[Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Moderatör: Game Master

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 22 Şub 2016, 15:23

Noguchi, laflarını sana sırtı dönükken dinliyor. En azından öyle olduğunu düşünüyorsun. Yüksek bir tempoyla ana caddeden köyün içerisine doğru ilerlerken o, sen de onun arkasından benzer bir hızla yürüyorsun ve laflarını tamamlıyorsun. Sen sözlerini bitirince, kafasını omzunun üzerinden sana göz ucuyla bakabilecek kadar çeviriyor, bir kaç saniyeliğine seni süzüyor. Yine o üzerinde artık tanıdıklaşan aurayı hissediyorsun. Sana hiç bir değer vermediğini anlayabiliyorsun bakışlarından. Daha çok, seni sündürmek için bakışlarını kullanıyor. Bir kaç saniyenin ardından tekrar kafasını öne çeviriyor ve konuşuyor; "Ölmekten korkan birisi için bizim yanımızda yer yok. O yüzden onu unut bence. Ayrıca gün aşırı birileri beni dövüşe davet ediyor zaten velet, o işler öyle düşündüğün gibi yürümüyor. Fakat madem konuşmak istiyorsun, anlatmak için 5 dakikan var. Ardından ilerki yol ayrımından sonra peşimi bırakacaksın, artık kim seni bu mesajı göndermek için yolladıysa onun yanına gideceksin ve Gennosuke Noguchi bu gece ilgilenmiyor diyeceksin. Çok büyük bir derdi varsa Matsunaga Hanı'na gelsin."

Ardından duruyor ve sana doğru dönüyor. "Ve eğer bir daha adamlarımla uğraşırlarsa kafalarını koparacağım. Bunu da böyle iletirsin." Korkuyorsun, herif bunu söylerken resmen bir buçuk - iki katına büyüyor karşında. Hani, anlayamıyorsun altında çalışan heriflere önem verdiğindenmidir yoksa gururdanmıdır, fakat onu kızdırmamanın iyi bir fikir olduğunda eminsin. Ardından hızlıca tekrar önüne dönüyor ve yürümeye devam ediyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 23 Şub 2016, 00:19

İzleyin youtube.com


Aldığım her bir nefesin yavaşladığı, Shogi tahtasındaki her bir hamlenin kritik bir değeri olduğu o anlara giriş yaptığımızdan beri, kalbimin en derinliklerinden başlayıp en uçlarına doğru yükselen bir his vardı. Bu hisse bir isim vermek zaten mümkün değildi; fakat bu hissin iyi veya kötü olarak yorumlamamda çok zordu. Sadece hissediyordum. Sanki milyonlarca karınca sürüsü, bu küçük kalbimin üzerine yuva yapmış ve girip çıkıyorlardı. Her bir saniye sonra, heyecan veya stresten olsa gerek daha hızlı atmaya başlayan kalbimi, yavaş yavaş aldığım nefesler ile düzene sokmaya çalışıyordum. Bir yandan, bu kadar zan altına girdiğimi karşımdaki bu canavarın fark etmemesini diliyordum. Zaten pek umurunda değildim. Kafasındaki sinir tohumları çiçek açmayı bıraktığından beri, çok farklı davranıyordu. Tüm ilgisini kaybetmişti. Arkasından ona aynı kervansarayda ki gibi seslendiğimde dönmemesinden bunu anlamam çok çabuk olmuştu. Artık iş tamamen yokuşa doğru sürüklenirken, konuşmamı tamamlamak için arkasından onun hızlı ve seri adımlarına ayak uydurmak için, hızlı bir tempo yakalamıştım.

Sözlerimi zor bela tamamlamamın ardından soluklanmış, bugüne kadar almadığım kadar derin bir nefes almıştım. Karşımdaki bu adamın sonunda durmasını sağlamıştım. Tam olarak yüzünü bana dönmemişti; sanki yüzünü bana dönmeme konusunda bir yemini vardı gibi. Omzunun üzerinden kafasını bana doğru çevirip, bana saatlerce sürmüş gibi gelen saniyelik bir zaman diliminde usulca süzdü. Bakışlarından üzerime doğru yaydığı aura içimi bir kar birikintisinin altında kalmışcasına ürpertiyordu. O bakışların altında düşündüğüm gibi bana değer vermeyen bir hissiyat vardı. Neden bana değer verecekti ki? Umurunda olsaydım tuhafıma kaçardı. Sanki beni tüketmek, kötü bir hissiyatta sokmak için o bakışları üzerimde gezdiriyordu. Neden bilmiyordum ama vahiy gelmiş gibi davranıyordu. Bir anda benim hakkımda düşünceleri o kadar değişmişti ki, bu durumu anlamaya çalışmak boşa zaman kaybı olacağından içten bir şekilde küfür ediyordum. O sırada oda bakışlarını öne doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamıştı. Haklı olarak kurduğu grubun içerisinde korkaklara yer olmadığını belirtmişti. Rol olarak takındığım kişi, bir korkaktan ziyade aptaldı; ama yine kafamda yarattığım şeytana tek başına gitmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu bilecek kadarda canına değer veren biri. Aslında burada amacım şeytanın ne kadar güçlü olduğunu ön plana çıkartmaktı. Güçlü insanlara düşkünü olan bu adamın, eğer bingo kitabında yazan özellikleri doğruysa bu olmamalıydı. Ne kadar önemli işleri olursa olsun, gidip o adamın gücünü tatması gerekmiyor muydu? Ya bazı şeyleri fark edecek kadar akıllıydı ya da bingo kitabı tamamen bir sallamadan ibaretti.

Konuşmasını bitirdiğinde, derince bir nefes aldım ama daha sonra bana doğru dönüp, aniden tekrardan söze girmesi ile bu derin nefesim yarıda kesildi. Yavaşça göz bebeklerim büyüdü, anlımda biriken ter damlalarından biri yere doğru düştü ve yutkundum. Yavaşça içimi kaplayan korkunun seviyesi o kadar farklı bir seviyeye gelmişti ki, bir an gafil avlanmıştım. Korkmuştum... Bu aramızdaki güç farkının en büyük göstergesi olmuştu bu saatten sonra. Artık adamlarına değer verdiğinden mi gururundan mı yoksa aklıma gelen diğer şeylerden herhangi birinden mi bir daha adamlarıma takışırsanız belanızı güderim demişti bilmiyordum; ama zaten daha çok dikkatimi çeken, bu tehdit'i yaparken yaydığı aura idi. Gözümde normalden çok daha büyük gözüküyordu. Sabahtan beri onu bir canavar olarak neden tasvir ettiğimi gözler önüne sermişti.

Bir kaç derin nefes sonrası rolden çıkmıştım. Boş bakışlarımı alan ciddiyet, gözlerimden harıl harıl yanan dövüşme azmi ile birlikte artık bana başka şans bırakmayan Gennosuke'ye dikkkat kesilmişti. "Sıkıldım." diye mırıldanmıştım ardından. Ve tüm vücut hatlarıma, var olan tüm chakramı yayıp; anlık olarak üzerimdeki kıyafetlerin sert bir rüzgar vurmuşçasına sallanmasına sebebiyet vermiştim. Kendi şeytani auramı yaymaya başlamıştım ardından. Öldürme arzusundan ziyade benim yaydığım şey dövüşme arzusuydu. Öldürme arzusu denen şey, babamı öldürenlere sakladığım bir şeydi.

Aniden arkasını dönmüş Gennosuke'nin arkasında bitip, sert bir yumruk savurmak için pozisyon alacaktım. Yumruğu savurmadan önce eğer dikkatini çekemediysem: "Hey!" diyecektim. Arkadan saldırmak bana yakışmazdı. Belki arkası dönükken attığım bir kaç patlayıcılı kunai beni avantajlı duruma ya da eşit duruma sokabilirdi; fakat babamı bu yöntemle öldürenlerden ne farkım kalırdı ki? Erkek adam olarak Gennosuke yaydığım aura'yı fark etmezse arkasında bitecek ve tüm vücudumun destek verdiği, sağlam bir yumruk geçirmek için harekete geçecektim. Bu sabahtan beri Takashi-sensei ve kendim tarafımdan şişirilmiş Gennosuke'nin seviyesini ölçmenin en iyi yoluydu. Aramızdaki güç farkını veya deneyim farkını umursamayacaktım. Zaten çoğu şeyi umursamayan biri olarak tek derdim, bu adamı o kampa Takashi-Sensei'ler gidene kadar göndermemekti. İstersem öleyim, en azından babamın intikamını alamasam bile istediği gibi iyi bir shinobi olurdum.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 23 Şub 2016, 07:27

Kapalı konu
Ya ama ben bu turu bekliyodum bunu paylaşmak için yua, senin attığın saylanmaz banane banane :cry:

İzleyin youtube.com


Herifin arkasından ilerlemeyi kesip, dövüş için kendini hazırlıyorsun. Odaklanıyor ve kendini sakinleştiriyorsun, içindeki bütün savaş arzusunu dışarı salmaya başlıyorsun bunu yaparken de. Mırıltını herifin duymadığından eminsin, yine de ilerlemesini kesiyor ve olduğu yerde duruyor Noguchi. Fakat sana arkasını dönmüyor, veya kafasını çevirmiyor. Sadece durup, seni bekliyor gibi bir hava var üzerinde.

Sen ise birden ileri doğru atılıyor ve saniyenin dörtte biri bir sürede Noguchi'nin arkasında bitiyorsun. Hala sana durmaktan başka bir tepki vermediğinden, "Hey!" diye bağırıyor ve muhtemelen dönecek olan suradına doğru yumruğunu savuruyorsun. Herif senden 15-20 santim daha uzun olduğundan bu yumruğun yukarıya doğru bir eğimle ilerliyor. Senin bağırmanla beraber, aniden Noguchi'nin kafası omzunun üstünden sana doğru dönüyor, Noguchi bu noktada gövdesini de biraz çeviriyor. Yumruğun işte bu surada ilerlerken, Noguchi'nin çatık kaşları ve kasıntı suradına rağmen ağzında bir iştahlı gülümseme olduğunu farkediyorsun.

Yumruğun surat ile buluşacakken, Noguchi bir eliyle yumruğu blokluyor. Ardından sen diğer elinde bir yumruk deniyorsun, lâkin Noguchi bu sefer tamamen sana doğru dönüyor ve o da diğer eliyle diğer yumruğu blokluyor. Şu anda yüz yüze bakmaktasınız ve herifin ilginç surat ifadesinin seni etkilememesi için elinden geleni yapıyorsun.

Beklemeden bir seri yumruk hamlesi daha yapıyorsun. Bu sefer içerden tam suradının ortasına doğru bir yumruk çıkartıyorsun, Noguchi ellerini bir "X" yaparak bunu blokluyor, ardından diğer elinle aşağıdan ellerinin yarattığı boşluktan bir aparkat uygulayarak savuruyorsun; Lâkin bu da Noguchi'nin ellerini bu sever aşağıya doğru çekip onları bloklamasıyla başarısız oluyor. İki eli de yere paralel bir şekilde göğüs hizasında dururken Noguchi'nin, bundan faydalanıp tekrar suradına doğru diğer elini savuruyorsun fakat bu da, Noguchi'nin geriye doğru kafasını çekerek ondan kurtulmasıyla sonuçlanıyor.

Birden Noguchi iki elini de kavrayamadığın bir hızla senin göğsüne doğru savuruyor bulundukları pozisyondan. Herifin avuç içleri göğsüne çarpıyor ve 5-6 adım geriye sendeliyorsun. Nefessiz kalıyorsun bir kaç saniyeliğine. Yere bir dizini koyup nefes almak için kendine bir kaç saniye tanıyorsun. Bu sırada, kafanı kaldırıp Noguchi'ye bakıyorsun.

Noguchi sol eliyle cübbenin sağ omzunu kavrıyor ve onu parçalayarak üzerinden çıkarıyor, rastgele bir yere savuruyor. Rüzgârla savrulan cübbe bir ara sokağa girip kayboluyor; o bile şu an bu ortamda bulunmak istemiyor gibi. Noguchi'yi süzüyorsun. Üzerinde siyah bir hakama seti var, pantolon ve ceketiyle beraber. Ceketin kolları omuz kısımlarından yırtılmış, muhtemelen bir kunai ile kesilmiş. Omuzdan itibaren herifin kolları açık, fakat ilginç bir şey görüyorsun, dirsekten avuç içine kadar sarmal şeklinde zincir dövmeleri var her iki kolunda da. Bu dövmelerin yeni yapıldığı belli, ayrıca gözlem becerilerini kullandığında hayal meyal aralarda bir kaç tane Fuuinjutsu mührü seçebiliyorsun.

Herifin belinde bir kemer var ve kemere takılı bir shinobi ekipman çantası görüyorsun. Hakamanın siyah pantolonu ise, dizlerine kadar gelen yüksek botların içerisine sokulmuş diz kısmından. Bu da herifin silüetinin belden diz kısmına kadar genişlemesine, fakat ordan hemen kalın bacaklarını ortaya çıkarmasını sağlıyor. Ayrıca dizlerden botlara sokulan hakama da dövüş sırasında sağa sola sallanmayacağından, hareket kabiliyetini kısıtlamayacağı anlamına geliyor.

Noguchi'nin suradında hala saçma bir kızgın/keyif ikileminde dolaşan ifade var. Standart bir Juudaichi formu alıyor, hatta ilk başlayanlara öğretilen bir form. Bir ayak geride, diğeri ileride, aynı şekilde bir yumruk dışarıda, diğer yumruk da göğüs hizasında duruyor. Hamleni bekliyor gibi. Bu arada yumruklarını kolunun dış kısmıyla blokladığı yerlerin hafiften kızardığını görüyorsun Noguchi'nin, fakat bundan etkilenmemişe benziyor.

Aranızda 10 metre kadar var. Senin arkanda köyün çıkışı uzanıyor, Noguchi'nin arkasında ise up uzun bir cadde köyün derinliklerine ilerliyor kıvrılarak. Ufukta parlayan fenerlerden fazlasını göremiyorsun karanlıkta. Noguchi senin bir hamle yapmanı bekliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 23 Şub 2016, 22:25

Düşündüğüm gibi dövüşme arzumu dışarıya doğru yansıtıp, boş bakan bakışlarımı bir kenara itip ciddi bir ifade takınmaya başladığım o andan sonra Gennosuke durmuştu; fakat arkasını dönmemişti. O yüzden aniden arkasında bitip yumruk atacak pozisyona girdiğimde, ağzımdan çıkan tek bir kelime vasıtası ile onu uyarmıştım. Arkasından haince saldırmayacaktım. Seslenmem ile durmasına ek olarak tekrardan omuzlarının üstünden bana doğru dönmüştü. Artık o bakışları belki rolden sıyrılmış olmamdan belkide ciddiyete girdiğimden ötürü pek etkilememişti; ama yinede ister istemez dikkatimi çekmişti. Savurduğum yumruk aradaki boy farkından yukarıya doğru, yüzüne ivmeli bir şekilde giderken dikkatimi, o an tek bir şey çekmişti. Yüzündeki o ifade tuhaftı. Gözleri öfkeden kuduruyordu, cehresi sinirli bir insanı anımsatıyordu; fakat tüm bunlara rağmen yüzünde ona karşı saldırıya geçmiş olmamdan hoşnut bir gülümseme barındırıyordu. Yüz ifadesi o kadar ilginçti ki, bir kaç saniye savurduğum yumruğu unutup tamamen o gülümsemeye odaklanmış ve yumruğumu seri bir şekilde bloke etmesi ile kendime gelmem ve diğer elim ile başka bir yumruk savurmam bir olmuştu.

Gennosuke canavarı da benim gibi iki elli olduğundan diğer yumruğumu diğer eli ile bloke edebilmişti. Vücudunu bana doğru tamamen dönmüş ve o bakışları ile göz göze gelmiştim. Bir insan oğlu bir yüzde nasıl bir anda bu kadar ifadeyi barındırabilir anlam veremiyordum.

Duraksamadan bu sefer içten tam yüze doğru bir yumruk denemesi daha yapmış fakat bu sefer 'x' şeklinde kollarını kenetlemesi ile bu hamlemi de başarı ile bloke edebilmişti. Juudachi formuna ömrünü vermiş ve fiziksel anlamda yine ciddi bir seviyede olan benim çoğu Jouinin bile bloke etmek yerine sıyrılmayı tercih edeceği yumruklarımı o kadar rahat bloke edebiliyordu ki, ister istemez yüzümde bir tebessüm beliriyordu. Bu Gennosuke gibi benimde bu dövüşten zevk aldığımın bir kanıtıydı. Zira bu adam bir canavardı ve savurduğum yumruklar bir canavar içindi. Uzun zamandır bu yumrukların seviyesini bana iyice gösterecek bir insana denk gelmemiştim ve şimdi karşımda duruyordu. Ucunda ölüm olmasına rağmen bundan büyük zevk olabilir miydi? Her bir nefesi hissederken, hızlıca bir aparkat denemesi yapmış, ama bu canavar bu yumruk denememi de ellerini aşağıya indirerek durdurabilmişti. Sanki zihnimi okuyordu ya da bu seri ve tehlikeli hamlelerimi okuyacak kadar dikkatli ve deneyimliydi. Zira hamlelerimi durmak için tek gereken müthiş bir dikkat değildi. Eğer ufak bir tökezleme yaşasaydı bu yumruklardan birinin yüzünde patlayacağından emindim, o yüzden deneyimi burada fazlasıyla ön plana çıkıyordu. Ellerini aşağıya çekmesi ile elime geçen başka bir fırsatı görmüş, yüzüne doğru bir yumruk denemesi daha yapmıştım ama bunuda kafasını çekerek başarıyla kurtulmuştu.

Sıra ondaydı. Yumruğum boşa kaçtığı o an fark etmiş ve savunmasız bir şekilde, kavrayamadığım bir hızla iki eli avucunun içiyle göğsüme doğru geçirmiş ve geriye doğru yalpalanmıştım. Geriye doğru attığım adımlar sonlanınca bir dizimin üzerine düşmüş ve nefessiz kaldığım her bir saniye darbenin gücüne bir ölçü koymaya çalışmıştım. O kadar net ve temiz bir hamleydi ki, istemsizce içimi bir ürperti kaplamıştı.

Bakışlarım yerin zemininde iken, nefes düzenimi tekrardan kazandığımda yavaşça hâlâ bir dizimin üzerinde Gennosuke'ye doğru dönmüş ve bir süre izlemiştim. Üzerindeki cübbeyi omuz kısmından kavrayıp tek seferde kopartmıştı. Hafif bir esintinin eşliğinde cübbe yavaşça kaybolurken, bir süre ona takılıp kalmış ve tekrardan Gennosuke'ye dönmüştüm. Üzerinde siyah bir hakama seti vardı. Hakama'nın paçaları botunun içine sokmuştu ve hakaması hareketlerine bir engel teşkil etmiyordu. Bir ceket giymişti ve bu ceketin kolları keskin bir şey tarafından omuz hizasından kesilmişti. Yavaşça bakışlarım biraz daha aşağıya doğru kayarken, tüm dikkatimi Gennosuke'nin kollarına odaklamıştım. Dirsekten başlayıp içeresinde Fuuinjutsu mühürleri olan zincir şeklinde sarmal bir formda ilerleyen bir dövmesi vardı ve avuç içinde bitiyordu. Dövmesi yeniydi. O mührün içeresinde ne saklıyordu bilmiyordum ama ister istemez aklım Bingo kitabında yazan silah kullanmayı sevmez detayına kaçıyordu. Sahi bu soktuğumun bilgilerini hangi shinobi o kitaba yazmıştı? Çok daha farklı bir adamdı Gennosuke. Belki yeni yeni değişmeye başlamıştı; ama şuan ki herif ile Bingo kitabında tasvirlenen herif arasında bir fark vardı. Bundan emindim. Yavaşça dikkatimi dövmelerinden çekerken, kasvetli havaya tekrardan derince bir soludum fırsattan istifade. Dövmelerinden gözlerini bir kaç saniye ayırmamın ardından belindeki kemere asılmış shinobi ekipman çantası dikkatimi çekiyordu. Boş değil gibiydi.

Ayaklanırken oda klasik, moruğun bana ilk başlarda öğrettiği Juudaichi formunu almıştı. Bir ayak geride, diğeri önde ve yine bacaklara uyumlu şekilde bir yumruk içeride diğer yumruk dışarıda. Şöyle biraz geriye gittiğimde bu pozisyonda günde yüzlerce kez havaya doğru savurduğum yumrukları hatırlamam içten bile değil. Ellerimin dermanı düşene kadar, moruk bunu hissedene kadar yapardım. En son gözlerimden istemsizce bir kaç yaş damla aktığında, moruk durdururdu. Gururumdan ve babamdan ötürü kolum kopacak gibi olsada moruk dur diyene kadar durmazdım, o zamanlar belliydi bu kadar ilginç bir adam olacağım vesselam.

Harekete geçmeden önce dikkatimi kollarındaki kızarıklar çekiyordu ama pek etkilememiş olduklarınıda fark edebiliyordum. Gennosuke durduğu pozisyonda gelmemi bekliyordu. Ona istediğini verecektim. Hâlâ birbirimizi tartma turlarında olduğumuzdan önce bacaklarımda bir chakra toplayıp önünde bitecek ve ardından omuzlarımdan başlayıp her iki koluma chakra dağıttıktan sonra hızlı bir yumruk serisine girişecektim. Nereye isabet edeceğinin önemi olmadan gidecek olan bu yumruklara Gennosuke'nin uygun bir reaksiyon vereceğinden adım gibi emindim. O yüzden yumruklarım bittikten sonra iki-üç adım geri çekilecek ve onun vereceği reaksiyona karşı bu sefer hazırlı olacaktım. Az önceki gibi basit bir darbe yemek istemiyordum. Dikkatli olacaktım.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 25 Şub 2016, 15:37

Ayağı kalkıp el ve ayaklarına chakra odakladıktan sonra, tekrar önünde bitiyorsun Noguchi'nin. Ellerine odakladığın chakranın sana verdiği hız avantajı ile seri ve hızlı yumrukları savurmaya başlıyorsun. Önce soldan sert bir hamle çıkartıyorsun, Noguchi bunu beklediğin gibi blokluyor, ardından sağdan bir yumruğu boşluğuna geçiriyorsun Noguchi'nin. Noguchi ise bunu bloklamak için hiç bir çaba sarfetmiyor, fakat yumruğu boşluğuna yese bile yerinden kıpırdamıyor. Ardından stansını tekrar alıyor ve bir yumruk serisine daha girişiyorsun, bunu yaparken ileri doğru, Noguchi'yi geriye düşürecek bir şekilde dominant bir postür ile yapıyorsun. Noguchi ise sana uyuyor ve her hamlende, o da geriye doğru bir adım atıyor ve senin dövüşü dikte etmene izin veriyor.

Bu sefer karnına doğru sertçe bir yumruk çıkarıyorsun, fakat Noguchi bunu da karnının üzerinde kollarıyla bir X işareti yaparak durduruyor, ardından ileri doğru tekrar bir adım atıyorsun Noguchi'nin kişisel alanına girmek için, o da geriye bir adım alarak buna izin veriyor. Geriye doğru bir kaç adım almayı düşünsen de, bu şekilde daha iyi bir hamle yapacağına kanaat getiriyorsun ve tekrar odaklanıyorsun. Sağ ayağından mükemmel bir destek alarak hafifçe zıplıyorsun ve yukarıdan, Noguchi'nin bloklayamayacağından emin olduğun bir yumruk atıyorsun; Beklediğin gibi de oluyor. Noguchi kollarını hareket ettirmiyor.

Fakat, yumruğuna kafa atarak durduruyor hamleni Noguchi! Yumruğun tam herifin alnıyla buluşacakken, aniden yumruğuna gelen sert bir darbe ile geriye doğru sendeliyorsun ve yakın dövüşü kırmak zorunda kalıyorsun. Noguchi tekrar basit Juudaichi stansına dönüyor. Alnının kızardığını görüyorsun Noguchi'nin, fakat senin de sol elin biraz zonklamakta. Bunu nasıl yaptığı hakkında bir fikrin yok, fakat herifin suradındaki ifade keyif/sinir ikileminden, sinir ikilemine dönüyor biraz daha. Yine de, eminsin ki stilin gereği o hamleden sonra herifin yarı baygın olması gerekirdi.

"İçindeki dövüşme arzusuna biraz saygın olsun, stilini korumayı öğren!" Bahsettiği şeyi, biraz düşününce anlıyorsun ki, Juudaichi formunu, hızlı ve savsak yumruk darbeleri atmak adına bozduğunu farkediyorsun. Herifn saldırmayacağından eminsin, o yüzden biraz nefes alıyor ve kendine geliyorsun, Noguchi de bu arada konuşmaya başlıyor; "Beni buraya çekerek ne amaçladın bilmiyorum ama şu an önemli vaktimden çalıyorsun. Beni eğlendirsen iyi edersin. Belki de tüm kemiklerini kırmak zorunda kalmam." Ardından Juudaichi'nin giriş seviyesinden sonra öğretilen bir başka formuna geçiyor, diğer formla hemen hemen aynı fakat el dışarda olacağına kasıklara kadar indirilmiş bir şekilde aşağıda durmakta. "Her formunu bozduğunda bir parmağını kıracağım, haberin olsun." Noguchi'nin suradındaki keyif/sinir ikilemi tekrar keyif tarafına doğru kayıyor ve hamleni bekliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 26 Şub 2016, 23:55

İlk yumruk umduğum şekilde bloklanmış bir diğer ikincisi tam boşluğuna denk gelmişti; fakat tepki yoktu. Yavaşça bakışlarımı bana yukarıdan bakan Gennosuke'ye doğru çevirdiğimde gözlerinde bir acı ifadesi göremiyordum. Sanki bir sineğin ufak ısırığını almış gibi rahattı. Anlık olarak gözlerim yumruğuma kaydı. Bu eller nicesini korkuturken bu seviyede bir sinek ısırığından ötesi değil miydi? Bu canavar ile benim aramdaki fark bir gün ve bir yıl kadar uzak mıydı birbirine? Savsakça düşünceler beynimi kaplarken, hayal kırıklığı ile yumruk savurmaya devam ettim. Ben bir adım attıkça bana uyarak oda bir adım geri gidiyordu. Karın boşluğuna doğru yeni bir yumruk daha savurduğumda hızlıca kollarını aşağıda bir x ile buluşturarak önledi. İleriye doğru yeni bir adım daha attığımda Gennosuke bana yeniden uydu, aslında geriye doğru atmayı düşündüğüm bu adımı anlık olarak zihnimi ele geçiren bir fikirle değiştirdim. Tekrar ve tekrardan Gennosuke'nin üzerine doğru gittim. Bu canavarın kişisel alanına girdikçe aldığım zevk artıyor; fakat bir yumruk savurup bundan gerekli verimi alamadıkça diğer taraftaki hayal kırıklığım da aynı orantıda artıyordu. Sağ ayağımdan aldığım destek ile zıpladığımda, aklımdan geçen tek şey bu canavarın bunu bloklayamayacağıydı. Nitekim kollarını hareket ettirmedi; fakat yumruğumu kafa atarak durdurdu. Bayılması gerekirken, gözlerini bana doğru dikti... Bunu nasıl yaptı bilmiyordum ama kafaya direk bir darbede, nasıl bayılmamıştı? Nasıl hâlâ o ifade ile bana bakabiliyordu. Lanet olsun, neden böyle oluyordu? Yıllardır it gibi çalışmamın emeği bu muydu? Yarın babamın katili ile baş başa kaldığımda tüm yapabildiğim şuursuzca yumruk savurmak mı olacaktı? Lanet olsun, lanet olsun! Bunu istemiyordum. Bu adamın karşısında bu kadar güçsüz görünmek istemiyordum, yılların emeğinin bu kadar çabuk sönmesini istemiyordum... Başımı öne doğru eğdim tekrardan aşağıya doğru indiğimde.

O anda kulağım tecavüze uğradı. Dibimde o kadar hiddetli bir şekilde bağırdı ki bana doğru bu canavar, istemsizce kafamı yukarıya doğru kaldırdım. İçimdeki dövüşme arzusuna saygı duymamdan ve stilimi korumamı öğrenmemi istiyordu. Ne demekti bu? Ah... Biraz düşününce hassiktir çekmem bir oldu. Az önce o kadar hızlıca savurmuştum ki yumrukları, moruk bana böyle öğretmemiş idi. Net ve güçlü yumruklar Juudaichi'nin yansımasıydı; savsak ve hızlı yumruklar değil. Kafamı iki yana doğru salladım çaresizlikle, o sırada Gennosuke sözlerine devam etti. Benim onun değerli vaktini çaldığımı, en azından çalarken buna değmesini istediğini belirtti. Şu saate kadar onu boşa oyalamaktan veya gıdıklamaktan öteye geçemediğim doğruydu, utançla başımı öne doğru eğdim. Yumruklarımı sıktım. O kadar yıl sonra bu yumruklara güçsüz demem doğru değildi, sadece bu adam çok güçlüydü. O kadar yıl çalışmam, sınırın ötesi için başlangıç bile değilmiş, ne kadar aptalmışım...

Başımı tekrardan Gennosuke'ye dikmeme sebep olan şey bana bildirdiği tehditti. Eğer formumu bozarsam bir parmağımı, bozmaya devam edersem tek tek diğer parmaklarımı kıracakmış. Bunu yapabilirdi; fakat bu beni korkutmuyordu. Karşımdaki bu adam belki kendi zevkleri için beni uyarmıştı; fakat ne sebepten olursa olsun bana bir iyilik yapmıştı ve ben ona borçluydum. Bu saatten sonra ona olan borcumu ona savurduğum her bir yumrukta hissettireceğim ağırlıkla ödeyecektim. O zevk alacaktı ve o zevk aldıkça, bende alacaktım. Karşımdaki herif ne kadar pislik olursa olsun bir Taijutsu kullanıcısı olarak, güçlü bir Taiijutsu kullanıcısı olarak bunu sonuna kadar hak ediyordu.

Yavaşça yüzümü kaplayan gülümseme ile hem minnet hemde söylediklerini onaylama amacıyla başımı salladım ve: "O zaman biraz çıtayı yükseltelim, Gennosuke-san..." dedim. Şu saate kadar canını sıkmaktan, vaktini boşa çalmaktan öteye geçemediğim bu adama doğru adımlamaya başladım. Saf gücümü, önce chakra ile yoğurdum daha sonra moruğun yıllardır bana öğrettiği bilgilerle baharatladım. Artık hazırdım. Gennosuke'yi eğlendirmeye, Juudaichi eşliğinde net ve aralıklı yumruklar atmaya. Her bir yumruğum yılların bedelini yansıtacak şekilde gidecekti. Nereye isabet edeceğinin önemi yoktu. O andan itibaren zihnimi diğer tüm şeylere kapatıp, karanlığa gömecek idim. Karanlıkta tek gördüğüm şey, Gennosuke olacaktı.


Kapalı konu
Cynic-san Lounge sorduğum sorunun cevabı her ranktan sonra yeni bir form öğrendiğimizle ilgiliyse, yaptığım bu hamleyi en son ulaştığım forma girmiş bir şekilde yaptığımı varsayarsanız sevinirim. Zaten öyle değilse, aynen devam sıkıntı yok.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 29 Şub 2016, 17:27

Formunu alıyorsun ve Gennosuke'ye doğru hızlıca adımlıyorsun. Vücudunu, özellikle yumruklarını chakra ile kaplayıp onları yeteneğin yettiğince güçlendiriyorsun ve Noguchi'ye yaklaştığın anda, sert bir sol yumruk geçirmek için hamleni yapıyorsun. Havada bir yay çizerek yumruğun Noguchi'ye doğru ilerliyor ve Noguchi'nin onu bloklaması ile son buluyor. Bir elini yine yumruğun önüne koyarak momentumunu kesiyor, fakat ufak bir şey farkediyorsun; Eğitimini kullanarak yaptığın hamle sayesinde Noguchi'nin dengesini biraz bozduğunu farkediyorsun. Hiç beklemeden başka bir yumruk çıkarıyorsun alttan, Noguchi diğer elinin avuç içiyle bunu blokluyor, fakat bunu yaparken tekrar defansif postürünün bozulmaya başladığını farkediyorsun.

Etrafında sağa doğru dönerek sağ dirseğini Noguchi'nin suradına doğru geçirmek için bir hamle yapıyorsun fakat bu da bloklanıyor, fakat Noguchi bu sefer iki eliyle bunu bloklamak zorunda kalıyor. Sen de aniden bu sefer ters tarafa, sola doğru dönerek diğer taraftan sert bir yumruk çıkarıyorsun ve yumruğun Noguchi'nin suradı ile buluşuyor!

Aldığı darbe ile geriye doğru bir kaç adım sendeliyor Noguchi, defansif postürü tamamen bozulmuş bir şekilde. O noktada, tekrar adımlayarak Noguchi'nin kişisel alanına giriyorsun ve göğsüne sert bir yumruk indirmek için harekete geçiyorsun. Fakat Noguchi birden sola doğru vücudunu çevirip yumruğunun havada süzülmekten başka bir şey yapmasına olanak vermiyor. Sen bir boşlukla kaldığın için ileri doğru sendeliyorsun, o anda ense köküne sert bir tokat yiyerek yere yapışıyorsun.

Noguchi'nin suradında tam bir keyif ifadesi var, kafanı çevirip baktığında. "Uzun süredir bana karşı okkalı bir yumruk indiren olmamıştı." Suradında canilikten mi yoksa doğuştan mı olduğunu anlamadığın, ilginç bir ifade var. Bunun yanında memnun da görünüyor. Sen yerde yatarken sana doğru eğiliyor ve konuşmaya devam ediyor; "Beni bir dövüşe davet etmek için adamlarını dövmene veya yalan söylemene gerek yoktu. Onlarla konuşup ayarlayabilirdin. Gerçi bazen mankafa olabiliyorlar. Fena çocuk değildirler ama." Ardından biraz düşünceli bir şekilde sana bakıyor bir süre. "Bana katılmak istediğini söyledin. Eğer derdin ciddi ise senin gibi birini eğitmek isterim."

Bu arada şu dövüş toplam 5 dakika falan sürmüş olmalı diye tahmin ediyorsun, maksimum.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 01 Mar 2016, 20:44

Gennosuke şuan karanlığın tam ortasındaki beyaz, büyükçe bir noktaydı gözümde. Çevremdeki her bir detayı karanlığa boğup, bu karanlıkta Gennosuke'ye odaklandığımda aklımdan geçen tek şey ona olan borcumu ödemekti. Belki bunu yumruk savurarak yapacak olmam tuhaftı; ama şu görevi aldığım o saatten beri hangi şey normaldi ki bunun normal olmasına takılacaktım?

Yüzümde belli belirsiz bir tebessüm vardı. Gennosuke'ye güçlü bir yumruk oturtacak kadar yol kat ettiğimde durdum ve ilk yumruğu savurdum. Bunu diğer yumruk denemelerimde olduğu gibi blokladı; ama bu sefer çok büyük bir fark vardı. Gennosuke dengesini bozmuştu! Aldığım eğitimin meyvesini şu dakikaya kadar heyecan ve stresten kullanmadığım için adeta kendime kızıyordum. Eğer başından beri moruğun bana öğrettiği şeylere sadık kalsaydım yumruklarım sadece güçlü yumruklar değil tehlikeli ve teknik yumruklar olacaktı. Moruk bana güçlü bir yumruğun nasıl tehlikeli olabileceğini öğretmişti ve bunu bir stil vasıtası ile yapmıştı. Stilin adı ise elbette ki Juudaichi idi! Öyle ki, nimetleri gözle görülür derecede yumruklarıma renk katıyordu. Yıllardır moruk tarafından bu stil üzerinde eğitim aldığıma seviniyordum, buna değmiş gibiydi, çünkü dövüşün başından beri yumruklarımı basitçe bloklayan Gennosuke, şimdi çok daha farklı bir tepkime almıştı. Bunu fark eder etmez, yüzümdeki tebessüm büyükçe bir gülümsemeye dönüşmüş ve aç bir aslan gibi köşeye sıkıştırdığım avımın üzerine çullanmıştım. Başından beri av konumunda olan ben, ilk defa avcı konumuna geçince nedense içimi bir heyecan kaplamıştı.

Bekletmeden alttan bir yumruk daha çıkarttım; fakat Gennosuke buna da karşılık verdi ve diğer elinin avuç içi ile yumruğumu karşıladı; fakat yeniden aldığı pozisyon sekteye uğradı. Kesinlikle başlangıçta attığım yumruklarla bu yumruklar arasında fark vardı. Bu benim gerçek seviyem idi işte. Başlangıçtan beri bir aptal gibi davranmaktan başka bir şey yapmıyordum. Bir yandan kendime kızarken diğer yandan durumu çabucak toparlamış olmanın keyfi ile bu dövüşten aldığım haz biraz daha artıyordu.

Canavara karşı başlattığım bu akımı sağa doğru ivme alıp savurduğum dirsek darbesiyle devam ettirdim. Bu da bloklandı; ama o an, bir açık fark ettim. Güçlü bir dirsek darbesini durdurmak için bu sefer iki elini kullanmak zorunda olan Gennosuke açıktaydı! Aniden ters tarafa doğru ivme kazanıp sol elim ile oldukça güçlü bir yumruk savurduğumda yumruğun oturma hissini iliklerime kadar hissettim. Yumruğum Gennosuke'nin yüzüyle buluşmuştu. Bu sağlam bir yumruktu ve Gennosuke yumruğun etkisiyle geriye doğru sendelenmişti. Bu benim Gennosuke'ye dövüşün başından beri verdiğim ilk hasar idi. Bunu asla unutmayacaktım. Gennosuke bunu izin vermiş olsada dövüşte ilk darbeyi vuran taraf ben olmuştum. Bununla övünmek gibi bir niyetim yoktu; o an gözlerim ve zihnim tamamen bu canavarın üzerindeydi. O yüzden beklemeden sendelenmiş ve tamamen açıkta olan Gennosuke'nin üzerine doğru adımlayarak göğsüne doğru sertçe yeni bir yumruk denemesi yaptım ama öne doğru yalpalanıp açığa düşen aniden ben oldum! Bir anda vücudunu hızlıca sola doğru çeviren Gennosuke, yumruğun etkisinden çabuk çıkmıştı. O an ensemde yediğim tokatla zemine öpüşecek kadar yakınlaşmış idim. Kesinlikle ama kesinlikle bu yumruğumu yiyen başkası olsaydı çoktan bu dövüş bitmişti. Bu adam gerçektende farklı seviyedeydi. Takashi-sensei'nin şimdi tam olarak neden bu kadar Gennosuke'yi şişirdiğini anlayabiliyordum. Boşa şişirilmiş değildi, çok ama çok güçlüydü. Aramızdaki seviye farkı es geçilemeyecek kadar net ve barizdi.

Gennosuke'nin tokadı ciddi bir yanma hissi dışında, fazla etki bırakmamıştı. Muhtemelen kendini tutmuştu ya da Kazama ile benim aramda yıllardır çalışmamın sonucunda bir uçurum kadar fark oluşmuştu. Yavaşça bakışlarımı yerden çekip yukarıya kaldırdığımda ise tescilli olarak Gennosuke'ye karşı borcumu ödediğimi görüyordum. Az önce tamamen sinir haline bürünen yüz ifadesi şimdi tam tersi olarak keyif halindeydi. Ağzından çıkan sözler ise gururumu okşayacak cinstendi. Uzun süredir böyle okkalı bir yumruk yemediğinden bahsediyordu. Bana doğru eğilip konuşmasına devam ettiğinde ise adamlarını dövenin ben olduğunu anlamasını dinlemiştim. Neyse ki bunu anlaması bu canavarda kötü etki bırakmamış gibiydi. Konuşmasına devam ettiğinde ise gerçektende bana geri çeviremeyeceğim bir teklif sunmuştu. Benim gibi birini eğitebileceğini söylüyordu... bu şuan ki sınırlarımı aşıp yeni sınırlara adım atmam ve babamın intikamı için ulaşmam gereken seviyeye ciddi bir şekilde yakınlaşmam demekti. Normalde olsa kesinlikle kabul ederdim; ama bu durumda böyle bir şansım yoktu sanırım. Takashi-sensei dahil bir çok kişi canını bana emanet etmişti ve ben ters giden durumlardan ötürü hâlâ istedikleri süreye gelememiştim bile. Muhtemelen daha saldırıya bile geçmemişlerdi.

Ne kadar şansız bir insan olduğumun kanıtıydı şuan yaşadığım bu durum. Gennosuke başka bir zaman karşıma çıkıp bana bu teklifi sunmazdı! Sikeyim böyle hayatı. Ayağımda tekrardan chakra biriktirip derince bir nefes aldığımda, gözlerimi Gennosuke'nin gözlerine diktim ve: "Bu gerçektende hayallerimin teklifi; fakat..." Duraksadım ve dizlerimin üzerine gelip derince bir nefes aldım. "Hâlâ bir dövüş ortasında olduğumuzu unutmuş gibi bir halin var Gennosuke-san." Sözlerimin bitmesine ramak kala sol elimi yere destek olarak koyup Chakra ve stilimin bana öğrettiği bilgilerle harmanladığım tekmem Gennosuke'nin bacaklarına doğru gidecekti. Amacım bu yumruklarımdan çok daha tehlikeli olan tekmem ile canavarın dengesini bozmak en iyi ihtimalde geriye doğru kıç üstü düşmesini sağlamaktı. Asıl hedefim Gennosuke düşündüğüm gibi tekmeyi yer ve tekmenin etkisi düşündüğüm gibi bir sonuç oluşturursa üzerimdeki cübbeyi tek seferde çıkartıp Gennosuke'nin üzerine doğru atmak olacaktı. Bu şekilde görüş açısını kapattığım bu herifin üzerine, patlayıcı parşömen barındıran Kunai'mi atabilirdim! Artık bu dövüşü şekillendirmenin vakti gelmişti zira. Aramızdaki seviye farkını ve kendi seviyemi en az beş dakika süren bu süreçte öğrenebilmiştim. Gerisi Gennosuke'ye ciddi hasarlar vermekti. O yüzden bu aşamalı planın ilk aşaması olan tekmeyi başarılı bir şekilde geçirmek olacaktı. Diğer aşaması cübbe ile bu canavarın görüş acısını kapatmak ve son aşama ben chakra ile güçlendirdiğim ters ayağımdan güç alıp geriye doğru sıçrarken elimdeki Kunai'yi bu canavara atmak olacaktı. Ardından Kunai'yi patlatacak ve vücudumu içeri doğru kasıp iki elimi de yüzüme doğru 'x' şeklinde siper edecektim. Sonra ne olur bilemem, şimdilik tekmeyi vuralımda gerisi gelir herhalde.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 03 Mar 2016, 16:15

Noguchi'nin gardını indirmesini fırsat bilip çelmeni takıyorsun ve onu geriye doğru, yere düşmesine sebep oluyorsun. "Anan?" gibisinden bir ses çıkıyor Noguchi'den yere düşerken. Hızlıca cübbeni tek bir hamlede üzerinden çıkarıyorsun ve Noguchi'ye doğru fırlatıyorsun, o ayaklanmayaç alışırken.

Kafasını kaldırıp sana baktığında, gördüğü tek şey üzerine doğru gelen cübbe oluyor Noguchi'nin. Bir kaç saniye üzerine düşen cübbenin altında nefretle kıvrandığını görüyorsun; cübbeyi bir şekilde üzerinden atmaya çalışıyor. Bunu şans bilip patlayıcı parşömenleri bağladığın kunailerden birini çıkarıyor ve geriye doğru sıçrarken onu cübbeyle uğraşan Noguchi'nin üzerine fırlatıyorsun. Kunai hala havada ilerlerken, Noguchi'nin birden iki eliyle kavradığı cübbeyi parçalayarak içinden çıktığını görüyorsun. "Lağn!" Hiddetli bir şekilde bağırıyor, fakat suradında yine de bir keyif parıltısı var.

Fakat bu parıltı kısa sürüyor. Noguchi havada ona doğru gelen kunaiyi görüyor ve daha herhangi bir hamle alamadan, göğsünün önünde patlıyor kunai. Noguchi'nin geriye doğru fırladığını görüyorsun 5-6 metre, ardından yerde de bir o kadar sürüklendiğine şahit oluyorsun. Fakat yerde kalması uzun sürmüyor, bir kaç saniye sonra Noguchi hareketleniyor ve yerden kalkıyor. Hala bir elinde senin cübbenin yarısını tutuyor, fakat onu da esen rüzgara bırakıyor. Göğsünün üzerinde açılan derin bir patlama yarasını görebiliyorsun. Kanlar yaranın üzerinden Noguchi'nin yüzyıllardır yıkanmamış hakamasının üzerine akıyor, oradan da yere damlıyorlar.

Noguchi 10 metre ileriden bağırıyor sana doğru adım atmaya başlarken. "Bu da neydi böyle?!" Sinirli bir şekilde sana doğru bakıyor yürürken, tam ağzını açıyor bir şeyler söylemek için, fakat geri kapatıyor, yürümesini kesiyor. Üzerini ve formanı süzüyor, ardından suradındaki şaşkınlık ifadesini saf bir öfke kaplıyor. "Hayatımda hiç kimseyi öldürmedim, ama sanırım ilk sen olacaksın." Sana doğru seri adımlarla yürümeye başlıyor tekrar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Tobio Hinata | Av] Aslan Pençesi

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 04 Mar 2016, 20:28

Kapalı konu
Acele bir şekilde, yorgun argın yazdığım bu mesajda kötü gözüken yerleri düzenledim haberiniz olsun. Bazı kelimeleri tekrar etmişim, bazı cümleler tam oturmamış. Tekrardan okuyunca düzenlemek istediğim yerler oldu diğer yerler aynı zaten.


Rüzgarın etkisiyle kulaklarıma ilişen tekmenin sesi nahoş bir haz bırakırken içimde, tekmem hazırlıksız yakalanan Gennosuke'nin bacaklarına ulaştığında ise bu haz bir kaç kademe daha yükselmişti. Tabii bu hazın zirve noktası elbette Gennosuke geriye doğru kıç üstü düştüğünde yaşanmıştı! İliklerime kadar hissettiğim bu hazzı bir kaç saniye anca yaşarken, hışımla bu savsakça düşüncelerden sıyrılıp dövüşün başından beri bilerek üzerimden çıkartmadığım cübbemi tek seferde çıkartıp Gennosuke'nin üzerine atmam ise içten içe "Ne kadar olgunlaşmışım bea!" diye düşünmeme sebep olmuştu. Canavar üzerine kara bir bulut gibi düşen cübbenin altında ölüm kalım savaşı verirken, planın zirve noktasını uygulamaya çoktan girişmiştim. Gennosuke hışımla cübbeyi yarıp, keyifle parıldayan gözlerini üzerime doğru diktiğinde ise ben çoktan geriye doğru sıçramış ve Gennosuke'nin üzerine doğru kunai kuduz bir köpek gibi gitmeye çoktan başlamıştı. Derince aldığım bir nefes sonrası, bombayı patlattığım o an ise içimde ilginç bir şekilde ne bir heyecan ne bir üzüntü nede bir öfke vardı. Saf bir duygusuzluk bombanın patlaması ile aktifleşmişti sanki. Aşina olmadığım bu duygu hali yavaş yavaş içimi kaplarken, yere usulca konmuş ve Gennosuke'nin önce havada metrelerce uçuşunu bir o kadarda yerde sürüklenmesini aynı duygusuzlukta izlemiştim; fakat bu duygu halim, Gennosuke'nin bir kaç saniye yerde öylece durduktan sonra hiçbir halt olmamış gibi kalkması ile değişmişti! Sanki bu canavar basit bir tekme yemiş ve bu tekmenin ardından ayağı kalkmıştı! Ama siktiğimin bu adamı az önce göğsünün tam önünde patlayan bir Kunai yemişti. Nasıl bu kadar dayanıklı olabilirdi?

Elinde tuttuğu cübbenin yarısı rüzgara kapılıp hızla annesinin hiddetinden korkan küçük bir çocuk gibi savaş alanından uzaklaşıyordu. Derince aldığım nefeslerin bir anlamı olmadığı, kafamdaki düşüncelerin kaybolup yerini bomboş bir odanın sessizliğine bıraktığı o anlar; Gennosuke ile göz göze gelmiştim. Üzerime doğru adımlarken az önce yaptığım hareketin manasını sormuştu; haklıydı. Birebir iki taijutsu kullanıcısının dövüşüne, hilekarca bir hamle ile çomak sokmuştum, fakat buraya geliş amacım - özellikle hâlâ omuzlarımda yük olarak duran bir düzine insan söz konusuyken- belliydi. Gennosuke'yi canım uğruna olsada oyalayıp kendi üzerime düşen görevi yerine getirecek ve diğer taraftaki grubun görevini yerine getirmesine ön ayak olacaktım. Koca bir grubun görevini sekteye uğratacak bu adama karşı, tek başıma bir mücadeleye girişmem ironik ve aptalca idi. Zaten bu bile görevin saadeti için canımı feda edebilecek kadar aptal ya da sadık olduğumun bir göstergesiydi. Uyuyan canavarı uyandırmak diye bir deyim kafamda canlanırken, Gennosuke'ye göz ucuyla baktığımda bu duruma tam olarak parmak bastığımı görüyordum. Sözlerine devam etmezken, üzerimdeki üniformayı süzdüğünde aurasının değiştiğini hissedebiliyordum. Üzerime doğru saf bir öfkeyle adımlarken, içten içe bir korku beliriyordu ruhumun en derin, en dip taraflarında; ama buna rağmen, yüzümdeki tebessüm kaybolmuyordu. Ölüm üzerime doğru adımlarken, nedense hâlâ bir şekilde bu dövüşten zevk alıyordum. Başından beri beni ciddiye almayan bu canavar attığı adımlarla birlikte yerde büyük bir izin yanı sıra birde kam damlası bırakıyordu. Üzerindeki solmuş kanamanın üzerinden yere doğru serpilen kan damlaları bu dövüşün ilk kanıydı. İlk kan akmıştı ve devamı gelecekti.

Doğru olan bir Bunshin no jutsu yapıp ortaya çıkan duman/sisten yararlanıp öfkelenmiş Gennosuke'yi doğuya taraf kaçarken peşimden koşturmak olurdu; hatta planım buydu, fakat Gennosuke'nin bana savurduğu tehditle bu planı hışımla aklımdan istemsizce atmam bir olmuştu. Gennosuke bana söylenene göre köyden kaçarken bir kaç tane Jounin öldürmüştü; ama şuan öldüreceği ilk insanın ben olacağını söylüyordu. Boş ve keyifle parıldayan gözlerimin yerini bir öfke parıldaması alınca, yumruklarımı sıkmam bir olmuştu. "Sen öldürdüğün Jouninleri insandan saymıyor musun?!"

Aramızdaki güç farkını, Gennosuke'nin ciddileşmesini umursamadan aniden elime aldığım dört patlayıcılı Kunai'yi çevreme sırasıyla daire olacak şekilde atacak ve bir kumara girişecektim. Akademi yıllarında bize öğretilen bir jutsu vardı. Kullanmasını biliyordum. Jutsunun özü ani saldırılardan yakındaki bir obje ile yer değiştirmek ile kurtulmaktı. Burada ana odak obje olmasına rağmen eğer ben Gennosuke üzerinde Kawarami uygular ve onunla yer değiştirmeyi başarırsam, güzel olmaz mıydı? Jutsunun özünü veya sınırlarını bilmiyordum. Yani bu sadece benim hayal gücümle sınırlanmış bir şey olabilirdi; fakat kimse bana bunu sadece objeler üzerinde kullanırsın dememişti. Bu yüzden deneyecektim. Başarılı olur muydum bilmiyorum ama başarılı olursam, Gennosuke bombalarla çevrili bir alana girecekti ve girer girmez benim bunları patlatmam ile ciddi bir hasar alacaktı. Ha işe yaramazsa patlayıcı kunailer öyle yerde kalacak ve Gennosuke'ye saldırı fırsatı verecektim. İçimden bir ses ikinci ihtimale hazır ol diyordu ama bazı şeyleri deneme yanılma yoluyla öğrenmek en doğrusudur.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron