[Ishi] Takım Kouichi

Moderatör: Game Master

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 17 Şub 2015, 17:50

Kızı yerden kaldırıyorsun. Kaldırdığın anda, suradından aşağı kanların dökülmesi bir oluyor. Burnunun yamukluğuna gözün takılıyor ardından... Kırdın muhtemelen. Kız hüngür hüngür ağlamaya devam ediyor. Suradı toprak, çimen ve kana bulanmış durumda. 30 saniye önceki güzelliğinden eser yok. Ağlamaktan akmış göz kaleminin siyahı, burnundan akan kanlara karışıyor ve yanağından damlıyor. Acil bir durum yok, gitti burun zaten. Yapacak bir şey yok yani o konuda.

Kızı normal bir şekilde kolundan tutup ağaca götürüyorsun, karşı çıkmıyor. Sırtını yaslıyorsun ağaca. Ağlamaya devam ederek yere çöküyor. Hiç bir şey söylemiyor, sadece sızlanıyor koca bir bebek gibi.

Sinirini bozmuyor da değil ağlaması.

Takeru ise kafasını yere çevirmiş, korkudan titriyor. Sanırım benzerini ona yapacağından korkuyor, eğer ses çıkarırsa.

Çantasını yerden alıyorsun Hinako'nun. İçi makyaj malzemeleri dolu. Ayrıca bir miktar para da var. Ki yüklü bir miktar aslında. Alım gücünü 6. seviyeye çıkaracak cinsten, eğer alırsan. Biber gazı ise içinde yok, muhtemelen yere düşmüş. Bir kaç saniye çevrene bakınıyorsun, yerde görüyorsun. Onun dışında çantada sana zarar verecek bir şey yok.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 18 Şub 2015, 02:41

Amına koyayım! çektim. Kızın burnunu o şekilde gördüğümde. Ne yaptın lan yarrak demeden duramadım kendime sonrasında. Evet, ne yaptım lan ben? Kızın burnunun üstünden resmen kamyon geçmiş. Amına koyim, bir tekme ile olacak iş değil bu yav. Burnu lens sanırım, bu kadar kolay kırıldığına göre. Of, kanlar akıyor. Çok kötü durum. Ne yapalım, hak etti bunu. Ama bu kadar fazlasını hak etti demeyeceğim. Çünkü aşırıya kaçmış bir tepki oldu bu. Hem de bayağı aşırı. Ama artık olan olmuştu. Ve olan şey, geri alınamazdı. Şimdi sıra önüme bakmakta. Durumu kontrolüm altına alacağım. Evet, bunu yapacağım. Kesinlikle yapacağım. Ama önce ilk hedefim olarak onu ağaca doğru götüreyim. Bunu yapıyor ve sonrasında bir şeyler düşünüyordum. Akabinde çantasını getiriyor ve içine bakınıyordum. Bayağı bir para, birkaç makyaj malzemesi vardı. Biber gazından eser yoktu. Zaten bu saatten sonra biber gazı olsa da sıkacağını düşünmüyordum. Kız mahvolmuş bildiğin. Şaftı kaymış. Çok çirkin olmuş. Az önce güzeldi bayağı, şimdi çirkin. Hayat garip. İnsanlar daha garip. Tabii ben sıradan bir insandan farklı olduğum için, ben garip değildim. Sadece insanların bazılarından, yani birçoğundan farklıydım.

Her neyse, diyerekten içimdeki o korkunç dürtüyü bastırmaya çalışacaktım. Acaba diyordum, bir tane yumruk atsam yamulan tarafa, düzelir miydi burnu? Harbiden delicesine şu an bunu merak ediyorum. Ama bunu denemeyeceğim. Evet kesinlikle denemeyecektim. Daha fazla zarar vermek yoktu. Kötü bir tanışma merasimi olmuştu. Evet, öyleydi. Ama iplerin benim elimde olduğu ve o ipi sıkmamı sağlayan duruma zemin oluşturanın da Hinako olduğu da bir gerçekti. Bende de suç vardı, kabul ediyorum. Ama suçun büyük kısmı bence Hinako'daydı. Fifty fifty de diyebilirim belki. Sarılma girişiminde bulunmasaydım bunlar olmazdı. Ama sarılmak kötü bir şey değil yani. Sapıklık kategorisine gireceğini sanmıyorum. Hani anca yakınından geçer, teğet geçer öyle. Başka bir şekilde de düşünemiyorum.

Pekala, şimdi bir karara varmalıyım. Ağlayan Hinako sinirlerimi bozmaya başladı. Ama kızın o durumu içimi acıtıyor. Öncelikle ona bir çözüm bulmam lazım. Ama birde it gibi korkmuş ve yine it gibi titreyen Takeru var. O da beni bir hayli sinirlendirse de, sinirlerimi içime atmayı tercih ediyordum. Şu an başka olaylara bulaşmak istemiyordum. Şimdi elimdeki çantadan kurtulayım. Artık fermuarlı mı, düğmeli mi bilmiyorum. Her neliyse, kapatacaktım çantanın ağzını. Sonra Takeru'ya doğru birkaç adım atacak, ve: "Takeru, burada kal. Sana şimdi ödev veriyorum. Yüz tane şınav çekeceksin. Ama on set şeklinde olacak. Yani her sette on kere şınav çekeceksin. Eğer bu programdan sonra halin kalırsa, elli tane de mekik çekeceksin. O da beşli set şeklinde olacak. Eğer anladıysan bir şey deme. Anlamadıysan da, ne anladıysan onu yap. Ama her halükarda kendini pek fazla zorlama. Baktın yapamıyorsun, tıkandın. Üstünü giyin, yaşadığın yere git. Tabii aynı durum sana verdiğim görevi bitirdiğinde de geçerli. Şimdi ben Hinako'yu alp gidiyorum. Benden korkmana gerek yok." diyecek ve kafasını okşayacaktım az önceki gibi. Umarım içini rahatlatmıştır bu konuşma.

Takeru ile işim bittikten sonra, Hinako'ya doğru gidecektim. Önce ceketimi çıkarak ve suratındaki ne var, ne yok temizleyecektim. Ama her bir tarafını. Makyajını da sülüp süpürmesi önemli de değildi. Cekette bulunan her yüzeyi kullanacaktım zaten. Sonra kanlı, gözyaşlı ve muhtemelen salyalı olan yüzü temizlenince: "Doktora gidiyoruz seninle. Ayağa kalkıp yürüyebilecek misin? Eğer yürüyemeyeceksen seni kucağıma alabilirim. Ya da boşver yürümeyi, seni ben taşırım." diyecektim az önce onu yaralayan sanki ben değilmişim gibi. Bu konuşmanın hemen ardından da Hinako'yu direkt olarak sırtıma alacaktım. Kafasını omzumun üstüne koyacak, bacaklarından tutacak ve olabildiğince rahat olmasını sağlayacaktım. Tabii onun da bana tutunması lazımdı. Sonra da köyün yolunu tutacaktım. Tabii gitmemekte ısrar ederse de, zorla götürecektim. Belliydi kendine özen gösterdiği. Muhtemelen burnunun yamuk durmasını istemezdi. Niye istesin ki? Bu saatten sonra itiraz edeceğini de pek düşünmüyorum. Kendini yırtsa da, paralasa da ben Hinako'yu götürecektim doktora. Bu arada çantasını aldım yanıma. Parayı ona ödetirim artık. Zaten fakirlikten, açlıktan kırılıyorum amk. Birde hastane masraflarını kendime kilitleyemem.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 21 Şub 2015, 00:08

Takeru korkarak "Tamam efendim! Halledeceğim efendim." diyip söylediklerini yapmaya koyuluyor. Hani, geberene kadar şınav çek desek, çeker, 2 gün sonra cesedini kaldırırsın burdan, o derece. Bu çalışkanlığından ziyade korkusundan ve silikliğinden geliyor lâkin.

Hinako ise hiç bir tepki vermiyor onu sırtlamana. Ağlamak dışında tabii. İstediğin gibi kızı tutamıyorsun, onun yerine pozisyon değiştiriyorsunuz. Piggyback modunda köye doğru ilerlemeye başlıyorsunuz.

İlk dakikalarda ağlama kulaklarını parçalıyor. Ensen akan kandan mütevellit ıslanıyor, hissediyorsun. Git gide ağlamalar yavaşlıyor, en son da acı iniltilerine kendini bırakıyor. Yolda hiç bir şey söylemiyor. Gözlerinin altı ağlamaktan morarıyor ayrıca, şöyle omzundan arkaya baktığında.

Birazdan köyün kapılarına varacaksınız.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 23 Şub 2015, 14:19

Durumlar karışık. Canım da sıkkın. İşin aslı böyle bir şeyi hiç düşünmemişim. Nerelere geldik, ne yaptık ye allam ya. Takeru ibnesine verdiğim talimatın ardından, yapacağın diyerek karşılık alıyordum. Birde onunla uğraşmadığım için sevindim. Ve dolayısıyla koca bir oh çektim. Abi düzgün bir şey olmuyor bugün. Yani Takeru korkağının da böyle bir davranış içine girmeyeceğini düşünmemek de elde değil. Az önce it gibi korkuyordu. Korktuğu için bir şey diyemez falan diye düşündüm. Ama ona yaşattığım korku sanırım çok daha fazlaymış. Ortada bir korkutma faktörü, birde korkak Takeru var. O faktör ben olduğum için sözlerim de değerli olabiliyor. Tabii artık Takeru'yu korkuyla yöneteceğim anlamına geliyor bu. İlk izlenim her şeyden önce en önemlisidir. Ki benim Takeru'ya verdiğim izlenim, çok güzel değildi. Gözünde bir canavardan farkım yok gibi bir şeydi sanırım. Gözünün önünde takım arkadaşının burnunu kırmıştım amına koyim. Daha ne yapacaktım. Hem de hemen sonrasında çığırarak arabacıyı kovmuştum. Ulan keşke kovmasaydım, Hinako'yu öyle taşırdık. Neyse, sırtıma aldım Hinako'yu, istikamet köy. Takeru'nun da görevimi yerine getireceğinden eminim. Aptal kendine zarar falan vermezse iyi. Zaten onun yüzünden yere de kapaklandım. Yeter bu kadar Takeru muhabbeti. Sonrasında ona çok değineceğim. Çok zaman geçireceğiz zaten. Şimdiden bu kadar üstelemenin hiç alemi yok gibi bir şey. Yok yani, niye bu kadar üstünde durduysam. Tamam antrenman yap dedim, o da hay hay efendim dedi. Olay bundan ibaretti. Başka bir şey de yoktu. Ama bir şey falan yapar bu salak kendine, beklerim yani. İşim bitince yanına mutlaka uğrayacağım. Güvenemiyorum yani. Bir şey de olabilir, o yüzden mutlaka gidiceğim yanına işim bittikten sonra. Çocuğun birkaç gün sonra ölüsünü falan buluruz, çok üzülürüm. Sonuçta öğrencim ve tanıştığım biri. Artık benim bir parçam gibi bir şey. Öyle ha deyince kesilip atılacak bir şey de değil.

Takeru'yu siktir edeyim de, Hinako sırtımda yürüyoruz öyle. İşin aslı ben yürüyorum, o sırtımda. Pek ağır olduğunu kastetmiyorum, ama insan sonuçta ağır. Tabii benim gibi birini etkilemiyor fazla bu durum. Sonuçta güçlü ve de kuvvetliyim. Bana vız gelir, tırıs gider yani. Pek siklemiyorum bu durumu. Fakat siklediğim bir şey varsa, o da kulaklarımın içinde yankılanan o ağlama sesidir. Beynim bana inat olsun diye sanki, 5 kat büyütüyor sesi. Öyle duyurtuyor bana. Öyle bir piçliği de var yani. Psikolojik midir nedir, bilmiyorum da, ağlama sesi her zamankinden çok daha sinir bozucu. Alnımın üstünde bulunan damarları ortaya çıkaracak yani, o derece. Ama tabii ben kendime hakim olabiliyordum. Sonuçta kızın ağzına sıçtım. Bu kadarı da ona olan borcum. O yüzden bir şey demeyeceğim. Buna bir şey demeyeceğim, ve ensemden sırtıma doğru akan kanın o hissettirdiği iğrenç hisse de bir şey demeyeceğim. Demeyeceğim ulan, demeyeceğim! Hay amına koyim ya. Biraz daha idare etmem lazım. Zaten birkaç dakika sonra kan da duruyordu, ağlama da. Ben de beynimin sikildiği ve ensemin ıslandığı ile kalıyordum. Kan ile ıslanmış bir ense. Acayip durur yav. Ama önemi yok, bir an önce işimi bitirmeye odaklanmalıyım. Sonrasında da Takeru'ya bakıp, evime gitmeliyim. Yoruldum yani. Psikolojik olarak, moralmen yoruldum. Birde çok sıkıldım. İlk günden bu kadar şey bir insan olarak bana fazla. Bir daha ki olacak bulaşmalarda böyle bir şeye izin vermemeyi planlarım dahilinde tutacağım. Hatta üst sıralarda olacak. Asayişi sağlamam lazım. Yoksa bu çekilecek dert değil arkadaş. Çekemem bunu. Böyle bir şey zaten tekrarlanmazdı da, buna benzer şeyler olabilirdi. Asi ve isyankar tiplere bürünmesine izin vermeyecektim öğrencilerimin. Ben öğretmeniyim lan onların. Bana saygı da kusur etmeyeceklerdi. Tabii ben de aynısını sevgide yapacaktım. Ama ilk onlar gösterecekti saygıyı, ki hak ettikleri sevgiyi görsünler. Benim düşüncem böyle işte.

Neyise, devam yola. Kız durmuştu, ama hala değişik sesler çıkarıyordu. Canı yanıyor diye yapıyordu bunu sanırım. Zaten gözlerinin feri sönmüş, altları hep morarmıştı. Resmen kız az önce allahın lütfü iken, şimdi allahın cezası olmuş. O değil de fark çok yani. Makyajın etkisi varmış da, kaybolunca değişti suratı. Ama yüzünün dağılması, burnunun yamulması en büyük etken. Zaten gözleri de keş gözü gibi olmuş. Aman, neyse ne işte. Üzerinde fazla düşünmeyecektim. Bunu güzel diye yapmıyordum. Öğrencim diye yapıyordum. Ve büyük oranda sorumlusu benim diye. İşte o yüzden yani. Zaten köye de az kalmış gibi. Kapıları görüyor gibiyim. Köye giriş yapacaktım. Tabii kapıda birileri falan olabilirdi. Bilmiyorum olur mu, olmaz mı da, eğer ki olursa ulaştığım zaman: "Benim öğrencim oluyor kendisi. Bir antrenman kazası. Hemen gitmem lazım. Gördüğünüz gibi ensem falan kan içinde. Doktora yönlendirirseniz beni sevinirim." diyecektim. Sonrasında da koşar adım bana doktorun yönünü gösterirlerse, doktora doğru gidecektim. He gösterlermezse yine yavaş olmayacak bir şekilde hareket edecektim. Doktor falan arayacaktım gözümle. Halktan insanlara soracaktım. Bir şeyler yapacaktım yani. Boş durmayacaktım, sürekli hareket edecektim. Boş durmak bana haram şu iş bitene kadar.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 24 Şub 2015, 00:14

Kapıdaki Chuunin "Yani hastaneye götürün isterseniz. Sokakta doktor dolaşmaz benim bildiğim... Yani, heralde." Eleman da olayın ciddiyeti ile biraz afallıyor, durumu en kısa ve kolay bir şekilde kotarmanın hastaneye gitmek olacağında karar kılıyorsun.

Hastaneye varıyorsun, acil kısmına ilerliyorsun ana giriş yerine. Acil girişi uzunca bir koridor, çeşitli acil bakım ünitelerine ve hemşirelere ev sahipliği yapan. Dışarısı ne kadar turuncuysa, burası da o kadar beyaz. Girişte bir hemşire karşılıyor seni. Durumu anlatıyor ve Hinako'yu teslim alıyor senden. Sorumlusu sen olduğun için ise, acilde beklemeni istiyor. Sandalyelerden birine geçip oturuyor ve beklemeye başlıyorsun Hinako tedaviye alınırken.

Acil hemen hemen boş, ilerki sedyede oturan bir Shinobi var sadece, kolundaki derin bir yaraya bir hemşire tedavi uyguluyor. Tedavisi bitince başka bir odaya alınıyor. Yalnız kalıyorsun.

15 dakika kadar yalnız bekliyorsun. "Kouichi, naber la?" Tanıdık bir ses ile kafanı kaldırıyor ve sesin sahibine bakıyorsun, Jounin Akiya Takashi. Takashinobi falan dedirten kendine, millete biraz alay konusu olan tipleme. Tanıyor herkes onu, sen de tanıyorsun.

"Ne dicem. Sen git evine şimdi. Halledicem ben bunu. Hadi baş baş. Takeru'yu da evine gönderdik. Siktiret onu da yani. Kasma. Hadi. Eve git uyu biraz." İki elini tavuk kışkışlar gibi yolluyor seni, bir Jounin'in lafına da karşı gelmek istemiyorsun.

Aynı günün akşamı evine bir mektup geliyor.

Mektupta takımın senden alındığına ve kaptanlık lisansının iptal edildiğine dair bilgiler var. Yani bir daha kaptanlık alamayacaksın, şu anki takımın da başkasına verilecek. Ayrıca 1 aylığına da ninja lisansın askıya alınıyor, rutin devriye ve eskort görevlerine çıkamadğından ekonomik olarak batıyorsun biraz.

Bunlar dahilinde, 3 ay süresince köyden çıkman da yasaklanıyor. Gelir seviyen 3 - Düşük Gelirli 10/10 oluyor, imzanı güncelleyebilirsin.

Kapalı konu
Şimdik şöyle, şu anda ninja lisansın var, hani o 1 aylık süreyi otomatik atladık. lâkin 2 aylık bir süre daha var, o süreyi geçirmek için köy içinde 1 tane GM'li konu bitirmen gerek. GM yeterli bulursa süreyi atlatır. Bu konuya da son bir RP yap bitirelim. Ödül yok ne yazık ki.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 24 Şub 2015, 03:08

Şimdi bana sorsalar, yaptığından pişman mısın diye. Cevabım kesinlikle hayır olurdu. Abi ben nasıl biriysem öyle davranırım. İkiyüzlülüğün lüzumu yok yani. Şimdi bu çirkin kızı hastaneye götürmeye bakayım. Ki bu düşünceler ile köyün girişindeki kapıda bulunan shinobilere sorumu yöneltiyorum. Doktor nerede diye. Basit bir soruydu. Hem de oldukça basit bir soruydu. Ki amın oğlu böyle bir basit soruya cevap veremiyordu. Aptalın önde gideniydi. Koyduğumun salağı ya. Sinirlerime hakim olamayacağım, yapıştıracağım tekmeyi, tokadı. Ama iyiyim şu an. Devam ediyorum hastaneye doğru. Tabii sonunda da hedefime ulaşıyordum. Acilinden giriş yapıyordum. İnce var burada. Anladınız mı bilmiyorum, ama acil kapasından giriş yapıyorum. Fakat bende acele ettiğimden, acilinden bir giriş yapıyorum. Bir taşla iki kuş hesabı. Sanırım anlamadınız, ki sizden bunu da beklemiyordum ben. Normal yani. Her neyse, cidden acilden giriş yapıyordum. Sonra beyaz fayansların yarattığı o değişik his ile koridorların içinde yürüyordum. Pek fazla gelmezdim buraya. Kokusu ve görünüşü benim için çok farklı gelirdi. Sanki evrenler arası yolculuk yapmışım da, hiç bilmediğim bir yere gelmişim gibi hissederdim. Ki hala da öyle hissetmeye devam ediyorum.

Koridorun verdiği o boktan hissi siktir edeyim de, hemşire geliyordu önüme işte. Ona Hinako'yu veriyordum. Sonra olayı anlatıyordum. Hem de eksiksiz bir şekilde. Sanırım tam bir salağım ben. Çok dürüst bir insanım da sanki, ne var, ne yok anlatıyorum. Ayrıca bu beni dürüst yapmaz, aptal yapar. O yüzden kafamı sikeyim. Ama artık iş işten de geçti. Her şeyi anlattım. Yapacak bir şeyim de kalmadı. En iyisi oturayım. Ve oturuyordum, bekliyordum biraz. Hala aklımda Takeru var tabii. Biraz zaman geçiyordu sonra. Ne kadar geçiyor, tam olarak da kestiremiyordum. Zaman algım da yer yer bozulmalar meydana geliyor zaten. Ama önemli değil bu zaman algısı şeysi. Zaten boş da kalmıyordum. Bir orospu çocuğunun ses dalgaları kulağımdan içeri girip, beynimce değerlendirilip sese dönüşüyordu. Ve ben de o ses dalgalarının yorumlanmasından sonra kim olduğunu anlıyordum. Sevmediğim biriydi o kişi. Maldı çünkü, o yüzden sevmezdim. Bütün köy bununla taşak geçse az gelirdi buna. Aptal bir insan çünkü. Takashi konuşuyordu, utanmadan devam ediyordu. Bir şeyler saçmalıyordu işte. Çıkarım yapmaya çalışmayacaktım. Ama gitmemi istediğini anlamıştım. Ki zaten canım sıkkın, moralmen sıfırdım. Karşı koyacak hissiyat düzeyine de sahip değildim. Bu yüzden itiraz edemeden, götüme koyulan tekmeyle postayı yiyordum. Normalde itiraz eder, hır çıkarırdım. Ama bugün farklıydı biraz. Niye farklıydı bilmiyorum. Önce hemşire olayı, şimdi de bu. Ne yapalım ya. Ters tarafımızdan kalkmışızdır o zaman. Yapacak bir şey yok yani. Olan oldu. Kendi kuyruğumu kıstırdım.

Pekala, şimdi istikamet ev. Gidip dinleneyim. Yoruldum biraz. İşin aslı bayağı yoruldum. Ki eve girer girmez koca bir oh çekeceğim de gerçek. Ki öyle de oluyor. Eve geçiyorum, çorapları çıkarıyordum önce. Çoraplar beni en çok sıkan şey. Sevmezdim pek çorap giymeyi. Ama toplumun dayatmalarından biri. Ayrıca işe de yarıyor. Çorabın ardından diğer giysiler, sonra banyoya giriyordum. Banyodan çıkıp, odama giriyor ve biraz zaman öldürüyordum. Direkt uyumuyordum. Ki böyle akşam oluyordu.

Akşam olunca benim adıma bir mektup geliyordu. Benim adıma pek mektup gelmezdi. İşin aslı eve pek mektup gelmezdi. Her neyse diyerek mektubu alıyordum ve içini açıyordum. Hayatım boyunca unutamayacağım bir manzara ile karşılaşıyordum. Resmen beni aşağılamışlardı. Shinobilik lisansıma el konulmuş. Artı takımım alınmış. Hani daha ne yapabilirlerdi bana. Geçen görevde büyük bir pisliğe bulaştırmışlardı beni. Sonrasında da biz elimizden geleni yapmıştık. Ve elime geçen şey para cezası olmuştu. Niye para cezası almıştım ki? Siktiğim köyü, sömürecek başka birini bulamamış da, benim parama mı göz dikmiş. Yok abi, ben şu saatten sonra bu köy adına hiçbir shinobilik işinde bulunmam. Sıkıldım köyden. Bağlanmaya çalışıyordum her şeye rağmen. Ülke, millet kavramına önem vermesem de, ama tak etti artık. Sıktılar boğazımı, vurdular böğrüme böğrüme. Zaten babam bunların gönderdiği görevde ölmüştü. Sırf babamın sözlerini defalarca hatırlar olduğum için burada, bu köyde bir shinobi olarak devam edebilmiştim. Babamın ölümün sorumluluğunun onlara ait olduğunu unutarak. Buna göz yumarak. Yaşayan annem için ve ölen babamın düşünceleri için. Sevip, saydım burayı. Annem ve babam burada doğduğu için ve burada yaşadıkları için. Sonra bir yolda yürümeye karar verdim. Daha önce vazgeçmeye bir kere daha karar vermiştim. Ama o zaman sözümden döndüm. Bu köyde shinobilik serüveni de buraya kadarmış. Artık daha çok getirisi olan işler yapacağım. Kimi kandırıyorum, bu köyde daha fazla duracağımı bile düşünmüyorum. Ama durmayı deneyeceğim. Sonumu ne kadar merak etsem de, bu sonun kötü olabileceğini tahmin etsem de görecektim o sonu. Kaderimi bu yolda, ben çizecektim.




Kısa süreliğine el konulan shinobilik lisansım geri dönmüştü. Ama ben mektubu aldığım gün karar vermiştim. Artık bir ninja olarak devam etmeyeceğim. Bu yüzden elime kağıt ve kalemi alıyordum. Pek bir şey yazma gereksinimi duymuyordum. O yüzden şöyle kısa bir şey yazacaktım:

Ishigakure Yetkililerine,

Son olan olaylardan sonra, shinobiliği bırakmaya karar verdim. Artık başka mesleklere yöneleceğim. Şu anlık hedefim zanaatkarlık. Bu yüzden lisansımın yok edilmesini, yani sınırsız olarak rafa kaldırılmasını istiyorum. Maruzatım bu kadardır.


Bunu yazdıktan zarfa lisansımı da koyup, yollayacaktım. Artık buraya kadardı. Ben elimden gelen her şeyi yapmıştım. Sonucu buymuş demek ki. Yapacak şeyler vardı. Ve yaptım, oldu, bitti. Bu kadar basit.


Out: Aslında gelir durumum, 4 - 5/10 idi. Ben güncellemeyi unutmuştum. Onu şimdi güncelledim. Yani şu an ki gelir durumum 2 - 5/10.

Out2: Bu arada yanlış anlaşılma durumu olmasın. Rp'ye devam ediyorum. Tabii Kouichi ile. 8-)
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Takım Kouichi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 24 Şub 2015, 03:37

Konu sonlanmıştır.

Shinobiliği bırakma baabında, böyle bir durumla daha önce bir yetkili olarak ben karşılaşmadım, lâkin bu tarz durumlar karşısında köyün nasıl bir tavur takınacağı az çok belli.

Herşeyden önce ninja lisansı size Jutsu kullanımı ve öğrenimi izni sunuyor, Akademi'yi ve içerisindeki tesisleri kullanabilir oluyorsunuz, istediğiniz kadar silah taşıma yetkiniz oluyor vesaire. Şimdi normal şartlar altında "Karakteri silelim, yenisini yaratın." derdim, lâkin devam edeceğim diyorsunuz. Zor olacak, biraz çıkıntılık yapıyor gibi görüneceğim lâkin aşağıdaki olaylar geçerli sizin için şu andan itibaren;

  • Tüm ninja ekipmanlarınızı geri teslim edeceksiniz.

  • Eğer özel silahlar aldıysanız el konulacak.

  • Herhangi bir silah taşımanız sivil yasalar gereği yasaklanacak. Evinde bulundurabilirsin, o ayrı mesele, kendini korumak adına. Eğer bir silah taşırken yakalanırsanız para cezası var.

  • Jutsu kullanmanız, öğrenmeniz yasak. Gelişim başlığını kullanabilirsiz, hani gizli öğreniyorsunuz varsayılacak. Farkedilme gibi bir durumunuz yok. Ama bir yetkili sizi Jutsu kullanırken görürse cezası var.

Bunun yanında bir sivil olduğunuz için köyden izin almadan çıkabiliyorsunuz, o konuda bir sıkıntı yok. Fakat şu 2 aylık köyü terketmeme olayı hala geçerli.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Önceki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron