gönderen Oushoku Kouki tarih 02 Mar 2017, 00:04
Küçük evcilik oyunları tam gaz devam ediyordu, hancıdan aldıkları tepkilere bakıldığında da oldukça başarılıydılar aslında. Nikko da duruma ayak uydurmayı başarmıştı, Kouki'nin elini sıkıca kavramış ve gülümsemişti kıza. Bu tür bi gülümsemeyle hiç karşılaşmamıştı Kouki evde. Çocuk genel anlamda güler yüzlü bir çocuktu, pek somurtmazdı. Pek çaktırmasa da bu hoşuna gitmişti kızın. Nikko'nun pislik akan sırıtışlarına bu gülümsemeyi tercih ederdi. Çocuk mutluluktan, mutlu etmekten bahsediyordu. Acaba gerçekten bir gün bile olsun bu kızı mutlu etmeyi düşünmüş müydü ? Yoksa varsa yoksa pislik çıkartayım, babanın gözüne gireyim, kızı kim takardan mı ibaretti. Kouki daha önce hiç merak etmediği bu şeyi fazlasıyla merak etmeye başlamıştı bir anda. Çocuğun gözlerine gözlerini kitlemiş bakarken bir cevap arıyordu. Oldukça anlamsız bir soruya, anlamsız bir cevap. Bir cevap bulsa ne değişecekti ki ? Nikko gerçekten onu düşünüyorduysa ne değişebilirdi, yıllardır birbirlerine yaptıkları şeyleri, birbirlerine zindan ettikleri yaşamlarını bir anda silip sonsuza kadar en iyi arkadaş mı olacaklardı ? Bu Kouki için pek mümkün olmayan bir opsiyondu. Kendini bir anlığına kaptırdığı bu gereksiz romantizmden sıyrıldı, gözlerini başka bir yere, hancıya çevirdi. Adamdan istedikleri cevapları da alınca Nikkodan uzaklaştı. Bunu bir anda yapmadı tabi ki, çevresindeki insanlardan utanıyormuşta o yüzden sevdiceğinin kollarından ayrılmış gibi. Terlemiş elleriyle masanın üzerindeki yüzüğü aldı ve vişne suyunu yudumladı.
Hancıya teşekkür edip onlara gösterilen masaya geçmişlerdi. Bu sırada Nikko'nun kolunun altında olmaktan hiç hoşnut değildi, çocuk rol icabı kolunu kızın omzuna atmış bir de iyice kendine çekmişti. Lakin sesini çıkartmadı. Tüm hanın gözü önünde genç aşıklardan birbirini tersleyen iki kişiye dönmeleri hoş olmazdı. Çocuğun rolünü oynamasına izin verdi, ama kendisi ekstra bir şey yapmadı gülümsemekten başka. Elini tutarak yeterince fiziksel temas kurmuştu zaten, fazlasına gerek yoktu. Adamın hoş görüsü sadece bir bardak meyve suyuyla kalmamış, yiyecek ve içeceklerle devam etmişti. Adı gibi biliyordu Nikko'nun birazdan tüm bunları mideye indireceğini. Önlerine koyulan küçük atıştırmalıklardan bir parça kurabiyeyi de Kouki aldı eline, kurabiyeden bir parça ısırık alırken karşılarındaki bir masadan bir tebrik gelmişti. İçkilerini kaldıran adamlara gülümsedi kurabiyesini kaldırarak bir nevi teşekkür etti. Bunu rol olarak değilde bir anlık refleksle yapmıştı ama çaktırmadı Nikko'ya. Küçücük handa hemencecik yayılmışlardı nişanlı oldukları. İşçilerin tepkileri, babasının, annesinin ve diğer tüm aile üyelerininkilerden daha sıcaktı. Böyle olması fazlasıyla normaldi tabi ki, işçilere göre bu nişan tamamen aşktan ibaretti, seksist bir babanın kendince kurduğu bir iş anlaşması değil. Merak etmeden edemedi, acaba gerçekten Nikko ile birbirlerine aşık olsalar babasının tepkisi ne olurdu ?
Adamı beklerken bir plan yapmak zorunda olduklarını biliyordu Kouki. Adamı direk sepetleyip götürmek istemiyordu. Hem bu kibar hancının mekanına zarar vermekten, hem de işi gereksiz şiddetle çözmekten kaçınmak istiyordu. Yaptığı teknik hala aktifti, Odasaku'yla konuşmayı deneyebilirdi. Fakat konuşurken oldukça dikkatli olmalıydı, Zeni ailesinin adını kullanmayı düşünmüyordu. Bu küçük handa sözün ne kadar hızlı yayıldığını düşününce köy meydanında "ZENİ AİLESİNİN BİR KASASI SOYULMUŞ!" diye bağırmaktan farksız olurdu ailenin adını geçirmek. " Nikko." dedi, bu sırada elindeki kurabiyeyi masaya koydu. Az önceki sevimli tatlı kızdan eser yoktu ses tonunda. " Adamla önce konuşmayı deneyelim, işbirliğine ikna etmeye çalışalım, vereceği bilgilerden memnun olacağımızı, zengin ve güçlü bir ailenin bu bilgiye büyük ödül vereceğini falan söyleyelim. Fakat ailenin adını asla ve asla kullanmayalım." dedi fısıldayarak. Sonrasında bir kaç saniye bekledi ve devam etti aynı kısık ses tonuyla. " Eğer ki işbirliğini kabul etmezse... o zaman güç kullanmaktan başka seçeneğimiz yok. " dedi.
Bu sözlerinin ardından bir müddet daha geçmişti, Obura hala ortalıkta yoktu. İçeriye bir kaç kişi gelmişti, fakat hiç biri bekledikleri kişi değildi. Adamı beklerken bir şeyi daha da farketti Kouki. Ru da ortalıkta yoktu. Onlar girdikten kısa bir süre sonra gireceğini söylemişti çocuk. Fakat şimdi onu aramaya gidemezdi. Zaten yeni yetmede olsa bir shinobiydi, kendini korumasını biliyor olmalıydı. Yine de çocuğun bir an önce içeri girmesini istiyordu Kouki. Hayır çocuğu önemsediğinden falan değil, eğer ki bu görev sırasında çocuğun başına bir şey gelirse bırakın kasaların nasıl ortaya çıktığını bulmak, soyanların yedi sülalesini getirseler faydasızdı. Dikkatini toparlaması gerekiyordu. Bu potansiyel problemle daha sonra ilgilenmesi gerekiyordu. Tüm dikkatini açılan kapıya yönlendirdi. İçeriye kısa boylu genç ama genç demeye bin şahit ister bir adam giriyordu. Aslında kapıda birileriyle bağırışıyordu. Gözlerini kısarak olanları takip etmeye başladı Kouki. Mevzu pek uzun sürmedi, adam içeri girmiş, kapıyıda arkasından kapatmıştı. Adam handaki son boş masaya otururken Kouki'nin gözü hancıdaydı. Hancı, bekledikleri işareti vermişti. Kız derin bir nefes aldı ve masasından kalktı. Yüzüne yine bir gülümseme kondurduktan sonra Obura'nın masasına doğru hareketlendi. Masaya vardığında, oturmak için izin isteyecek, adamın cevabına aldırmaksızın oturacaktı. Oturduktan sonra adama biraz yaklaşacak, yüzüğü masaya koyacak ve sadece bu masadakilerin duyabileceği bir ses tonuyla, " Obura-san, bu yüzüğü sizin yaptığınızı biliyoruz. İnkar etmeye çalışmayın çünkü inkar etmenizi yada korkmanızı gerektirecek bir durum yok. Sadece yanlış insanlarla iş yapmış durumdasınız fakat bu durumdan kurtulmak için hala bir şansınız var. Sizden tek bir ricamız var, bu yüzüğü kim yada kimler için yaptığınız bilgisi. Bize bunu söyleyin bizde gidelim, basit değil mi ? Bu yüzüğü size yaptıranlar hiç çatışmak istemeyeceğiniz güçlü insanlarla çatıştılar. Eğer bize yardımcı olursanız, bu işin sonunda gerçekten zamanınıza değecek bir şeyler elde edebilirsiniz bu "çatışmamanız" gereken insanlardan, bu yüzük için size ödenenden daha çok para, kadın yada istediğiniz başka bir şey." cümlelerini mümkün olduğunca soğukkanlı bir biçimde söylemeye özen gösterdi. Adamın gözlerine gözlerini kitlemişti. Bu masadan istediğini almadan kalkmayacaktı Kouki.

In loving memory of...