez Nishi. "Çok doğru, psikolojik problemlerimiz olmasa bile bir görevin boka saracağı varsa, sarıyor. Bak bana, o kadar zahmet çektim Asakura'daki hana gidene kadar, denetleyemeden geri döndüm! Bir de üstüne takım arkadaşımı kaybettim." Diye ben de üstüne gideyim dedim ama pek dinlemedi. Öküz gibi olmasa da kafamı ittirip mutfağa kaçtı gitti. Tamam lan, hadi itiraf edelim, birbirimiz olmayınca ikimiz de bir bok beceremiyoruz görevlerde. Nishi kadar kesinlikle olmasam da takım arkadaşlarıma ısınamıyorum hiç bir zaman, o takımda Nishi yoksa. "Arada devriyelere falan katıl bence, eğlenceli oluyor aslında. Eğlenceli değil de, ne bileyim yanına kimse gelmiyor en azından. Kendi halindesin ve bir olay olduğunda tüm yetki sende." Diye peşinden seslendim. Kimidata-san, Nishi'yi kendi haline bırakmam gerektiği minvalinde kaş göz yapınca da üstelemeyip, ikizler konusuna geri döndük.
"Yani... Dediğim gibi konuşmak ve dövmek konusunda yardım ederim elbette. Ama eğitimlerine bir şey diyemem. Stillerimizi geçtim elementlerimiz bile farklı onlarla, doton kullanıyorlar. Pek ninjutsuya yanaşmasalar da eşek şakası niyetine kullandıkları bir kaç teknik biliyorlar." Eşek şakaları... Doğrusunu söylemek gerekirse benim şakalarım asla bunlar kadar yaratıcı olmamıştır. Benimkiler genellikle direkt düzeni siker atar tarzda şakalardı. Bunlar ise Miha faktörü sağolsun ince düşünülmüş şakalar yapmayı seviyorlar. Hoş, benim gibi yakıp yıkma amaçlı şakalar yaparlarsa da, benden daha beter oluyorlar. "Kimidata-san... O gün ki davranışları kesinlikle çok düşünceli bir davranış, ama buna kanarak onların sadece iyi niyetine bakmayın. Yaptıkları şakalar oldukça tehlikeli olabiliyor, annem kaç kere sinir krizi geçirdi onlar yüzünden. Bir kere hatırlıyorum da, nasıl becerdilerse musluklardan akan sular yeşile dönmüştü evde. Bütün tesisatı değiştirtmek zorunda kalmıştı babam. Şakalarının verdiği zararı geçtim, kurunun yanında yaş da yanıyor, Miha da dayak yemek zorunda kalıyor!" Dedim mahcup bir şekilde sırıtarak, aynı sırıtmayı cevap olarak aldım. Adam pes etmiyor lan, sinir oldum diyebilirim. Daha ne anlatabileceğimi düşünmek için oturduğum yerde öne doğru eğilip, ellerimi çenemde birleştirdim. Aklıma sadece ikizlerin ne kadar kaotik oldukları hakkında bilgiler geliyor. Kimidata-san'ın işine yarayabilecek bilgim var mı? Aslında, daha çok o sorup ben cevaplasam çok daha iyi olur sanırım. Ah, buldum sanırım.
"Aha! Şey var, görürseniz şaşırıp tırsmayın. Ben ilk gördüğümde bayağı bir tırsmıştım. Miha, medikal bilgilerini hayvanlar üzerinde denemeyi seviyor. Denemekten kastım; direkt kesip biçmek. Zaten ölü olan hayvanları mı seçiyor, yoksa kendisi mi öldürüyor bilmiyorum. Naka'ya da öldürtüyor olabilir, çünkü bir kere ayı öldürüp benim yatağıma yatırmışlardı. Gerçi onu ayılardan tırsıyorum diye yapmışlardı ama güreşir o Naka, koca hayvanla. Her şey beklenir o pisliklerden." Yok, daha fazla şey gelmiyor aklıma. Benim gibi sorumsuz iğrenç bir abinin kardeş bilgisi bu kadar üzgünüm. Gerisini gelen sorulara göre cevaplayabilirim en fazla! Kalktım yerimden ve masayla ilgilenen Nishi'nin yardımına gittim. Yarım saat kadar önce kafamda olan, ama bayıldığımdan beri reçellerin arasında yüzen zavallı saç havlumu alıp banyoya götürdüm ilk başta. Bir yandan da bağıra bağıra konuşuyorum. "Aslına bakarsanız dışarıdan bakınca oldukça uyumlu bir takım: Bir medikal, bir genjutsu ve bir deli taijutsu öğrencisi, başlarında da bu kadar bilgiye rağmen hala heyecanını yitirmemiş siz. Ne diyeyim, umarım göründüğü gibi uyumlu bir takım olursunuz. Tanışmanızdan önce onlarla yapmamı istediğiniz bir konuşma var mı Kimidata-san? Eve yaklaşmam yasak aslında ama Akemi aracılığıyla bir buluşma ayarlayabilirim." Lan bildiğin masayı kırmış mıyım ben yoksa? Kırk beş kilo adamım, ne kadar şiddetle düşsem de o masayı kırmamam lazım, aksine sekip tavana falan değmem gerekli. Dönüp Nishi'ye bakmaya çalıştım, amacım gülümseyerek demin ki rahatsız durumundan çıkarmaktı ama adam tripli tripli arkasını dönmekle meşguldü. Ne ifadesini görebildim, ne de romantikli gülücükler atabildim. Bütün konuşmayı dinlediğine eminim ama!