[Ryōshi Kyōkai | Av] Beyaz Saçlı Şeytan

[GM - Naruto]

!	GM - Naruto yazdı:
	Kemuri Isao bir sonraki tura kadar imzasını eksiksiz biçimde güncellemezse ceza alacaktır.

Buluşma noktanızdan yaklaşık 12 saatlik bir yolculuğa çıkarak Kawakami Kasabası yakınlarına ulaşıyorsunuz. Bu yolculuk sizi biraz yordu. Zira iki kere kamp kurarak mola vermiş olsanız da ana yolları kullanmayışınız, sık ağaçlıklar ve engebeli yollardan geçmenize yol açtı ve bu da size ekstra efor sarfettirdi.

Neyse ki şu an bu yorgunluğu çok hissetmiyorsunuz, Hirashimatsu ve Ryouta dışında. Düşük gelir durumlarından dolayı köyden ayrılmadan önce kendilerini düzgün doyuramamış olmalarının ceremesini çekiyorlar denilebilir. Üstelik, Hirashimatsu'nun sakatlığı da mevcut. Bu sebepten dolayı tekrar kamp kurma ve dinlenme gereği duyuyorsunuz.

Bulunduğunuz konum Kawakami Kasabası'na yaklaşık bir kilometrelik mesafede bulunan bir koruluk. Çevrede 10-15 tane ağaç var ve dışarıdan sizi görmek imkansız gibi bir şey. Çevrenizi incelediğinizde, ağaç dallarının yükseklerde yoğunlaştığını ve aşağılara doğru pek olmadıklarını görüyorsunuz. Bu görüntü size bir bambu ormanını anımsatıyor aslında. Ana yola uzaktasınız. Kamp kurmanız için ideal bir nokta olduğuna karar veriyorsunuz bu noktanın ve birkaç baykuş uğultusu eşliğinde kampınızı buraya kuruyorsunuz.

Yerinizi belli etmeme adına elbette ateş yakmıyorsunuz. Güneşin yaklaşık 3-4 saat önce batmış olmasından mütevellit hafif bir esinti ve serinlik var havada. Neyseki giysileriniz bu soğukluğu hissetmenizi engelliyor ve zaten ateş yakmanıza gerek olmadığını anımsatıyor sizlere.

Kurulduğunuz noktada belki sırtlarınızı birer ağaç gövdesine veriyorsunuz, belki de başka şekillerde oturmayı tercih ediyorsunuz. Hatta biriniz gözcülük yapmak adına ağaca tırmanmış bile olabilir, dışarıdan görülmeyeceğinize emin olsanız bile. Planınızı tekrar konuşuyor olabilirsiniz, veya tamamen konudan alakasız havadan sudan bir sohbete dalmış da. Seçim sizin ancak en az bir yarım saat burada olacağınız da kesin.

Kuzeye bakarsanız eğer, Kawakami Kasabası'nın size göz kırpan ışıklarını görebiliyorsunuz. Aranızda sadece bir kaç tepe var, onun dışında yolunuz dümdüz açık. Bu karanlıkta, kasabaya giden bu rotada görülmeyeceğinizden eminsiniz.

Fakat burada bir kaç noktaya değinmekte fayda var;

Birincisi normal kıyafetlerinizi geride bıraktınız ve üzerinizde örgüt kıyafetleriniz ile maskeleriniz var. Bu sebepten dolayı, bu kılıkla elinizi kolunuzu sallayarak kasabaya girer ve dolaşırsanız aşırı derecede dikkat çekersiniz.

İkinci olarak, kasabada gizlenerek dolaşabilirsiniz. Çatılardan veya ara sokaklardan gölgelerde gizlenerek dolaşabileceğiniz eğitimi almış durumdasınız ve kendinizden eminsiniz. Ancak, bu kasabada bir shinobi yerleşkesi de mevcut. Gizlenerek ilerlemeyi nasıl biliyorsanız, gizlenerek ilerleyen kişileri nasıl fark edeceğinizi de biliyorsunuz. Haliyle, o yerleşkede bulunan shinobiler de. Bundan mütevellit yakalanma riskiniz her zaman mevcut, en azından shinobilere.

Üçüncü olarak, shinobi yerleşkesi hakkında bilgi vermem gerekli. Bu shinobi yerleşkesi 10-12 shinobiden oluşmakta. Bunlardan en azından 10 tanesi Chuunin, bir tanesi Jounin, kalanı da ara sıra yerleşkeye müfettiş olarak uğrayan Tokubetsu Jounin. Chuunin olanlar dönüşümlü olarak 2 kişilik gruplar halinde kasabanın cadde ve ara sokalarında devriye dönmekte. İçinizde Kusagakure'li olanlar bu bilgilere zaten sahip, o yüzden buraya yabancı olan örgüt üyelerine bu bilgiyi vermiş durumdalar. Yani diyorum ki hepiniz şu an shinobi yerleşkesi hakkında bilgi sahibisiniz.

Bu bilgiler ışığında operasyonunuza başlamaya az çok hazır olduğunuzu düşünüyorsunuz. Hepinizden birer dinlenme RP'si alayım.

Kapalı konu

Pasiflik süresi 48 saattir.

[Kurochi Hirashimatsu]

Yolculuğumuz tahmin ettiğimden daha yorucu geçiyordu. Kostüm ve maske için harcadığım paradan dolayı cebim bomboş. Karnımı tam olarak doyuramadım. Gecenin sessizliği içimi ürpertiyor olsa da yanımdakileri gördükçe ürpertimi bastırmam çokta zor olmuyordu. Yolumuz oldukça uzun sürüyordu hatta iki kere kamp kurma ihtiyacı bile hissetmiştik, kurdukta. Bunun sebebi ise ana yolları kullanmamızdı. Kendimizi ele veremeyiz şu durumda. Oldukça gizli halletmemiz gerekiyor işimizi. Diğerleri'de zaten bunun bilincinde olduğu için açıklama yapıp boş laf kalabalığı yapmaya ve ortamın gerginliği arttırmaya hiç gerek yoktu zira herkes ilk avından dolayı hayatından bile vazgeçmiş bir şekilde ava odaklanmıştı. Kimisi alacağı parayı, kimisi örgütün şöhretini, kimisi ise Shinn hakkındaki gerçekleri merak ediyordu. Fakat hepimizin hedefi aynı.

Karnımızı düzgün doyuramamıştık Ryouta ile köyden çıkarken. Bunun için Kusa avcılarına göre daha fazla efor sarfediyorduk. Sağ olsun dostlarımız anlayışlı bir şekilde bizim için bir kamp daha kurmayı kabul ediyordu. Özellikle şu bacağım. Aslında şuan o doktora suç atacak kadar keyfimde değildim zira bende odaklanmıştım. Sanki maskemi taktıktan sonra altındaki kişiliği'de örtmüş gibiydim. Sessizce diğer dostlarımı izliyordum kamp kurduğumuz sırada. Çevrede 10-15 ağaç bulunuyordu. Yapısal özelliklerine bakarsak burası bana bir bambu ormanını anımsatmıştı. Ana yoldan uzaktayız. Oldukça uygun bir mekandı bizim için.

Baykuş uğultuları ve Güneşin 3-4 saat önce batması ile süregelen o hafif serinlikle birlikte dinleniyorduk. Kostümlerimizin özel tasarımından dolayı hava şartları bizi etkilemiyordu. Bu yüzden ateş yakıp yerimizi belli etmek gibi bir harekette bulunmayacaktık.

Sırtımı bir ağaca dayayıp oturuyordum. Sakat olan bacağımı dümdüz uzatarak dinlenmesini sağlıyordum. Beni yarı yolda bırakma olur mu dostum? Beraber şu badireyi de atlatalım o doktordan gidip özür dileyeceğim. İyileşeceksin.. Bu arada Kuzeyde Kawakami Kasabasının ışıklarını görebiliyorduk. Kasabaya gidene kadar fark edilmeyeceğimizden emindik. Bu durumda geriye bir soru çıkıyordu. “Sıfır ve Dört numara. Kawakami Kasabası hakkında verebileceğiniz bilgileriniz var mıdır? Sistemi nasıldır? Fark edilme ihtimalimiz tahminen nedir?”

Bu sorulara cevap alana kadar zaten oldukça dinlenmiş olacaktık sanırım. Çimen dostlarımızdan alacağımız bu önemli bilgi doğrultusunda, Ryōshi Kyōkai'in ilk avı başlamaya hazır olacaktı. Ryōshi Kyōkai ha? Söylemesi ne kadarda gurur verici. Tanrılar bizi zevkle izliyor olmalı..

[Kemuri Isao]

Isao neden bu göreve katılmayı tercih etmişti? Bir etmen Ishi lideri'nin katılacak olmasıydı. İlk görevlerinde liderlerin olması iyi olurdu. Kurucu babalar hesabı olurdu hem. Isao yakın zamanda aktif görevlerde olmayı planlamıyordu. Aklında çok ilginç fikirler vardı. Ailesinin Shinobi kanadının bir zamanlar bildiği ama büyük savaştan sonra kaybolan belge ve teknikleri araştıracaktı. İlk görevden ölmeye niyeti yoktu. Daha geleceği parlaktı. Avcıların Güneşi gibi. Diğer etmen ise biraz paraya sıkışmış olmasıydı. Para için gizliliğe ihtiyaçları olmuştu, gizlilik içinse paraya. Feda et ki yüksel. Risk al ki kazan. Yüksel ki yerin bu yer değildir; dünyaya gelmek hüner değildir.



Yolda mola vermek zorunda kalmışlardı. Hem gizlilik yüzünden hem de 1'in ayağı yüzünden. Kawakami yakınlarındaki son molalarında 1 köy hakkında sorular sormuştu. Köyü hakkında askeri bilgileri vermek istemese de Isao görevin gerektirdiği sorumlulukla söylemek zorunda kalmıştı. Onların bu bilgileri kullanacağını düşünmüyordu fakat başka bir ülkenin askerine böyle bilgileri vermek yine de koyuyordu. Bilgileri verdikten sonra taktik hakkında konuşacaktı Isao.
"Artık köyde elimizi kolumuzu sallayarak gezemeyiz. Gizlenmek zorundayız. Gizlenecek ve dinleyeceğiz. Bizi arayan gözlerden sakınacağız. Aradığımız adam buralarda bir yerde. Sanırım Kusa Lejyondan bir kaç adamımız bu bölgede bir göreve çıktı. En azından bana öyle dedi. Onlara rastlarsak içerideki adamlarımız olabilirler. Gerçi görevlerine çok bir engel yaratmayız. Her neyse adamı bulduktan sonra onun taijutsusunu veya dönüşümlü olarak ninjutsusunu engellemeye çalışacağım. Siz değerli dostlarım ise efektifliğini kaybeden adamı ortadan kaldıracaksınız. Sonra kelleyi ishide bozdurup parayı bölüşeceğiz. Size ekonomi planımızdan bahsetmiştim. 3 sana da 1 söylemiştir herhalde pay sistemini. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? "

[Ougami Hayato]

Hayato, dinlenme sırasında enerjisini koruyabilmek için ne konuşmaya yeltenmişti, ne de aksiyona. Sadece dinlenmek ve önlerindeki ava odaklanmak istiyordu. Bu sebeple kendisine soru yöneltilmediği takdirde komuşmayacaktı. Saitou Shinn, Ishigakure'li bir kaçak. Normalde olsa, bu avla giç ilgilenmezdi. Ama burada durum daha farklıydı. Çimen ülkesi sınırları içine girmiş A-Rank bir kaçak. Ölüm fermanını resmen eliyle imzalamıştı. Hayato, ne olursa olsun o adama acımayacaktı. Tüm gücüyle saldıracak, o adamı yere serecekti. Isao'nun söylediğine göre, Kusa avcılarından birkaç kişi Kawakami kasabasına bir görev için gelmişti. Duyuru panosunda böyle bir görev hatırlıyordu. A-Rank bir görev. Saitou Shinn'in Kawakami kasabasında olmasıyla bu görevin ortaya çıkmasının rastlantı olamayacağını biliyordu. Rastlantılara inanmamak için bir sürü sebebi vardı. Çıktıkları bu av ile, diğerlerinin çıktığı görevin bağlanacağını hissediyordu. Bu sebeple, kendisini olası sorunlara karşı hazırlamalıydı.

Isao'nun, köy hakkındaki stratejik bilgileri diğer köyden shinobilere aktarmasını uygun bulmamıştı lakin, bu ava çıktıkları anda, bu bilgileri paylaşmak zorunda kalmışlardı zaten. Hayato her ne kadar bu durumdan rahatsız olsa da, elden bir şey gelmeyeceğinin farkındaydı. Bu sebeple çok fazla dikkat etmemeye özen göstermişti lakin, bu avdan sonra, bir şekilde ishililerin bu bilgileri bulduğunu yüksek tebağlara bildirmeliydi. Bu konuyu sonra düşünmek üzere aklının bir köşesine not aldı.

Isao'nun konuşmasını bitirmesiyle birlikte, kendisi hiç istifini bozmadan diğerlerine göz attı. Neler yaptıklarını fark edebilmek, ve olası durumlara karşı hazır olmak için. Biraz da cool çocuk havası katmak için şapkasını aşağıya doğru indirdi. Kollarını göğsünde birleştirdi, oturduğu kütüğün üstünde bacak bacak üstüne attı ve diğerlerinin konuşmasını beklemeye başladı. Kendisi mümkün olduğunca konuşmayacak, avı hemen bitirip köyüne geri dönecekti. Yani, en azından aklındaki plan buydu.

[Arachi Ryouta]

Yorulmuştum... gerçi yorulmuştuk çünkü 1 de bende fakirin tekiydik bu sebepten gelirken pek birşey yiyememiştik birde 1 in bacağı sağolsun mola verme zorunluluğu daha da artmış oldu son bir kamp daha kurduk bir ateş olsaydı birbirimize hikaye anlatırız diye düşünen iyikide yoktu çünkü buraya hikayeler için gelmedik ve ateş de yakamazdık. Büyük ihtimalle buralarda bizi kimse göremezdi ben genede ne olur ne olmaz diye bir yere nöbet tutma amaçlı tırmandım ne bizimkilerden çok uzak bir yerdeydi ne de çok yakın konuşmalarını duyuyordum o benim için yeterli idi.

0 Bilgiler vermeye başladı , ne yapıp yapmamamız gerektiğini , neler yapabileceğimizi , yaparsak nelerin olabileceğini anlattı. Konuştukları hiç yanlış değildi hemde hiç. Pay konusuna gelince 1 bana pek birşey anlatmadı pekte umrumda değildi önce avımızı avlamadan bu konuların konusu açmak istemiyordum görünüşe bakılırsa bazıları sadece para için bu örgütte olabilir. Art niyetli bir düşüncede değilim elbette ancak bilmiyorum herkesin farklı bir fikri var ve bazı fikirler benim görüşümün zıttı olabiliyor , bazıları da bazı konulardan rahatsız olabilir 0 ın yanında duran çocuk da aynı benim gibi geldiğimizden beri doğru dürüst konuşmadı bile belli ki aklından çok düşünüyor. Bakalım gün bizi nereye götürecek burada gözcülük yaparken dinlenmeyi de unutmamam gerekli elbette etrafın güvenli olduğunu hissettiğim vakit gidip biraz dinlenebileceğim.


Ahh... sonunda dinlenebilmek için kendime biraz vakit ayırabileceğim bizimkilerin yanına gideyim de biri gelir yada herhangi birşey olduğumda kestaneyi tek başıma çizdirmeyim en azından bir iki kişinin ki de benimkiyle kesilsin he? haha ah tabikide güvenlik amaçlı art niyetim yok dedim... acaba ne zaman düşüncelerden ziyade birine birşey anlatıyormuş gibi sunucu olmayı keseceğim? ara sıra oluyor işte ne yaparsın... ahh güzel bir yer seçmişler biraz kestirmelik ama çok vaktimiz olduğunu sanmıyorum herkes sonucunda acele ediyor bende bu vakitte biraz dinlenmeye vakit ayırmalıyım hazırlıklar tamamlandıktan sonrada yola çıkarız artık.

[GM - Naruto]

!	Hestia yazdı:
	Arachi Ryouta imla kurallarına ve noktalama işaretlerine dikkat ederse sevinirim. RP'leri ne yazık ki standartın altında gidiyor.

Yaklaşık yarım saatlik molanız devam ederken baykuş sesleri biraz yoğunlaşıyor. Ortamdaki tek değişiklik, kuşların rastgele bir yerlere uçup gitmesi oluyor sadece, o kadar. Şehrin ışıkları ufuğunuzda hala parıldamakta. Sürenizin sonuna yaklaştıkça dinlendiğinizi ve enerjinizi topladığınızı hissetmeye başlıyorsunuz. Kasabaya giden karanlık rotada artık ilerlemeye hazır olduğunuzu hissetmeye başlıyorsunuz.

[Kurochi Hirashimatsu]

Isao'dan gerekli bilgileri almıştık. Fakat bu yüzündeki endişe ifadesi de nedir böyle? Sanki bu bilgileri vermek ile vermemek arasında gidip geliyor gibiydi. Aynı şeyi Hayato'da da görüyordum. Ah! Ne kadarda bencilce konuşuyorum ben? Az önce Isao, doğup büyüdüğü şehrin stratejik düzeninden bahsetmişti. Bu, Isao için büyük bir sorumluluk aynı zamanda benim için gurur verici. Her ne kadar Kusagakure Shinobisi olsa da o maskeyi taktıktan sonra kişisel kimliğini de bir köşeye bırakabiliyor. Böylesine büyük bir sorumluluğun altına girdiyse benim ve yanımdaki dostum Arachi'nin bu sorumluluğun altına elini koyması ve yardım etmesi gerekiyor. Burada dönen bilgiler dışarı asla sızmamalıydı. Bunu Arachi ile özel olarak konuşma gereği hissetmiyordum bile. Çünkü böylesine büyük bir ihanette bulunacağını hissetmiyordum. Böylesine güven dolu bir grup bu avı başarıyla tamamlamalıydı.

Isao'dan bilgileri almamızın ardından biraz daha dinlenip ayağa kalkıyordum. Gecenin ürpertici atmosferi git gide dahada iliklerime kadar işliyordu. Ayağa kalkıp Isao'nun yanına doğru gittim. Ayağa kalktığı anda liderlik pozumu verecektim. Ve ondanda liderlik pozunu bekliyordum. Sağ elimi fazla sıkmadan, estetik bir biçimde ileriye doğru uzattım. Bir orduya saldırmasını emreden komutan misali.. O sırada ortamdaki kuşlar rastgele bir yerlere uçup gidiyordu.

Kanlı bir mücadelenin başlangıç sinyali miydi bu anormal olay? Yoksa Saitou Shinn için son saatlerin habercisi miydi? Grubumuza söylemeden duramıyordum bir türlü. “Hissediyorum, şafakta zaferi. Uzun bir gece başlıyor.” Ardından istikametimize doğru yürümeye başlayacaktım. Kawakami Kasabasına vardığımızda bizim varlığımızı hissettiren bir kuş cıvıltısı veya gelişimizin habercisi olan bir baykuş uğultusu bile olmamalıydı zira.

[Arachi Ryouta]

Havada rüzgâr hafiften esiyordu baykuşların sesleri yoğunlaşmaya başlamıştı, etrafta değişik bir olay yoktu yavaş yavaş kendimi hazır hissediyordum. Bizi bilgilendirdiği için özellikle 0'ın yanına gidip ona;


"Bu bilgileri bize vermekle iyi yaptın dostum. Senin bizim adımıza böyle büyük bir bilgi fedakarlığı yaptığın için ne kadar üzgün olsam da bunlar gerekli bilgiler ve yapılması gereken şeylerden biridir. Vakti zamanı gelince bizde bunu yapacağız için rahat olsun."


Diyerekten ilk kez bu grup içerisinde konuşmuş oldum. Bir süre sonra havadaki kuşlar saçma bir şekilde uçuşup gitmeye başladı bunun anlamı ne olabilirdi? Yoksa birileri bize istemsiz bir sinyalmi verdi? Birilerimi geliyordu? Yoksa basit bir hayvanmıydı? Ah hayır hiçbir basit hayvan, bırak basit olmasını bir fil olsa bile böyle birşeye sebep olmaz, herhangi bir sinyal yada onun gibi birşey olduğunuda sanmıyorum büyük ihtimal ile birileri geliyordur. Dostlarıma döndüm ve tekrardan ağızımı açarak;


"Dostlarım bu gün büyük bir gün yapacağımız ilk avın peşindeyiz. Sizlere dürüst olacağım, ben bu av işine ne parası için ne güç hırsı için çıktım benim bu ava çıkma sebeplerimden en büyük etken bu it herifler yüzünden birilerinin canının yanıyor olmasıdır. İnsanlar sevdiklerini kaybediyorlar ve bu hayatta kendi canınızın bile kaybedilişinden daha acı bir olaydır. *hüzünlü bir ses tonu ile* Biliyorum bu kelimeler ve anlamlar o insanları geri getirmeyecek ama en azından bunu yapanları bulmak onlara gerçek adaleti tattırmak gerekli! En azından insanlara baş sağlığı dileyip bu kişileri avlamak en iyi yöntemdir."


Bir süre sonra Hirashimatsu ayağa kalktı ve 0'a doğru yürüdü ardından liderlik pozunu verdi aynı şeyi ondan beklediği çok açıktı kuşlar hâlâ uçuşuyordu. Vakit gelip çatıyordu az kalmıştı belliki yapacağımız iş bizi çağırıyordu.

[Ougami Hayato]

Hayato, 3'ün sözlerini dikkatle dinlemişti. Isao'nun verdiği bilgilerin önemli olduğunu fark etmişti. Önemliydi de zaten. Ne var ki, Hira'nın söylediği sözler Hayato için bir işe yaramamıştı. Hala daha o bilgilerin çıktığını bildirmeyi düşünüyordu. Görev sırasında, bu ikilinin bir şekilde Hayato 'nun güvenini kazanmaları gerekiyordu. Belki o zaman, gerçekten güvenir ve bilgilerin sızdırıldığını bildirmekten vazgeçerdi. Ama şimdilik, önündeki göreve odaklanması gerekiyordu. Görevden ziyade ava. Gerçi Hayato, köy için yapılan bütün yararlı işlerin bir görev olduğunu düşünüyordu.

3'ün konuşması bittikten, ve Hira'nın verdiği pozdan sonra, Hayato'da yavaşça ayaklanmıştı. Artık pek bir yorgunluk yoktu üzerinde. Bu da, av sırasında ona avantaj sağlayacktı. Fakat önünde bundan da büyük bir engel vardı. Köy içinde gizli dolaşmaları gerekecekti herkesin farkında olduğu üzere. Ve bu, hepsi için büyük sıkıntıydı. Karşılarında 10-12 kişi vardı ve, hepsi Çimen Ülkesi'nin çocuklarıydı. Hayato bu fikri düşündükçe, içinden bir şeyler kopuyordu. Belki bir arkadaşı bile çıkabilirdi karşısına, fakat bu işe baş koyduğu andan itibaren, bunların olacağını biliyordu. Bilmesi bu içindeki üzüntüyü engellemese bile.

Hayato, ayakta liderlerin yol göstermesini bekliyordu. İkisi de liderlik pozu vermişti. Bu da, onları lider olarak görmelerine bir işaretti. İkisiylede şimdilik bir sorunu yoktu ama Hayato, tabiki baş lider olarak Isao'yu dinleyecekti. Diğerlerini dinlemesinin bir sebebi yoktu. Varsa bile Hayato bu sebepleri görmeyecekti. En azından güven sağlayana kadar.

[Kemuri Isao]

Siktirip gitmek lazım aslında buralardan. Savaş savaş nereye kadar? Gencecik çocukları sürüyorsunuz sahaya ve ölüyorlar. Siz de buna şaşırıyorsunuz. Ama ne yapardınız cebinizde para kalmayınca? Asker bile olsanız ek iş yapmanız gerekiyor bu ülkede yaşamak için. Ekonomi çökmüş görenimiz yok. Neyse Isao kendi cebini doldurduktan sonra diğerlerini düşünebilirdi. Önce kodamanların cebini boşaltacaktı. Her arz kendi talebini doğurur. Onlar bir hizmet arzediyorlardı. Kodamanların da talepleri olacaktı. Önce şunu bir halletsinler. Şöhret kapıları açmalarında yardımcı olur. Kapılar açılır paralar saçılır. Sadece şu işi bitirmeleri gerekli.

Isao kasabanın ışıklarını seçebiliyordu. Yol yakındı. Her şey burada başlayacaktı. Umut edelim ki köy shinobileri onları engellemeye çalışmasın. Isao kendi askerlerine zarar vermek istemiyordu fakat paraya ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç bir insanı daha fazla risk almaya itiyordu. Her neyse, sadece siktiret. Giriyoruz. Saklanarak ilerliyoruz. Adamı bulup avlıyoruz. Cesedi alıp çıkıyoruz. Hadi bakalım Lejyon!