gönderen GM - Naruto tarih 03 Eyl 2016, 08:03
Hayato; Kanwa'ya ilerleyişininz esnasında sorduğun soru üzerine, Miyazaki her zamanki küçümseyici görünen kahkahasını atıyor. Miyazaki'nin bu tür bir kahkahadan sonra kendini övmeye başladığını artık bildiğin için, bu kez ne şekilde bir övünç ile karşılaşacağını bekliyorsun. İçinde soruna tatmin edici bir cevap alma ümidi dolarken, Miyazaki “Ben ve benim gibi klas insanların toplandığı bir toplantı bu. Bilirsin, dünya küçük ve büyük pay kapmak için bu küçük yeri iyi paylaşmak gerekir. Biz de küçük dünyadaki büyük payı alabilmek için biraraya gelen insanlarız. Bağlayıcı olmasa da, birbirimizle fikir alışverişi yapar, yeni yatırımları değerlendiririz.” diyerek sorunu cevaplıyor. Hemen ardından ise sana yan yan havalı görünmek ister gibi bakarken “Ama en klası bizim grubumuzdur, buna inan.” diyor.
Isshiki; Shinsaku ile yolculuğunuz sonlanma aşamasına gelirken, ona sorunu iletiyorsun. Yolculuk boyunca gergin bir şekilde duran Shinsaku, sorduğun soruyu pek önemsemiyor başta. Dolayısıyla bir cevap duymak için bir süre beklemen gerekiyor. Shinsaku bu süre sonunda senden sorunu tekrarlamanı istiyor ve sen de aynı kelimelerle cümlelerini kuruyorsun. Shinsaku, önemsiz bir detaymış gibi soruna burun kıvırsa da, işin gereği bu tarz şeyleri bilmen gerektiğini düşünüyor olmalı ki “İçeride 8 kişi olacağız. Servisi yapacak tek kişi de sen olacaksın. Vardığımızda sana içeriyi gösteririm.” diyor. Seni geçiştirir gibi verdiği cevabın ardından, Kanwa'ya varışınız gerçekleşiyor.
Usagi; Kısa yolculuğunuz esnasında Shunsen bir an olsun senin elini bırakmıyor. Ne çok sert ne de çok yumuşak bir şekilde tuttuğu elinin üstünde, bazen baş parmağıyla birkaç ufak vuruş yaptığı da oluyor. Her zamanki sıcaklığını sürdüren Shunsen, bu kez gözüne biraz dalgın gibi gelse de, önceliğin olan soruları yöneltiyorsun kendisine. Shunsen gülümseyerek sana yüzünü dönerken “Bu anın gelmesini bekliyordum ben de... İsmini sormak bile duruşuna kabalık olur diye düşünmüştüm.” diyor sıcak bir giriş cümlesi olarak. Shunsen gülümserken dudaklarının kenarlarında oluşan kavisler bile ayrı bir dikkat çekici hal alırken, tuttuğu elini yavaşça kaldırıp öpen Shunsen, tüm sıcaklığını yumuşak bir öpücükle taçlandırıyor. Elini hafif bir ürkme ile istemsizce kaçırdığın sırada, Shunsen ellerinizi eski pozisyonuna indiriyor.
Kafasını tekrar dışarıya dönen Shunsen “Resepsiyonumuz dostlarımızın nasıl daha çok para kazanacağı ve bu parayı kazanırken nasıl daha güvende olacaklarıyla ilgili. Ben tabi bu kategoride değilim... Zaten yeteri kadar kazanıyorum ve yeteri kadar güvendeyim. Benim amacım bu insanları bir şekilde kontrol altında tutabilmek...” diyor. Ardından ise tekrar sana dönüyor ve “Bilirsin, insanlar açgözlüdür ve her zaman en güzelini arzular...” diyor. Bu cümlesi senin içini biraz ürpertse de, Shunsen tavrını hiç bozmuyor ve “Malesef seni yanımda tutamayacağım. Başlangıçta yanımda olacaksın, sonrasında ise diğerlerinin yanına gelen kişilerle dışarıya çıkacaksın. Ama endişelenme, senin için bir oda hazırlattım bile.” diyor.
Genel; Kanwa'nın önüne geldiğinizde, hepiniz yanında geldiğiniz kişiye yakın duruyorsunuz. Böylece insanların sizin kim olduğunuzu daha iyi anlayacağı düşüncesinde oluyorsunuz. Birbirinizi görseniz bile, tanıyor olduğunuza dair en ufak bir mimik bile ortaya koymuyorsunuz. Karen ve Norio hariç, diğer herkes kapının önünde birbirlerine sadece başlarıyla selam vermekle yetiniyor. Pek de samimi olmayan arkadaşların birbirlerine verdikleri zoraki selamlardan öteye geçmeyen bu faslın ardından ise herkes içeriye girmeye başlıyor.
Hepiniz de diğer kişilerin giyimine, kuşamına, hal ve hareketlerine bakıyorsunuz. Ancak gördüğünüz tek şey, zengin insanların zengin tavırları oluyor. Aynı şekilde, buraya gelen insanların yanında getirdiği erkek veya kadınlarda da aynı tavırları görmek mümkün görünüyor.
Kanwa'nın içi loş bir ışıkla kaplıyken, uzun bir girişi koridorunu geçtikten sonra, kendinizi biraz daha aydınlık bir odanın içinde buluyorsunuz. Gördüğünüz kadarıyla klasik Japon stilinin hüküm sürdüğün Kanwa'nın bu odasında, resepsiyona gelen kişiler daha sıcak bir şekilde selamlaşmaya ve konuşmaya başlıyor. Sizler ise, giriş tarafında durarak bu konuşmalardan uzak kalıyorsunuz. Genel itirbariyle, buradaki insanların uzun zamandır birarada olduğunu kavrıyorsunuz. İçten ve samimi konuşmalar sürerken, arkanızda bulunan kapıdan içeriye Norio girdiği anda, içerideki insanların hepsi ona dönüyor ve büyük bir sessizliğin içine düşüyorlar. Temiz suratlı bu adam, sanki korkutucu gibi biri herkesi susturmayı ve neredeyse hazırola geçirmeyi başarırken, Norio etrafına şöyle bir bakınıyor. Isshiki'yi gördüğü anda kaşları biraz çatılan Norio, yine de tavırlarından bir taviz vermezken, tekrar kalabalığa dönüyor ve “Daha ne kadar bu şakaya devam edeceksiniz?” diye soruyor. Bu cümlenin ardından resepsiyona katılan kişilerin kahkahaları duyulmaya başlarken, Miyazaki “Norio Amca! Nerede o klas tavırların? Kafan kaldırmıyordur diye sessiz olmalıyız, değil mi?” diyor. Shunsen ise Miyazaki'nin bir adım önüne çıkarak “Kesin artık şunu Miyazaki-san. Norio-sama'yla sizin kadar uğraşan başka biri yoktur sanırım.” diyor. Norio her zamanki yumuşak bakışlarına geri dönerken, Shunsen de onu grubun içine sürüklüyor.
Resepsiyona katılan kişilerin yanında gelen insanlar, sizin bilgi almanızı sağlayacak nitelikte değiller gibi duruyor. Zaten şu an için onlara soruyla veya şüpheyle yaklaşmak işlerinizi zorlaştıracak gibi duruyor. Dolayısıyla, sessiz sakin bir şekilde etrafı gözlemlemeyi sürdürüyorsunuz. Ele geçirmeniz gereken parşömenin bu odanın içinde olabileceği düşüncesi, sizi her zamankinden daha tetikte tutuyor.
Arkanızdaki kapıdan gelen ses ile, hepiniz o tarafa dönüyorsunuz. Kalabalık da bir kez daha sessizliğe bürünürken, Karen ve yanındaki iki kadını görüyorsunuz. Klasik Japon stilinde giyinmiş üç kadın oldukça alımlı duruyor. Ancak Karen'in yanındaki iki kadın, bugüne kadar gördüğünüz en güzel kadınlar olarak hafızanızda yer ediyor. Karen bir adım atarak odanın içine girerken, oldukça şuh bir ses tonuyla “Hoşgeldiniz beyler, bayanlar...” diyerek hepinizi selamlıyor. Ardından “Benim ev sahibi yapacağım bu resepsiyonun, bizim için çok verimli geçeceğine inancım tam. Eğer sizler için de uygunsa, bir an önce toplatımıza geçelim.” diyor. Karen'in bu cümlelerinden sonra, Shinsaku “Karen... Her zamanki gibi mükemmel görünüyorsun.” diyor. Karen sahte bir utangaçlıkla karşılık verirken Shinsaku “Bizlere daha iyi servis yapabilmesi için bugün yanımda bir dostumu getirdim. Eğer bir mahsuru yoksa, toplantıyı yapacağımız odayı görmesini isterim.” diyor. Karen bu isteğe cevap vereceği sırada Miyazaki “Klasını konuşturuyorsun Karen!” diyerek lafa giriyor. Karen aynı sahte tavırlarını Miyazaki'ye karşı da hoyratça kullanırken, Miyazaki “Güvenliğimizin tam olduğu hususunda hiçbir şüphem yok, ancak yine de korumamın da toplantı odasını gezmesini isterim. Kendisi klas ve kalifiyeli biridir.” diyerek Hayato'nun da toplantının yapılacağı odaya gitmesi için talebini iletiyor. Karen bu iki talebe karşı “Tabiki beyler, kızlar yolu gösterecektir.” diyor.
Hayato ve Isshiki; Karen'in yanındaki iki kadın ağızlarını bile açmadan yola koyuluyorlar. Siz de iki kadının peşinden gidiyorsunuz. Loş koridorları geçip birkaç merdiven çıkmanızın ardından, normal tonda bir ışığın olduğu büyükçe bir odaya giriyorsunuz. Odanın duvarlarında hiçbir cam bulunmazken, odanın ortasında kocaman, yuvarlak bir masa bulunuyor. Bu masanın üstünde ise bir masa örtüsü bulunuyor. Oldukça rahat görünen sandalyelerin bulunduğu odada dikkatinizi çeken hiçbir şey olmuyor. Masaya yaklaştığınızda ise, her bir sandalyenin yanında bir bond çanta olduğunu görüyorsunuz. Aynı tipte çantalar, aynı şekilde sandalyelerin yanında dururken, Hayato üstlendiği görev icabı bir çantaya yaklaşıyor. Bu esnada sizi buraya getiren kadınlardan biri Hayato'ya “Lütfen çantalara dokunmayın.” diyor. Ancak Hayato suratıyla kadınlara bu çantalarda ne olduğunu sorarken, kadınlar başka çareleri olmadığını fark edecek olmalı ki tüm çantaları masanın üstüne koyuyorlar ve açıyorlar. Hayato tüm dikkatiyle çantaları incelerken, bu çantaların alelade çantalar olduğunu fark ediyor. Hepsinin içi boş ve herhangi bir özel bölümü olmayan çantalar Hayato'ya güvenli görünüyor. Ancak çantaların neden burada olduğu konusunda bir fikri bulunmuyor.
Bu sıradalarda Isshiki göz ucuyla Hayato'ya yardım ediyor. O da çantaları gözleriyle taradığında, herhangi ilginç bir şey bulamıyor. Çantalar tekrar eski yerine konurken, kadınlardan biri Isshiki'ye “Servis için hazırlanan şeyleri odanın kapısına kadar getireceğiz. Buradan da sen içeriye götüreceksin. Misafirlerimiz odaya girdikten 5 dakika sonra ilk servis için içeriye gireceksin.” diyerek yapacağı işi kısaca anlatıyorlar.
Usagi; Hayato ve Isshiki'nin ayrılmasından sonra, odadaki kontrol tamamen sana geçiyor. Özellikle Karen'in rahatsız edici bakışları altında kendini tedirgin hissederken, kadının sana doğru hareketlenmesiyle daha da huzursuz oluyorsun. Her ne kadar bir shinobi olarak normal insanlardan daha iradeli bir yapın olsa da, Karen'in bakışları ve gelişi karşısında negatif duygular içine girmekten kendini alıkoyamıyorsun. Karen ile aranda bir metreden az bir mesafe kaldığında ise “Sen kimsin bakayım?” diye soruyor soğuk bir şekilde. Sen soruyu cevaplamak için ağzını açtığın sırada ise Shunsen'in yumuşak ses tonuyla “Bayan Usagi... Benim kavalyem, Karen-san.” diyerek seni Karen ile başbaşa kalmaktan kurtarıyor. Shunsen küçük adımlarla yanına geçerken Karen tamamen rahat bir şekilde “Yani akşam bu bayan ile sevişeceksin... Ne yazık!” diyor. Shunsen ise sıcak gülümsemesinden hiçbir şey kaybetmeden “Beni hala bu kadar yanlış tanıyor olmanıza inanamıyorum Karen-san. Hatırlatmak isterim, sizi bile reddetmiş biri olarak, ben aşka inanırım.” diyor. Karen şuh bir kahkaha ile Shunsen'in sözlerine tepkisini belli ederken “Yatağıma girdiğin vakit, o yataktan bir daha seni asla çıkartmayacağım Shunsen! Var olduğu söylenen tüm tanrılar ve onların fahişeleri şahidim olsun!” diyor. Bu cümlelerinin ardından Karen yanınızdan ayrılırken, Shunsen sana dönerek “Umarım Karen seni korkutmamıştır.” diyor. Ancak Shunsen'in söyleceklerinin bundan ibaret olmadığını anladığın için onun cümlelerini tamamlamasına fırsat vermek adına, herhangi bir şey söylemiyorsun. Shunsen “Sana bir oda ayarlamıştım, ancak tek başına kalman pek sağlıklı olmayacak gibi duruyor. Bir çaresine bakacağım, bana güven.” diyor ve elini samimi ve sıcak bir şekilde sıkıyor. Shunsen tekrar diğerlerinin arasına katılırken, Karen'in sana bu kez sinirle baktığını fark edebiliyorsun. Bu bakışların altındaki nefreti sonuna kadar hissediyorsun. O anda bu dünyadaki en büyük düşmanını edindiğini anlayabiliyorsun. Aynı şekilde, Shunsen de sana yakın noktada duruyor ve arada sırada sana bakarak durumunu kontrol ediyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.