gönderen GM - Naruto tarih 23 Haz 2016, 07:40
Antik Joushou Kenti… Kimin inşa ettiği belli olmayan ve kimin yerle bir ettiği olmayan bir şehir… Bir tarafı metruk bir halde geçmişe tutunmuşken, bir tarafı yenileme sürecinde çırpınmakta olan bir kent… Eski ile yeninin birbirine geçtiği ve bu geçişin hiç de iyi işlenmediği bir yer demek de mümkün. Kente girdiğin anda miladi bir geçmiş ile yüzleşmek şaşırtıyor seni. Oysa gözlerin öyle destansı tarihi yapılar görmüyor. Hatta uzaktan, hiçbir yapı eski gelmiyor gözüne. Ancak esen hava, buram buram antiklik barındırıyor gibi. Bu hissiyat ise, hayranlıktan ziyade, bunaltıcı denebilecek nitelikte. Tarihi bir yeri görmenin verdiği heyecanın zerresini hissetmezken, iliklerine kadar gerilim yaşıyorsun. Anlamsız bir gerilim belki de…
Joushou gözlerin önünde kısaca şöyle özetlenebilir gibi duruyor: Seyrek ve genellikle taş yapıların arasında sıkıştırılmış bir yaşam. Gördüğün birkaç insanın kendinden geçmiş halleri, şehrin üstündeki kasvet bulutlarını insanların taşıdığına delalet etmekte… Şehrin bir bölümünden yükselen inşaat seslerinin arasında, diğer bölümünde garip bir sessizlik barınıyor. Öyle birkaç cümle ile tarif edilmesi mümkün olmayan, garip ve gaip bir yer gibi Joushou. Bu sebeple de şehrin cismani yapısından ziyade, hissettirdiği bu manevi düzeni içinde buluyorsun kendini. Çok geçmeden de, gördüğün bir tabela ile kazı çalışması yapılan alana doğru ilerliyorsun. Tıpkı görevli Jounin’in sana söylediği gibi…
Hafif yükseltilerin ve tepelerin arasından ilerlerken, bu bölgelerdeki oyukluklar dikkatini çekiyor derhal. Buradaki insanlardan bazılarının bu oyukluklar içerisinde yaşadığını bilmek ise, tüylerini daha bir diken diken ediyor. Aynı zamanda, sana dik dik bakan insanların arasından ilerlemek de giderek zorlaşıyor. Hem shinobi olduğun anlaşıldığı için hem de fiziksel özelliklerin nedeniyle insanların sana bu şekilde baktığını algılaman çok zor olmuyor, ancak sen de her bilinçli shinobi gibi, bu tip kişilerle uğraşmak yerine görevine yoğunlaşıyorsun.
Kazı alanına geldiğinde ise, etrafında artık hiçbir yapı bulunmuyor ve tamamen çorak bir arazide birkaç çukur görüyorsun. Bu çukurlar çok derin olmamakla beraber, hemen hemen iki insanın rahatlıkla sığabileceği genişlikle. Etrafta birkaç alet edevat da bulunuyor, ancak esas bulunması gereken, yani arkeolog veya ona benzer biri bulunmuyor. Sadece üstü başı perişan halde olan ve buradaki işçi olarak çalışıyor gibi görünen, avel biri dışında, kazı alanında başka biri yok gibi duruyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.