Kiyo'nun Dünyası

Moderatör: Game Master

Kiyo'nun Dünyası

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 05 Ara 2014, 07:30

Resim





Kiyo'nun Dünyası



Pazartesi

Sayın Günlük,

Böyle girmemem lazım lan. Ne bileyim hemen laubali olmayı seven bir insan değilim, rica ediyorum birbirimize hemen öyle “Sevgili” diye hitap etmeyelim, tamam?

Ben seni niye tutuyorum? Geçen nasıl sıkıldım biliyor musun, dedim dergi okuyayım ben en iyisi. Kadın dergisiymiş aq. Ama yararlı şeyler var ha, örgü tarifi öğrendim bir ara çok sıkılırsam ona sararım sanırım. Ya ben tek başıma yaşıyorum da ondan böyle sıkılıyorum biliyor musun sayın günlük? Eskiden dokuz kişilik bir evde yaşardım saracak birileri illa bulunurdu. Neyse çok saçma konulara kayıyorum değil mi? Ne bileyim lan, ilk günlüğümsün sen. İlkimsin günlük-san, nazik ol lüpfen.

Ne diyordum? Of çok sıkıldım lan, günlük çok sıkıcısın, ben seni sonra mı tutsam? Deftere yazık oldu o değil. İlk sayfayı yırtsam da vaz mı geçsem? Ya günlük neden cevap vermiyorsun, biliyorum oradasın görüyosun ama cevap yazmıyorsun… Kalbim kırılıyore.

Tamam tamam olayı anlatıyorum cidden şimdi; geçen işte dergi okuyorum. Kadın dergisiymiş aq. Bunu yazmıştım değil mi? İşte orada bir sayfada “Günlük tutmanın 435k25 faydası!!” diye bir köşe yazısı vardı, baktım bayağı yararlı bir şey, dedim ben de bir günlük tutayım. İnsan shinobi olunca şu yaşında bile bir sürü derdi oluyor biliyor musun? Belki faydanı görürüm.

Aaaa dur biz seninle tanışalım lan. Valla. İyi geldi aklıma bak. Ben Kiyo; Shiomiya Kiyo. On altı yaşındayım Günlük-san, Ishigakure’den katılıyorum. Teyzeme selam yolluyorum. Şaka şaka, teyzem yok ki aq. Nasıl kekledim, mal günlük.

Ya günlük sen bir boka yaramıyorsun, vazgeçtim ben seni tutmayacağım. Bye.




Cuma, Öğlen

Canım Günlük,

Yokluğunu başka bedenlerde aradım günlük. Yok be, bak gene çok sıkıldım ben bugün. Sıkıntıdan kendimi kaybetmişim, almışım elime permanent markerı, duvara gitmiş “Patates kızartması istiyorum.” Yazmışım. Ne malım değil mi? Sonra dedim, duvarlara bir şeyler yazmak çok deli işi. Zaten mal mal hayaller görüyorken iyice kafayı sıyıracak şeyler yapmamalıyım, geçen günlüğe başladıydım ona yazayım bu deli saçması şeylerimi. O değil, sabunlu bezle sildim çıkmıyor yazı. Çamaşır suyuyla sildim, gene çıkmıyor yazı. Ne yapayım tinerle mi sileyim bir akıl ver günlük. Günlük hala bir boka yaramıyorsun be.

Eski odamdaki duvarımda da bir sürü yazı var böyle ama, hem abim garip karşılamıyordu artık, çok abartırsam babama şikayet edip sildirtiyordu. Hem de bu evimi temiz ve düzenli tutmaya çalışıyorum. Sen yerdeki çorapları dinleme günlük beni dinle, boşver onları. Neyse, diyeceğim odur ki ben sana geri döndüm günlük. Hevesimi duvarla tatmin edip pişman oldum, seni geri istiyorum. Affet beni. Affet günlük. Affetmezsen ibnesin.

İkidir eski evimden bahsediyorum, geçen sefer de tanışmamız yarım kalmıştı, kendimi tanıtmaya devam edeyim en iyisi. İşte on altı yaşımdayım ben, bu yaşımda tek başıma yaşıyor olmamın sebebi ise yaklaşık iki ay önce evden kovulmuş olmam. Evden kovulma sebebim ise… Aşık oldum lan, aşık olduğum yetmiyor gibi aşk acısı çektim bir de. Aşk acısı çeken herkesin yaptığı gibi deli gibi içtim. Biraz fazla içtim. Hayvan gibi içtim. İçtiğim yetmiyor gibi hiçbir meyhaneye borcumu ödemedim. Borç oldu mu kol gibi?

Bizim köyün insanı çok pis günlük. Huyu pis, suyu pis, kendisi pis. Ben de pisim bak dürüst olalım şimdi. (Üstüne dondurma döktüğüm için özür dilerim bu arada, ama bu sıcakta iyi gidiyor.) Ben yüzsüz gibi hiçbir borcumu ödemeyince mal herifler birlik olup tek mektuba dayamışlar küfürleri, yollamışlar bizim eve. O mektubu ayık kafayla okumak nasip olmadı ama o kafayla bile aklımda kalabilmiş bazı küfürler. Gerdek gecesi kızımın çeyiz sandığından çıkıp kızımı sikmek nedir sana soruyorum? Sırf bu yüzden kız çocuk yapmayacağım, öyle travma oldu bende. Erkek çocuk da yapmayacağım. Onu da siker bunlar. Hiç çocuk yapmayacağım. Yapamayacağım. Günlük ben eşcinselim.

Evet bir erkek için aşk acısı çektim, esnaf küfürü yedim ve evden kovuldum. O mektuba babam beni evde kor mu sanıyordun? Ne? Beni kız mı sanıyordun bir de? Doğru, söylemeyi unuttum lan, anam bana hamileyken kız olacak bu bebe demiş hastanedekiler. Sonra erkek doğmuşum. Doğuştan çelişkili bir insanım yani. Bir de zor doğmuşum, oldum mu bir de zor insan? Kimseyle anlaşamıyorum çünkü. Oh ne güzel her şeyi doğuma bağladım, kahrolsun doğum. İşte anam da üşenmiş “Kiyomi olmasın Kiyo olsun, soranlara üşendik deriz!” demiş, adım Kiyo kalmış.

Böyle erkek için aşk acısı çektim falan deyince hala acı içerisindeymişim gibi geliyor kulağa ama öyle değil. Neyse ki mutluyuz şu an ve geride kaldı o kaçmalı kovalamalı bol acılı günler. Bir de ben çok mu tanıttım kendimi? Çok tanıttım bence. İşin ne dinle amına koyayım. Dinle dinlemesine de, biri gelir okur falan. Ne yapsam seni mühürletsem mi bilen birine? Benden başkası dokunursa yanmaya başla falan? Yok mu öyle acaipli şeyler?

Bu aslında benim ikinci evim bu arada. Zaten bence evden ayrılma yaşım gelmişti. Zaten shinobiyim, normal veletlerden kat be kat daha fazla sorumluluğum var, o yüzden diyorum bence yaşım gelmişti. Normal bebe olsam atıldığımın ikinci günü salya sümük babama yalvarırdım eve geri dönebilmek için ama haliyle başarabiliyorum kendime bakmayı. O yüzden dönmeye kasmadım. İlk evimden de kendi isteğimle ayrıldım. Kız kardeşim orada öldü günlük. Böyle hızlı hızlı geçiyorum çünkü bıktım artık o anı hatırlamaktan. Hani dedim, mal mal hayaller görüyorum dedim, işte kız kardeşim olacak malın hayalini görüp duruyorum ben günlük. Evimde ölerek bana travma yaşattığı yetmiyor gibi yeni evimde de hayaleti bana musallat oldu. Başlarda çok uğramıyordu ama bu aralar sanırım sıkılmamdan istifade gelip duruyor, haliyle onu her görüşüm de bana o anı hatırlatıyor, onu bulduğum anı… O yüzden, bıktım günlük.

Cidden çok anlattım be, benim bildiğim günlüğe o gün olanlar yazılır. Bir düşüneyim bugün neler oldu. Uyadım, yüzümü yıkadım. Dişlerimi… fırçalamadım. DİŞLERİMİ FIRÇALAMAMIŞIM GÜNLÜK, İYİ HATIRLATTIN!

Fırçaladım geldim günlük, sağol tekrar. Kanadı biraz, ne zaman fırçalasam kanıyorlar amk çok sinir bozucu bir şey. Kalktığımdan beri yatakta dört dönüp duruyorum, işte duvara yazı yazdım bir de, o kadar. Kahvaltı yapmadım onun yerine çubuk kraker buldum dolapta, onu yatakta yedim. Bir güzel yatağa döktüm. Annem hep “Yatakta bir şey yeme, kırıntıları yüzünden eciş bücüşler musallat olur!” derdi ama bana musallat olan olmuş zaten. Bir ara çarşafı silkelerim üşenmezsem. Hatta düşündüm de direkt çarşafı değiştireyim ben. Geçen kamyonu devirmiştim. Of, samimi olmayalım dedim ben kendim direkt enseye şaplak göte parmak moduna girdim. Dedim ama çelişkili bir insanım ben diye.

Neyse Günlük-san ben bugün bir bok yapmamışım. Yarın da işim yok, en iyisi ben dışarı çıkayım, sevdiceğime uğrarım belki. Belki seks vardır orada. Belki benimle sevişmek isteyen mutlu bir adam vardır orada. Çok mu samimi oldum yine? Çok samimi oldum bence. Gece de bir yerlere uğrarım belki, madem yarın da boşum. Bay günlük!

Cuma, Gece

Senin günlük gibi ağzına sıçayım ben. Niye beni durdurmadın lan? Of, bok gibi bir gün geçirdim. Dur anlatayım. Duruyorsun zaten. İşin gücün durmak. Bir boka yaramıyorsun. Senin ben yapraklarını sikeyim, çok kızdım sana.
Seks falan olmadı. Mutlu adamı da göremedim. Neden? Çünkü gitmedim. Şimdi seks sexs deyip duruyorum ama tek aklım fikrim buymuş gibi düşünme, ama ne yapayım benim de isteklerim var, hele gece çok güzel rüyalar görmüşken bunları düşünmem çok doğal bence. Ama gitmedim işte, hem bu düşüncelerle gitmek istemedim, hem de dedim çocuğun üstüne fazla düşmeyeyim, o ne öyle yılışık aşıklar gibi her gün görmeye gitmeler? Zaten benden zaman da istedi. O yüzden kapısından geri döndüm, eve geri geldim.

Akşama kadar mal mal işlerle uğraştım, geçen dediğim dergiyi okudum baştan tekrar, yemek yapmaya çalışıp yaktım. Meğer yağı en başta koymak gerekiyormuş. Sonra akşama kadar uyudum, akşam da hazırlanıp, çıktım dışarı. Epeydir gitmediğim bir mekana gideyim dedim. Köyün ücra köşesinde pis bir mekan ama birası güzel. Çalan müzik de güzel. Eskiden beri olan bir alışkanlık bende bu gece çıkıp içmek, her zamanki gibi gece iki üç gibi dönerim evime diyordum olmadı. Meğer ben buraya borcumu ödememişim.
Adamlar beni dövdüler günlük.

“Sen shinobisin, nasıl dayak yiyorsun esnaftan?” deme bana, adamlar tam bir zeki çıktı günlük baba. Önce içirdiler, sonra kafam kıyak şekilde dövdüler beni. Önce dövüp sonra içirselerdi çok garip olurdu lan aslında. Sonuç olarak yanağım mosmor şu an, bu yanakla benim sevdiceğin karşısına çıkmam zor biraz. Buzluktan tavuk çıkardım bastırıyorum yanağıma şu an, aha sayfanın köşesindeki buruşukluklar da buzdan akan su yüzünden. Umarım çabuk iyileşir. Genelde yaralarım çabuk iyileşiyor, sürekli oramı buramı kesen bir tipim maalesef. Şu ana kadar iyileşmeyen tek yaram burnumun üzerindeki sanırım, hayvan gibi iz bıraktı ama karizma duruyor bence. Yaralı surat Kiyo! Hahah!

Lan kendi kendime neşeledim iyi mi? Suratımda buzla sırıtıyorum, tavuğun kenarı dişime geliyor ve çok soğuk olduğu için dişlerim kamaştı istemsizce. Hayat çok garip günlük, yatayım en iyisi ben. Zaten seks de olmadı. Çavuşu tokatlayıp yatayım en iyisi. Öf, sokayım böyle samimiyete. Günlük ben seni yatağın altına saklıyorum, gelen giden yok evime ama birinin bulası tutar okur bunları, utancımdan önce kendimi sonra okuyanı siker intihar ederim. Neyse, iyi ceceler günlük!




Cumartesi

Günlük çok kötüyüm.

Hiç rahat uyuyamadım, kabus dolu üç-dört saat, o kadar.
Kalkar kalkmaz da bana musallat olan hayaletle uğraşmaya başladım.
Kız kardeşimin hayaleti. Ben ona dokunamıyorum ama, o bana dokunabiliyor. Çok deli saçması şeyler fısıldıyor şu an kulağıma.
Beni yataktan itti. Sanırım ayağımı burktum. Canım çok acıyor. Kafam çok acıyor günlük, beynim acıyor! Sanırım çıldıracağım, sanırım ciddi ciddi deliriyorum! Yardım et bana!
Kardeşim neden elinde bıçakla bana doğru geliyor?
Bıçak şimdi de benim elimde, sanırım… Sanırım bileklerimi keseceğim…
Biri yardım etsin…

*kan lekeleri*
*kan lekeleri*
̷̨̱̮͚̳̖͓̙͎͔̼̭͍̬͘̕B̡̀͏̫͙̙̖̬̳̟̻İ̴̫͚̻̲̯͘͜R͏̴̨̺̙͚̣̻͚̼̜̭͈̙͇̮̝̘͎͔̝͝İ҉̨̫̟͖̥̗͓̲͈͔͖̫̝͇̱͎̮̜̠́ ̛́͢͏͖̱̥̱̤̣̟͈̙̫̗̬̟̯Y̴̢̧̱̗͇̬̭̟͞Ą̵̨͍͖̲̬̥̹̦̪̮̬̟̝̠̜̮͍̕Ŕ̛̳͇̫̯̩̦̮͓D̨͍̪̘̱̲̱̥͓̫̻̹̟͜I̢҉̗̯͓̠̼͖̪̦͙̭͍͉͕̪̻͔͎͓̠M̡̢҉̮̯̟͎̱͚̤̼̺̫͎̟ ҉̵̥̗̦̲͓̠̬̳͕̮̰̯̫̜͠E̸̗͓̼̩̦T̶̷̞̦̼̥̱̣͙̖̜̭̖̫̣̹̳̞̠̭͢S̥̣̼̭͓̥͓͔̩̱͘͢͜͞͞İ̵̷̡̨̥̹̼̹̘Ņ̵̷̢͖̟͇͙̮̻͘
̸̶̢̹͚̩̯̪̞͚͕͉̮͎̰̼̫͍̦̖ͅ


Şaka lan, o kadar paranormal şeyler olmuyor benim evde. Ketçap onlar. Yatakta uzandım patates kızartması yiyorum, dedim şu günlüğe bir eşek şakası yapayım da tırssın. Öküz gibi de yattım, öğlen zaten şu an. Kardeşimin hayaleti geldi gelmesine de alıştım sanırım ona, o da şu an mal mal dolanıyor etrafta, bana küfrediyor falan ama siklemiyorum. Bana ilk musallat olduğu zamanlar çok feci korkmuştum bana uğramayı sıklaştırdığından alıştım istemeden.

Günlük itiraf edeyim, ben aslında seni, hayaletli mevzulara girdiğimde kafamı meşgul edesin diye tutmaya başladım, işe de yarıyorsun. Ve en güzeli ne biliyor musun? Bu salak seni okuyamıyor. Evet, denedim, bir önceki sayfaya “KYOU UCUZ BİR OR*SPUDUR!” bile yazdım, benim bildiğim kardeşim bu yazıya beni camdan donumla sarkıtarak tepki verirdi. Gözlerini kıstı yüzünü buruşturdu ama okuyamadı! Hah! Zaten hayattayken de rahat okuyamazdı bir şeyleri. Bir özrü vardı. Neydi… Neyleksi… Hah, disleksi. Salak on saatte okurdu her şeyi. Tabi şu an onunla uğraşmayıp sana yoğunlaştığım için bana şiddet uyguluyor, kafama yastık falan atıyor. Kendisi gibi hayaleti de şımarık kevaşenin. Dediğim gibi ben ona temas edemiyorum ama o bana istediği gibi vurup kırabiliyor. Bari eli bir şeyler tutuyorken bir işe yarasa di’ mi? Ev işi falan yapsa, ne bileyim evi süpürebilir mesela. Ben de adımı “Hayalet Evcilleştiren Kiyo” olarak dağlara taşlara yazdırırım. Kahraman olurum. Olur muyum?

Günlük, kardeşimden çok fazla bahsetmek istemiyorum sana. Aslında istiyorum ama şu an değil. Biliyorum bu olaya girersem uzun şeyler yazmam gerekecek. Depresifken, kafam kıyakken yazmalıyım kardeşimle olan şeyleri ki rahatlayabileyim. Herkese, hatta sevdiceğime bile anlatamadığım şeyler bunlar ve bir anlattım mı tam anlatmak istiyorum. Hem şu an kardeşimin ortalarda dolanmasına rağmen sebepsiz mutluyum, patates kızartması efekti sanırım. İyi ki kızartmışım, ama elimi yaktım. Dün de yanağım morarmıştı. Sanırım, çok sakarım…

Sevdicek demişken, ismiNishi. İsmi Gosuto. Ganta. Tamam ismi Ganta değil ama rumuz vererek bahsedeyim ondan. Hem Ganta bence çok erkeksi bir isim. Kendisi de erkek demiştim zaten değil mi? Şu an yanağım sikilip atılmış halde olmasa bu mutlulukla koşup verebilirim aslında ona. Evet günlük-chan, bu ilişkide alttaki benim maalesef. Feci acılı bir durum ama hem alışıyor insan hem de öbür türlü olsa çok komik olur lan. Madem samimiyetin amına koyduk senle, dur az daha devam edeyim. Adam benden epey uzun, ben de standartlara göre epey kısayım, tam tersi durumda olduğumuzu düşünsene ne kadar komik ve iğrenç. Boyum yetişmez lan!

Çok seviyorum herifi. Ama bu erkek sevgisi sadece ona. Yani, şöyle diyeyim, kendimi Ganta’dan başka bir erkekle hayal edemiyorum. Neden ve nasıl aşık oldum, emin değilim. Tamam daha çok genç olabilirim ancak aşk meşk durumlarında somut sebepler gösterilemeyeceğini düşünüyorum. Sadece şunu biliyorum, beni olduğum gibi kabul etmesi, sorgulamaması ve benimle olan harika uyumu bu olayı kolaylaştırdı bence. Ben çok tezcanlı biri olduğum için, aynı bir gamsız gibi hemen durumumu kabullendim ve çocuğu kovalamaya başladım. O ise epey bir kaçtı benden, kaçan kovalanır yaptık epey bir. Deli gibi emindim onun da benden hoşlandığından.
Sonra bir gün adam yakaladı beni, becerdi, iyi mi? Ya, iyi belki ama o gün epey karışıktı işler günlük. Ben bunu kovaladım o sürekli naz yaptı dedim ama, bu olayın olduğu gün ona trip atmaya, yüz vermemeye çok kararlıydım bana söylediği bir söz yüzünden. Nasıl oldu neden oldu gene anlamadan oldu her şey. Ertesi gün “Sarhoştum hatırlamıyorum!” triplerine girdi ama yemezler. Aptal fahişeler yer ama ben yemem. Ben aptal bir fahişe miyim? Değilim.

Velhasıl kelam o günden beri bir çiftiz, üstüne gitmememi falan istedi, ben de dikkat ediyorum tabii ki bu duruma. O günden sonra öpüşmek dışında yakınlaşmamız olmadı, hormonlardan dolayı kafam sekse kayıyor bazen, olsun o kadar. Hatta onun bile ima ettiği anlar oluyor ama hem hep bir bokluklar çıkıyor ve bu anlar uzun sürmüyor, hem de ilişkiyi kabul ettiği anda yakınlaşmalı anlara hemen gelemeyeceğini söylediği için ben uzatmıyorum.

ÇETELESİNİ TUTTUM ELLİ GÜN OLMUŞ GÜNLÜK.

Ya, işte böyle günlük. Gene amacından saptırdım seni, bugün olanları anlatmak yerine eski anılara gittim ama olsun o kadar. Bugün bir bok yapmadığım belli sanırım, yatakta patates yiyorum işte. Birkaç saate dışarı çıkarım belki, bay günlük!

Patates güzel şey.

Aşk güzel şey.




Devamı gelecek...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Kiyo'nun Dünyası

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 07 Ara 2014, 06:19

Pazar, Sabah

Oy Günlük,

Gece çok acaipti. Ya öyle böyle değil, nasıl anlatsam…
Hani dün dedim, uyuyamadım bok gibi bir gece geçirdim dedim, sonra seni kekledim mal günlük dedim. Beddua mı ettin it? Cidden uyuyamadım bu sefer. Dün mutlu mutlu patatesimi yedim, biraz daha yatakta yuvarlandıktan sonra kalktım üstümü giyindim. Öyle gecelere akarken veya Ganta’ma koşarken yaptığım gibi süslenmedim, klasik tişört kapri işte. Hem belki Akemi’ye denk gelirim de kızı biraz döverim diye bir düşüncem de vardı. Kendisi en minik kız kardeşim olmakla birlikte, yakın dövüş konusunda çalıştırmam lazım onu çünkü kızda chakra kontrolü denen bir şey yok. Mal bebe işte, ne olacak.

Attım kendimi dışarı… Akademinin oralarda bir kırtasiyeye girip, mektup yazabilmek için kağıt, renkli kalem falan aldım. Mektuplaştığım bir arkadaşım var, ama iki ayda iki ev değiştirmekten hem malzemelerimi bulamadım, hem de kırtasiyeye girince tutamıyorum kendimi. Bir sürü saçma sapan kalem alıyorum sonra hepsini kaybediyorum, param haybeye gidiyor resmen. Neyse, parayı öderken kasadaki herif “Ne o aşk mektubu mu yazacea’n?” diye yavşak yavşak sormasın mı? Dedim sana öyle laubaliliğe gelemiyorum diye. Birincisi, aşk mektubu yazacak olsam sanane, aynı yavşaklıkla “İçim yanıyor panpa, vermiyor zalimin kızı!” mı diyeceğim sana? İkincisi aşk mektubu yazacak olsam kurbağa desenli kağıt mı alırım amına koyayım? Bu ikinciyi direkt adamın yüzüne söyledim hatta, adam geldi bir de yavşaklığı gıdım azalmaksızın “Belki kurbağa fantezisi vardır kızın?” dedi, iyi mi?

Bak günlük, ben böyle fantezi görmedim, duymadım. Abimin bana ufak bir törenle devrettiği müstehcen dergilerde bile görmedim. AHTAPOTLU GÖRDÜM, BUNU GÖRMEDİM. Bunca yıldır kurbağa severim, hayatta kurbağalara o gözle bakmadım ulan, Bir kere siğil çıkar özel bölgelerinde kurbağa yüzünden, sonra hiç steril değil. Hem fazla kaygan oldukları için zevk alamazs--.. Öf görüyor musun adam ne biçim düşünceler soktu aklıma? Öyle kırtasiyeci olmaz olsun, öyle kız olmaz olsun! Aşırı havalı bir şekilde “Üstü kalsın.” Diye çıktım bu muhabbete ve düşüncelere daha fazla maruz kalmamak için. Sonra cimri pisliğin teki olduğum için geri gittim istedim paramı, kuruşuna kadar da saydım.

Sonra günlükcüğüm, koskoca köyde başka yol yokmuş gibi, benim geceyi bok gibi geçirmeme vesile olan olaylar silsilesini başlatacak yola saptım. Akademiyi geçip ana caddeleye varınca on beş dakika kadar yürürsen, bir sürü dükkanın olduğu bir çarşı sokağına varıyorsun burada. İşte gittim oraya ben mal gibi. Aslında normal bir çarşı işte ama benim gibi ota boka anlam yükleyip hüzünlenen bir insan için çok fazla şey var orada. Bazen diyorum ergenlikten mi oluyor bu her şeyden nem kapma huyu, büyüyünce geçer mi? Geçer mi günlük? Sen de bilmiyorsun değil mi, amına koyayım senin ben günlük.

Anam beni zorla alışverişe götürürdü oraya her cumartesi, günlük. İstediğim hiçbir boku almaz, tüm torbaları bana taşıtır, o alışverişi illa yapardı benimle. Ben de intikam almak için eve dönmeden önce hasta olmuş numarası yapardım. “Midem bulanıyoooooğ!” diye vızırdamaya başladığım anda dayanamaz, beni bir kafeye götürür, tabii ki de ıhlamur içirtirdi. Ihlamuru çok severim.

Zamanla bu olay “intikam” olmaktan çıkıp alışkanlığa dönüştü, hasta numarası yapmama gerek kalmadı. Ben de zaten annemin beni zorlamasına veya kafama terlik atmasına gerek kalmadan, alışverişe çıktığımız saatlerde hazır olmaya dikkat ediyordum artık. Ha, annem de benim gibi cimri pisliğin teki olduğu için gene istediğim şeyleri almazdı ama, çileli alışveriş anları güzel ve küçük hatıralara dönüşmüştü en azından. Küçük, Kiyo ergeninin hatırlayıp büyüttüğü hatıralar. Babamın değişme çabaları, ikiz kardeşlerim ve Akemi’nin büyümesi, benim iyice çileden çıkartan davranışlara yönelmem falan derken, maalesef bu hatıraların önce araları açıldı, bir süre sonra da bir daha gerçekleşmediler.

Böyle de duygusal çocuğumdur günlük. Ama biliyorum ki büyüyünce duygusuz öküzün teki olacağım. Sen bilmiyorsun ama ben biliyorum, yaa yaaa. Karım bana “Ruhsuz pislik! Hayvan öküzü!” diye bağırıp salona kovacak, sonra ben özür dilemediğim için işler iyice boka saracak. Hayır lan öyle bir şey olmayacak, neden? Çünkü karım olmayacak. Mutluyum Ganta’m ile amına koyayım, neden bi kızla evleneyim? O değil, ben bu konulara neden geldim? Dönüp dolaştığım yer Ganta oluyor, fark ettim de.

O yolu geçtim ama sor bir nasıl geçtim. Herhalde kafasına darbe yemiş tüyleri yoluk mal kediler gibi sallana sallana geçmişimdir ama normal geçmedim onu biliyorum. Belki bensiz geliyordur, belki ablamı, kardeşimi falan yolluyor veya onlarla geliyordur diye etrafı kolaçan ettim epey ama ne anneme ne de kardeşlerime dair bir iz görmedim. Sanırım, görmediğim de iyi oldu aslında? Ne yapardım kestiremesem de, zaten şu kadarcık şey yüzünden bütün günüm gecem mahvolmuşken, bu durumu daha da düzeltmezdi onları görmem. Hayır, anne özlemi mi çekiyorum onu da kestiremiyorum amına koyayım!

Gideyim, hep gittiğimiz kafede bari tek başıma bir ıhlamur içeyim de duygusallığın dibine iyice vurayım dedim, kafe kapanmış aq. Ben bu duygusallıkla Akemi’yi de dövemem diye ayaklarım geri gide gide kardeşimi aramaya gittim ben de. Çok zor olmadı bulmam onu, hep çalıştığımız alanın oralarda bir kız grubuyla takılıyordu. Artık arkadaşlarının yanında benden mi utandı, neden öyle davrandı bilmiyorum da, daha antrenman dememişken tersledi beni “Gitsene yaa! Arkadaşlarımlayım!” diye. “Ulan abinden mi utanıyorsun sen?!” diye ağzına elimin tersiyle iki çakacaktım onu da yaptırmadı kevaşe, “Biz bugün Shiemi’lerde kalıcaz!” diye cıvırdaya cıvırdaya, kızları koluna taktığı gibi uzaklaşmaya başladı benden. Kolundan yakalayıp kendime hafiften çevirdim, “Cidden Shiemi’lerde mi kalacaksın lan? Anamgilin haberi var mı?” diye sordum mırıldana mırıldana ama iyice atar yaptı kız bana, “YA BIRAKSANA KOLUMU! SANANE YA!” diye. Amına koyayım, ne bu bizim kızlarda abiden kardeşten utanma merakı? Kyou’nun böyle tripleri yoktu da ablam Akane ile bu Akemi’nin huyu bu sanırım. Etrafta arkadaşları varsa bizi yaklaştırmıyorlar yanlarına, gerçi ablam arkadaşları olmasa da yaklaştırmıyor çirkef orospunun teki olduğu için. Neyse, bir de üstüne kardeş tribi yeyince oldum mu ben iyice duygusal? Bir daha taijutsu çalıştırırken acıyanı siksinler, ağzına ağzına tekmelemezsem Kiyo değilim.

Lan cidden bu kız Shiemi’lerde mi kalmıştır acaba? Hani dokuz yaşında falan ama kalmasın bir Hiroto’da falan? İkizlere diyeyim bir ara da, takip etsinler bu kızı. Süper fikir değil mi günlük?

Eve geri geldim daha hava yeni yeni kızarmış, güneş batar gibi olmuşken ama ne mektup yazacak ne de Ganta’ma koşacak keyfim kalmamıştı. Cips yersem belki düzelirim dedim ama, ı –ıh, cips bile mutlu edemedi beni. Bari hava iyice kararsa da gecelere akayım demiştim, sonra çok hızlı ve mantıklı bir şekilde bu kararımdan vazgeçtim. Vazgeçtim çünkü ben bu moralle gecelere akarsam çok kötü şeyler olabilirdi. Tamam belki bu sefer girdiğim mekana borcumu ödediğimden emin olurdum ama, test ederek onayladım ki moralsiz moralsiz içtiğim iki yudum bira bile ebeme takla attırıyor benim. Dışarıda bir daha sarhoş olmamaya çalışacağıma dair kendime söz verdim. Hem sarhoş olunca fazla kavga çıkarıyorum ki, daha yanağımın moru yeni dağılıyorken bundan uzak durmalıyım. Hem de en son biri beni ayıltmak için üzerime işedi, çok ilginç bir geceydi. Baktı ayılmıyorum, adam nereden bulduysa beni ırmağa götürüp yıkadı. Lan köyde ırmak yok bu adam beni hangi ırmağa götürdü? O gece çok garip şeyler mi oldu yoksa bu adam beni kekledi mi? Geçen göreve de çıkmıştık beraber halbuki, keşke sorsaydım “Aga sen ırmağı nereden buldun?” diye, tüh görüyor musun? Görme günlük, bak sarhoşken ne mallıklar peşindeyim.

Madem dışarıda sarhoş olmak istemiyorum içeride olayım istedim ben de. Akşam on olmadan en yakın tekele seğirttim. Akşam ondan sonra alkol satışını sakladı bizim daichou sikiği biliyor musun? Amacı ne çözemiyoruz, hani ne gibi bir faydası olabilir bu uygulamanın? Mesela ben 21:59’da gitsem, üç yüz yetmişaltı şişe bira istiyorum desem ve adamın o biraları on saat dolaptan/depodan çıkarması 22.00’ı geçecek olsa, şimdi ben o biraları alabiliyor muyum, alamıyor muyum? Bak iki dakikada paradoks yarattım ama dinlemiyorlar, yaklaşık dört senedir böyle. Gitmişken nane likörü de alayım dedim, elimde siyah poşetle döndüm evime.

Tabi böyle, daha gece yarısı olmadan mal gibi içip sızar, gecenin üçünde de pıt diye ayılırsam, gece tabii ki de haram olur bana günlük. Kalkar kalkmaz deli gibi işedim. Hani epey uzun bir süre işiyorum, pantolonu çekip elimi yıkıyorum falan, odama geri döneceğim gene geliyor. En son altıncıyı işerken küfrediyordum kendime ve mesaneme artık. Mutsuzluğumun geçmemesi ve üstüne başımın da ağrıyor olması cabası. Yatağımda dön baba dönelim yaptım sabaha kadar. Bari Kyou geleydi de ona saraydım dedim ama cıks, o da yok. Ya gelesi tutmadı kevaşenin ya da ruhlar aleminden izin koparamadı. Ganta’ma gideyim dedim saati hatırlayınca vazgeçtim falan derken…

Böyle işte günlük, kız kardeşimin hayaletinden medet umduğum bol mutsuzlu bir cumartesi gecesi geçirdim işte. Cumartesi dediğin eğlenmek içindir, gecesinde kayışları koparıp uyandığın yerde “Burası neresi ve ne zaman Pazar oldu? Neden oldu?” demek içindir. Ben ne yapıyorum? “Cumartesi yalnızlığı”nı sonuna kadar yaşamayı tercih ediyorum. Ne ilginç duygusal bir veledim değil mi? Büyüyünce geçer umarım.

Geçer di’ mi günlük?




Devamı gelecek...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Kiyo'nun Dünyası

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 03 Şub 2015, 05:56

Perşembe


Günlük öküz gibi uyumuşum be!

Ulan saat resmen akşamın sekizi olmuş, ben daha yeni uyanıyorum. Kyou’nun bana türlü hayvanları yakıştırdığı hakaret seansı ile uyandım. Her şeyi gibi sesi de bana çektiği için o borumsu gürültüye uyanmamaya imkan yok. Neye kızmış bilmiyorum ama 12 saate yakındır uyuduğum için sıkılmış olabilir. Hak vermek lazım, ben bile sıkılmışım uyurken, ilk defa bu kadar uyuyorum.

Sabah sekizde geldim evcağızıma. Gece öyle içkiydi, millet sataşmacaydı saçmalayıp sapıtmadım. Gene devriye falan uğraştım. Normalde çok yorulmuyorum devriyelerde ama öncesinde beni yoran epey olaylar oldu. Şey, günlük… Hani dedim, elli gün olmuş dedim, aşk dedim meşk dedim oynaşmak dedim! İşte ben muradıma erdim. Fakat iyi mi oldu kötü mü oldu bilemedim. Kötü olmadı da… Olduğu iyi oldu hani. Ay dur anlatıyom kız!

Geçen Ni-Ganta’m beni kahvaltıya çağırdı tamam mı? Sabahın köründe, tam böyle koşudan gelmişim duşumu almışım, köpek gibi açım. Nasıl içine doğmuşsa düşüncelinin! Mis gibi kahvaltı hazırlamış bana. Koştum sevdiceğimin evine. Yapabildiğim en sakin halimle yumuldum kahvaltıya ben. Bir yandan da sohbet ediyorduk ki konu dairelerimizin yedek anahtarlarına geldi birden bire. Evlerimiz birbirine epey yakındır bu arada, gelip gitmemizde hiç sıkıntı olmuyor mesafe çok az olduğu için. Benim epeydir düşündüğüm bir konuydu Ganta’ma yedek anahtarımı vermek ama çekindiğim için yapamıyordum. Konuyu kendisi açıp ilk anahtarı kendisi uzatınca müthiş bir rahatlıkla, ben de gaza geldim ve kendiminkini verdim. Verdim vermesine de…

Lan alt tarafı bir anahtar verecektim, anahtarı çocuğun ellerine ulaştırana kadar başıma gelmeyen kalmadı koca evde. İki kere hallendi bana çocuk. İlkinde kurtulmayı başardım abisi eve damladı diye ama, abisi gider gitmez kucaklamasın mı beni? Belim okşayıp götümü mıncıklıyor, yatağa falan atıyor eyvahlar olsun. Tamam ben de istiyorum, ben de bekliyorum! Fakat böyle olmaz ki. Birincisi, önce bir yediklerimizi eritelim amına koyayım, hem gündüz vakti ne bu? İkincisi, malikanede kafası kıyaktı bu herifin, hatta hatırlamama ayakları çekiyor hala. Ben de o vakti düşündükçe anlıyorum ki epey aceleye gelen oldukça acılı bir işti. Biraz sakin olmak gerekmiyor mu? Sakin ve de AYIK kafalarla, hatırlamak isteyeceğimiz güzel bir an yaratmak gerekmiyor mu? Özel olması gerekmiyor mu? Özel olmasını istiyorum.

İşte dün akşam değil ondan önceki akşam dışarı çıktım ikiz kardeşlerimle, Ganta ve kız kardeşi de geldi. Böyle anlatınca, ikiz kardeşlerim bir gün bu defteri bulup okurlarsa direkt anlayacaklar Ganta’nın kim olduğunu. O yüzden şimdiden, buradan Naka ve Miha’ya siktir olup gitmelerini, ağabeylerinin işine burunlarını sokmamaları gerektiğini söylemek hatta haykırmak istiyorum. Hep beraber dışarı çıkmamız, benim bugün öküz gibi uyumama sebep olan olayların başlangıcı oluyor. Amacım ikiz kardeşlerime içmeyi öğretmek, hem de yeni genin oldukları için onları tebrik edip, eğitimleri hakkında tavsiyeler vermekti. Bunu yapamadım denilemez, sadece tam istediğim gibi olmadı. Kardeşlerim epey hiperaktiftir, yedi kardeş arasında, hepimizi toplasan toplamımızdan daha fazla enerjiye sahiptirler. Hem de Miha kalp yetmezliğine sahip olmasına rağmen! Bunlar elbette rahat durmadı, Naka bir yandan soyunuyor, Miha bir yandan sinsi sinsi laflar sokup benim utanç verici sırlarımı döküyor derken epey yoruldum bunlarla uğraşırken. Neyse ki beni garipsemeyip olduğum gibi kabul eden Ganta’m gibi, kız kardeşi de ayıplamadı bu durumu, hatta epey keyif almış gibiydi ikizlerin yaramazlıklarından.

O kadar şamata ve uğraşmaya saatler nasıl geçmiş anlamamışız. Saat böyle 11 civarı kalktık evlere dağıldık. Benim salaklar bana sormadan bende kalma kararı almışlar kami kahretmesin. Sanırım Ganta dışında yeni evime ilk gelenler kardeşlerim oldu. Olsun, gecelere aktığım vaktin tekinde eve kadar sürüklediğim bir yabancının falan gelmesinden iyidir ilk misafirlerimin onlar olması. Ganta’nın kardeşi de onda kalır diye düşünüyordum ama istemedi. Kalsaydı sanırım şu an ne bu saate kadar uyumuş olurdum, ne de muradıma erebilirdim. Kemiklerim kırılıyor gibi de hissetmezdim. Kız kardeşini bıraktıktan sonra bana uğramasını istedim sevdiceğimden, nitekim de öyle yaptı. Dünyanın en tatlı, ama duruma en uygunsuz pijamasıyla geldi evime Ganta’m. Ulan tamam rahatsın yanımda iyi hoş, ben de senin yanında rahatım da, ELLİ GÜN DİYORUM. ELLİ GÜNDÜR DOKUNMAMIŞIM SANA, NEDEN KARDEŞLERİMİN YANINDA BENİ FİŞEKLİYORSUN Kİ? Neden böyle tatlısın ki? Of Ganta of.

Neyse pijamaymış, tatlılıkmış bakmayayım dedim, kalkayım bunlara ben sıcak çikolata yapayım dedim en likörlüsünden de keyifler iyice yerine gelsin. Benim ikiz kardeşlerim hiperaktif oldukları kadar buglıdırlar da. Rengarenk, cıvıldayan bir şey gördüler mi katatonik gibi kalıverirler öyle, saatlerde kıpırdamadan konuşmadan otururlar. Artık Tanrı’nın bana bir lütfu muydu, kardeşlerimin, duvarımdaki rengarenk boya lekesine kilitlenip bana Ganta’ya yavşama fırsatını vermeleri, yoksa belamı arayışımın başlangıcı mıydı bilmiyorum. “Madem tatlı bu, madem kardeşlerim iptal, yavşarım ben buna…” diyerekten sokuldum yanına. Kedi gibi sırnaştım da sırnaştım. Kovmasını, terslemesini bekliyordum fakat…

Ben nasıl sabırsızlanmışsam, beklemekten sıkılmışsam o da aynı durumdaymış belli ki. Terslemek yerine beni kucakladığı gibi kendi evine götürdüğüne göre. Aslında benim amacım olayı, bugdaki kardeşlerimin yanında ilerletip biraz heyecan katmaktı ama… Ben nasıl bu işin, kovalayan varmışcasına aceleye getirilmesini istemiyorsam, o da gereksiz aksiyon istemiyor demek ki. Gecenin o saatinde pijamalarla bunun evine geçtik biz. Biri görse evden kovulduk falan sanar. YOLDA TERLİĞİMİ DÜŞÜRDÜM BE! Ve sabah bulamadım o terliği. Bana terlik borcu var, söyleyeyim de alsın bir ara.

Bütün gün aptal kız arkadaşlarıyla oturup yatak muhabbeti yapan değersiz bir fahişe olmadığım için detay girmeyeceğim günlük-chan. Etkisini hala vücudumda, bilhassa bacaklarımda hissettiğime göre tahmin edebilirsin nasıl bir olay olduğunu. Acı verici, ama zevkliydi de. Korkutucu, aynı zamanda rahatlatıcı. Hem yanlış hem doğru, garip bir duygu doğrusu. NE DİYEYİM KAMİ ARTTIRSIN BÖYLE OLAYLARI, AMA ŞİDDETİ BİRAZ AZALMALI!

Sabahı Ganta-cağızımın evinde ettim haliyle. Ah, ne güzel bir duyguydu uyanır uyanmaz onun suratını görmek, DİYEMİYORUM. Herif benden önce kalkmış, kahvaltı hazırlamış bana. Bunu söylemek için atarlı atarlı uyandırdığı için beni de, gördüğüm şey suratı değil tavan oldu ilk. Ya… Şimdi günlük, bu herif seviştikten sonra kahvaltı hazırladığına göre bana, olur da bir gün benim evimde ortalık şenlenirse, benim de ona mı kahvaltı hazırlamam gerekecek? En son Riko diye bir kızı yaptığım tavuklu omletle kusturdum. Bir kere de evde sıkıntıdan biralı kurabiye yapayım demiştim, Ganta denedi onu hatta. Bana… Bana küfür ettiğini hatırlıyorum. ŞİMDİ BEN BU ADAMA SEKS SONRASI KAHVALTI HAZIRLARSAM HİÇ İYİ ŞEYLER OLMAZ YANİ!! Bir kere geceki performansını beğenmediğimi ima ediyorum sanabilir. Dışarıdan poğaça börek alsam kolaya kaçıyorum, başımdan savıyorum sanabilir. Of lan günlük, ne sikim işmiş bu sevgililik. Bir de bana diş fırçası verdi. Hadi o tamam neyse de, giderim ben de bardak veririm, olmadı tabak veririm, tabağımı çanağımı çalmaya merakı var. Onun çözümü kolay yani. Ama kahvaltı işi kötü oldu biraz. Acilen düzgün kahvaltılık nasıl hazırlanır öğrenmem lazım. LAN NE GÜZEL ESKİ EVDE ANAM HALLEDERDİ YEMEK İŞLERİNİ!

Acaip bir utanç bastı beni, fark etmiş midir bilmiyorum ama, kahvaltıyı fazla uzatamadım o yüzden. Gönül isterdi ki iğrenç sırnaşık sevgililer gibi sarılayım, sabah raunduna akayım. O rahatlık yok henüz bende. Ayık kafayla o işe giriştikten sonra benden tiksineceğini, çekineceğini düşünürdüm hep. Böyle olmamasına rağmen utandım işte elimde olmadan. Belki de bu iyi bir şeydir. Kendimi dizginlememe gerek kalmıyor doğal dizginlerim sayesinde, baksana elli gün diyorum günlük, elli gün be! Hani, alt katta komşum var bir tane Mutsuko diye, ona bakıyorum… Kadın ikinci günden ilişkisinde kırk level atlıyor, üçüncü gün kapı dışarı ediliyor. Ablama bakıyorum, Mutsuko orospusu kadar olmasa da o yolda ilerliyor. Bu bahsettiğim doğal dizginlerim umuyorum ki birbirimizden sıkılmamızı engelleyecek Mutsukogiller gibi. Altı senedir sıkılmamış olsak da, Ganta’nın benden bıkması, aklıma bile getirmeye korktuğum bir şey.

Eve geldiğimde neyse ki ikiz kardeşlerimin ölüsünü bulmadım. Çaktın mı günlük? Kyou orospusu olayı hani. Evi bok götürüyordu haliyle. Bir de inadına evlerine dönmek yerine benle biraz daha kalmak istemesinler mi? Sanırsın Ganta ile değil bu mallarla sevgiliyim. Ulan akşam nöbetim var rahat bırakın beni diyorum çıldırıyorlar, para vereyim kahvaltı yapın diyorum deliriyorlar derken bir baktım bunlar bana sarılmış, hep beraber yatağımda yatıyoruz. Ne kadar ittirsem de bunları, akşama doğru uyandığımda gene elleri kolları garip yerlerime sarılmış vaziyetteydik. Ganta’mda o kadar uyumama rağmen evde uyumayı başarmışım, nöbet psikolojisi bu olsa gerek. Bu öküzler benim uyanmamla anında fırladılar yataktan. İnsan bir günaydın der, insan bir nerede olduğunu sorgular, bir de Ninja olacak amına koduklarım. Çıkmadan bir kahve içeyim, bu sikikleri de artık kaçmalarını sağlayacak şekilde azarlayayım istemiştim ki, önceki gece bug’a girmelerine sebep olan şey dikkatimi çekti.

Buraya ilk taşındığım gece, Kyou’nun hayaletinin bana musallat olduğu ilk gece aynı zamanda. Sanırım daha önce söyledim bunu günlük. O gecenin sabahında evimi boyamaya ant içmiştim. Peşimde dolanan bir, aşırı miktarda sinir bozucu kız çocuğu olunca, elimdeki kırmızı boya fırçası duvarımla buluşup renk cümbüşü oluşturmuştu. Daha sonra o duvarı düzeltmeye çok üşendim. Göt kadar leke için yeni boya alasım gelmemişti. Üstelik… Otantik de duruyordu denilebilir. Nereden bileyim ikizlerin şu kadarcık şeyden bile afallayacaklarını? O değil, tekrar afallama riskleri de vardı giderayak. İşe geç kalmama neden olmalarını istemedim. Evlerine iyice geç dönerek, ailemle aramı iyice papaz etmelerini istemedim… O yüzden bunlar odamda saçmalaya dururken çarşaf getirdim içerden, bir de koli bandı. Çarşafı, lekeyi kapatacak şekilde kapattım lekenin üstüne, bantla da sabitledim. Duvarımı sikip atmayacak br yöntemdi bu, üstelik geçici de. İçerden kopuverip, ne yaptığımı anlamak için çarşafa hallendiklerinde, her zaman yaptığım gibi kafalarından yakaladım bunları, tokuşturdum birbirlerine. Çok boy farkı yok aramızda, hatta benden epey uzun olacaklar ileride. Ama yine de “Ablanızın eseri. Kyou ablanızın…” derken biraz eğilmek zorunda kaldım bunlara o vaziyette. Anlamadı tabi salaklar.

Zira ailenin diğer üyelerinin kolay kolay anlayamacağı çok şey vardı Kyou ile aramda, günlük.

Verdim böyle gizemi bunlara, sonra zorla benimle çıkardım dışarı evden. EVLİ EVİNE KÖYLÜ KÖYÜNE GÜNLÜK! Bunları elinden tutup götürürken Ganta’mın camına da bir bakış attım ammaaa… Yoktu be günlük, akşam romantikliğimiz eksik oldu o yüzden. Yolların iyice dallandığı ve eski evime ulaştığı noktaya yaklaştığımızda kardeşlerim, ellerinden tutularak eve götürülmenin onur kırıcı olduğunu söyledi. Bırakmazsam da suratıma balgam atacaklarını söyleyerek tehdit etti. Ne sikim ailem var lan. Dedesi suratına balgam atan ezik bir çocuk vardı akademide, benim de kardeşlerim o yolda ilerliyor sanırım. Dede olduklarında torunlarının onurunu delice kırıp balgam atan huysuz dedeler olurlar bunlar herhalde. Gerçi dede olmalarına çok var. Dede olmaları için evlenmeleri lazım ilk. Evlenmek için kız bulmaları lazım en helal süt emmişinden. Tabi kızı bulmak yetmiyor bir de kuşu öttürmeleri lazım. Kuşları ötüyor mudur? Bunların yaşındayken benim ki ötmek ne kelime, bağırı-Yazmadım farz et bu cümleyi. Neyse, belki de bir gün bunların kuşları hakkında muhabbet açmalıyım. Hatta Ganta’nın yanında yapmalıyım bu muhabbeti ki iyice rezil rüsva olsunlar. Hmmm… İyi fikir.

Neyse günlük, nöbette bi sik olmadı. Resmen haybeye gidip boş gezerek mesaimi doldurduğum bir nöbet oldu. Normal şartlar altında olaysız sakin geçen gece nöbetlerini severim ama insanın kasıkları, bacakları, her yanı ağrıyorken çekilmiyor biliyon mu? Ağrıydı, uykusuzluk ve yorgunluktu derken hal böyle işte, on iki saat uyumuşum. ÖLSEM KİMSENİN UMRUNDA DEĞİL YANİ!

Aq günlük sana siqiş anlatıcam diye kaç sayfa yazı yazmışım, siktir git gözüm görmesin seni.

Devamı gelecek...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00

Re: Kiyo'nun Dünyası

Mesajgönderen Shiomiya Kiyo tarih 05 Tem 2015, 03:28

Son zamanlarda oldukça... Huzurlu hissediyorum.

Zaman zaman hiç hissetmediğim kadar üzülmeme sebep olsa da, artık uyandığımda gördüğüm ilk yüzün onun ki olması beni o kadar mutlu ediyor ki. Kötü hisler kadar, hatta onlardan daha çok, iyi hisleri de tanıştırdı benimle sanki. Sanki değil, öyle. Bazen diyorum ki, keşke daha önce hislerimin farkına varsaydım. Keşke daha önce bu mutlu anları onunla yaşasaydım. Geç kalmış da hissetmiyorum ama, aç gözlülük benimki galiba.

Gece lambası olmadan uyuyamazdım bundan önce. Sırtımda hissettiğim kalp atışları sayesinde artık karanlık beni korkutmuyor. Vay be, aşk bu kadar güçlü bir şey miymiş? Korkularını silip atıyor, yerlerine çaktırmadan yenilerini saklıyor. Kaybetme korkusu mesela... Bundan önce böyle bir korku deneyimlediğimi hatırlamıyorum. Onu kaybetmek istemiyorum. Onu bir daha görememe düşüncesini aklıma getirmek istemiyorum. Hep onunla olmak istiyorum. Hep... Ömrümün sonuna kadar.

Çok değil birkaç hafta önce yeni bir eve çıktık onunla. Eh, bunu yazdığıma göre artık ismini ne kadar saklarsam saklayayım anlaşılacaktır sevdiğim kişinin kim olduğu değil mi? Hem, onunla birlikte olduğumdan beri daha özgür hissediyorum, bu özgürlüğü bir defter parçasından saklamamalıyım. Ah... Nishiyama, Nishiyama, Nishiyama.

Bir kuşumuz var bu evde. Aslında iki. Kelime anlamından vuracak olursak, aslında dört. Şimcik, biri papağan. Diğeri ise ne idüğü belirsiz bir öküz. Kalan ikisi de tavuk. Birini yanlışlıkla yolduk gerçi ama çıkmaya başladı yeniden tüyleri. Şimdi camdan baktım da bunları yazarken, dolanıyo dışarda pıtı pıtı. Yazık la hayvana. Öküz olan konuşabiliyor ama uçamıyor. Cidden öküzmüş di' mi? Bi ara gidip onu eğitmem lazım bu konuda. Aslında, kendimi de eğitmeliyim ha. Papağan olan da... Papağan işte. Bildiğin, düz, rengarenk, sinir bozucu bir papağan. Başlarda konuşmuyordu ama şimdi bir kaç küfür öğrenmişe benziyor.

Nishi'nin doğum günü yaklaşıyor. Heyecanlıyım epey. Yeni evimizde kutlamamız, ikimiz için de ortak ve yeni bir başlangıç demek olacak gibi geliyor bana. Yani aslında öyle değil tamam mı? Zaten bu eve elimizde kolilerle zımbırtılarla girdiğimiz vakit yeni bir sayfa açıldı bizler için ama... Ne bileyim sanırım böyle önemli günlere, yıldönümlerine falan aşırı dikkat edip mana yükleyen bir tipim. Ne alsam acaba ona? Tulum? Tulum giymeyi epey seviyor, evde genellikle tulumla takılıyor. Yakışıyor da pezevenge. Örgü örmeyi öğrenip hırka mı örsem ona en sıcak tutanından? Kış çocuğu ne de olsa, anlamlı olurdu. Aslında kitap almalıyım, kitap okumayı seviyor çünkü. Fakat edebiyat konusunda öküzden daha öküz olmayı başarabildiğim için gider dünyanın en tırt kitabını seçerim şimdi ben. Sonra kapağına bakmaya bile tenezzül etmez falan, üzülürüm öyle. Acaba... Defter mi alsam? Böyle benimki gibi, duygularını aktarabileceği günlük niyetine kullanmalık bir defter. Öyle benimki gibi süslü püslüi kurbağa çıkartmalı falan değil, sade bir şey. Başta burun kıvırıp yazmayı reddeder belki ama, sonra büyüsüne kapılıp yazmaya başlar hı? Anlar sonra ne kadar rahatlatıcı olduğunu, günlük tutmanın.

Ben bunu bir düşüneyim günlük. Görüşürüz.

Devamı gelecek...
Resim
Lejant
Kütüphane
Künye
İsim Shiomiya Kiyo
Yaş 16
Cinsiyet Erkek
Element Suiton
Seviye C-Rank
Rütbe Chuunin
Alım Gücü 2 -FAKİİİİİİİİEEERRRR!!/2
Kullanılabilir GP 32

Eksiklikler/Özürler Yok

Ekipman
Matara, "Gama" (蜍)
İçerisinde 3 suiton tekniğine yetecek su barındıran, sağlam sızdımaz matara. Ağırmış az.
Geyikotu Özü, 50gr.
Ufak çiziklere ve yanıklara iyi gelir.
Koku Bombası (屁), İkili paket
Bazı genjutsu tekniklerinden kurtulmak için özel olarak üretilen bu bombalar, haliyle ileri seviye teknikleri kıramazlar.

Beceri Chakra Kontrolü 2

Profil
Güç: 8
Çeviklik: 7
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka:3


Ninjutsu

Suiton
Jousui
Ninja gerekli el mühürlerini yaptıktan sonra ellerini kirli bir su birikintisine değdirir. Elini kaldırdığı anda, su birikintisinden arıtılmış ve tamamen içilebilir bir su kütlesi, iki el ile tutulabilecek bir küre şeklinde kullanıcının elinde oluşur. Daha sonra teknik bozulmadan bu su bir matara veya kaba aktarılır. Bilinen tüm hastalık ve zehirler sudan bu yöntem ile ayrılabilir.
Suiben
Ninja oldukça kısa olan el mühürleri serisini Ushi mühründe bitirir. Mühürleri tamamlamasının ardından kullanıcı elini bir su kütlesinin içine sokar ve ardından suyun içinde avucunu yumruk haline getirecek şekilde sıkarak çeker. Bu sayede kullanıcı suyun içinden uzunluğu, kalınlığı, sağlamlığı chakrası ile oranlı olan bir kırbaç çıkarır. Bu kırbaç her ne kadar sudan oluşmuş olsa da hemen hemen katı bir cisim özelliği gösterir. Bu sayede hedefe fiziksel zarar verebileceği gibi onları bağlama gibi işlerde de bu kırbacı kullanabilir.
Kizame no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra bir su kütlesine odaklanır. Odaklandığı su kütlesinden kabaca bir köpekbalığının başına benzer bir şey çıkar ve rakibi yakalamaya çalışır. Bir şekilde rakibi herhangi bir yerinden yakalarsa bırakmaz ve o su kütlesinin olduğu yerde tutar. Teknikten kurtulmak için aktif olarak köpekbalığı kütlesine zarar verip somutluğunu bozmak gerekir.Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur. Köpekbalığının ısırdığı yerler hasar alır.
Niji no Jutsu
Ninja el mühürlerini tamamladıktan sonra yere büyük miktarlarda su kusmaya başlar. Bu su, toprak tarafından zor emilir ve ninja tarafından diğer suiton teknikleri için kullanılmaya uygundur. Kullanıcı istediği kadar su kusabilir, ancak ne kadar çok su çıkarmaya çalışırsa o kadar çok süre geçer. Ortalama bir shinobi, 5 saniyede, bir kaç suiton tekniği için gerekli suyu ortama boşaltmış olur. Tekniğin bir diğer formu olarak da, kullanıcı ağzından hemen hemen bir gülle boyutunda bir su kütlesi fırlatır. Bu su kütlesi çarptığı duvar benzeri dikey yüzeylerde kalır ve kullanıcının diğer teknikleri için zemin oluşturur. Rakibe fırlatılırsa herhangi bir etki yaratmaz.
Suijinheki
Ninja kısa olan el mühürleri serisini Tora mühründe sonlandırır ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefesi hızla dışarıya veren kullanıcı yüksekliğini ve genişliğini harcadığı chakra ile oranlı olacak şekilde su kütlesi püskürtür. Bu su kütlesi özellikle defansif anlamda kullanıcı birçok ataktan koruyabilecek bir yapıya sahiptir. Kullanıcı etrafında su kütlesi olması halinde, bu su kütlesini kullanarak da adeta bir bariyer oluşturabilir. Bariyerin şekli tamamen kullanıcının kullanacağı chakra miktarı ve suyun yapısının el verdiği ölçüde her halde olabilecek niteliktedir.
Takonagi no Jutsu
Ninja ortalama bir el mührü dizisinin ardından ortamdaki suyu vücuduna çekmeye başlar. Su, kullanıcının sırtında 4 tane ahtapot kolu oluşturacak şekilde birikir. Bu kollar sert ve hızlıdır, kullanıcıya yakın dövüşte yardımcı olurlar. Çeşitli silahları tutabilir ve fırlatabilirler. Kullanıcı etrafında bir kalkan görevi görebilirler ve gelen saldırılara karşı tepki verebilirler. Eğer bir kol ağır hasar alırsa suya geri dönüşür, kolu tekrar yaratmak için ekstra chakra harcamak gerekir. Açık kaldığı sürece chakra yer. Tekniğin ardından kullanılan su kütlesi kaybolur.
Bousen no Jutsu
Kullanıcı kısa sayılabilecek bir el mühürü dizisinin ardından ağzından çok ince bir su kütlesi püskürtür. Bu kütle, aşırı derecede delici ve kesicidir. Kullanıcı tekniği istediği kadar açık tutabilir. Teknik 15 metreye kadar delici ve kesici özelliğini korur, daha uzak mesafelerde ise etkisini yavaş yavaş kaybeder. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.
Ninpou
Kuchiyose no Jutsu - Henüz hazır değil.
Jinteki Mayu no Jutsu
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından yatar pozisyona geçer ve tekniği aktifleştirir. Teknik, kişiyi siyah bir ipeksi doku ile sarar. Tamamen sarılan kullanıcı, içeriden dışarıyı görebilir, ancak dışarıdan içerisi görünmez. Kullanıcı dinlenmek veya uyumak için bu tekniği kullanabilir. Doku, yağmur suyunu geçirmez. Kullanıcı istediği zaman Kai mührü ile tekniği bozabilir, bu dokunun yokolmasına ve kullanıcının içinden çıkmasını sağlar.
Doubutsuhen no Jutsu
Kullanıcı ortalama bir el mührü dizisinin ardından yakındaki bir hayvan ile göz teması sağlar, ardından o hayvan ile konuşabilir hale gelir. Her bir hayvanın kendi kişiliği vardır ve kullanıcıya itaat etmek veya sordukları sorulara cevap vermek zorunda değildirler. Teknik 5 dakika kadar aktif kalır, ardından kullanıcıya uyguladığı stres yüzünden 15 dakika kadar tekrar kullanılamaz. Göz teması kurulan dışındaki başka bir hayvan ile konuşulamaz.


Taijutsu

Shinshouki Stili, C-Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Shinshouki Tekniği, Kage Buyou, C-Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Kullanıcı avatarı
Shiomiya Kiyo
 
Mesajlar: 224
Kayıt: 09 Eyl 2014, 00:00


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron