Kadına kendimce laf soktuktan sonra hiç beklemeden Taki'nin evinin yolunu tuttum. Gavat iyi tarif etmiş herhalde ki bulmam çok uzun sürmedi. Tabela da epey yardımcı oldu tabii. Fuuki'nin evinden iyi olsa da Taki'nin evi de minik bir şey. Fakirler... Yine bunların bahçesi falan var, öteki özürlü ne yapsın, salak salak camdan bakıyor. Hıhıh... Işıkları da yanıyor evin, herhalde daha ölmemişler. Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim...
İşte böyle ölmemişler falan derken bir çığlık yankılandı boş sokaklarda... Demek ki gelmiş... Komşular, uyanın, olay var. Ulan bu köylülerin hiçbiri de ihbar falan etmez ki, bana bir şey olmasın diye duymazdan gelecekler. Yine bana kaldı ihale... Başa gelen çekilir, yapacak bir şey yok.
Derin bir nefes aldıktan sonra koşarak içeri daldım. Beni, Fuuki'nin evinden pek de farklı bir manzara karşılamadı. Yine masa, minder ve öteki eşyalar var ortalıkta. Ha, bir de Taki'nin ve karısı olduğunu düşündüğüm dişinin cesetleri. Bir de cesetlerinin başında duran bizim yavşak Yamato... Tekrar düşündüm de biraz farklıymış... Bu amcık Yamato'yu ilk gördüğümüzde ağzını burnunu kıracaktık, hata bizde, vücudundan anlamamız lazımdı bu elemanda bir işler olduğunu. Utanıyom, Taki usta-kuğun, miymiymiy... Neyse, en azından Taki ve karısı ölmüş. Bu kadar aptal olup bu yaşa nasıl gelmişler o da ayrı bir mesele zaten.
Yamato'daki karizmaya bak lan, şekil yapmış. Uzun eldivenler, çizmeler falan. Saçları falan da taramış, helal olsun. İbne, yiyecek gibi kesiyor beni. Gözleriyle soydu, yedi beni yani... Pis homolar! Bak hele, biz anlamadan sırra kadem basacakmış. Nah basarsın. Oishi'nin olmadığını fark etmesi kötü oldu ama... Bekleyeni de varmış. Yine ne işlere bulaştık arkadaş...
Aslında elemanla muhabbet etmek isterdim ama ne yazık ki kendisinin böyle bir niyeti yok. Yapacak bir şey yok, sorguya falan çekerken iki laf ederiz daha sonra.
Yamato sözlerini bitirince hafiften tüylerim ürperdi. Taki'nin ve karısının cesedi pek etkilemedi de uzun süredir hayatımı ortaya koyduğum bir oyuna dahil olmuyordum. Soğuk ürperti omurgamdan aşağı doğru devam ederken kendimce küçük bir plan hazırladım. İyi bir dövüşçü sayılmam ve benim tersime Yamato benden daha kapasiteli bir dövüşçü gibi duruyor. Ayrıca silah olarak da benden üstün. İşe yarayacak mı bilmiyorum ama çantamdaki misinayı ellerime saracağım. Zincirli silahlarla, wakizashi gibi kesici silahlara karşı efektif biçimde dövüşüldüğünü görmüştüm, misinam pek kaliteli olmasa da az buçuk aynı işlevi görebilir. Ayrıca memlekete kaliteli mal girmediği için Yamato'nun elindeki wakizashi de dandik olabilir. Misinayı ellerimi ve kollarımı rahat hareket ettirebilecek ama istediğim zaman da misinayı gerebilecek bir şekilde saracağım ellerime. Tabii çabuk olmayı da unutmayacağım. Olduğu kadar... Yamato'nun bu anı değerlendiremeyeceğine güveniyorum...
Elimde Yamato'yu etkisiz hale getirecek ya da zor duruma sokacak bir teknik yok, ona saldırsam da bir şey değişmeyecekti. Açık konuşmak gerekirse en iyi seçeneğim zaman kazanıp Yamato'yu Oishi'yle beraber etkisiz hale getirmeye çalışmak. Yine de bunu bir strateji olarak kullanamam, durumun akışına göre yeni kararlar vermem gerekecek büyük ihtimalle. Şimdilik elimdekiyle yetinmek zorundayım...