-Saat kaç ve babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Yatakta kıvranırken bile ciddileşemiyorum artık. Uykunun sıcaklığını tüm vücudumda hissetsem bile uyku perileri beni ziyaret etmiyor. Kara listeye aldılar her halde beni yıllar içerisinde. Kötü bir çocuk olduğun için Noel Baba seni ziyaret etmiyecek bu sene seni gibi saçma bir şey oldu ayrıca bu. Fakat pikenin altında kıvranan uyku için yalvaran biri ne yapabilir ki? Başta da cevabını verdiğim gibi. Saçmalamak...
Birkaç saat yada dakika daha harcadıktan sonra havaya savurduğum tekme ile pikeyi üzerimden uçurmuş ve de kendimi yataktan itmek için beynime emir gönderiyordum. Ayaklanıp bir kahve hazırlamak için küçük ayaklarımı, ayaklarımdan da daha küçük olan mutfağa sürüdüm. Evin en geniş alanı yaşadığım bu ufak salon yatak odası karışımı yerdi. Duvarlardaki boyanın büyük çoğu duvardan sıvanmış, kalan yerleri ise ilk boyandığı gündeki rengini çoktan kaybetmişti. Yere serili kirli halının üzerinde duran kovalar ise evimin dekorasyonu için aldığım özel malzemelerden biri. Akan tavanımın halıma zarar vermemesi için olduğunu anlamışsınızdır. Bir kapağı kırık gardolabım ise he zamanki -salonun tam ortasında yerleştirilmiş iki kişilik olarak tasarlanmış yatağımın tam karşında, iki pencerenin arasında- yerinde. En yeniye benzeyen şey sahininden temiz kullanılmış ikinci el kitaplık başlığıyla satılabilecek ahşap bir kitaplık.
Dair kapısından biraz içeri girip sağ tarafa baktığınızda ise daha dün mermeri kanırta kanırta çitelediğim uzun tezgahım. Aynı zamanda mutfak masası yerine geçmesi için önüne sıraladığım 2 adet uzun bar taburesi. mermerin öteki tarafında ise klasik amerikan tipi bir mutfak. İçinden bakıldımı tüm evi görebildiğin zamanında neredeyse aç gezmeme sebep olan ocak ve fırın seti, mutfak tezgahıydı, çeşmeydi, buzdolabıydı falan. Klasik mutfak demiştim zaten.
Evin en ucunda da tuvalet banyo ortak kullanılan yer. İçine zor sığdığım bir duşa kabin, alafranga tuvalet, çeşme ve kenarlarında bir iki çatlak olan buğulu aynam.
Yataktan kalkıp mutfağa geçeyim dedim geçene kadar da tüm evi betimleyip özel hayat gizliliği gibi bir şeyi de kaldırdığım için teşekkür edebilirsiniz her halde. Siz ede durun hem bende çaydanlığa kahve için su koyup kaynatayım. Fakirim çünkü makine almaya yetecek param yok. Hem hazırlaması da kolay. Suyu kaynat, toz haline getirilmiş poşet kahvelerden iki tanesini dök -iki de kesmiyor aslında ama- suyu dök ve karıştırıp homojenize hale getir. Sonra da geç camın karşısına yağmuru izlerken arkadan melankolik şarkılar geçerken eline aldığın göstermelik kitapla fotoğraf çektir. Son kısmı ciddi almayın orası sosyal içerikli göndermeydi. Ben daha yatağın üstüne çıkıp okuya okuya eskittiğim günceleri karıştırmak ve kaçırdığım detayları öğrenmek, unuttuklarımı da hatırlamak peşindeyim.