Etrafa bakınıyordu beklerken, Ishio'nun kuğul sessizliğini paylaşmıştı. Işık, kendisine az geldiğinden gözlerini hafifçe açmış ve ışığı tamamen almaya özen göstermişti. Az ışıkta görme sorunu yoktu, ancak Yıldırım Ülkeliye benzeyen adama takılan gözleri böyle bir sorunun varlığına işaret etmişti işte. Neyse ki Bachuru, adamın ışık olmadığından kara görünmediğini anlamıştı; adam zaten karaydı! Ceplerini, neyi var neyi yokken kontrol ederken bakışlarını çıplak adamın suratından ayırmayacaktı; çıkışta bir şeyi eksilirse kimi suçlayacağı belliydi.
Sonrasında gördüğü kişi, akademiden hatırladığı uzun boylu kız olmuştu. Gerçekten Bachuru'yla arasında bir dirsek boy farkı olan kız, gence aynı farkı genişlikte de koyuyordu. Bachuru'nun kızda ilgisini çeken şey hiç bu olmamıştı ama, kızın o kadar uzun boyuna rağmen vücudunun model oranlarında dağılmasıydı asıl olay. Kendini dişi bir örümceğin yanındaki erkek örümcek gibi hissediyordu, kız her an onunla çiftleşip kafasını ezmeye kalkabilirdi. Tabi bu, havalı duran Ishio'ya eğilip "Gün Işığının Seksisi." diye fısıldamasını engellemeyecekti. Kafasının ezilmesi için fazla genç olduğunu düşünmese, hazırladığı iltifatı kıza da söylerdi; ama en az beş senedir içinde saklıyordu bunu. Sosyal bir kabızlık gibiydi, kabuslarına bile girmişti.
Cüceden sonrası, Bachuru için pek ilgi çekici değildi. Girişte oturan sıkkın tip, heykelin oradaki pamuk şekerci arkadaş, pamuk şeker tuzağından kurtardığı kız, korsan cosplayinde Ishio. Listenin erken bitmiş olması, sıkıcı olsa da bir süre sonra işin Bachuru'nun Ishio'nun kulağına fısıldayacağı şakalardan çok koskoca toplantıya sadece sekiz kişinin katılmış olması sorunuyla alakası olduğu ortaya çıkmıştı. Bu muydu gerçekten fraksiyon dedikleri? Bachuru'nun içini, çok büyük ve ciddi bir şeyin içine girmemiş olmanın verdiği huzur kaplarken Ishio'ya bir şeyler fısıldamak için eğilmişti ki kapı açılmış ve içeri bir grup insan dalıvermişti.
Gümüş saçlı, gümüş gözlü ciddi adam. Sarışın, sarı gözlü adam. Beyaz saçlı, açık mavi gözlü kadın. Arkadaşı için üzüldü bir an Bachuru, Ishio yanlış kulübe katılmıştı. Sarı gözlerini dikkat çeken adamın gözlerine dikmişken kendi sarı gözlerini, karşıdaki adamın sarı göz savaşını bir selamla bitirmesiyle kendisi de istemsizce gözlerini kapatıp başıyla selam vermişti. Saç-göz renk uyumu kulübüne ben de katılacağım! diye heyecanla iç geçirirken odaya son giren kadının neredeyse seke seke Shinzo'nun yerine oturuşunu izledi. Bakışları ve hareketli davranışları genç örümceğe annesini hatırlatırken, gözleri daha önce sadece ailesinin üyelerinde gördüğü ve hissettiği o yakınlık hissini dağıtıyordu genç adama ve odadaki diğerlerine.
Toplantıya çağrıldığı kağıdın altında imzası olan adamın orada olmayışı Bachuru için bir sorun değildi artık. Heyhat, kadına bakmaktan o yaşıtları arasında tanındığı tilki ifadesini bile yüzüne yerleştirememişti. Kadının bakışlarının sırası örümceğe geldiğinde, Bachuru'nun suratında büyük bir gülümseme ve hayranlıkla bakan gözler görecekti. Kadının sesini duyduğu o ilk cümlesinde istemsizce iç çekti yüzündeki gülümsemeyle. Ciğerlerinden çıkan romantik hava ortama dağılırken, ciddiyetini topladı ve Ishio üzerinde genjutsu uygulamaya kalkmadan yüzüne hafif gülümsemeli ve açık gözlü bir ciddiyet ifadesi yerleştirdi. Okura Yumisa'nın kibarlığının, onun gözünde kendini yavşak birine dönüştürmesine izin vermemeliydi. Ayrıca gerçek sorunları vardı ve her ne kadar diğer ikisinin soy isimlerini duymadıysa da kadının onları tanımak istediğini yeteri kadar etkili bir şekilde duyabilmişti.
Yerinde doğrulurken, diğerleri de kendilerini hazırlarken söze ilk giren kendisi olmak istiyordu. Çoktan sorularını hazırlamıştı ve karşısında gördüğü ve açıkçası görmeyi beklemediği genç ve güzel kadroya sormak için çok güzel bir sorusu vardı. "Öncelikle, hoş bulduk." diye söze girdi gerçekten şaşırmış olduğunu belli ettiği ses tonuyla. "Ben Yumasaki Bachuru. Eğer ani bir yükselme almadılarsa, burada tanıdığım çoğu arkadaş gibi ben de bir chuunin'im. Bundan dolayı da bizden daha tecrübeli olan sizlerden dinlemek istediğim şeyler var, Yumisa-san." diye devam etti kelimeleri sakinleşirken. "Düşüncelerimizin temelleri ortada, diğer düşünce biçimleri de halihazırda bulunmakta. Bizim düşüncelerimizin diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu ve bu konuda düşüncelerimizin doğruluğunu ispatlamak için ne kadar ileri gideceğimizi merak etmekteyim. Bu konuda, geleceğini düşündüğümden çok daha genç bir kadroyla karşılaştığım için de; sizlerin bu konularda fikrinizi ve danışmanızı almak öncelikle benim için güzel bir giriş olur diye düşünüyorum.". Yanlış bir cümle kurmadığını umarak geri yerine yerleşecek ve bir diğerinin söz almasına izin verecekti.
Korkuyordu. Endişeli bir korkuydu bu. Bunu oradaki herkese söylemek yerine gizleyerek sormak istedi, Yumisa ve diğer ikisi bunu anlayacaktı ve Bachuru'nun umduğu gibiyse; ona yardım edeceklerdi bu çıkmazında. Karşısında Hikari Shinzo olsa, aynı cesareti gösteremezdi. Shinzo burada bir yerlerden dinliyorsa ve Bachuru'nun zihnini okuyorsa, sırf bu yüzden bile gencin adama olan saygısının arttığını hissedebilirdi belki de.