"Yanımda, dövüşüne bir çok defa şahit olduğunuz Inoha bulunuyor."
Herifin isminin Yamada olduğundan hala eminsin. Gerçek ismini saklaması normal geliyor aslında sana.
"Karşısında ise... Kağğnnnn Cğadısıığğğ!!"
Son sözü söylerken, bir elini önce yumruk yapıyor, havada bir defa savurduktan sonra sana doğru uzatıp işaret parmağını açıyor. Bu anda, çevredeki herkesin az çok sana odaklandığını farkediyorsun yerlerinde dönüp. Ortamdaki bütün erkeklerin gözü senin üzerinde. İlk bir kaç adımını normal atıyorsun, ardından seri bir şekilde bir kaç depara kalkarmışçasına adım attıktan sonra parendelere başlıyorsun. Arenanın ucuna geldiğinde ise, kendi etrafında bir defa dönerek yere konuyor, az çok dağılan saçlarını tek bir el hamlesiyle düzeltiyor ve rakibine dönüyorsun, yüzündeki alaycı bakışla.
Yamagi tepki vermemeye çalışıyor lâkin ellerini önünde, göğsünde birleştiriyor Ha, ben de olsam ben de yapardım. dermişçesine.
Seyirciler ise yüksek bir keyif narası ile, senin ortama dalışının oluşturduğu heyecana kapılıyor. Motivasyonun gereği dövüşe mükemmel bir şekilde hazır olduğunu hissediyorsun. Seyircinin de senin tarafında olması seni muhteşem bir adrenalin ile dolduruyor, reflekslerinin keskinleştiğini, chakra rezervlerinin genişeyip vücuduna ani bir enerji salınımı yaptığını ve odağının genişlediğini farkediyorsun; Yamagi'nin seni yenmesi, senin gözünde neredeyse imkânsız.
Seyircilerle aynı keyfe gelen hakemvari tipleme de size yaklaşıyor. "Kuralları biliyorsunuz. Öldürmek yok. Onun dışında, herşey serbest. Ben dur diyince durmayı unutmayın yeter." Ardından merdivenlere yöneliyor ve 2 metrelik uzunluğu tırmandıktan sonra, sizi baş başa bırakıyor. Yamagi ile aranızda 5 metre kadar bir açıklık var. Arenanın bir yarısı onda, bir yarısı ise sende.
"Hazır mıyız?! O zaman, dövüş başlasın!!"
Göz bebeklerin ufalıyor, sesler boğuklaşıyor ve aniden zamanın senin için yavaşladığını hissediyorsun. İlk hamle avantajını yakalıyorsun.
Out:
Arkada da bu çalıyor, çaktırma.