- Kapalı konu
Yakkai Umaru yazdı:14-18 ağustos tarihleri arasında şehir dışında olacağım. Telefondan yazmaya çalışacağım; fakat buyuk ihtimal yazamam. Tur gelirse, en geç 19'unda yazacağım.
İkiniz de yazana kadar konuyu ilerletmeyeceğim, fakat 19'unda pasifliği uygulayacağım, ardından konunun pasiflik süresini 24 saate çekeceğim. Kısaca, 19'una kadar pasiflik yok, ardından 24 saate düşürüp devam edeceğiz.
Tantosha ağaçların suya doğru sarkan gövdelerinin ucundan, kendini destekleyebilecek bir dala sıçrıyor ve Suiben'i aktif ederek sudan bir kırbaç oluşturuyor yumruk yaptığı elinde. Ardından, karada ilerlemek adına etrafa bakınıyor, lâkin çevrede yürüyebileceği herhangi bir alan göremiyor. Sık çalılıklar ve eğik ağaçların doldurduğu kıyıda, herhangi yürünecek veya koşacak bir alan bulunmuyor. Bu yüzden, Umaru'nun arkasına geçerek ilerleyişine devam ediyor.
Umaru da, abisinin onu takip etmesinden gaz alarak ciddileşiyor. Dikkatli bir biçimde, görülmeyeceğinizden emin olduktan sonra ağaçlarda ilerlemeye devam ediyorsunuz. İlerideki kıvrımı aştıktan sonra, 100 metre kadar ileride, derenin solunda kalan bir yarım dairelik açıklığın izlerini seçiyorsunuz hayal meyal. Buradan o açıklıkta ne olup bittiğini seçemiyorsunuz, lâkin yaklaşmaya başladığınızda çevre biraz daha belirginleşiyor. Siz yaklaşırken bir acı inlemesi duyuyorsunuz, bir öncekine benzer, fakat şiddeti bir kaç kat daha az.
Siz derenin sağ tarafında bulunuyorsunuz, 25 metre kadar ilerde ve sol tarafta yarım daire şeklinde bir açıklık buluyor, bu yarım dairenin çapı dereye denk gelecek şekilde. Açıklığın ortasında 3 tane, ufacık, sadece içerisinde bir insanın uzanabileceği üçgen prizma şeklinde basit çadırlar görüyorsunuz. Bu çadırların arka tarafı dereye bakıyor ve 3 tane shinobi giyimli insan figürü de dere kıyısında durmakta;
Bir tanesi ayakta, ellerini önünde, göğüslerinin altında birleştirmiş bir şekilde duruyor. Erkek olduğunu anlayabiliyorsunuz, kısa, siyah saçlara sahip. Surat ifadesini bu mesafeden seçemiyorsunuz.
Bir tanesi ise, derenin hemen yanında, yerde yatmakta. Uzun, yer yer gümüşî perçemlere sahip saçı yattığı yerde, toprağın üzerine dağılmış bir şekilde. Sol eliyle de sağ kolunun omzunu tutuyor. Sağ koluna baktığınızda, ağır bir kanama geçirdiğini farkediyorsunuz, lâkin bu mesafeden tam hasarı seçemiyorsunuz. Onun da erkek olduğunu farkediyorsunuz.
Üçüncü şahıs ise, yerde yatanın üzerinde ve yaralı koluna, 2 kolunu da doğrulttuğunu görüyorsunuz. İki elinin avuç içini bir yere tutuyor, siz ne yaptığını çözmeye çalışırken yeşilimsi bir ışık parlamaya başlıyor üçüncünün ellerinden. Bunun Shosen Jutsu olduğunu farkediyorsunuz; en temel Medic-Nin tekniği. Üçüncünün de bir hatun olduğundan az çok eminsiniz.
İkinci eleman, Medic'in müdahalesine karşılık bu sefer normal bir ses seviyesiyle bir acı inlemesi çıkartıyor. İlk eleman konuşuyor bunun üzerine;
"Karı gibi ağlayacağını bileydik seni köyde bırakırdık." Yerde yatan herif buna cevap vermiyor, lâkin kafasını acıya dayanmaya çalışırcasına bir sağa bir de sola çeviriyor.
Sizi farketmemiş gibiler, lâkin daha da yakına girmeye çalışırsanız bu durum değişebilir tabii.