Cümlelerin ağzından çıkarken, artık adam pek de seni umursuyor gibi durmuyor. Öyle ki, adamın seni dinleyip dinlemediğinden bile tam anlamıyla emin olamıyorsun. Adama söylediklerini tekrar etmek için tam ağzını açtığın sırada “Satın aldığımız shinobiler pek yoktu. Hepsi, az önce dışarı çıkanlar kadardı. Köyde korku yaymak için alın bantları yaptırıp sıradan insanlara taktırıyorduk ve onlar da shinobi taklidi yapıyordu. Hepsi bu.” dedikten sonra, kendi ellerinle öldürdüğün 5 shinobinin ismini söylüyor sana. Köydeki shinobilerden bildiğin kadarıyla, bu 5 kişi sana hiç tanıdık gelmiyor. Sen bu shinobilerin isimlerini tekrar hafızandan geçirirken adam “Her şeyimiz aşağıdaki odada saklıydı.” derken, eliyle de bir noktayı işaret ediyor. Ardından da “Oradaki yuvarlağı iki tur çevirdiğinde, liderin aşağıdaki odasına inebilirsin. Sakladığımız tüm para orada.” diyor. Ağlamaktan boğuklaşan sesini bir süre dinginleştirmeye çalışan adam “Arkeolog ise öldü. Lahit parçası konusunda çok çene çalıyordu ve biz de onu öldürmeye karar verdik. Ancak açıkçası içimizde o yaşlı adamı öldürmeye cesareti olan biri yoktu. Tam bu zamanda lider devreye girdi ve arkeologa hiç kimsenin zarar vermemesini, kendisinin değerli biri olduğunu söyledi. Sonrasında ise onu buraya kadar getirdik. Ancak yaşadığı heyecan, korku ve yorgunluk sebebiyle olsa gerek, bir anda yere yığılıverdi. Bir daha da kalkmadı. Onu aşağıdaki kazı alanına gömdük.” diyerek arkeologun durumunu ve nereye gömdüklerini söylüyor.
Sesindeki titreme artan adamın söylediklerine uygun olarak az önce parmağı ile gösterdiği yere gidiyorsun ve tam da söylediği gibi bir mekanizma ile karşılaşıyorsun. Mekanizmayı harekete geçirmenin ardından, birkaç metre yanında olacak şekilde zeminde bir kapak aralanıyor. Kapaktan aşağıya bir merdiven de bulunuyor. Adamın şu anki haliyle bir yere gidebilecek durumda olmadığına emin olduğun için, tedbiri elden bırakmadan kendini aşağıya bırakıyorsun.
Yaklaşık 3 metrelik merdivenleri inmenin ardından, seni küçük bir oda karşılıyor. Bu odanın tam karşısında bir kapı bulunuyor ve buraya baktığında, buranın bir banyo-tuvalet olduğunu görüyorsun. Tekrar odanın içine baktığında ise, odada bir kanepe, bir masa ve iki sandalye dışında, masanın tam arkasında kitapların olduğu raflar görüyorsun. Kitaplara şöyle bir göz gezdirdiğinde, genellikle öykü tarzı şeyler olduğunu fark ediyorsun. Pek de ilgi çekici gelmiyorlar sana, hele bir de böyle bir ortamda... Masanın üstünde ise, lahit parçasına ait görsellerin olduğu parşömenler bulunuyor. Çeşitli açılardan resmedilmiş bu parşömenleri yanına almanın mantıklı olacağını düşünüyorsun ve çantana bu parşömenleri de alıyorsun. Masanın çekmecelerini karıştırdığında ise, birkaç kunai dışında, işine yarar bir şey bulamıyorsun. Kunailerin de epey paslanmış ve kötü durumda olduklarını görünce, onları almaktan da vazgeçiyorsun. Zira bu çekmecelerin içinden toplamda 1.000.000 Ryo kadar bir para çıkıyor! Etrafına baktığında, paraları koyabileceğin ayrı bir çanta görüyorsun ve bu paraları da çantaya koyduktan sonra, burada bakılacak daha fazla bir şey olmadığına emin olarak merdivenlerden yukarıya çıkıyorsun.
Tekrar eski ortama döndüğünde, adamı bıraktığın gibi buluyorsun. Onun yanına gelip lideri gömme veya yakma olayını tekrar ettiğinde, adam “İstemiyorum. Ya beni burada gebert ya da artık git. Senden başka bir şey istemiyorum. Sana her şeyi anlattım ve her şeyi ellerimle verdim. Bir suçlu olsam bile, bu halimle çok uzun süre yaşar mıyım sanıyorsun? Tüm dostlarımı kaybetmişken, salak gibi intikam yeminleri mi edeceğim?” diyor ve gözlerini gözlerinin içine dikerken “Ya git ya da öldür beni shinobi!” diyor.