Bishamon'un yanına vardığımda, önce konuşmaya çalışmıştı; ama buna izin veremeyecek kadar öfkeli olduğumdan kafasına geçirdiğim bir şaplakla sözünü yarıda bırakmıştım. Canının yandığını ve hâlâ fiziksel olarak kendini hiç geliştirmediğini görünce, istemsizce gülümsemiş; hatta kahkaha atmıştım. Bishamon, tuhaf güçleri olan bir piçti ama fiziksel olarak bir numarası yoktu. Genin iken safi zarardı. Özel bir yeteneği vardı ama bunu ne kadar iyi kullandığı meçhul bir gerçekti o zamanlar. Bundan ötürü Bishamon kafasına değer verirdi ve şuan kafasına şaplak yediği için sinirden kuduruyordu. O bununla meşgulken o sırada yediği tekmeden ötürü kuduran ve kıç üstü yere yapışan Daichi'ye döndüm. Maskesinin altında -sahi bu niye maske takıyor? tip tip bana baktığından emindim. Ardından bir güzel ana-avrat sövmeye başlamıştı ki, genin dönemlerine nazaran küfür haznesini epeyce bir genişlettiğini kabul etmeliydim. Kaşar kılıklı sespeş oruspu çocuğu diye küfür mü olur amına koyim?
Daha sonra sinirden kuduran ve kafasına yediği şaplağın acısı ile bir git gel yaşayan Bishamon konuşmaya başladı. Zaten Daichi'nin eli ile Bishamon'u işaret etmesiyle başımı ona taraf dönmüştüm; çünkü Daichi onu kaldıranın da bu sarı kafa olduğunu söylüyordu. O sırada Bishamon da güzelce bir sövmüş ardından para bulacak bir yol bulduğunu belirtmişti ki, bu tüm dikkatimi toplamama bedel olmuştu. Para mı? Para yani... Bildiğimiz ryo. Karnımı doyuracak, para... Para lan para! Para olum... Tamam yeter.
İlk olarak Daichi'ye döndüm ve: "Lan ibne sen niye maske takıyon? Kız görünümünden mi utanmaya başladın çakal. En son Bishamon yokluktan seni sikmiş diye duydum, o yüzden mi utancından maske takmaya başladın?" dedim. Şeytani şeytani güldükten sonra öbürüne döndüm ve kafasını kolumun altına alıp: "Kanki daha önce niye öyle demiyon ya? Ne parasıymış bu. Kumarhane falan ne iş, anlat hele sikini yediğim." diye yumuşamış idim biraz. Zaten üzerim sivil olduğu için kaşlarımı çatmış ve: "Kör müsün at yarrağı sivilim zaten, izin günüm diyom beyinsiz." diye tekrardan alev almıştım.
İlk defa Bishamon'un işime yarayacağını hissediyordum. O yüzden hafif bir mutluluk içimi kaplamıştı. Kumarhane falan diyor falan ama pek anlamadım şimdi; fakat olsun. İşin içinde para varsa sıkıntı yok, açlıktan ölüyorum lan. Beş kuruş param kalmadı, İshi devleti bize bakmıyor. Dayıyor görevi dayıyor! Yok öyle dünya arkadaş, bıktım lan. Şerefsizim babama verdiğim söz olmasa istifamı verip İshi'de dilenciliğe başlar karın tokluğuna geçinir giderim; ama sözler var.