Komik değil. Ah, şu an o kadar isterdi ki genç kız arkasını dönüp Hyotaru'yla sohbet etmeyi. Konuşkan adamın kel adamın kafasından yansıyanlar hakkında yaptığı espri hiç komik gelmemişti çünkü, oturduğu kumar masası onun için o kadar sıkıcıydı ki; özellikle komik olmayan bir espriye neredeyse hepsinin gülmüş olduğu gerçeğinden sonra sarı bıyıklı adamın saçı kadar bir tutam daha sıkıcılaşmıştı ortalık. Bu nahoş kalabalık ortamda, çirkin loş ışıkta tek güzel şey kadının gürültüye rağmen idame ettirdiği müziğiydi Tama için. Bir de Hyotaru'nun tam arkasında olması herhalde, gencin sandalyeye koyduğu elini tahtadan hissedebiliyor ve arkasında olduğunu bildiğinden kendini daha güvende ve rahat hissediyordu Tama. Hani bilmediğin bir partiye giden bir balkon çiçeğiysen sıkıldığında her zaman çıkıp sokaklarda dolaşıp sohbet edebileceğin bir arkadaşın olduğunu bilmek gibi bir şeydi bu.
Espriye gülen adamın vücut yapısına bakılırsa, çok konuşan herifin yaptığı esprileri adam gülmüyor olmasına rağmen devam ettirmesi bir şeylerin ona cesaret verdiğini gösteriyordu. Ya adamın yakın bir arkadaşıydı, ya da oradaki adamın ona saldırmaması için bir sebebi vardı, ya da sarı bıyıklı amcamız pekala sakin biri olabilirdi; ya da direk saf bir gerizekalı. Tama insanların görüntüleriyle dalga geçilmesinden hoşlanmazdı, akademide bu tür espriler yapan yaşıtlarının arasına girmekten çekinirdi; belki de o yüzden yalnızdı.
Derken kahkahayla oyuna verilmiş olan ara, Tama'nın ağzını izleyip kendi kendine ezdiği adamın yüksek sesle ona övgüler yağdırmasıyla devam edivermişti. Tama güneşti onun betimlemelerinde, o masaya oturmaya karar verdiği için akşam olmuştu da, adamın kalbine güneş doğurtmuştu da Tama. Daha önce duymamış olduğu sözlerdi bunlar, ama bu onlara karşı korumasız olduğunu göstermiyordu. Adam her ne kadar tatlı olsa da, aynı zamanda etrafındaki insanların saygısını ve sevgisini kazanmış gibi görünse de genç kız böyle sözde numaralara kanmazdı. Öyle değil mi? Peki adamın övgülerine neden yanaklarının kızarması ve dudaklarının gülümsemesiyle karşılık vermişti? Genç kız adamdan duyduğu sözlerden ziyade, adamın onu ilk gördüğünde duyduğu anlık ilgiye odaklanmış ve bir anda bütün masayı üzerine çevirecek övgülerin onu etkilemesine izin vermişti. Bütün masanın onu görecek olmasından endişelenmemişti bir kaç dakika önce, ama artık bütün masa adamın övgülerinin gerçek olup olmadığını kontrol etmek için süzüyordu genç kızı.
Hyotaru tam o anda kurtardı kızı ona yönelen kalitesiz, kitap okumamış bir ağızdan çıkan at arabası arkası sözlerinden. Zaten etkileyen sözler olmamıştı ama, yine de Tama'nın ilk saldırdığı şey karşısındakinin silahı olmuştu. Ona bu ilgiyi duymuş ve yüksek sesle serenat yapmış adam söylenenlere göre aradığı kişiydi ve Tsuji-sensei zaten ağzının iyi laf yaptığını söylemişti. Hancının Tama'nın adamın sevgilisi olduğunu düşünmüş olması da bu çapkınlığı hakkında daha önceden bilgi vermişti zaten. Her şeyin yanında adamın Tama'ya karşı ilgisinin genç kızın saygı duyduğu değerlerle alakasının olmadığı da bir gerçekti, adam genç kızın sadece yüzünü görmüş ve ardından övgülerini saydırmıştı; vücut güzelliği eğer ilgiyi duyan kişi bir sanatçı değilse sadece cinsel yönden etkilerdi insanları. Ayrıca adamın övdüğü yüz Tama'nın kendi yüzü bile değildi, sadece genç kızın daha önce gördüğü zengin kızlardan devşirip yarattığı sahte bir ilüzyondu sadece ve bu sadece genç kızı yetenekleri hakkında memnun etmeliydi. Sonuçta eğer karşısındaki Miçizane ise yaptığı plan işe çoktan yaramıştı.
Önünden kart çekmek için geçen kol bir anlık dikkatini dağıtırken kafasını saf saf baktığı koldan kaldırıp az önce ona övgüler yağdıran herife dönecek ve sessiz ve utangaç bir kıkırdamanın ardından "Siz, Miçizane-san'sınız sanırım? Övgüleriniz için teşekkürler ama ben güneşin güzelliğinin yanına yaklaşabilecek kadar bile gerçek bir güzellik taşıdığımı düşünmüyorum." diyecekti adama.