[B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.

Moderatör: Game Master

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Daisuke Yoshiro tarih 30 Ağu 2016, 15:06

Sanırım hayatımda ilk defa bu kadar aşağılanmıştım. Karşımdaki adam her kelimesinde beni yermek için elinden geleni ardına koymuyordu. O konuştukça ben yumruğumu sıkıyor, söylediklerine tahammül etmeye çalışıyordum. Tamam, ben de insanları hor görüyordum fakat Kikaku'nun yanında melek gibi kalacağıma eminim. Bu davranışlarının sebebi ya ego ya da güç olmalıydı. Belki de ikisi birlikteydi. Koridor boyunca yayılan hücrelerden yayılan seslerle çok korkulan birisi olduğunu anlamıştım. İnsanların ondan korktuğunu bilmesi egosunu tatmin ediyor olmalıydı. Yoksa böyle bir insanın doğal tavırlarının bu olması gerçekten imkansızdı. Ayrıca az önce karşımda konuşan ciddi, umursamaz adam aniden beni yerin dibine sokmak için dalga geçer bir tavırda konuşmaya başlamıştı. Dengesiz birisi olduğu her halinden belliydi fakat benimle dalga geçmesi bana sinir olduğunu gösteriyor olmalıydı.

Dediklerimde haklı olabilirdim. Aniden beni yermek için dalga geçer bir tavra bürünmesi bunu gösteriyor olabilirdi. Fakat o an elimdeki tek şansın bu olduğunu biliyordum. Hayatta kalma içgüdüm harekete geçmiş gibiydi. Kikaku'ya güvenmekten başka çarem yoktu. Ama mantığımla düşündüğümde bu adama geri kalan hayatımın hiçbir saniyesinde güvenmemem gerektiğin hissediyordum. Kalbim parmaklıklara koşup her şeyi bağıra çağıra itiraf etmek isterken beynim hiçbir şey konuşmayıp bu hücrede sürünmeyi istiyordu. Bir karara varmam gerektiğini biliyordum. Kikaku her adımıyla birlikte benden daha da uzaklaşıyordu. Fazla zamanım yoktu. Karar vermeliydim. Ne tarafı dinlemem gerektiğine bir türlü karar veremiyordum.

Parmaklıklara koştum ve "Minaki Fuki!" diye bağırdım. O an nasıl ve neden bunu yapmaya karar verdiğimi bilmiyordum. Sadece gittim ve Kikaku'nun duyabilmesi için yeterli seviyede bağırdım. Elimdeki tek şans buydu ve değerlendirmek zorundaydım.
Resim


Künye
Cinsiyet:Erkek
Fraksiyon:Hikari
Element:Katon
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Ryo:25.000 Ryo
Prestij:Moumoku/1
Kullanılabilir GP:15

Motivasyon
-Köyün başına geçerek bir dişinin egemenliğinden kurtulmak.

Komplikasyon
-Öfke nöbetleri-cinnet geçirmesi çoğu sinir-stres halinde olasıdır.

Özellikler
-

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:5
Zeka:5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Hibashiri
Yari no Mokou
Choune no Jutsu
Yami no Me
Kasumi Enbu no Jutsu

Taijutsu
Taijutsu Disiplini, Rinjoushou D-Rank

Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Daisuke Yoshiro
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 02 Tem 2016, 19:47

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Chisa Shusa tarih 30 Ağu 2016, 19:58

Raigen için gerekli olan mühürleri elimden geldiğince hızlı bir şekilde yaptıktan sonra hiç beklemeden ellerimi birbirine çarpmıştım. Jutsunun başarılı olduğunu adamın birkaç adım gerilemesiyle anlamıştım. Eijiro da plana uygun bir şekilde benimle eş zamanlı olarak atağa geçmiş ve ölümcül darbeyi vurmayı başarmıştı. Demek ki neymiş? Fazla gurur göte vururmuş. Bu sayede kolay lokma olmadığımızı adama göstermiştik. O bize henüz dokunamamışken bizim ona böyle bir darbe indirmemiz aramızdaki seviye farkının o kadar da belirgin olmadığının bir göstergesiydi.

Eijiro'nun uyguladığı jutsu kalıcı hasar bırakabilecek bir şeye benziyordu ki bu nedenle ben de Jin'in bu saldırıdan sağ çıkamayacağını, en iyi ihtimalle bayılacağını düşünmüştüm. Aramızdaki mesafe yüzünden neler olup bittiğini tam olarak görebilmiş olmasam da adamın bir şekilde kendini savunduğunu ve Eijiro'nun jutsusundan alması gereken hasarı indirgediğini anlayabilmiştim. Eijiro ile arasında biriken çamur da bunun bir göstergesiydi. Son anda bir şeyler yapıp diğer tarafa gitmekten kurtulmuş olmalıydı.

Eijiro'nun yerinden zıplaması dövüşün henüz bitmediğini düşünmeme sebep olmuştu. Açıkçası Fuki sağsalim elimizdeyken Jin'e canlı olarak ihtiyacımız yoktu ve köyümüzü satan bir şerefsizin yaşaması için uğraşmak gibi bir niyetimin olmadığını da açık açık söyleyebilirim. Bu yüzden hazır üstünlüğü sağlamışken adam son nefesini verene kadar onu pataklamak niyetindeydim. Aramızda 20 metrelik bir mesafe vardı ve genjutsularımın etkili olabilmesi için bu mesafeyi azaltmam gerektiğinin bilincindeydim. En azından adamın görüş açısına girecek kadar ona yaklaşmam gerekiyordu. Hızlı bir şekilde yeterli mesafeyi sağladığımda Rishuu için gerekli mühürleri yapmaya başlayacaktım. Jin, zaten yerde kendini savunmaya çalıştığından dolayı şu an için bana müdahale etmesi imkansız gibi duruyordu. Eğer Jin'in görebileceği bir konuma geçip jutsumu başarılı bir şekilde uygulayabilirsem oluşturduğum kazıkların beşini birden Jin'in üzerine yollayacaktım. Birkaç tanesini bile isabet ettirmemin zaten acılar içinde kıvranan jouninin bayılması için yeterli olacağına inanıyordum.
Lejant
Karakter Gelişimi

Künye
İsim: Chisa Shusa
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: D-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 61.000
Prestij: Tanjou/0
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon: En iyi genjutsu ustası olmak.
Komplikasyon: -
Özellikler: -


Profil
Güç: 2
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 3
Zeka: 8

Ninjutsu
Shunshin D-Rank
Daitoppa C-Rank

Genjutsu
Kininaru Kimochi D-Rank
Kuroshiki D-Rank
Rishuu C-Rank
Raigen C-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Disiplinler
Houkibo D-Rank
Taroubo D-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Chisa Shusa
 
Mesajlar: 35
Kayıt: 02 Tem 2016, 21:57

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 31 Ağu 2016, 08:43

Eijiro; Jin’e yaklaşmak için havadan bir saldırıyı uygun görerek harekete geçiyorsun ve ayaklarında biriktirdiğin chakra ile zıplıyorsun. Aynı anda Kizetsu için gerekli el mühürlerini yapıyor ve tekniğini hazırlıyorsun. Seninle eş zamanlı olarak Jin de el mühürleri yaparken, bunun tek taraflı bir saldırı olmayacağını anlayabiliyorsun. Ne var ki havada hareket kabiliyetin yok olduğu için, saldırının başarılı olmasını ummaktan başka bir şey yapamıyorsun.

Jin ile arandaki mesafe 3 metreye indiğinde, Jin’in ayağını sertçe çamura vurduğunu ve çamurdan bir mızrağın fırladığını görüyorsun!

Jin ile arandaki mesafe 2 metreye indiğinde, elinde biriken elektrik akımını Jin’e yolluyorsun. Ancak Jin de eline gelen mızrağı da aynı şekilde sana yolluyor. Jin sola doğru bir kaçma hamlesi denerken, bunun elektrik akımından kaynaklı olduğunu anlayabiliyorsun. Faakt şu an önceliğin bunu düşünmek olmadığı için, giderek yaklaşan mızrağa odaklanıyorsun. Havada yapabileceğin hiçbir hareket olmadığı için mızrağın sana az hasar vermesini dilemekten başka bir şey yapamıyorsun. Mızrak ise, sol kaburganın hemen altından giriyor ve sırtından ucu çıkıyor! Kendini çamurun üstüne düşerken bulduğunda ise, mızrağın beklediğinden daha fazla hasar verdiğini anlıyorsun!

Shusa; Rishuu’yu uygulamak için Jin’in seni görmesini sağlamak için hareketlensen de, yakın mesafede dövüşmekte olduğu Eijiro yüzünden seni bir türlü fark etmiyor. Bu sebeple kendine uygun bir açı aramaya devam ederken, Jin ve Eijiro’nun savaşına şahitlik ediyorsun. Yerinden zıplayan Eijiro’nun elektrik akımı oluşturmasını, Jin’in de aynı sıralarda kendi elementinden bir mızrak meydana getirmesini, ikisinin de saldırıları yapışını, Eijiro’nun elektrik akımı havada ilerken, Jin’in mızrağının Eijiro’ya saplanışını, Eijiro’nun sırtından ucu çıkan mızrakla beraber yere düşüşünü, Jin’in ise gülümseyerek seninle göz göze geldiğini…

Jin’in bacaklarının kasıldığını, gülümsemesinin yok olmasından anlayabiliyorsun. Bu sebeple de Rinshuu için her şeyin hazır olduğunu fark ediyorsun. Kazıkların havada oluşurken, Jin’in yüzündeki tedirgin ifadeyi rahatlıkla görebiliyorsun. Beş kazık da Jin’in çeşitli uzuvlarına isabet ederken, Jin’in acı içindeki haykırışlarını duyuyorsun! Dizleri üstüne çöken Jin, genjutsunun etkisi altında kalmışken, Iwa Bunshin’in de kayaya dönüşerek yok olduğunu fark ediyorsun. Ancak Jin’in bir Jounin olduğunu düşünürsen, genjutsunun her an yok olacağının bilincindesin. Jin ile aranızdaki mesafe ise 10 metre civarında.

Eijiro; Bir metre kadar karşında olan Jin’in acı haykırışları, seninkileri bastırmaya yeterken, vücuduna saplanan mızrağın hareket kabiliyetini bir hayli sınırladığını fark ediyorsun. Dolayısıyla da şu anda saldırı avantajın var gibi görünse de, saldırabilecek durumun bulunmuyor. Vücuduna saplanan mızrağı çıkardığın vakit ise, kanama sebebiyle ölme riskin bulunuyor. Kısacası, Jin’in işini bitirme konusunda düştüğün başarısızlık, şu an için senin canını mızraktan daha fazla acıtmakta. Bu iki acı da senin hareketsiz kalmana neden olmakta.
Kapalı konu
Eijiro, bu tur hiçbir saldırı yapamaz.

Yoshiro; Parmaklıklara koşup Fuki’nin ismini söylediği anda, Kikaku’yu hemen yanındaki hücreye sırtını dayamış bir şekilde buluyorsun! Sanki bu anın olacağını biliyormuş gibi bir gülümsemeyi suratına yapıştıran Kikaku “İnsanoğlu böyle işte… Kendini zeki sanarken aptal, her şey sanarken bir hiç olarak görebiliyor.” diyor tekrar hücrene doğru gelirken. “Çaresizlik…” diyerek lafa giren Kikaku “İnsanın elindeki her şeyi almaya yeter. Burada çürüyecek olmanın verdiği çaresizlik de senin elindekileri almamıza yetecektir.” diyor. Elini bu anda Saru mührü pozisyonuna getiren Kikaku birkaç saniye sonra iki elini ayırıyor ve iki eli arasındaki mavi chakrayı net bir şekilde görebiliyorsun. Bu chakra sağ elinde toplanıp karmaşık bir şekilde dönüşürken, Kikaku bu elini hücrenin kapısındaki parşömene basıyor ve parşömeni koparıp atıyor. Kikaku’nun elindeki mavi chakra, bu kez sol eline hareketlenirken “Şimdi sana hediyemi vereyim.” diyor.

Buradan çıkmak için başka seçeneğin olmadığını bildiğin için, kendini Kikaku'ya teslim ediyorsun. Kikaku ise sağ eliyle kıyafetinin üst kısmını yırttıktan sonra, sol elini kalbinin üstüne koyuyor. Birden içini kaplayan yanma hissi ile bağırmaya başladığında Kikaku gayet sakin bir şekilde “Birkaç saniye dayan.” diyor. Gözlerin kalbinin olduğu yere gittiğinde ise, Kikaku’nun mavi chakrasının kırmızı lekeler bırakarak içine aktığını görebiliyorsun. Acı giderek artarken, Kikaku elini çekiyor ve sen de kırmızı garip lekelerin yok oluşunu görüyorsun.

Vücuduna yerleştirilen yeni mührün ardından Kikaku “Şimdi geldi diğer mührü çözmeye.” diyor sıradan bir şeyden bahseder gibi ve birkaç el mührünün ardından, iki elini birden karın bölgene koyuyor. Karın bölgendeki mühür kaybolurken, Kikaku da ellerini çekiyor vücudundan. Sen de chakra akışının tekrar başladığını ve vücudunda hareket ettiğini anlayabiliyorsun. Kikaku hafif bir gülümseme ile sana bakarken “Eğer jutsu kullanıp kullanamayacağın konusunda bir şüphen varsa, sana zindandaki bir tutsağı ayarlayabilirim.” diyor. Hemen ardından ise Kikaku “Eğer yoksa, Daichou-sama’yı bekletmeyelim. Seni ona götüreceğime söz verdim ve beklediğimden fazla zaman kaybettim.” diyerek, en başından beri niyetinin en olduğunu gösteriyor sana.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Daisuke Yoshiro tarih 31 Ağu 2016, 18:07

Tek bir isimle Kikaku'yu geri döndürmüştüm. Bunun olacağını zaten biliyordum fakat doğruyu yapıp yapmadığım konusunda kararsızdım. Bu kararı verirken ardımda iki kişiyi de getirmiştim. Buraya birlikte geldiğim iki kişiyi şimdi ispiyonlamak zorundaydım. Bunda hiçbir suçluluk hissetmiyordum. Sonuçta hayatta kalmak için her şeyi yapmak zorundaydım. Fakat içimden bir ses bunun doğru olmadığını, yapmamam gereken bir hareket olduğunu söylüyordu. Yapacak bir şey yoktu. Onlar da bu batağın içine zaten girmiş olmalılardı. Aramaya çıktıkları iki casustan birisi bize ihanet etmişti. Belki ihanet edeni bulup savaşa girmişler, belki de masum olanı bulup çoktan köyden kaçmışlardı. Fazla değerli insanlar olduklarını da pek düşünmüyorum açıkçası. Bu yüzden onları açığa çıkardıktan sonra başlarına geleceklerden ben değil, tamamen onların şansı sorumluydu.

Kikaku güzel konuşmuştu aslında. İnsanın yaşayabileceği değişkenliklerden bahsetmişti. Bu sadece benim başıma gelmiş bir şey değildi. Belki de bu hapishanedeki her hücrede bunu görmüştü. Fakat bu onun da yaşamayacağı anlamına gelmiyordu. Sonuçta buradan çıkacak ve götümü kurtaracaktım. Sonrasında yapacaklarım tamamen yeni ufuklara yol açmaktan ibaret olacaktı. Hücreme geri dönüp bana söylediği o sözlerden sonra öldürmek istediğim insanlar içinde birinci sıraya geçmişti. Ona bu acıyı, bu çaresizliği hapishanedeki herkes için yaşatacaktım. O da bir insandı. Zaafları olmalıydı. Yaşadığım her saniye ona kafa tutabileceğim güce kavuşmak için olacaktı.

Harekete geçmeye başlamadan önce o kadar çok şeye tanıklık etmiştim ki, hepsi bana deli saçması şeyler gibi gelmeye başlamıştı. Kikaku'nun bana birkaç saniyeliğine hissettirdiği o acı burada neden korkulan bir adam olduğunu çok iyi açıklamıştı. Bana ne yaptı bilmiyorum ama acı verdiği ortadaydı. Yaptıklarının hiçbirine anlam veremezken kendimi tekrar salak ve işe yaramaz bir insan gibi hissetmeye başlamıştım. Gözümün önünde yaşananlar tamamen bilgi ve tecrübe birikiminden ibaretti ve bende ikisi de yoktu. Kendimi bu kadar üstün görürken daha hiçbir şeyi bilmiyor olmak kendimi acınası hissettirmeye başlamıştı.

Hayatımın ilk ve tek hapis hayatını sadece birkaç dakika yaşamıştım. Tekrar yaşamak istiyor muydum? Hayır. Bir daha asla böyle bir hataya düşmek gibi bir niyetim yoktu. Daha fazla bu delikte durmak istemiyordum ve Kikaku'ya sadece "Gidelim." demiştim. Yolun sonuna geldiğimi düşünürken daha yolun başındaydım.
Resim


Künye
Cinsiyet:Erkek
Fraksiyon:Hikari
Element:Katon
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Ryo:25.000 Ryo
Prestij:Moumoku/1
Kullanılabilir GP:15

Motivasyon
-Köyün başına geçerek bir dişinin egemenliğinden kurtulmak.

Komplikasyon
-Öfke nöbetleri-cinnet geçirmesi çoğu sinir-stres halinde olasıdır.

Özellikler
-

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:5
Zeka:5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Hibashiri
Yari no Mokou
Choune no Jutsu
Yami no Me
Kasumi Enbu no Jutsu

Taijutsu
Taijutsu Disiplini, Rinjoushou D-Rank

Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Daisuke Yoshiro
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 02 Tem 2016, 19:47

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Kumagari Eijiro tarih 01 Eyl 2016, 01:30

Karşımdaki kendini beğenmiş orospu evladını götünden sikmek için harekete geçmiştim tekrar. Seksi chakramı ayaklarımda topladıktan sonra hızlı bir hamleyle kendimi ileriye doğru atmıştım. Yerdeki sikik çamurdan yürümek gibi bir düşüncem yoktu. Bir kartal edası ile havaya sıçramışken ellerimle de iyice anasını sikmek için mühürleri ardı ardına sıralamıştım. Adamdan başka bir yere bakmadığım için gördüğüm şeyler ise yaptığım hamleden bir miktar şüphe duymama yol açmıştı. Kancık da mühürler yapmaya başlamıştı. Havada gayet kolaylıkla hedef alınabilir bir haldeydim ve bana saldırmaması için elinde hiçbir sebep yoktu. Nasıl olsa düşmandık amınakoyim. “Hasiktir.” Bu kelime ağzımdan süzülmüş olsa da geri dönüş için çok geçti. Bu vakitten sonra her şey olacağına varacaktı. Buradan belki de bir delikanlı sağ çıkacaktı. Belki de hiçbiri. Hadi bakalım amın oğlu, görelim hünerlerini!

Keşke son lafı düşünmeseydim he. Gördüğüm şey pek de iç açıcı değildi çünkü. Sikik herif şimdi de yerden bir mızrak çıkartmıştı. Evet! Birazdan bu gördüğünüz şey götüme girecekti sayın seyirciler! Ulan düştüğümüz hallere bak be. Neyse birader, başa gelen çekilir. Aramızdaki mesafe benim jutsum için sonunda gerekli mesafeye düşmüştü. Bu yüzden hiç zaman kaybetmeden elimdeki elektriği adamın ayaklarına doğru yollamıştım. Eğer başarılı olamazsam, zaten mızrak belamı sikecekti, iyice batardık. Havada durdum şahitlerim var! Keşke durmasaydım. Gözlerim, bana doğru gelen topraktan mızrağı izlerken zaman sanki yavaşlamıştı. Hayatım, gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçmeye başlamıştı. Kaçabileceğim, hamle yapabileceğim hiçbir yer yoktu. Bu yüzden olacakları kabullenmiştim. Fakat mızrağın ucu ile vücudum birleştiği sırada bu anlaşmayı çöpe atasım gelmişti. Derimi yarıp, vücudumda ilerlerken hissettiğim acı, beklediğimden katbekat fazlaydı. Ulan ben bu göreve çıkarken böyle bir şey için belge falan imzalamamıştım birader! Ucu, sırtımdan dışarı çıkmıştı. Anasını siktiğim adamı çiviyi tahtaya çakar gibi bana da bu mızrağı çakmıştı. Az önce koşmak istemediğim çamurum üzerinde bulmuştum kendimi. Kaçmaya çalışmış fakat başaramamıştım. Hem de acılı bir şekilde olmuştu buluşmamız.

Aramızdaki mesafe o kadar azalmıştı ki neredeyse elimi uzatsam değebilecektim. Mesafe azalmıştı fakat benim de bir hareket yapmaya mecalim kalmamıştı. İlginç olan ise kulağıma benim sesimden çok adamın sesi gelmesiydi. O da acı içineydi. Hak ettiği şey buydu. Beni ve arkadaşlarımı böyle bir duruma düşürdüğü için bunları çekmek hakkıydı. Hareket etmekte zorlanıyordum. Ölüm ihtimali masa üstündeydi fakat sinirimi bozan şey bu değil, adamın hâlâ ayakta durabilmesiydi. İstediğim şey bu adamın ölümüydü ve bunda başarısız olmuştum. Ben yerde, vücudumda bir mızrakla yatıyordum ve onun hayatını ellerinden almak için hareket etmekte bile zorlanıyordum. Mızrağı yerinden oynatmam veya çıkartmam durumu daha iyi değil daha beter hâle getirecekti. Sikeyim! Çaresiz bir şekilde yerde yatıyordum. Bebe? Bebe ne yapıyordu?! Adamın böyle bağırmasının sebebi oydu büyük ihtimal. Aferin lan bebe. Ben başaramadıysam bile sen başarmalıydın. Bu adam yolumuzdaki bir böcekten farksızdı ve ezilmesi gerekiyordu.


“Öl artık orospu çocuğu!” diye bağırdım sesim çıktığınca.

Kıpırdamaya gücümün yetip yetmeyeceğini bilmiyordum. Diğer kız ne durumdaydı? Onu da iyice pataklamıştı bu adam. İkimiz de yerde, acı çekişiyorduk. En azından onunla iletişime geçmeye çalışabilirdim.
“Fuki? İyi misin? Eğer hareket edebiliyorsan burada biraz yardıma ihtiyacım olabilir...” demeye çalışacaktım. Bir şekilde bana yardım eli uzatabilirse ayağa kalkabilir ve sikik herifin işini bitirmek için bir şeyler yapabilirdim. Yerde yattığım sürece bir karıncadan farkım olmayacaktı.
Resim

İsim: Kumagari Eijiro
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 6.000
Prestij: Moumoku/0
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 12
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 2

Motivasyon
-Mutluluk: Sevdikleri ve kendisi için mutluluğu her şeyden önde tutar. Bu düşüncesi, düşmanları için olumsuzluklara neden olacaksa bunu gerçekleştirmekten geri durmaz. Tanıdıkları, kendisi için geri kalan herkesten daha önemlidir.
-Keşfetme ve öğrenme duygusu: Bu duygular reyizin vücudunun %80’inini oluşturur. Öğrenme derken yeni bir matematik formülü değil, hayata dair yeni bir derstir.

Komplikasyon
-Başarısızlık: Yapmaya çalıştığı işte başarısız olmak kendisi için sinir bozuculuktan öte bir olaydır. Kendisine bunu yediremez çünkü kafasında her şeyi zamanla başarabileceğine inanmaktadır fakat bunu gerçekleştirememek onu derinden üzer.

Ninjutsu
Rai no Te
Jibashiri
Kizetsu no Jutsu

Taijutsu
Shinshouki Stili D-Rank

Genjutsu

Beceri Listesi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Kumagari Eijiro
 
Mesajlar: 35
Kayıt: 21 Tem 2016, 14:32

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Chisa Shusa tarih 01 Eyl 2016, 07:13

Ben, jutsuyu uygulayabilmek ve adamın görüş açısına girebilmek için bir sağa bir sola gidip kendimi belli etmeye çalışırken Eijiro, Jin ile arasındaki çamurlu bölgeyi aşabilmek adına var gücüyle yerinden zıplamıştı. Eijiro'nun hareketlenmesi ile birlikte iki taraf da karşılıklı olarak mühürler uygulamaya başlamıştı. Eijiro havada asılı olduğundan dezavantajlı konumda bulunuyordu ki çok geçmeden Jin, çamurun içinden çıkardığı bir mızrak ile bunu kanıtlamış gibi görünüyordu. Raiton jutsusu havada asılı kalırken Jin'in mızrağı genç chuunine saplanmış ve vücudunun bir yerinden girip diğer tarafından çıkmıştı. Bir anlığına Eijiro'nun yaşadığı acıyı iliklerimde hissetmediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. Şu köyde bana yardımı dokunabilecek tek kişiyi de bu şekilde kaybetmek istemiyordum ve bir darbe daha almasına izin veremezdim. Şu an için bile hayati tehlikesi söz konusu iken kendini daha fazla zorlaması kötü sonuçlar doğurabilirdi.

Öte yandan Jin'in yüz ifadesi ve hamlesini yapmış olmasına rağmen yerinden hareket edemiyor olması Eijiro'nun da jutsunu başarılı bir şekilde uygulayabildiğini anlamama sebep olmuştu. Artık dövüşte baş başa kaldığımız için Jin sonunda dikkatini bana vermişti ve ben de adamın bana baktığını fark eder etmez Rishuu için gerekli olan mühürleri elimden geldiğince hızlı bir şekilde yapmıştım. Aramızdaki mesafe kısaydı ve oluşturduğum beş kazığın her biri çok geçmeden adamın vücuduna saplanmıştı. Attığı çığlıklar Eijiro'nunkileri bastırıyordu bir anlığına büyük bir gürültü koptuğunu söyleyebilirdim. İçimden diğer shinobiler tarafından fark edilmememiz için dua ederken yapabileceğim tek şey Jin acılar içinde kıvranırken ona ölümcül darbeyi vurmak olacaktı.

Uyguladığım jutsunun etkisi her an geçebilirdi. Bu yüzden karar vermek için çok kısa bir zamanım vardı. Adamla aramdaki mesafeyi korumam gerektiği bir gerçekti. Yakın mesafede beni belleyeceği net bir şekilde ortadaydı. Elimde yapabileceğim farklı bir jutsu da kalmamıştı, bu yüzden yapacağım şeyler ile şaşırtma avantajımı kaybetmiştim. Öte yandan bakınca adam olduğu yerden kımıldayamıyordu ve dışarıdan bir saldırıya odaklanmak yerine çektiği acıları dindirmek için uğraşıyordu. Bildiğim jutsular gözümün önünden geçerken hiç birisinin şu an için bir işime yaramadığını bir kez daha fark etmiştim. Aynı zamanda hem çok ses çıkaracağından dolayı hem de Eijiro ile Jin'in arasında 2 metre kadar bir mesafe olduğundan dolayı patlayıcı parşömen de patlatamazdım. Her ne kadar Jin ve Eijiro bağırışları ile baya bir gürültü oluşturuyor olsa da hala gizliliğimizi ön planda tutmak zorundaydım.
Daha çok arkadan diğerlerini destekleyecek türden bir shinobi olduğum için Jin ile bire bir kalmış olmam hayatımda bir daha yaşamak istemeyeceğim bir deneyimdi. Zamanım git gide azalırken acı içinde kıvranan jouninin gözlerine karşı Kuroshiki mühürlerini uygulayamaya başlayacaktım. Her ne kadar az önce hiç bir işe yaramamış olsa da belki şu an Jin'in acılar içinde kıvranıyor olması işleri daha da kolaylaştırabilirdi. Hemen ardından ise çantamdan çıkaracağım 3 kuaniyi peş peşe fırlatacaktım. Bir tanesi doğrudan adamın göğsüne, diğerleri de omuzlarına doğru olacaktı. Böylelikle ilk attığımdan kaçmak için sağa ya da sola hamle yapmaya çalışırsa attığım diğer kunailerden birisi isabet edecekti. Çok basit bir hamleydi aslında yaptığım ama yine de şansımı denemek istiyordum. Çünkü bundan başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu ve eğer yaptığım bu hamle ile savaşı sonlandıramazsam Jin'in sonraki hamlesinde benim de Eijiro ve Fuki ile aynı kaderi paylaşacağım ortadaydı. Yanımda başka kunai kalmamış olması da cabası.
Lejant
Karakter Gelişimi

Künye
İsim: Chisa Shusa
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: D-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 61.000
Prestij: Tanjou/0
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon: En iyi genjutsu ustası olmak.
Komplikasyon: -
Özellikler: -


Profil
Güç: 2
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 3
Zeka: 8

Ninjutsu
Shunshin D-Rank
Daitoppa C-Rank

Genjutsu
Kininaru Kimochi D-Rank
Kuroshiki D-Rank
Rishuu C-Rank
Raigen C-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Disiplinler
Houkibo D-Rank
Taroubo D-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Chisa Shusa
 
Mesajlar: 35
Kayıt: 02 Tem 2016, 21:57

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 01 Eyl 2016, 08:25

Eijiro; Yerde acı ile yatmaya devam ederken, içini mızraktan daha çok dağlayan başarısızlık hissi ile kavruluyorsun. Karşındaki kişinin bir Jounin olmasından ziyade, şu anda bir hain olması senin açından daha önemli oluyor ve bir haine karşı başarısız olmuş olmak da sana koyan nokta oluyor. Öte yandan, göreve başlarken hor gördüğün Shusa’nın şu an ayakta kalan tek kişi olması ve görevin bir nevi kaderini ona teslim etmiş olmak da, garip bir ironi olarak karşında beliriyor. Shusa’nın yerinde olması gereken kişi olarak kendini görsen de, gerçekle yüzleşmek senin için daha acı oluyor. Bu sebeple Jin’e küfrünü hiç olmadığı kadar içten ediyorsun.

Bakışların Fuki’ye kaydığında, kızın yeni yeni ayaklanmaya başlamış olduğunu görüyorsun. Yardım talebinle birlikte kız kendien çekidüzen verip yanına doğru gelmeye başlarken, Jin’in bağırışlarının kesildiğini fark ediyorsun! Bu da şu an yaşabileceğin belki de en kötü durum olarak hayatındaki bir kesit oluyor.

Shusa; Jin’e saplanan beş kazık tam olarak beklediğin etkiyi yaratmazken, sen de bir sonraki saldırına, yani Kuroshiki’ye geçiş yapıyorsun. Ancak tekniğini aktif etmek için, Rishuu’yu bıraktığın anda, Jin eski haline dönüyor. Bu da Eijiro’yu alenen ateş atmak anlamına geliyor. Yine de bu riski alıyor ve Kuroshiki’yi uyguluyorsun. Jin’in görme duyusunu bulanıklaştırmanla birlikte, çıkardığın 3 kunaiyi de belirlediğin şekilde Jin’e fırlatıyorsun. Fakat Jin, attığın kunaileri fark ediyor ve beklediğinin aksine, sağa sola gitmek yerine zaten dizleri üstünde olmasının da verdiği avantajla kafasını öne doğru atarak vücudunu yere yapıştırıyor! En büyük saldırı şansını da bu şekilde çarçur etmenin ardından, artık sıranın Jin’de olduğunu sende biliyorsun!

Eijiro ve Shusa; Jin öne doğru vücudunu yatırdığı için, Eijiro’ya doğru gelmekte olan Fuki’yi fark ediyor. Bu Eijiro açıdan son derece olumlu bir gelişme olsa da, Fuki bir anda sana doğru gelmeyi kesiyor ve kavisli bir hareket çizerek, Jin’in sağına doğru harekete geçiyor. Jin ise kıvrak bir şekilde ayağa kalkmasının ardından, doğrudan Eijiro’ya dönüyor! Bu dönüş Eijiro için çok da iç açıcı olmasa da, Fuki yine Jin’in arkasında kalmayı başarıyor. En azından bir noktada işler istediğiniz şekilde giderken, Shusa olaylara müdahale etmekte gecikiyor! Jin az öncekine benzer el mühürlerini tamamladıktan sonra “Doton; Gansetsukon!” diyor. Eijiro bir anda, yerden çıkan mızrağı hissederken, bu kez mızrak sağ omzunun boynuna yakın olan bir kısmından giriyor! Mızrak zemin ile temasta olan Eijiro’nun sağ omzunun boyna yakın kısmını delip geçerken, Eijiro, sağ kolun uyuştuğunu hissediyor! Parmaklarını ve kolunu hareket ettirmek için kendini zorlasa da, sağ omzunun altındaki hiçbir kası çalıştıramıyor!

Shusa takım arkadaşının delip geçen mızrağı izlemekle yetinirken, havadaki mızrağın çamura dönüşünü seyrediyor. Takım arkadaşının ölümcül bir yara aldığını fark etse de, Fuki’nin harekete geçtiğini gören Shusa, herhangi bir saldırı yapamıyor. Fuki birden wakizashisini ortaya çıkardığında, Shusa rahatlamaya başlıyor. Fuki Jin’in kendisini fark edemeyeceği şekilde arkasına iyice yanaşmasının ardından ise “Musatsu; Satsugiri!” diyor ve wakizashisini hızlı bir şekilde savurmaya başlıyor! Jin’in sırtından yaptığı her bir saldırı etrafa kanlar fışkırmasına neden olurken, bir süre sonra Jin hareketsiz bir şekilde yere düşüyor! Shusa birkaç saniye içinde Fuki’nin tahmini olarak 10 kadar hamle yaptığını gördüğünde, Jin’in ölmüş olduğunu kanaat getiriyor.

Eijiro, yaşadığı acı ile kıvranmaya devam ederken, Jin’in donuk gözlerle yere çöküşüyle rahatlıyor. Fuki wakizashisini kınına yerleştirirken, Shusa gibi Eijiro’nun yanına koşuyor. Çıkardığı bir sargı beziyle Eijiro’nun ilk önce omzunu sarıyor. Ardından Shusa ile birlikte mızrağı çıkarıyor ve bu kez de oradaki yarayı sarıyor. Eijiro kendini bir hayli halsiz hissetse de destekle yürüyebilecek durumda. Eijiro ayaklandığında ise Fuki “Yeteri kadar dikkat çektik, sakin bir yere geçelim!” diyerek olay yerinden uzaklaşıyorsunuz. İçinizde Jin’in ölü bedeninin verdiği rahatsızlık ile adımlarınızı atarken Fuki “Onun için yapabileceğimiz bir şey yok, acele edelim!” diyor.

Fuki’nin güvenli bir yer olduğunu söylediği küçük bir hana geldiğinizde, ilk olarak kıyafetlerinizi temizliyor ve ardından Eijiro’nun yaralarına bir kez daha pansuman yapıyorsunuz. Eijiro şu an sağ tarafını hiçbir şekilde hareket ettirememekte olsa da, yaşadığı için kendini şanslı sayabilecek durumda. Hepiniz bir masaya oturduğunuzda ise, Fuki pek konuşacak gibi durmuyor. Görevinizin ilk ayağını yerine getirmiş olsanız da, köye birkaç bilgi götürmenin iyi olacağı düşüncesiyle, Fuki’ye birkaç şey sormanız mümkün. Ancak Jin’in bedeni kısa sürede bulunacağı için, burasının sizin için güvenli olduğunu söylemek zor. Burada geçirdiğiniz her saniye, sizin aleyhinize oluyor.

Yoshiro; Kikaku ile yan yana zindanlarda ilerlerken, Kikaku siyah bir bez parçası çıkarıyor. Bunun ne anlama geldiğini sen de çok iyi biliyorken, Kikaku “Güvenlik her şeyden önce gelir.” diyerek bez parçasını kafana geçiriyor. İtiraz etme veya direnme seçeneklerin olsa da, bu tip tavırların durumu daha fazla zorlaştıracağının farkında olduğun için, söylenenlere uymakla yetiniyorsun. Birkaç merdiven basamağı daha geçildikten sonra bir müddet yürüyor, daha sonra birkaç merdiven çıkıyor, yine yürüyor, birkaç merdiven iniyor, yürüyor ve birkaç merdiven daha çıkıyorsunuz. Bu döngü yaklaşık beş dakika kadar devam ederken, Kikaku’nun amacını da anlayabiliyorsun. Belki de aynı merdivenlerden, belki de farklı merdivenler, onlarca kez seni indirip çıkarıyor, koridorları farklı farklı şekillerde yürütüyor. Böylece de yolu aklında tutmanı zorlaştırıyor. Güvenliği bu kadar önemseyen birinden daha farklı bir hareketin beklenmeyeceği bilinciyle kendini bu akışa bırakırken, Kikaku “Geldik.” diyor.

Kikaku kafandaki bez parçasını çıkardığında, küçücük bir odanın içinde buluyorsun kendini. Tam karşında 2 metreye yakın boyuyla duran, fırça gibi beyaz sakalları olan, beyaz saçlarını yukarıdan toplamış, keskin bakışları olan, oldukça iri biri görüyorsun. Beyaz cübbesinin ön kısmı açık olan ve bu açıklıktan da kasları belli olan adam seni süzdükten sonra Kikaku’yu dönüyor ve gırtlaktan gelen tok bir sesle “Bu mu?” diye soruyor. Kikaku başıyla onayladıktan sonra bir adım atıp, arkanızdaki duvara sırtını yaslarken, karşındaki adamın bakışları seninkilerle kesişiyor. Adam gırtlaktan gelen sesiyle “Ben Takigakure Daichou’su Kishiya Ogawa!” diyerek kim olduğunu açıklıyor.

Kishiya Ogawa
Resim

Kendisinin tanıtmasının ardından direk konuya giren Ogawa “Nikkougakure tek başına adama yollayacak kadar cesur değildir. Söyle bakalım evlat… Yanında kimlerle geldin ve neler biliyorsun. Bana her şeyi dosdoğru anlat ki, ben de seni Kikaku’ya emanet edebileyim.” diyor. Bu esnada Kikaku “Daichou-sama, Yoshiro-san bize Minaki Fuki ismini verdi. Size gelirken bu kişinin kim olduğunun araştırılmasını arkadaşlarıma ilettim. Bu sebeple Yoshiro-san’ın bizimle işbirliği yapacağı düşüncesindeyim.” diyor. Kikaku’nun bu cümlelerinden sonra Ogawa bakışlarını sana çeviriyor ve “Kikaku’nun ağzından bu tür kelimeleri duymak zordur. Seni dinliyorum evlat… Bildiğin her şeyi anlat bana!” diyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Daisuke Yoshiro tarih 02 Eyl 2016, 00:04

Buraya gelirken uyguladıkları güvenlik önlemlerinin aynısını dönerken de uygulamışlardı. Bu tür bir uygulamanın neden yapıldığını anlamakta güçlük çekiyordum açıkçası. Çünkü zaten bizi hapsettikleri zindanların Daichou Binası'nın bodrumunda olduğunu anlamak çok da zor değildi. Fakat yine de yaptıklarına saygı duymaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Sonuçta burada tutsak bendim. Onların dediklerine harfiyen uymak zorundaydım. Bana yürüttükleri onca yolu, merdiveni aştıktan sonra Kikaku'nun "Geldik." demesi hiç de içimi rahatlatmış gibi hissettirmemişti. Biraz sonra karşı karşıya duracağım adam bu köyün en güçlü insanıydı. Herkesin saygı ve aynı zamanda bir o kadar korku duyduğu bu adama karşı yanlış hiçbir şey söylememeliydim. Karşısında donup kalmaksa ihtimallerin arasında bile yoktu.

İşte bir Daichou böyle olmalıydı. Ogawa ile karşılaştığım anda "Neden bizim köyün imamı sen değilsin be hacı abi?" diye sormamak için kendimi zor tutmuştum. Boyunun uzunluğundan sakalının gürlüğüne kadar erkek kokan bir insandı bu adam. Bizim yaşlı karıyla karşılaştırılamazdı bile. Bu adamla karşılaşmış olmam bir tesadüf olamazdı. Önümde bir Daichou'nun nasıl olması gerektiğini anlatan bir resim vardı. Adam adeta bir rol model gibiydi.

Her şeyi ötmeden önce açıkçası içimde ufak bir korku uyanmıştı. Daichou'nun beni Kikaku'ya emanet edeceğini söylemesinin ardından neden böyle bir şeyin olacağını düşündürmüştü. Egosu tavanda olan bu adamla ne yapacaktım ki ben? Belki de beni tekrar o zindana koyup itiraf ettiklerimle kalmamı istiyorlardı. Belki asla bu köyün bir shinobisi olamayacaktım. Fakat elimdeki tek şans buydu ve değerlendirmekten başka çarem yoktu. Her şeyi ötmeli ve sonrasında neler olacağını bekleyip görmeliydim. Belki şans, belki kader karar verecekti geleceğime ama buna kendim karar veremeyeceğimi biliyordum.

"Buraya yanımda iki kişiyle geldim. Amacımız buradaki casuslarımızla iletişime geçerek Otogakure ile aranızın açılmasını sağlamak. Yano Jin ve Minaki Fuki ile iletişime geçtikten sonra görevin detayları bize söylenecekti ama gördüğünüz gibi onlarla buluşmak yerine karşınızdayım."
Resim


Künye
Cinsiyet:Erkek
Fraksiyon:Hikari
Element:Katon
Seviye:C-Rank
Rütbe:Chuunin
Ryo:25.000 Ryo
Prestij:Moumoku/1
Kullanılabilir GP:15

Motivasyon
-Köyün başına geçerek bir dişinin egemenliğinden kurtulmak.

Komplikasyon
-Öfke nöbetleri-cinnet geçirmesi çoğu sinir-stres halinde olasıdır.

Özellikler
-

Profil
Güç:5
Çeviklik:5
Kondisyon:5
Potansiyel:5
Varlık:5
Zeka:5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Hibashiri
Yari no Mokou
Choune no Jutsu
Yami no Me
Kasumi Enbu no Jutsu

Taijutsu
Taijutsu Disiplini, Rinjoushou D-Rank

Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Daisuke Yoshiro
 
Mesajlar: 42
Kayıt: 02 Tem 2016, 19:47

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Kumagari Eijiro tarih 02 Eyl 2016, 03:18

Çamurla birleşmiş şekilde yatıyordum. Vücudumun içindeki mızraktan daha çok canımı acıtan şey ise başarısızlıktı. Tek yapmam gereken şey bu orospu evladını öldürmekti ve bunu bile başaramamıştım. Ufacık bir hedefi bile başaramıyorsam benim işim neydi ki? Bu adamdan bilgi almak için gelmiştik fakat o, kendi köyüne, kandaşlarına ihanet etmişti. Ben de bunu adamın yanına kâr bırakmaktan başka bir şey yapamamıştım. Çuvallamıştım. Yerde öylece yatıyordum. Elimi kıpırdatacak gücüm kalmamış, acı içinde kıvranıyordum. İşe yaramaz bir et parçasıydım sadece. Benim yerime cansız bir korkuluk koysalar benden daha fazla iş yapardı belki de. En azından canı yanmazdı. Ayrıca ben yerde yatarken benim yarım kadar boyu olan bebe, hâlen bir şeyler yapabiliyordu. Görev başarıyla tamamlanacak olursa belki de sadece onun sayesinde olacaktı. Ben ne yapmıştım? Yerde ölü gibi yatmak bir katkı mıydı? Hiç sanmıyordum. Anasını sikeyim böyle işin! Yarrak kadar boyu olan adam benim yerime savaşıyordu. Hem de hain bir piç ile. Nefretim ve öfkem deli gibi birikiyordu. Ve bu birikim ağzımdan haykırış olarak dökülmüştü. Kime faydası varsa artık…

Kafamı çevirmeye kendimi zorladığımda kızın yavaş yavaş kendisine gelip ayağa kalkmaya çalıştığını görmüştüm. Kız bile kalkıyordu. Ben? Benim hâlen ölüden farkım yoktu. Aptal gibi götüme mızrağı yemiş ve yere kapaklanmıştım. Ondan yardım istemek bir acizlikti fakat ayağa kalkmak için yardıma ihtiyacım vardı. Kalkmalı ve yarım kalan işimi bitirmeliydim. Kız bana doğru gelmeye başlamıştı. Ah, sevinsem mi hâlime üzülsem mi bilmiyordum. Gözlerim hâlâ kızdayken kulağıma gelen bağrışların kesilmesi hayra alâmet olamazdı. Ne olmuştu? Yoksa hepimizin sonu gelmiş miydi?

Gözlerimi orospu çocuğuna çevirdiğimde ise kendisine gelmiş ve büyük ihtimâl bebenin attığı kunailerden yere yatarak sıyrıldığını görmüştüm. İkimiz de artık yere değiyorduk fakat adamın benden çok daha iyi durumda olduğu apaçık ortadaydı ve bu durum, benim için hiç de iyi değildi. Bana yardım etmek için harekete geçmiş olan Fuki, piçin radarına yakalanmıştı. Belki de beni es geçip ona karşı hamle yapabilirdi. Fuki de rotasını değiştirip ona doğru çevirmişti. Saldırıya geçmiş olduğu ortadaydı. Jin’in kendisini savunacağını düşündüğüm hâlde o, kızı umursamayıp ayaklanıp yeniden bana odaklanmıştı. Ulan piç, zaten bir ayağım çukurda, benden ne istiyorsun?! Kızın hamle yaparak adamın arkasına geçmiş olduğunu görmüştüm fakat olayların benim lehime gerçekleşmeyeceğini adamın mühürlerini yapmaya başladığında anlamıştım. Mühürler tamamlandığında ise altımdaki çamurdan oluşan başka bir mızrağın omzuma yakın bir yerden giriş yaptığını hissetmiştim. Sivri ucu etimi delip geçerken bağırmamak için hiçbir şey yapamıyordum. Canım yanıyordu. Hem de çok! Sivri ucu az önceki gibi vücudumu delip geçtikten sonra vücudumun sağ kısmı ile olan ilişiğim kesilmişti. Parmaklarıma, koluma hükmedemiyordum. Aramızdaki bağ kesilmişti. Bir süre otuz bir çekemeyecektim anlaşılan. Sağ tarafımdaki hiçbir yerimi oynatamıyordum. Ananı sikeyim birader, benden ne istiyorsun bu kadar be?!

Kendi acımla başa çıkmaya çalışırken biraz da olsa içime su serpen olay, orospu evladının yere süzülüşü olmuştu. Hasar aldığım su götürmez bir gerçekti fakat en azından amacımıza ulaşmıştık. Ben pek bir katkı sağlamamış olsam da. Geri kalanlar hâlletmişti. Ben de yerde ölü gibi yatmıştım sadece. Bir işe yaramamış, onlar için yük olmuştum. Sikeyim! Gözlerimi zar zor açık tutarken ikisinin de bana doğru gelmekte olduklarını fark etmiştim. Ah, dostlarım. Başarısız olduğum için özür dilerim! Size zahmet çıkarttığım için. Kızın çıkarttığı bezler vücudumu sarmalarken acımda pek bir değişiklik olmuyordu. Sağ kolum hâlen emirlerime karşı geliyor, vücudumda iki delik ile hayata tutunmaya çalışıyordum. Kendi başıma hareket etmekte bile zorlanıyordum. Adım dahi atamayan bir adam. Ne için yaşıyordum ki? Mızraklar canımı alsa daha mı yararlı olurdum bunlar için? Onlar sayesinde yürümeye başladığımda başka bir yere gitme kararı almıştık. Burada daha fazla durduğumuz takdirde birçok insan toplanacaktı ve bu bizim sonumuz olabilirdi. Suçlu olarak yargılanırdık. Büyük ihtimâlle canlarımızı burada alırlardı. Olabildiğince hızlı şekilde orospu çocuğunun cansız bedeninden uzaklaşıyorduk. Orada öylece yatması benim için mutluluk kaynağı olsa da köydeki diğer insanlar için aynısının geçerli olmayacağını biliyordum. Bir şekilde kendimizi kurtarmamız gerekiyordu. Kimselere görünmeden toz olmalıydık.

Bedenlerimizi yeniden bir hana girdikten sonra sakinleşmeye çalışıyorduk. Üzerimizdeki toz, toprak, çamur, kan lekelerinden kurtulduktan sonra yeniden bana bakım sırası gelmişti. İkisine de yük oluyordum. Hiçbir vasfım olmadan, sadece fazladan iş çıkartıyordum ikisine. Amına koyayım böyle hayatın. Vücudumun sağ tarafıyla bir süre ilişkimiz kesik olacaktı. Nefes alıyordum almasına da, hayatın gerçekleri bir kez daha suratıma vurulmuştu. Beceriksiz, işlevsiz bir aptaldan farkım yoktu. Az daha ölecektim. Şimdi de iki insanın başına kalmıştım. Peh. Götlerimizi bir yere koyabilmiştik sonunda. Nefeslerimizi tekrar düzene soktuktan sonra ortada bir konuşma dönmesini beklemiştim fakat hâlen sessizlik hakimdi. Burada daha fazla zaman kaybedemezdik. Olabildiğince erken köye yol almalıydık. Her an ensemizde bitebilirlerdi. Fakat hiçbir bilgi elde edememiştik. Bu kadar olayı ve hasarı boşu boşuna yaşamış olamazdık. Fuki’den bir şeyler öğrenmemiz gerekiyordu. Elimiz boş döndüğümüz takdirde hiçbir şey başarmamış olacaktık ve üstüne üstlük durumum hiç iç açıcı değildi.

Öğrenebileceğimiz şeyleri en kısa sürede öğrenip, siktiğim köyünü terk etmemiz gerekiyordu. Gözlerimi pişmanlık ve utançtan dolayı kıza çeviremediğimden başka bir yere odaklandıktan sonra ağzımı açıp konuşmaya çalışacaktım.
“Bacım, biz buraya bilgi almak için gelmiştik. Sen de biliyorsun. Bize birkaç şey söyle de gidelim, burada kalmak bizim sonumuz olacak yoksa.” Kız on-on beş dakika önce bize bir şey söylemeye yanaşmamıştı fakat başımızdan geçen olaylardan sonra bize güvenmemesi için hiçbir sebep kalmamıştı ortada. Bizi yormadan bilgilerini aktarması işimizi çok kolaylaştırırdı, sonrasında da kalkıp giderdik paşa paşa.
Resim

İsim: Kumagari Eijiro
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 6.000
Prestij: Moumoku/0
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 12
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 3
Zeka: 2

Motivasyon
-Mutluluk: Sevdikleri ve kendisi için mutluluğu her şeyden önde tutar. Bu düşüncesi, düşmanları için olumsuzluklara neden olacaksa bunu gerçekleştirmekten geri durmaz. Tanıdıkları, kendisi için geri kalan herkesten daha önemlidir.
-Keşfetme ve öğrenme duygusu: Bu duygular reyizin vücudunun %80’inini oluşturur. Öğrenme derken yeni bir matematik formülü değil, hayata dair yeni bir derstir.

Komplikasyon
-Başarısızlık: Yapmaya çalıştığı işte başarısız olmak kendisi için sinir bozuculuktan öte bir olaydır. Kendisine bunu yediremez çünkü kafasında her şeyi zamanla başarabileceğine inanmaktadır fakat bunu gerçekleştirememek onu derinden üzer.

Ninjutsu
Rai no Te
Jibashiri
Kizetsu no Jutsu

Taijutsu
Shinshouki Stili D-Rank

Genjutsu

Beceri Listesi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Kumagari Eijiro
 
Mesajlar: 35
Kayıt: 21 Tem 2016, 14:32

Re: [B - Rank | Shusa & Eijiro & Yoshiro] Şelalenin Sesi

Mesajgönderen Chisa Shusa tarih 02 Eyl 2016, 10:54

Son hamleyi yapmaya kendimi odaklamışken Kuroshiki mühürlerini uygulamaya başlamam ile birlikte Jin daha önce uyguladığım jutsunun etkisinden kurtulmuştu. Yaptığım bu yanlış hareket ile birlikte Jin'e Eijiro'ya saldırması için fırsat verdiğimin farkındaydım ve bunu önlemek adına daha önceki tecrübelerim sağ olsun isabet etmeyeceğini bile bile 3 kunaimi de adama doğru fırlatmıştım. Düşündüğüm gibi Jin, yine bir çıkar yolu bulmuş, ilk attığım kunaiden kaçmak için sağa ya da sola eğilmek yerine doğrudan yere yatmayı tercih etmişti.

Jin uygulayabildiğim jutsular için bana bakıyor olması gerektiğini anlamış olsa gerek beni hiç umursamayıp doğrudan Eijiro'ya yönelmişti. Yavaş yavaş Eijiro'ya doğru yürümekte olan Fuki de Jin'in kendisine doğru yönelmesiyle biraz tırsmış olsa gerek yaralı arkadaşına yardım etmektense sağ tarafa doğru kaçmayı tercih etmişti. Ardından Jin az önce çamurun içinden mızrak çıkardığı jutsuyu yeniden uygulamış ve bu sefer tam da Eijiro'nun sağ omzuna isabet ettirmeyi başarmıştı. Çocuğun bağırışları kulaklarımı tırmalarken benim bile sağ omzumun acıdığını söyleyebilirim. Yaptığım saçma bir hamle yüzünden bütün bunlara sebebiyet vermiş olmam hayatım boyunca yakama yapışacak gibi duruyordu şu an için. Özellikle Eijiro hayatını kaybederse bu görevin benim için tam anlamıyla bir utanç kaynağı olacağı ortadaydı.

Tam o sırada Eijiro'nun durumuna odaklanmışken bu sefer de Jin'in acı bağırışları irkilmeme sebep olmuştu. Hainimiz, Eijiro ile ilgilenirken sağ tarafa kaçmakta olan Fuki bu kargaşada kendini unutturmuş olsa gerek Jin'in ağzına sıçmıştı tek kelimeyle. Kızın elinde tuttuğu wakizashi ile yaptığı her hamlede ortalık kan gölüne dönüyordu. Fuki, artık adamın sırtında yarılmamış tek bir boşluk kalmadığına emin olduktan sonra saldırmayı bırakmıştı. Kısa bir süre sonra yere düşen Jin'in öldüğünü aradaki mesafeye rağmen ben bile anlayabilmiştim.

Fuki'nin wakizashisini yeniden kılıfına sokmasının ardından ben de doğrudan Eijiro'nun yanına koşmaya başlamıştım. Benimle eş zamanlı olarak Fuki de yanımıza gelmişti ve yine şanslıyız ki Fuki ilkyardım konusunda benden daha bilgili birisi gibi duruyordu. Çıkardığı ilk yardım bezleriyle yaraları sararken kan kaybını önlemeye çalıştığını anlayabilmiştim.Bu arada Fuki ile birlikte saplanan mızrağı yerinden çıkarmaya çalışırken midemin bulanmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Mızrağı her hareket ettirdiğimizde Eijiro'nun acı acı bağırmasını geçtim, vıcık vıcık insan etini hissetmek bile midemin kalkmasına yetmişti. Neyse ki ilk yardım işleri çok da uzun sürmemişti ve Fuki müdahalesini bitirdiğinde Eijiro bizden destek alarak zar zor yürüyebiliyordu. Gerçi benim gibi 1.30 boyundaki birisinin ona destek olması bir hayli zor ama artık yapacak bir şey yok. Fuki bizi güvenli bir yere götürene kadar idare edeceğiz artık.

Fuki'nin güvenli olarak adlandırdığı bir hana gelmiştik ancak ben köyün bir jouninini öldürdüğümüz için köy sınırları içerisinde ne kadar güvenli olabileceğimizi hala sorguluyordum. Şahsi fikrim bir an önce ilk başta yerleştiğimiz hana dönüp Yoshiro'yu da aldıktan sonra bu köyden defolup gitmekti. Gerçi birilerinin bizi Jin ile dövüşürken görüp shinobilere eşkalimizi bildirmiş olma ihtimali de bir hayli yüksekti ve eğer böyle bir durum gerçekleşmişse köy kapısından geçmek için biraz uğraşacağız gibi duruyordu.
Masaya oturduğumuzda en başta Fuki'nin birkaç kelam etmesini beklemiştim ancak düşündüğümün aksine kız susmayı tercih etmişti. Bunun üzerine benden önce Eijiro söze girmiş ve bize bilgi vermesini istemişti kendisinden. O sözlerini bitirdikten hemen sonra ben de şunları ekleyecektim. "Sen de bizimle birlikte Nikkougakure'ye geri dönmelisin. Burası artık senin için de güvenli değil."
Lejant
Karakter Gelişimi

Künye
İsim: Chisa Shusa
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: D-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 61.000
Prestij: Tanjou/0
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon: En iyi genjutsu ustası olmak.
Komplikasyon: -
Özellikler: -


Profil
Güç: 2
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 3
Zeka: 8

Ninjutsu
Shunshin D-Rank
Daitoppa C-Rank

Genjutsu
Kininaru Kimochi D-Rank
Kuroshiki D-Rank
Rishuu C-Rank
Raigen C-Rank
Kasumi Juusha C-Rank

Disiplinler
Houkibo D-Rank
Taroubo D-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Chisa Shusa
 
Mesajlar: 35
Kayıt: 02 Tem 2016, 21:57

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron