Yamakawa Miyazaki
Babamı tek bir kelime ile özetlemem gerekseydi kullanacağım kelime ''oteriter'' olurdu. Söylediğine göre babası Demir Ülkesi kökenli bir tüccarmış ve bu yüzden onunla beraber sürekli gezmek zorunda kalmış. Ergenliğine girmeden önce onun yanından kaçıp Samuray eğitimi almak için ana vatanı olan Demir Ülkesine gitmiş. Nikkagakure'ye ise Hofuno akademisinde yabancı eğitmen olarak gelmiş ama iç savaş sırasında diğer tarafı destekleyip köyde kalmayı tercih etmiş. Annemlede iç savaş sonrasında annemin çalıştığı bir kafede tanışıp bir kaç sene sonra evlenmişler.
Aldığı Samuray eğitimi yüzünden gelenek ve göreneklere fazla önem verir. Buda benim ve kardeşim gibi yeni nesile mensup kişilerle sürekli bir çatışma halinde olma durumu yaratır. Öyleki babam; nasıl yememiz içmemiz gerektiğinden tutunda nasıl dövüşmemiz gerektiğine kadar her şeyimize karışır. Aklınıza gelebilecek hemen her şey ile ilgili yapılması yada takip edilmesi gereken bir gelenek vardır ve babam bunların hepsinin uygulanması konusunda bir bal porsuğu kadar inatçıdır. Çocukluğumuzda bana ve ikiz kardeşim Mineka'ya Kendo ve İado dersleri vermişti. Fiziksel olarak bu konulara yatkın olsamda o stilleri öğrenmeyi becerememiştim. Bu yüzden babam'ın gözünde ben büyük bir hayal kırıklığı sayılırım. Kardeşim ise bu stilleri hızlıca öğrendiğinden babamın bir numaralı çocuğudur. Bize zırnık koklatmasa bile dedemden kalan miras ve 25 yıllık Shinobiliğin getirileri sağolsun babam para sıçmak deyiminin sözlük anlamı gibidir. En büyük hobisi ise antik yada nadir Samuray ekipmanları toplamak ve gelen misafirlere bunları gösterip övünmektir.
Yamakawa Mikazuki
Dünyadaki her insan belirli şeylere karşı takıntılı davranışlar sergiler ama annemin durumunda bu o kadar ciddi bir hal almıştır ki artık obsesif sayılabilir. Annemin takıntısı ise temizliktir. Efsanelerde yin ve yangın savaştığı gibi annemde Kirleer ve tozlara bir ömür süren bir savaş açmıştır. İşin komik yanı ise bu konuda kendini o kadar geliştirmiş ki bu alanda bir bilim kadını sayılabilir. Hangi lekenin hangi kimyasal kullanarak çıkartılacağı gibi basit şeyleri bir kenara bırakıp o kimyasalları üretip geliştirmiştir. Kendi icadı olan düzünelerce farklı temizlik ürünü vardır ve hemen hepside pis kokar ama güzel parlatır. Annem ayrıca köyü temizl tutmak için herkesin ayakkabılarının altına bez takmasını önerecek kadar yaratıcı ve açık sözlü biridir. Ailesine yani bize karşı genel olarak anlayışlı olsada iş temizliğe gelince tam bir canavara dönüşür. Normal ailelerde el yıkamadan yemeğe oturulmaz iken bizde neredeyse duş almadan oturulmaz. Annemin temizlik konusunda algısı o kadar gelişmiştir ki sizin kaç gün önce duş aldığınız yada kaç dakika önce elinizi yıkadığınızı büyük bir isabetle tahmin edebilir. Annemin bir diğer şaşırtıcı özelliği ise bir shinobi için bile doğa üstü sayılabilecek kondisyonudur. Aynı noktayı saatlerce sertçe ovalayabilir ve bunu yaparken tek bir damla bile ter dökmez. Annem; çamaşır suyu gibi yoğun kimyasalların kokusuna maruz kalmaktan oksijensiz solunum geliştirmiştir. Yoksa bizim metrelerce öteden çekemediğimiz bu kokuları sıfır noktasından maruz kalmasını başka türlü açıklayamam. Annem bir ihtimal vampirde olabilir. Vampir olması daha muhtemel gibi çünkü bu onun 48 yaşında olmasına rağmen neden hala 30 yaşındaki haliyle tamamen aynı gözüktüğünü açıklar. Zaten tenide soluk.
Beni doğuran kadın zamanında bizim gibi Shinobiymiş. Daha doğrusu akademide bir geninmiş ama iç savaş çıkınca eğitimi yarıda kalmış. İç savaş sonrasında da savaşın şiddetini görüp devam etmeyi reddetmiş ve basit işlerde çalışmaya başlamış. Babamlada bu işlerden birinde bir kafede tanışmış. Biz doğana kadar çalışmaya devam etsede kardeşim ve ben doğduktan sonra çalışmayı bırakmış ve bizle ilgilenmiş. Çocukları için kariyerini hiçe ne kadarda fedakar bir ana demek istesemde pek bir kariyeri olmadığı için diyemiyorum.
Yamakawa Mineka
Benim güzeller güzeli, mükemmel, eşi benzeri olmayan, varlığı dünyamıza bir hediye olan, var olan-olmuş-olabilecek yada olamayacak en muhteşem varlık olan biricik tek yumurta ikizi kardeşim onun iddasıyla ise ablam Mineka. Onun iddasıyla diyorum çünkü benden bir kaç dakika önce doğduğunu söylüyor ama size işin aslını söylemem gerekirse aramızda sadece bir kaç saniyelik bir fark var.
Kardeşimle ben tek yumurta ikizi olarak doğmuşuz. Bu yüzden gerek görünüş gereksede kişilik açısından bir birimizin kopyası gibiyiz. Dış görünüş açısından sadece saç ve göz rengimiz farklı. Hah, unutmadan birde uşak çocuğun birinin dediğine göre benim göğüslerim onunkinden daha büyükmüş. Kişilik olaraksa kardeşim benden biraz daha saldırgan. Mesela ben sadece sinirimi bozan insanları döverken o canı sıkıldığı için rastgele birini dövebilir. Hatta dövmesi için karşısındakinin insan olmasına bile gerek yoktur. Biz çocukken sokaktaki kedi ve köpeklere futbol topu gibi vurup mahallenin bir ucundan diğer ucuna uçururdu. Sonra o kedi ve köpekler gelip kardeşimi ısırırdı. Oda gidip onları ormanda kesip biçerdi. Onun yaptıklarını gören komşular ve onların veletleride kardeşime laf atardı. Onlar laf atınca bu sefer ben durumaz ve gider onları döverdim. Üstüm başım kirlendiği için ise annem beni döverdi. Ah Mineka ah! Senin yüzünden annemden kim bilir kaç kere azar işitmişimdir.
Kardeşim okuma konusunda bazı sorunlar yaşamaktadır. Bu yüzden akademide diğer öğrenciler tarafından hep dalga geçilirdi. Kedi köpek yüzünden mahalleli ile kavga etme olayında olduğu gibi yine ben gider dalga geçenleri döverdim. Tabi bundan kardeşimin kendini savunamayacak kadar acil olduğu gibi yanlış bir anlaşılma olmasın. Saf fiziksel özellikler açısından ben belirgin bir şekilde daha üstün olsam bile teknik bilgisi, zekası ve ninjutsu becerisitle kardeşim bir kavgada en az benim kadar tehlikelidir. Onun yerine kavga etmemin asıl sebebi kendimi tutamamdır. Birileri kardeşimi aşağaladığında kendimi o kadar kötü hissediyorum ki aşağılayan kişiyi eşek sudan gelinceye kadar dövmeden kendime gelemiyorum. Birde kardeşim kavga ederse karşı taraftan birinin ihtimalle ölmesi olasıdır. Minekada en az benim onu koruduğum kadar oda beni koruyordur.
Mineka ile aramdaki ilişki bir birini çok seven basit bir kardeş ilişkisi şeklinde açıklanamayacak kadar derin ve önemlidir. O benim hem en sevdiğim kardeşim, hem en iyi arkadaşım hemde sevgilim sayılır. Eğer biriyle evlenecek olsaydım o kişi Mineka olurdu.
Yamakawa Mika
Cinsiyet bunalımı yaşayan en ufak kardeşim Mika. Kendisi bu bizden 7 yıl bu dünyaya bir erkek olarak gelmiştir. Yani şuan kendisi 10 yaşında. Oda bizim gibi shinobi olmak için akademiye gitmektedir. Bildiğim kadarıylada hala mezun olmadı. Ona karşı o kadar ilgisizim ki mezun olup olmadığını bile bilmiyorum.
Mika ilk dünya'ya geldiğinde babam çok mutlu olmuştu çünkü sonunda onun mirasını devralacak bir erkek evladı vardı. Babam bizi severdi ama onun gözünde kızlar ikinci sınıf vatandaş gibiydi. Aslında en başta bizi niye eğittiği yada shinobi yaptırdığıda ayrı bir soru. Kardeşim büyürken babamdan inanılmaz bir ilgi görmüştü. Bize 5 kuruş vermeyen babam, çalışması için en değerli kılıçlarını kardeşime vermişti ama o klasik samuray tekniklerini öğrenmek yerine karıların dövüş stili olan Tessenjutsu'yu öğrenmişti. Kardeşimin bu tavrı hayatının geri kalanında da devam etmişti. Diğer oğlan çocukları gibi kılıçlar ve sopalarla oynamak yerine bir kız çocuğu gibi bebeklerle oynuyordu. İlk başlarda bu çok umrumda değildi. Ben ve Mineka'da bir erkek çocuğu gibi kılıçlarla oynuyorduk ama yaşı ilerledikçe durumu daha beter oldu. İlk önce makyaj yapmaya daha sonrada kimono ve topuklu ayakkabı gibi kız eşyalarını giymeye başladı. Yürüyüşü bile bir kızın kini andırıyordu. Yıllar ilerledikçe onu bu durumu dahada ciddileşti. Artık konuşması, davranışları ve giyip kuşamı bir erkekten çok kızın kini andırıyordu. İşin komik yanı ise çoğu kızdanda güzel gözüküyordu. Elbette bu durum aşırı muhafazakar olan babamla arasında bir sürü sürtüşme doğurdu ama oda eninde sonunda kardeşimi kendi haline bıraktı.
Uzun lafın kısası Mika bir ibnedir ve sinirlerimi çok bozmaktadır. Kız gibi davranması yada görünmesi zerre umrumda değil ama eline iğne batsa ortalığı ayağa kaldırması, bazı ağır işleri tırnakları kırılır diye yapmaması gibi bir kaç davranışı yüzünden ona çok gıcık oluyorum. Birde Mineka ile ben gerçekten kız olduğumuz için bize özeniyor. Sanki peşimde benim bir kopyam varmış gibi hissediyorum.
