Yoshiro; Kısa cümlelerin sonlandığında, Ogawa pek tatmin olmuş gibi durmuyor. Kendi kendine bir şeyler bıdırdanmasının ardından Kikaku'ya bir bakış atıyor. Senin de bakışların aynı anda Kikaku'ya dönerken, Kikaku'nun omuzlarını silktiğini görüyorsun. Ogawa tekrar sana döndüğünde, “Bu kadar mı yani? Minami Fuki ismini verdin diye seni aramıza mı almalıyız?” diyor tok sesiyle. Sana birkaç adım daha yaklaşan Ogawa kaşlarını daha da çatarak sana bakarken “Bak evlat... Bizden bir şey istiyorsan, bize bir şey vermelisin! Şu an bir düşman olarak boynunu kırmamam için önümde hiçbir engel yok! Anlıyor musun evlat?” diyor. Bakışlarını üzerinde iyice sertleştiren Ogawa “Bana öyle bir şey söyle ki evlat, birkaç saniye sonra bu odadan ismi bile hatırlanmayacak bir ceset olarak değil, tek vücut halinde, bizim koruyup kolladığımız bir dostumuz olarak çık!” diyor. Durumu gayet net bir şekilde sana aktaran Ogawa'nın ciddiyeti konusunda bir tereddüdün bulunmuyor. Diğer bir deyişle, bunun son şansın olduğu noktasında içinde hiçbir şüphe oluşmuyor.
Eijiro ve Shusa; Sessizlik içler acısı bir hal almaya başladığında, ilk konuşmaya başlayan Eijiro oluyor. Kendine has üslubuyla konuya giren Eijiro'ya karşı Fuki, daha önceki tavrından uzak bir tutum segiliyor. Fuki “Otogakure ve Takigakure arasında bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmanın halka açık kısımları, ticari faaliyetleri kapsıyor. Ancak halka açıklanmayan kısımları da var. Bu konuda Jin bir hayli bilgi elde etmişti, ancak bunların sadece bazılarını bana verdi. İki köy arasında ortak tek nokta bizim ülkemiz... Diğer bir deyişle, askeri işbirliği sadece ülkemizle sınırlı. Bunun dışında iki köy arasında bir askeri işbirliği söz konusu olmayacak. Anlaşmanın bir diğer detayı ise, herhangi bir saldırı harekatının kapsam dışı olması. Yani bu iki köyden biri ülkemize saldırmayı tercih ederse, diğer köy hiçbir destekte bulunmayacak.” diyerek anlaşmanın ana hatlarını belirtiyor. Hemen ardından ise “Benim bildiklerim bunlardan ibaret. Bu hususların doğrulu noktasında hiçbir şüphe yok. İki köy de bizden bir saldırı bekliyor. Bu yüzden de her ihtimalde bizi kışkırtmaya çalışacaklar. Bizden gelecek en ufak bir saldırı hamlesi, iki köyün de bize saldırmasına sebep olacak. İlk saldıran biz olduğumuz için de, diğer köylerden destek bulma şansımız azalacak.” diyere düşüncelerini dile getiriyor.
Bu anlatımların ardından Shusa'nın konuşmasına istinaden Fuki “Ben geri dönemem... En azından resmi bir emir alana kadar bunu yapamam. Ayrıca daha fazla bilgi etmek için uğraşmam gerek. Siz Jin'in taraf değiştirdiğini ve öldüğünü söyleyin, ben başımın çaresine bakmaya çalışacağım.” diyerek geri dönüş önerisini reddediyor. Bu cümlelerinin ardından ise Fuki “Buraya kaç kişi geldiniz? Eğer sizden başka biri yoksa, Eijiro'nun da söylediği gibi hemen ayrılmanız lazım.” diyor.