Dazai, Nawanuke'yi başlatıyor ve chakrasını ellerine aktarıyor. Ellerinin açılması bir 15-20 saniye sürüyor. Elleri açıldıktan sonra, elemanın bakmadığından emin olduğu bir anda hemen Odasaku'ya yaklaşıyor ve elini boğazına sokuveriyor aniden. İçerideki diğer tutsaklar sizi dehşetle izliyor.
Dazai, bir kaç saniye uğraştıktan sonra Odasaku'yu kusturmayı başarıyor. Sabah ne yediyse, Odasaku oracığa döküveriyor sert bir koku ile. Hiç iyi hissetmiyor kendisini şu an, fakat çabuk toparlıyor kendisini. Lâkin bir şey çaktırmamak adına bitkin bir rol takınmaya başlıyor. Dazai de hemen ellerini arkada birleştiriyor ve bağırmaya başlıyor.
Eleman zaten kusma sesini duyunca dönmüş oluyor ve Odasaku'nun kusmasını görmesiyle Dazai'nin bağırması bir oluyor. Eleman şimdilik olayı yutmuş gibi; hemen demirlere doğru koşturuyor. "Geri çekilin! Kimse yaklaşmasın!" Bir tantou çıkartıyor önce cübbesinin altından, ardından anahtarla açıveriyor kapıyı. Tantou eski ve çok keskin durmuyor, muhtemelen bir değeri de yok gibi. Kalitesiz bir şeye de benziyor zaten.
Eleman kendinden geçme rolü yapan Odasaku'ya doğru eğildiği anda, Dazai hemen onun üzerine atlıyor. Bir çırpıda onu yere yığıyor. Eleman elindeki tantouyu ona doğru savurmaya çalışsa da, beceremiyor. "Lanet olsun... Seni küçük orospu çocuğu!"
Dazai elemanın suradı yere gelecek şekilde ters çeviriyor ve ellerini arkadan zaptediyor. Eleman komple hareketsiz durumda. "Bırak ulan beni! Maki! MAKI!!!"
Avazı çıktığı kadar bağırıyor eleman. Tam bu sırada, arkanızdan bir mırıldanma duyuyorsunuz. "Özgürüm..." Ağlamaktan gözleri şişen kızcağız ayağı kalkıyor, elemanın açık bıraktığı kapıdan dışarıya doğru çıkıyor ve mağaranın çıkışına doğru koşmaya başlıyor. Suradı komple boş bir ifadeye sahip. Günlerce tıkılı kaldığı bu yerden çıkmak dışında bir isteği yok ve tüm hayatı buna bağlıymış gibi, çıplak ayaklarıyla sendeleyerek ilerlemeye çalışıyor. "Özgürüz! Kaçalım!" Diğer tutsaklar da aynı şekilde ayaklanıp çıkışa yöneliyorlar.