[Makano & Sekki | Aktif Operasyon] Dost veya Düşman

[GM - Naruto]

Sabah günün ilk ışıkları ile gelen çağrı üzerine kendini Daimyo Binası'nda buluyorsunuz. Daimyo Binası'nın 2. katına çıkıyor ve burada brifinglerin verildiği bir odaya giriyorsunuz. Odada sizi, daha önce köyde birkaç gördüğün Jouninlerden biri karşılıyor. Size karşı oldukça saygılı bir tavır takınarak seni selamladıktan sonra, hemen konuya giriyor. Jounin size iki resim uzatarak konuşmaya başlıyor. İkiniz de bir erkek bir kadına ait resimleri incelerken, Jounin "Kiken isimli örgüt, ülkemiz için tehlikeli bir konuma gelmiş durumda. Sayıları yüzleri bulan yapısı nedeniyle her an bize sorun çıkarabilecek kişiler. Ne var ki, şu anda 5 büyük köyün Bingo Kitabı'nda yer alan Morine Seiho topraklarımız içerisinde bulunuyor. Ancak bu noktada ülkemizin bir seçim yapması gerekiyor. Seiho'nun askeri gücünü ülkemiz lehine kullanmak ilk tercihimiz olacak. Ancak bunu başaramazsak, bu sefer Seiho'nun kafasını 5 büyük köye sunacağız!" diyor. Bu kısımdan sonra ise kadını işaret ederek "Yoshide Hatsune bizim Kiken örgütü ile temas noktamız. Kendisi Seiho'nun sağ koludur. Seiho ile görüşme talebimizi Hatsune'ye ilettik ve o da görüşme için Seinaru Geçidi yakınlarında bir mekanı ayarladık. Göreviniz, Seiho ve beraberindeki ordusunu Nikkougakure'ye bağlamak. Bunun için elimizdeki tüm kaynakların kullanılabileceğini bilmeniz gerekiyor. Tek yapması gereken, bağlılık yemini ederek, vücuduna bir mühür yerleştirmeyi kabul etmek." diyor. Görevin açıklamasına devam eden Jounin "Seiho'nun buna yanaşmaması halinde ise, onu öldürmeniz gerekiyor. Kısacası, Seiho ya dostumuz olarak yaşayacak ve kirli işlerde kullanılmayı kabul edecek... Ya da öldürülerek 5 büyük ülkenin desteğini almamızı sağlayacak!" diyor. Jounin'in açıklamaları sonlandığı anda, görevle ilgili bir sorunuz olmaması halinde, yola çıkmaya hazırsınız.
Morine Seiho'nun Görünümü

Yoshide Hatsune'nin Görünümü

Pasiflik sınırı şimdilik 48 saattir, konu ilerledikçe ve uygunluk durumu da söz konusu olursa, pasiflik sınırı 24 saate çekilecektir.

[Hideki Sekki]

Henüz bir görevden dönmüştüm ve bu başarısız geçmişti, zira bedenimde hala kazınmış bir isim ve yeni iyileşmiş bir bedene sahibim. Bana hala güvenilmesi ve başarabileceğime olan inanç ruhumu okşayıp bir bebek gibi sevindiriyor olsa dahi köyün gözünde zayıf ve kötü bir duruma düşmemek için bu göreve kendimi vermek zorundayım. Üzerimdeki ruhların anısı için, geleceğe gidecek doğru yol için. Pek tabi bir gün gelecek olan intikamları için, görev ne bilmiyorum ancak bu sefer sonunda kendimden nefret edeceğim bir şey olmayacak. Ölsem bile, kim olduğumu unutmadan kendi gücümle bu yolu doğruya ulaştıracağım!

Normalde daha açık olan kıyafetlerime nazaran sırtımı daha çok kapatacak bir kıyafet giydikten sonra daimyo binasına gitmek için evden gizli bir şekilde çıkma kararı almıştım. Son görevde olanlardan dolayı bir süredir babam dışında bir aile üyesiyle yüz yüze gelmemiştim henüz, zira ne onların yüzüne bakacak yüzüm ne de bu durumu kaldıracak bir zihin yapısına da sahip değilim.

Daimyo binasına gittiğimde daha önce köy görevlerinde ve bizim restoranda gördüğüm arkadaşlarımdan birisiyle karşılaşmıştım. Görünüş göre göreve birlikte gideceğiz. Makano'yu çok iyi tanımıyorum bu yüzden neler yapabileceğine çokta vakıf değilim ancak konuşmakta zorluk çekmeyeceğim en azından. Ona hafiften elimle bir selam verdikten sonra jouninleri dinlemeye başlamıştım.

İki adet resim vardı önümüzde, bunlardan birisi hoş bir kadına öteki de bir adama aitti. Jounin lafı fazla uzatmadan direk konuya girmişti, Kiken isimli bir örgütten bahsetmişlerdi. Önceleri adını bir yerde duyduğumu sanmıyorum ancak görünüşe göre üstü kapalı bir şeydi bu, bunun üzerine bir de Bingo kitabındaki bir kaçakla uğraşmamız gerekliydi. Örgütün lideri konumundaki kişiyle kısacası, pek tabi diğer köyler rakibimiz olduğu için onları kendi yanımıza çekmeyi denememiz istenmişti olmazsa da basit bir kafa avcılığı görevi olacaktı ancak elinin altında bir ordu bulunan birisine karşı hareketlenmek çok zor bir iş. Bu yüzden dikkatli olmalı.

Yanındaki kadına gelince Yoshide Hatsune isimli bir kadın ve adamın sağ kolu olduğunu öğrenmiştik. Bizim ara bulucumuz olmuştu görüşme isteğinde. Tüm kaynakları ellerimizin de altına vermişlerdi, bu zor bir görev. Koca köyün tüm kaynaklarının kullanımı gibi büyük bir adım da söz konusuydu. Anlaşma olmaz ve görev başarısız olursa sonuçlarını düşünmek bile korkutucu oluyor. Görevin iki sonucu vardı her şekilde, bu yolun sonunda ölüm de var zafer de. Her zaman öyleydi ancak bu seferki daha berrak bir şekilde ortadaydı.

Jounin konuşmasını bitirdiğinde resimleri bir daha inceledikten sonra, soru sormak için izin istemek amaçlı elimi kaldırıp. "Beraberinde bir ordu varsa bu onun bir gücü olduğu anlamına geliyor. Güç derken para ve ya fikir olarak olan güçten bahsediyorum. Bu insanların yani örgütün elimizde olan bir amacı var mı? Pazarlık söz konusuysa bingo kitabında yazanlar dışında bilgi sahibi olmamız da işimizi görecektir. En azından maddi olarak bunca insanı nasıl besliyorlar ve onlara ne gibi bir ideal koyuyorlar bunu bilmemiz gerekli bence... Sadece öldürmeyi isteyen kişilerde olabilir pek tabi.." diyecektim. Bu noktada doğru olduğumu düşünüyorum, bunca insan gücü çok miktarda para anlamına da geliyor. Çok miktarda besin ve silah, bunların bir kaynağı olmalı. Sadece yağma gibi belirsiz bir gelir... Bilmiyorum... Bilgi almak daha iyi görünüyor. Bu insanlara el altından destek veren kişi bulunmalı ilk etapta bana göre, değil mi? O eli kesersek katılmak için en iyi teklif oluruz. Bu fikir bir köşede dursun.

[Shirou Makano]

Yine bilmediği bir saatte uyanıyordu. Her gün ki gibi gözüne gelen güneş ışınlarına karşı tüm savunmasını, perde ve camları, kaybetmiş penceresi yine rahat bir uyku sürmesini engellemişti. Ne şanslıdır ki daha düzgün uyuyamamanın getirdiği huysuzluk hala üzerindeyken kapıdan bir ses onu çağırıyordu. Üstü vücudu her zaman olduğu gibi çıplaktı ve altında da sadece bir boxer vardı. Her ihtimale karşı bulduğu havlu tipi bir örtüyü beline bağlayıp öyle açmaya gitmişti kapıya.Fakat kapının arkasında kimsenin olmaması sadece homurdanması, söylenmesi ve kendi kendine küfürler etmesine sebep oluyordu. Halbuki iki ayağının ucunda da yatan görev kağıdından habersizdi. Ancak birkaç dakika sonra fark edebilecek ve kahvaltı bile yapmaya zamanı olmadan Daimyo Binası'na fırlayacaktı.

Görev için uygun gördüğü tüm hazırlıkları tamamlamış ve hafif bir çantayı asmıştı tek omzuna. Üstünde bol yakalı bir tişört onun da üzerinde chuunin yeleği bulunuyordu. Bacaklarını tamamen saran tayt, eşofman altı arası bir şey geçiri vermişti. Çantasında da işte bir iki parça yedek kıyafet duruyordu. Alın bandını kafasına geçirmeyi ise ancak gitmesi gereken yolun yarısını gittiğinde aklına getirebilmişti.

Sanki buraya geleceği daha önceden haber verilmiş gibi hiçbir güvenlik prosedüründen geçmeden ikinci kattaki bir odaya girmiş ve birkaç dakika arkasından da akademiden beri en azından hareketlerinde yabancılık çekmeyeceği birinin ona bu görev boyunca eşlik edeceğini öğrenmek yüzünde hafif bir gülümseme yaratmıştı. Çokta samimi olmayan bir el sıkışma ile önlerine koyulan resimlere göz gezdirmeye başlamıştı. Resimlere bakarken de konuşmaya başlayan jounini dinliyordu. Gizli bir bilgiydi anlaşılan anlattıkları. Beş büyük köyünde dikkatini üzerini çeken bir organizasyon hakkında. Resimdeki adam da bu örgütün başı oluyordu. Morine Seiho... Bir de kadın vardı. Seiho'nun sağ kolu, bizim iletişim kaynağımız.

Bu adam ve örgütü ya Nikkougakure'nin gizli bir parçası olacaktı. Ya da beş büyük köye altın tepside sunulan bir kafa olması isteniyordu. Tüm bunlar anlatılırken Makano tek bir kelimeye takılı kalmıştı.''Ordu.'' Bir orduya karşı sadece iki kişi savaşamayacaklarını kendini tanıdığı için biliyordu. Peki köy onlardan gerçekten bunu mu bekliyordu? Yoksa onlar sadece bir intihar görevine çıkan iki kişi miydi?

Jounin'in konuşmasının son kısmını kaçırsa da asıl görevi kavramıştı ve soracak sorusununda olmamasıyla sessizce oturmaya başlamıştı. Daha şimdiden korku tohumları filizleniyordu içinde. Ama onun yaptığı tek şey hiçbir şey belli etmeden oturduğu yerden Sekki'yi dinlemek ve Jounin'in vereceği cevabı beklemekti.

[GM - Naruto]

Sekki’nin sorusundan sonra, görevli Jounin onun iyi bir noktaya parmak bastığını işaret ediyor hafif bir tebessümün eşliğinde. Hemen ardından ise “Cümlelerimin üstünden biraz daha geçmem faydalı olacak.” diyor ve “Kiken örgütünün yapısının yüzlerce kişiyi kapsadığını söyledim. Ancak bu yapının içinde sadece savaşacak kişiler yok. Seiho’nun en büyük bağlantısı, dünyadaki zengin kişiler. Dolayısıyla bu bağlantıları sayesinde insanlar üzerinde baskı kurabiliyor. Bu baskı giderek arttıkça, herkes Kiken örgütünün içine girmeye başlıyor. Koruma parası adı altında haraçlar alınıyor, ancak koruma işi gerçekten de yapılıyor. Seiho bu insanların hem paralarından faydalanıyor hem de kurduğu istihbarat ağı sayesinde istediği kişiye kolaylıkla ulaşabiliyor.” diyerek örgütün yapısını anlatmaya başlıyor. Ardından ise “Seiho’nun zenginlerle olan münasebeti ise, tamamen illegal çalışmalara yönelik. Suikast düzenlemekten kaçakçılık yapmaya kadar her türlü pis iş için Seiho kendini satabiliyor. Bu noktada da Seiho’nun askeri gücü devreye giriyor, yani ordusu!” diyor. Ancak “ordu” kelimesindeki vurgusu sizin başka cümleler geleceğini ve bu ordu olayını açıklayacağını anlatıyor. Tahmin ettiğiniz gibi Jounin “Seiho’nun askeri gücü, kendisi hariç yaklaşık 20 adamdan oluşuyor. Ancak bu 20 adamın kimliği bilinmiyor, zira bu kişiler zengin insanlar tarafından Bingo Kitabı’na sokulmaktan kurtuluyor. Tabi Seiho için aynısını yapmaları mümkün olmuyor. Bu sebeple, Seiho’dan bahsederken hep “ordusu olduğu” lafı kullanılıyor. Tabi bu onların kolay insanlar olduğu anlamına gelmiyor, sonuçta 20 kişiden ordu diye bahsedilmesi, pek tabi olağan bir şey değil.” diyerek açıklamalarını sonlandırıyor.

[Hideki Sekki]

Soruma cevaben biraz daha bilgimizin olmasının iyi olacağı yönünde karar vermişti jounin ve sözü uzatmadan direk konuya girmişti. Seiho adındaki kişinin altında yüzleri kapsayan bir yapı vardı ve bunda pek çok kişi bulunuyordu. Muhtemelen bizim köyümüzün en büyük eksikliği olan teşkilatlanmanın güzel bir örneğiydi bu. Doğru şekillerde bağlantılar kurarak insanları baskı altına alıyormuş. Bu fikir her ne kadar bana bir yerden tanıdık gelse de bu kişi ile o kişi arasında çok fark var değil mi? O'nun amacının ne olduğu bile belli değil nihayetinde. Gerçi bu kişininki de belli değil, bir çıkarım yapmak ne kadar doğru olmasa da benzer tanıtılma şekilleri beni geriyordu istemsizce.

Aldığı işleri tam olarak yaptığını da öğrenmiştik, bu şekilde güven kazanıp paradan faydalanıyordu. Bu da ona doğal olarak bir bilgi ağı oluşturmasına imkan verirken bir yandan da altındaki kişilerin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Bizim gizli köylerimizin sistemlerine çok benzer şekilde yapılmış bir örgüt. Belki de amacı yeni bir köy kurmaktır kim bilir hehehe...

Kirli işleri yapmakta bir sorunu olmadığını bilmek iyiydi, sonuçta birisini sadece takipçileri olduğu için kirli işler yapmaya zorlamak garip gelirdi. Bu adamın köy için önemini az da olsa bir şekilde kavramayı başarmıştım. İstihbarat ve bu güne kadar yaptığı işlerin kaydı vardı bunun yanında bir de bingo kitabında normal şartlarda kendine kolaylıkla yer edinebilecek shinovilerden oluşan bir ekibi bulunuyordu. Bu insanların ne kadar yetenekli olduğunu kavramak sözlerle zor olsa da yirmi kişiden ordu diye bahsedilmesi insanın aklında bazı fikirler oluşmasını sağlıyordu.

Jounin'in sözleri biterken nasıl konuşmam gerektiğine dair bir kaç parça yavaştan oturmaya başlamıştı. Görüşmenin nasıl bir yerde yapılacağı da önemliydi. Ayakta durup geçidin ortasında konuşmak pek bir yakışıksız kalırdı bu yüzden genel nezaket kurallarına uyulması gerekli bana göre. Jounin'e bu fikrimi de belirtmek için "Efendim. Birinci öncelikli görevimiz kişiyi kendi tarafıma çekmekse görüşmenin yapılacağı yerin tam detaylarını bilip, politik adetler gereğince içki ve ya yemek gibi bir şey götürmemiz gerekir değil mi? Yoksa bu görevin içeriğine uygun olmayacağı için sadece müzakere mi etmemiz uygun olur? Bana kalırsa adetlere uymak anlaşma için ne kadar ciddi olduğumuzu gösterir ve karşımızdaki kişiye bir duruş sergilememizi sağlar. Görüşme yeri ve şekli ile detay verebilirseniz sevinirim. Zira sözlerinizden ayakta durup konuşacak iki kişiden başka bir şey görünmüyor gözüme." diyerek sözlerimi sonlandıracağım. Tüm fikrimi açık bir şekilde söylemiştim. Bu yüzden başka bir sorun çıkmayacağını düşünüyorum. Makano'nun bir sorusu varsa onu bekleyip duruma göre almamız gereken eşyaları, yol erzağını ve normalden bir kaç gün daha fazla yetmesi gerekli olarak geceleme erzağını bulundurmamız gerekli. Zira başarısız olursak harekete geçmeden önce gözlem yapılmalı.

[Shirou Makano]

Oturduğum yerden götümü biraz daha ileri kaydırarak daha rahat bir oturuş pozisyonuna geçmiştim. Gözlerim hala Jounin ve Sekki arasında gidiyor zihnime ise korkularım tarafından yine kilit vurulmuştu. İçinde olduğum durumu Sekki'ye belli etmemek şu anlık önceliğim gibi duruyordu. Kızın daha göreve bile çıkmadan kötü bir hisse kapılmasını engellemek adına yapabileceğim tek şey buydu bu an.

Sanki görevin başından beri bu soruyu bekliyormuşçasına, hafiften, gülümseyen Jounin ses tonuna da yansıyan memnunluğu ile görev için daha fazla bilgi, kendi deyişiyle de cümlelerinin üstünden geçiyordu. Dinlemek geliyordu elimden bir tek. Sırf bir şey yapmış olmak için adamın iki sözünün arasına ''Benim bir sorum var.'' diye de zıplayamayacağıma göre. Geldiğimden beri yaptığım şeyi yine değiştirememiştim.

Soğana benzeyen bir yapısı vardı anladığım kadarıyla bu Kiken denen örgüt. En iç denilebilecek kısmı Seiho ile ''ordusu'' olurken o için kısmını cebren ve hile ilen elde edilmiş onlarca zarcıklar bulunuyordu. Bu yüzden bu soğan benzeri örgüte altın vuruşu yapmadığın sürece onlara ulaşamıyorsan. Tam kalbine en içte bulunan çekirdeğin merkezine bir bıçak saplamadan sadece soğanın gözleri yaşlı insanın ağzında bıraktığı acı tat kalıyor.

Kendimi bir sebze üzerine fazla kaptırdım galiba. Bir söz hakkı istiyordum bu sefer. Kafamı soğan gibi bir şeyle meşgul ederek sarıldığı zincirleri meşgul etmiş ve kendimi biraz daha kurtarmıştım korkularımdan. Ama Sekki yine bir soru yöneltmişti. Arazi şartları, prosedür falan filandı işte dedikleri. Daha görüşmeye yönelik ve ilk izlenimi olumlu yöne çekebilecek şeyler.

''Sorun olmazsa ben de bir şey sorabilir miyim?'' Hayır cevabı alacağımı sanmadığım için bir iki saniye gibi bir onaylama sonrası devam edecektim konuşmaya. ''Acaba kontağımız Hatsune ile ilk istihbaratı nasıl sağladık? O mu bize ulaştı yoksa biz mi onlara bir şekilde ulaştık? Belkide buna göre müzakerede ki politikamızı oluşturabiliriz.'' Yine kendimi en yanlış yoldan ifade etmiştim o iletişim sorunlarım yüzünden ama işe yarayabilecek bir bilgi olduğundan emindim.

[GM - Naruto]

Jouninin ardından sözü ilk devralan yine Sekki oluyor. Sorduğu soruların ardından tam Jounin cevabını verecekken, bu sefer söze Makano giriyor. Onun da sorularını dinginlikle dinleyen Jounin, ilk olarak Sekki’nin sorusundan başlıyor cevaplamaya. Jounin “Görüşme Semai Geçidi’ne yakın bir yerde yapılacak. Seinaru Ormanı’nın bize sağladığı faydadan yararlanarak, oraya daha önce kurmuş olduğumuz ve şu anda kullanmadığımı bir yatağımız var. Görüşme tam da bu noktada yapılacak. Buranın nerede olduğu detaylarını sizlerle paylaşacağım, bu konuda endişeniz olmasın. Ayrıca herhangi bir tuzak ihtimaline karşın shinobilerimiz bölgeyi sürekli denetliyor. Yanınızda yiyecek veya içecek götürmeniz gerekmiyor, zira yapacağınız iş politik bir görüşmenin ötesinde bir durum. En azından işler o saygınlıkta gitmeyecek…” diyerek durumu izah ediyor.

Sekki’nin sorusunun ardından Makano’nun sorusuna cevap vermek için konuşmaya başlayan Jounin “İşin o noktasının gizli kalması gerekiyor, ancak sizin de bu görevin bir parçası olduğunuz için, en azından ufak tefek detaylar vermemde bir sıkıntı olmaz. Hatsune ile ilk teması biz sağladık. Köyün çıkarları uğruna, Seiho’nun etkin bir güç olacağı kanaatine varıldı. Tabi işler istendiği gibi giderse… Bu noktada zengin bir tüccar üzerinden Seiho ile bağlantı kuruldu. Yani dostlarım, onları bu işin içine çeken biziz ve iyi veya kötü bu işi sonlandıracak kişiler de sizlersiniz…” diyor. “Şimdilik bu kadar söyleyebilirim.” diyerek konuşmayı sonlandırmaya çalışan Jounin sizlere görüşmenin yapılacağı gizli yatağın yerini de güzelce anlatıyor.

Out: Artık yola çıkın uleyn... Eğer sorunuz falan varsa, onu ben flashback şeklinde cevaplarım.

[Hideki Sekki]

Benim konuşmamın ardından Makano konuşmaya başlamıştı, onunda doğal olarak merak ettiği şeyler olmuştu. Sorularımızın sonuna gelmiştik bu son ikisiyle bu şekilde. Ormanın içerisinde bizim daha önce duymadığımız bir yer varmış söylenene göre, stratejik olarak bulunması mantıklı bir konu bu yüzden de etrafta shinobiler geziyordu. Merak ediyordum da neden kullanılmıyordu? Her neyse, benim aşırı iyimserliğim bu konuda geri tepecek gibi görünüyordu. Konuşması gereken kişi muhtemelen ben olmayacağım burada, kolayca kandırılabilirim daha önceden olduğu gibi... Aynı zamanda işler istediğimiz gibi gitmeyecek gibi görünüyor. Bu kadar değerli birisi için biz yollanıyorsak yemiz demek sanırım yanlış düşünmüyorsam.

Benim soruma gelen cevaptan sonra Makano'nun sorusuna sıra gelmişti ki adeta lafı geçiştirir şekilde almıştık bu cevabı. Sadece ihtiyaç üzerine bizim harekete geçtiğimizi söylemişlerdi ancak işin çok daha farklı şekilde olduğuna inanıyorum ve ne yazık ki görüşmenin yapılacağı yer de pek tekin sayılmaz. Net bir bilgim yok burası hakkında ancak bildiklerim de burada farklı ülkeden insanların da görülebilmesi olasılığının olduğu yönünde. Bu yüzden hazırlıklı olmakta fayda var tabi ki...

Sorularımızın bitmesinin ardından Makano'ya erzak alıp verilen tarife göre yola çıkmayı önerecceğim. Nihayetinde etraftan daha fazla bilgi toplamamız mümkün gözükmüyordu. Zira burada olan şey başlı başına üstü kapılı bir durumdu. Bingo kitabını daha önce incelemiştim ancak hiç gözüme çarpmamıştı bu adam oysa diğer gizli köylerde bu kişi oldukça duyulmuş bir isim hatta siyasi olarak isminin bir gücü bile var. Bizim için ağır, oldukça ağır bi sorumluluk bu. Yürüyüşe başladıktan sonra Makano'ya "Semai geçidi hakkında bilgin var mı? Benim bildiğim kadarıyla geçit üzerinde çok fazla yetikimiz yok fiilen. O yüzden dikkatli olmakta fayda var. Onun dışında daha önceden konuşmuştuk ama biraz daha yakından tanışmaya ne dersin? Böylece bir birimiz hakkında daha çok bilgimiz olur. Benim adımı zaten biliyorsun Hideki Sekki. boyum iki metreden biraz daha uzun. Onun dışında ateş elementini kullanıyorum ancak çok fazla bir bilgim olduğunu söyleyemem sadece goukakyu ile sınırlı heheh... Bunun dışında taijutsu konusunda daha yetenekli sayılırım ancak daha bir eğitmen bulamadım o yüzden bu konuda da çok yetkin sayılmam hehe... Gen jutsu konusundaysa hiç bilgim yok ne yazık ki. Baya vasat geliyor kulağa ancak elimden geleni yaparım." diyecektim. Pekte işe yarar özel bir silahım yok gibi, basit jutsular ve teknikler. Özel silah demeye bin şahit isterler...

[Shirou Makano]

Hala kendisini bize tanıtma ihtiyacı duymayan Jounin ardı ardına sorduğumuz soruları, soruluş sırasına göre tercih etmişti. Belki benim sorduğum sorunun Sekki için hazırladığı cevabı tam olarak yansıtacağı sırada sorduğum için kelimelerini unutmamak için yapıyordu ya da kendine ait prensipleri olan biriydi. Sekki'nin istediği sorunun cevaplarını da fazlasıyla veriyordu. Bir kere bile yakınına yaklaşma şansım olmadığı Semai ormanının yakınlarında bulunmak içimde yanan heyecan ateşine bir iki odunla daha da körüklüyordu. Binlerce yıllardır yaşayan ağaçların buruşukluğunu, içinde yaşayan ve onlarla savaşıp üstüne şarkılar yazılacak hiç bilinmeyen vahşi hayvanları görmek.

İşte daha fazla bilgi ama her zaman özenle tutulmaya çalışılan bir üstü kapalılık. Benim sorumun cevabında bir itirafta vardı bu Jounin tarafından. İstediğim cevabı almış ama istediğim kelimelerle birlikte alamamıştım. İşin daha garanti bir tavrı olmasını istiyordum ve içimden geçende Hatsune'nin bizimle ulaşmasıydı. Ama her zaman her istediğimiz gerçekleşmiyordu ne yazık ki.

Konuşma faslının bittiğini düşünüyordum bundan emin olduktan sonrada oturduğum koltuğun dibinde duran çantamı sırtlanıp görev için birkaç bir şey daha alacaktım yanıma. Kuru erzak, su belki bulabilirsem biraz sargı bezi bile kısacası ülke yönetiminin şuan bizim için sağladığı tüm olanakları sonuna kadar sömürmek istiyordum. Ola ki başarısızlıkla, kendi safımıza çekemememiz veya kellesini alamamamız, oradan yarasız bir şekilde kaçmak imkansız olmak zorundaydı. Tüm bunlarda hallolduktan sonra da yola çıkıyor olacaktık zaten. Hem Sekki'nin sorularının yeni hedefi de bendim bu sefer.

''Çok iyi olur Sekki-San. Fakat Semai geçidinin hatta Semai Ormanının bile yanına yaklaşmadım daha önceden. İçten içe nasıl bir yer olduğunu merak etsem de... Ama çok iyi bir shinobi olduğumu kabul edemicem. Biraz genjutsu, biraz ninjutsu. Üstüme gelen yumrukları da savuşturabilecek kadar da taijutsu. Raiton elementine sahibim ama benim durum da seninkinden farklı değil. Kagenhika'yı biliyorum bir tek elementime dair.'' Yumuşak bir ses ve güler yüzle bu cevapları vermiştim Sekki'ye olabildiğince göz temasında bulunmaya çalışarak konuşmamda daha samimi bir içerik, onun da başkaları gibi burnu havada bir tip olduğumu düşünmesin diye.

[GM - Naruto]

Birkaç gün sonra...

Ne kadar süredir yolda olduğunuz konusunda net bir fikriniz olmasa da, ilerleyişinizde hiçbir sorun yaşamamamış olmanız sizin için yeterli görünüyor. Buraya gelene kadar durak olarak kullanılan hanlarda herhangi bir sorun olmaması, hava şartlarının ve özellikle de coğrafik koşulların sizi zorlamaması... Böylesine zor bir görev için oldukça rahat geçen günlerin sonunda Seinaru Ormanı'nın girişine geliyorsun. Aslında sizin gelmenizden çok, Seinaru Ormanı birden etrafınızı kaplıyor demek daha doğru bir tabir olur. Zira asırlık ağaçlar, bir anda gökyüzündek tüm güneş ışıklarını sömürürken, siz de karanlık ormanın misafirleri olarak giriş yapıyorsunuz.

Seinaru Ormanı'nda önünüzü görmek sizin için bir hayli zor oluyor. Etrafınızdaki koca ağaçlar, birer gölge gibi sizi takip ederken, burasının sandığınızdan daha korkunç, ama aynı zamanda huzur dolu bir yer olduğunu anlıyorsunuz. Ormanın içindeki derin sessizlik, kalbinizin atışlarını rahatça duymanızı sağlarken, birbirinizden ayrılmanız halinde, bir daha birbirinizi kesinlikle bulamayacağınız noktasında hemfikirsiniz. Bu sebeple temkinli ve güzergahtan şaşmayacak şekilde ilerlemenize devam ediyorsunuz. Üzerinizde her ne kadar bir harita olmasa da, gidiş geliş güzergahları görev bilgisi dahilinde sizi oldukça iyi bir şekilde ezberletildiği için, ilerleyişiniz sırasında bir sorunla karşılaşmıyorsunuz. Neredeyse ağaçların yerlerine kadar verilen bilgilerin doğru olması içinizi rahatlatırken, yine de buraların kağıt üzerinde Gün Işığı Ülkesi'nin, fiilen ise Ateş Ülkesi'nin toprakları olduğu bilinciyle dikkatinizi bir an olsun dağıtmıyorsunuz.

Son olarak, bu şekilde ilerlemeniz halinde, birkaç saat içinde buluşma noktasındaki yatakta olacağınızı düşünüyorsunuz. Başınıza bir şey gelmezse...

Out: Dilerseniz birbirinizi daha yakından tanımak adına, kaldığınız veya durakladığınız hanlarda şunları yaptık, bunları yaptık gibi şeylerden bahsedebilirsiniz. Bu noktada aşırıya kaçmamanızı rica edeceğim, kaldı ki aşıraya kaçarsanız, bu olanlar hiç yaşanmamıştır diyeceğim.