Birlikte Sakae'nin kalabalık ve ışıklı yollarına giriyorsunuz. Hyotaru dalgın dalgın kafasını kaldırıyor yukarıya doğru fakat dediğin gibi yıldızlar ışıkların rollerini çalması nedeni ile saklanmış durumdalar. Bu yüzden içini çekiyor ve tekrar önüne bakıyor çocuk.
"Yıldızlar bu ışıklar kadar abartılı değil, daha mütevaziler." diye cevap veriyor sorduğun soruya. Yürüdüğünüz yollar oldukça gürültülü. Aşırı sesli ve yapmacık kahkahalardan tut, çevredekileri kendi mekanlarına çekmeye çalışan kafe ve bar çalışanlarına herkesten ayrı bir ses çıkıyor. Amegakure de aslında oldukça sesli bir yer, ancak herkes kendi halinde olduğu için kalabalığın içinde yalnız kalınabiliyor. Burada ise sürekli muhattap olmanız gereken insanlar bulunuyor.
İlerlerken bir iki tavernayı es geçiyorsunuz. Hyotaru da senin gibi en kalabalığını arıyor gibi görünüyor ki bunların önünden geçerken en ufak bir şey demiyor. Sizi kendi mekanlarına davet eden 4 kişiyi de atlattıktan sonra en çok ses çıkan tavernayı buluyorsunuz. Buraya da davet eden biri var dışarıda ama siz direk içeri yürüyünce bir şey demeden sadece eli ile reverans yapıyor. Önden sen arkadan Hyotaru içeri giriyorsunuz. Loş bir ışık ile aydınlatılmaya çalışılmış bir ortam burası. Oldukça sıcak duruyor. Masalar birbirine yakın, herkes gülüyor. Bazı masalarda sadece kadınların oturduğunu ve kıkırdaştığını görünce kendiğini yalnız hissetmiyorsun. Tavernanın zemininden biraz daha yüksek olan bir platform var mekanın en sonunda. Yüksek bir sandalyeye oturmuş, elindeki gitarı ile kendi halinde bir şarkı söylüyor.
Kadının temsili resmi
Girişte sizi karşılayan adam ise tüm bu sıcak ortama tezat olarak ifadesiz bir şekilde duruyor. Pek bir karşılama hareketi de yapmıyor aslında. Sadece kapının yanında öylece dikiliyor. Sen de kibar bir şekilde aradığın kişinin adını söylüyorsun. Adam kafasını tavernanın içine doğru çeviriyor ve kafası ile tüm ortamın en kalabalık masasını gösteriyor. Bakarsan mekanın ortası sayılabilecek bir masa var burada ve bu masada 10'dan fazla kişi sandalyesini çekmiş bir biçimde oturuyor. İskambil oyunu oynuyor gibi gözüküyorlar. Tabi oturanların hepsi değil, 5 tanesi oynuyor. Diğerleri sadece yancı. Adamları sırası ile betimlemek gerekirse, size doğru bakan oldukça oturaklı ve sert tavırlı. Sağında oturan adam dev gibi ve kel. Onun sağındaki adam diğerlerinden daha genç, sürekli konuşuyor ve durup durup yanındaki kelin kafasını okşuyor. Onun sağındaki adam size tam sırtını döndüğü için yüzünü göremiyorsunuz ama kambur oturduğunu ve oturduğu yerde iyice küçüldüğünü görebiliyorsunuz. Son adam ise, konuşan gibi genç ama daha gizemli gözüküyor ve yüzünde pis bir sırıtış var. Çevrelerindekiler de sadece oturmuş izliyorlar masada olan biteni ve genç adamın dediklerine gülüyorlar. Kel olan sinirli gözüküyor. Michizane'nin hangisi olduğunu bilmiyorsun ama sorsan söylerler gibi.
Konuşkan olan adamın temsili resmi
Gizemli olan adamın temsili resmi