
Kiyo'nun Dünyası
Pazartesi
Sayın Günlük,
Böyle girmemem lazım lan. Ne bileyim hemen laubali olmayı seven bir insan değilim, rica ediyorum birbirimize hemen öyle “Sevgili” diye hitap etmeyelim, tamam?
Ben seni niye tutuyorum? Geçen nasıl sıkıldım biliyor musun, dedim dergi okuyayım ben en iyisi. Kadın dergisiymiş aq. Ama yararlı şeyler var ha, örgü tarifi öğrendim bir ara çok sıkılırsam ona sararım sanırım. Ya ben tek başıma yaşıyorum da ondan böyle sıkılıyorum biliyor musun sayın günlük? Eskiden dokuz kişilik bir evde yaşardım saracak birileri illa bulunurdu. Neyse çok saçma konulara kayıyorum değil mi? Ne bileyim lan, ilk günlüğümsün sen. İlkimsin günlük-san, nazik ol lüpfen.
Ne diyordum? Of çok sıkıldım lan, günlük çok sıkıcısın, ben seni sonra mı tutsam? Deftere yazık oldu o değil. İlk sayfayı yırtsam da vaz mı geçsem? Ya günlük neden cevap vermiyorsun, biliyorum oradasın görüyosun ama cevap yazmıyorsun… Kalbim kırılıyore.
Tamam tamam olayı anlatıyorum cidden şimdi; geçen işte dergi okuyorum. Kadın dergisiymiş aq. Bunu yazmıştım değil mi? İşte orada bir sayfada “Günlük tutmanın 435k25 faydası!!” diye bir köşe yazısı vardı, baktım bayağı yararlı bir şey, dedim ben de bir günlük tutayım. İnsan shinobi olunca şu yaşında bile bir sürü derdi oluyor biliyor musun? Belki faydanı görürüm.
Aaaa dur biz seninle tanışalım lan. Valla. İyi geldi aklıma bak. Ben Kiyo; Shiomiya Kiyo. On altı yaşındayım Günlük-san, Ishigakure’den katılıyorum. Teyzeme selam yolluyorum. Şaka şaka, teyzem yok ki aq. Nasıl kekledim, mal günlük.
Ya günlük sen bir boka yaramıyorsun, vazgeçtim ben seni tutmayacağım. Bye.
Cuma, Öğlen
Canım Günlük,
Yokluğunu başka bedenlerde aradım günlük. Yok be, bak gene çok sıkıldım ben bugün. Sıkıntıdan kendimi kaybetmişim, almışım elime permanent markerı, duvara gitmiş “Patates kızartması istiyorum.” Yazmışım. Ne malım değil mi? Sonra dedim, duvarlara bir şeyler yazmak çok deli işi. Zaten mal mal hayaller görüyorken iyice kafayı sıyıracak şeyler yapmamalıyım, geçen günlüğe başladıydım ona yazayım bu deli saçması şeylerimi. O değil, sabunlu bezle sildim çıkmıyor yazı. Çamaşır suyuyla sildim, gene çıkmıyor yazı. Ne yapayım tinerle mi sileyim bir akıl ver günlük. Günlük hala bir boka yaramıyorsun be.
Eski odamdaki duvarımda da bir sürü yazı var böyle ama, hem abim garip karşılamıyordu artık, çok abartırsam babama şikayet edip sildirtiyordu. Hem de bu evimi temiz ve düzenli tutmaya çalışıyorum. Sen yerdeki çorapları dinleme günlük beni dinle, boşver onları. Neyse, diyeceğim odur ki ben sana geri döndüm günlük. Hevesimi duvarla tatmin edip pişman oldum, seni geri istiyorum. Affet beni. Affet günlük. Affetmezsen ibnesin.
İkidir eski evimden bahsediyorum, geçen sefer de tanışmamız yarım kalmıştı, kendimi tanıtmaya devam edeyim en iyisi. İşte on altı yaşımdayım ben, bu yaşımda tek başıma yaşıyor olmamın sebebi ise yaklaşık iki ay önce evden kovulmuş olmam. Evden kovulma sebebim ise… Aşık oldum lan, aşık olduğum yetmiyor gibi aşk acısı çektim bir de. Aşk acısı çeken herkesin yaptığı gibi deli gibi içtim. Biraz fazla içtim. Hayvan gibi içtim. İçtiğim yetmiyor gibi hiçbir meyhaneye borcumu ödemedim. Borç oldu mu kol gibi?
Bizim köyün insanı çok pis günlük. Huyu pis, suyu pis, kendisi pis. Ben de pisim bak dürüst olalım şimdi. (Üstüne dondurma döktüğüm için özür dilerim bu arada, ama bu sıcakta iyi gidiyor.) Ben yüzsüz gibi hiçbir borcumu ödemeyince mal herifler birlik olup tek mektuba dayamışlar küfürleri, yollamışlar bizim eve. O mektubu ayık kafayla okumak nasip olmadı ama o kafayla bile aklımda kalabilmiş bazı küfürler. Gerdek gecesi kızımın çeyiz sandığından çıkıp kızımı sikmek nedir sana soruyorum? Sırf bu yüzden kız çocuk yapmayacağım, öyle travma oldu bende. Erkek çocuk da yapmayacağım. Onu da siker bunlar. Hiç çocuk yapmayacağım. Yapamayacağım. Günlük ben eşcinselim.
Evet bir erkek için aşk acısı çektim, esnaf küfürü yedim ve evden kovuldum. O mektuba babam beni evde kor mu sanıyordun? Ne? Beni kız mı sanıyordun bir de? Doğru, söylemeyi unuttum lan, anam bana hamileyken kız olacak bu bebe demiş hastanedekiler. Sonra erkek doğmuşum. Doğuştan çelişkili bir insanım yani. Bir de zor doğmuşum, oldum mu bir de zor insan? Kimseyle anlaşamıyorum çünkü. Oh ne güzel her şeyi doğuma bağladım, kahrolsun doğum. İşte anam da üşenmiş “Kiyomi olmasın Kiyo olsun, soranlara üşendik deriz!” demiş, adım Kiyo kalmış.
Böyle erkek için aşk acısı çektim falan deyince hala acı içerisindeymişim gibi geliyor kulağa ama öyle değil. Neyse ki mutluyuz şu an ve geride kaldı o kaçmalı kovalamalı bol acılı günler. Bir de ben çok mu tanıttım kendimi? Çok tanıttım bence. İşin ne dinle amına koyayım. Dinle dinlemesine de, biri gelir okur falan. Ne yapsam seni mühürletsem mi bilen birine? Benden başkası dokunursa yanmaya başla falan? Yok mu öyle acaipli şeyler?
Bu aslında benim ikinci evim bu arada. Zaten bence evden ayrılma yaşım gelmişti. Zaten shinobiyim, normal veletlerden kat be kat daha fazla sorumluluğum var, o yüzden diyorum bence yaşım gelmişti. Normal bebe olsam atıldığımın ikinci günü salya sümük babama yalvarırdım eve geri dönebilmek için ama haliyle başarabiliyorum kendime bakmayı. O yüzden dönmeye kasmadım. İlk evimden de kendi isteğimle ayrıldım. Kız kardeşim orada öldü günlük. Böyle hızlı hızlı geçiyorum çünkü bıktım artık o anı hatırlamaktan. Hani dedim, mal mal hayaller görüyorum dedim, işte kız kardeşim olacak malın hayalini görüp duruyorum ben günlük. Evimde ölerek bana travma yaşattığı yetmiyor gibi yeni evimde de hayaleti bana musallat oldu. Başlarda çok uğramıyordu ama bu aralar sanırım sıkılmamdan istifade gelip duruyor, haliyle onu her görüşüm de bana o anı hatırlatıyor, onu bulduğum anı… O yüzden, bıktım günlük.
Cidden çok anlattım be, benim bildiğim günlüğe o gün olanlar yazılır. Bir düşüneyim bugün neler oldu. Uyadım, yüzümü yıkadım. Dişlerimi… fırçalamadım. DİŞLERİMİ FIRÇALAMAMIŞIM GÜNLÜK, İYİ HATIRLATTIN!
Fırçaladım geldim günlük, sağol tekrar. Kanadı biraz, ne zaman fırçalasam kanıyorlar amk çok sinir bozucu bir şey. Kalktığımdan beri yatakta dört dönüp duruyorum, işte duvara yazı yazdım bir de, o kadar. Kahvaltı yapmadım onun yerine çubuk kraker buldum dolapta, onu yatakta yedim. Bir güzel yatağa döktüm. Annem hep “Yatakta bir şey yeme, kırıntıları yüzünden eciş bücüşler musallat olur!” derdi ama bana musallat olan olmuş zaten. Bir ara çarşafı silkelerim üşenmezsem. Hatta düşündüm de direkt çarşafı değiştireyim ben. Geçen kamyonu devirmiştim. Of, samimi olmayalım dedim ben kendim direkt enseye şaplak göte parmak moduna girdim. Dedim ama çelişkili bir insanım ben diye.
Neyse Günlük-san ben bugün bir bok yapmamışım. Yarın da işim yok, en iyisi ben dışarı çıkayım, sevdiceğime uğrarım belki. Belki seks vardır orada. Belki benimle sevişmek isteyen mutlu bir adam vardır orada. Çok mu samimi oldum yine? Çok samimi oldum bence. Gece de bir yerlere uğrarım belki, madem yarın da boşum. Bay günlük!
Cuma, Gece
Senin günlük gibi ağzına sıçayım ben. Niye beni durdurmadın lan? Of, bok gibi bir gün geçirdim. Dur anlatayım. Duruyorsun zaten. İşin gücün durmak. Bir boka yaramıyorsun. Senin ben yapraklarını sikeyim, çok kızdım sana.
Seks falan olmadı. Mutlu adamı da göremedim. Neden? Çünkü gitmedim. Şimdi seks sexs deyip duruyorum ama tek aklım fikrim buymuş gibi düşünme, ama ne yapayım benim de isteklerim var, hele gece çok güzel rüyalar görmüşken bunları düşünmem çok doğal bence. Ama gitmedim işte, hem bu düşüncelerle gitmek istemedim, hem de dedim çocuğun üstüne fazla düşmeyeyim, o ne öyle yılışık aşıklar gibi her gün görmeye gitmeler? Zaten benden zaman da istedi. O yüzden kapısından geri döndüm, eve geri geldim.
Akşama kadar mal mal işlerle uğraştım, geçen dediğim dergiyi okudum baştan tekrar, yemek yapmaya çalışıp yaktım. Meğer yağı en başta koymak gerekiyormuş. Sonra akşama kadar uyudum, akşam da hazırlanıp, çıktım dışarı. Epeydir gitmediğim bir mekana gideyim dedim. Köyün ücra köşesinde pis bir mekan ama birası güzel. Çalan müzik de güzel. Eskiden beri olan bir alışkanlık bende bu gece çıkıp içmek, her zamanki gibi gece iki üç gibi dönerim evime diyordum olmadı. Meğer ben buraya borcumu ödememişim.
Adamlar beni dövdüler günlük.
“Sen shinobisin, nasıl dayak yiyorsun esnaftan?” deme bana, adamlar tam bir zeki çıktı günlük baba. Önce içirdiler, sonra kafam kıyak şekilde dövdüler beni. Önce dövüp sonra içirselerdi çok garip olurdu lan aslında. Sonuç olarak yanağım mosmor şu an, bu yanakla benim sevdiceğin karşısına çıkmam zor biraz. Buzluktan tavuk çıkardım bastırıyorum yanağıma şu an, aha sayfanın köşesindeki buruşukluklar da buzdan akan su yüzünden. Umarım çabuk iyileşir. Genelde yaralarım çabuk iyileşiyor, sürekli oramı buramı kesen bir tipim maalesef. Şu ana kadar iyileşmeyen tek yaram burnumun üzerindeki sanırım, hayvan gibi iz bıraktı ama karizma duruyor bence. Yaralı surat Kiyo! Hahah!
Lan kendi kendime neşeledim iyi mi? Suratımda buzla sırıtıyorum, tavuğun kenarı dişime geliyor ve çok soğuk olduğu için dişlerim kamaştı istemsizce. Hayat çok garip günlük, yatayım en iyisi ben. Zaten seks de olmadı. Çavuşu tokatlayıp yatayım en iyisi. Öf, sokayım böyle samimiyete. Günlük ben seni yatağın altına saklıyorum, gelen giden yok evime ama birinin bulası tutar okur bunları, utancımdan önce kendimi sonra okuyanı siker intihar ederim. Neyse, iyi ceceler günlük!
Cumartesi
Günlük çok kötüyüm.
Hiç rahat uyuyamadım, kabus dolu üç-dört saat, o kadar.
Kalkar kalkmaz da bana musallat olan hayaletle uğraşmaya başladım.
Kız kardeşimin hayaleti. Ben ona dokunamıyorum ama, o bana dokunabiliyor. Çok deli saçması şeyler fısıldıyor şu an kulağıma.
Beni yataktan itti. Sanırım ayağımı burktum. Canım çok acıyor. Kafam çok acıyor günlük, beynim acıyor! Sanırım çıldıracağım, sanırım ciddi ciddi deliriyorum! Yardım et bana!
Kardeşim neden elinde bıçakla bana doğru geliyor?
Bıçak şimdi de benim elimde, sanırım… Sanırım bileklerimi keseceğim…
Biri yardım etsin…
*kan lekeleri*
*kan lekeleri*
̷̨̱̮͚̳̖͓̙͎͔̼̭͍̬͘̕B̡̀͏̫͙̙̖̬̳̟̻İ̴̫͚̻̲̯͘͜R͏̴̨̺̙͚̣̻͚̼̜̭͈̙͇̮̝̘͎͔̝͝İ҉̨̫̟͖̥̗͓̲͈͔͖̫̝͇̱͎̮̜̠́ ̛́͢͏͖̱̥̱̤̣̟͈̙̫̗̬̟̯Y̴̢̧̱̗͇̬̭̟͞Ą̵̨͍͖̲̬̥̹̦̪̮̬̟̝̠̜̮͍̕Ŕ̛̳͇̫̯̩̦̮͓D̨͍̪̘̱̲̱̥͓̫̻̹̟͜I̢҉̗̯͓̠̼͖̪̦͙̭͍͉͕̪̻͔͎͓̠M̡̢҉̮̯̟͎̱͚̤̼̺̫͎̟ ҉̵̥̗̦̲͓̠̬̳͕̮̰̯̫̜͠E̸̗͓̼̩̦T̶̷̞̦̼̥̱̣͙̖̜̭̖̫̣̹̳̞̠̭͢S̥̣̼̭͓̥͓͔̩̱͘͢͜͞͞İ̵̷̡̨̥̹̼̹̘Ņ̵̷̢͖̟͇͙̮̻͘
̸̶̢̹͚̩̯̪̞͚͕͉̮͎̰̼̫͍̦̖ͅ
Şaka lan, o kadar paranormal şeyler olmuyor benim evde. Ketçap onlar. Yatakta uzandım patates kızartması yiyorum, dedim şu günlüğe bir eşek şakası yapayım da tırssın. Öküz gibi de yattım, öğlen zaten şu an. Kardeşimin hayaleti geldi gelmesine de alıştım sanırım ona, o da şu an mal mal dolanıyor etrafta, bana küfrediyor falan ama siklemiyorum. Bana ilk musallat olduğu zamanlar çok feci korkmuştum bana uğramayı sıklaştırdığından alıştım istemeden.
Günlük itiraf edeyim, ben aslında seni, hayaletli mevzulara girdiğimde kafamı meşgul edesin diye tutmaya başladım, işe de yarıyorsun. Ve en güzeli ne biliyor musun? Bu salak seni okuyamıyor. Evet, denedim, bir önceki sayfaya “KYOU UCUZ BİR OR*SPUDUR!” bile yazdım, benim bildiğim kardeşim bu yazıya beni camdan donumla sarkıtarak tepki verirdi. Gözlerini kıstı yüzünü buruşturdu ama okuyamadı! Hah! Zaten hayattayken de rahat okuyamazdı bir şeyleri. Bir özrü vardı. Neydi… Neyleksi… Hah, disleksi. Salak on saatte okurdu her şeyi. Tabi şu an onunla uğraşmayıp sana yoğunlaştığım için bana şiddet uyguluyor, kafama yastık falan atıyor. Kendisi gibi hayaleti de şımarık kevaşenin. Dediğim gibi ben ona temas edemiyorum ama o bana istediği gibi vurup kırabiliyor. Bari eli bir şeyler tutuyorken bir işe yarasa di’ mi? Ev işi falan yapsa, ne bileyim evi süpürebilir mesela. Ben de adımı “Hayalet Evcilleştiren Kiyo” olarak dağlara taşlara yazdırırım. Kahraman olurum. Olur muyum?
Günlük, kardeşimden çok fazla bahsetmek istemiyorum sana. Aslında istiyorum ama şu an değil. Biliyorum bu olaya girersem uzun şeyler yazmam gerekecek. Depresifken, kafam kıyakken yazmalıyım kardeşimle olan şeyleri ki rahatlayabileyim. Herkese, hatta sevdiceğime bile anlatamadığım şeyler bunlar ve bir anlattım mı tam anlatmak istiyorum. Hem şu an kardeşimin ortalarda dolanmasına rağmen sebepsiz mutluyum, patates kızartması efekti sanırım. İyi ki kızartmışım, ama elimi yaktım. Dün de yanağım morarmıştı. Sanırım, çok sakarım…
Sevdicek demişken, ismiNishi. İsmi Gosuto. Ganta. Tamam ismi Ganta değil ama rumuz vererek bahsedeyim ondan. Hem Ganta bence çok erkeksi bir isim. Kendisi de erkek demiştim zaten değil mi? Şu an yanağım sikilip atılmış halde olmasa bu mutlulukla koşup verebilirim aslında ona. Evet günlük-chan, bu ilişkide alttaki benim maalesef. Feci acılı bir durum ama hem alışıyor insan hem de öbür türlü olsa çok komik olur lan. Madem samimiyetin amına koyduk senle, dur az daha devam edeyim. Adam benden epey uzun, ben de standartlara göre epey kısayım, tam tersi durumda olduğumuzu düşünsene ne kadar komik ve iğrenç. Boyum yetişmez lan!
Çok seviyorum herifi. Ama bu erkek sevgisi sadece ona. Yani, şöyle diyeyim, kendimi Ganta’dan başka bir erkekle hayal edemiyorum. Neden ve nasıl aşık oldum, emin değilim. Tamam daha çok genç olabilirim ancak aşk meşk durumlarında somut sebepler gösterilemeyeceğini düşünüyorum. Sadece şunu biliyorum, beni olduğum gibi kabul etmesi, sorgulamaması ve benimle olan harika uyumu bu olayı kolaylaştırdı bence. Ben çok tezcanlı biri olduğum için, aynı bir gamsız gibi hemen durumumu kabullendim ve çocuğu kovalamaya başladım. O ise epey bir kaçtı benden, kaçan kovalanır yaptık epey bir. Deli gibi emindim onun da benden hoşlandığından.
Sonra bir gün adam yakaladı beni, becerdi, iyi mi? Ya, iyi belki ama o gün epey karışıktı işler günlük. Ben bunu kovaladım o sürekli naz yaptı dedim ama, bu olayın olduğu gün ona trip atmaya, yüz vermemeye çok kararlıydım bana söylediği bir söz yüzünden. Nasıl oldu neden oldu gene anlamadan oldu her şey. Ertesi gün “Sarhoştum hatırlamıyorum!” triplerine girdi ama yemezler. Aptal fahişeler yer ama ben yemem. Ben aptal bir fahişe miyim? Değilim.
Velhasıl kelam o günden beri bir çiftiz, üstüne gitmememi falan istedi, ben de dikkat ediyorum tabii ki bu duruma. O günden sonra öpüşmek dışında yakınlaşmamız olmadı, hormonlardan dolayı kafam sekse kayıyor bazen, olsun o kadar. Hatta onun bile ima ettiği anlar oluyor ama hem hep bir bokluklar çıkıyor ve bu anlar uzun sürmüyor, hem de ilişkiyi kabul ettiği anda yakınlaşmalı anlara hemen gelemeyeceğini söylediği için ben uzatmıyorum.
ÇETELESİNİ TUTTUM ELLİ GÜN OLMUŞ GÜNLÜK.
Ya, işte böyle günlük. Gene amacından saptırdım seni, bugün olanları anlatmak yerine eski anılara gittim ama olsun o kadar. Bugün bir bok yapmadığım belli sanırım, yatakta patates yiyorum işte. Birkaç saate dışarı çıkarım belki, bay günlük!
Patates güzel şey.
Aşk güzel şey.
Devamı gelecek...