Takım Kaptanı sigarasını ıslak demirde söndürürken gelen ilk öğrencisi platformda ivedi ayak sesleri duyulan Himaru olmuştu. Güzelce taranmış saçı, üçüncü ve dördüncü gözlerinin ardından mütevazi bakan parlak gözleri çocuğun masum heyecanını saklamaya uğraşmıyordu hiç. Nefes nefese olsa da yumuşak sesiyle "Geç kalmadım ya Sensei? Tama'yla Togi neredeler?" diyebilmişti ki Togi'nin sakin sesi "Arkandayız." diyerek zavallı çocuğu ürkütmeyi başarmıştı. Yoru'nun üç öğrencisi de buluşma vaktinden yaklaşık bir saat önce varmıştı buluşma yerine, üçünün de evde yapacak hiç bir şeyi yokmuş gibi alışkanlık edinmişlerdi bunu. Yoru gözlerini kırpıp kafasını biraz yana yatırarak attığı gülümsemesiyle öğrencilerini sessizce selamladı önce; ardından "Hepiniz erken geldiniz anlaşılan, öyleyse iyi bir yemeği hak ettiniz yine." diye ekledi neşesinden ödün vermeden. Genç adamın üç öğrencisi de kendisi gibi yetimdi, bu yüzden üç çocuğu çok iyi anlıyordu ve işin güzeli çocuklar da adamı iyi anlamışlardı. Bu erken gelme alışkanlığı görev aşkından veya abartılmış bir takım disiplininden gelmiyordu, bu sadece dördünün beraber yemek yemek için sessizlikle anlaştığı planlarıydı. Zira dördü de böyle şeyleri konuşabilecek sosyal seviyede değildi.
"Evet, bu seferki görevimiz biraz uzakta olacak; Ateş Ülkesi'nde." diye söze girdi Yoru mısırlı pirinç pilavından aldığı ilk lokmanın ardından. Çocukların kafalarını yemeklerinden kaldırıp kocaman gözlerle şaşkın bakışları hafiften gülmesine sebep olmuştu. Çocuklarsa sözünü kesmeden onu dinlemeye devam etmeye kararlı gibilerdi, zaten açıklama gelecekti ve bu yüzden boş konuşup ortam yaratmanın gereği yoktu. "Ateş Ülkesi'nin güneyinde Chiten kasabasının orada son iki yıldır hayvanlar aşırı agresif davranmaktaymış ancak sebebini köylü bulamamış. Daha doğrusu saldırgan kurt sürüleri dolayısıyla çok gezme şansları olmamış. Konohagakure de bu yüzden ortama bir arama ekibi gönderiyor, bizim gibi bir genin takımı. Köyler arası ilişkiyi düzeyini arttırmak ve işbirliği yapmak için de bizim takım diğer takımla ortak çalışması için göreve dahil olacak. Diğer takımla bir hafta önce bahsini ettiğim kasabada buluşmamız gerekiyor yani. Yola ne kadar erken çıkarsak o kadar iyi, bu yüzden yemek yedikten sonra hazırlanıp bir saat içinde kapıda buluşalım derim hazır hava günlük güneşlikken." Yoru sözünü bitirir bitirmez Tama'yı yerinden sıçratan ve camları titreten bir gök gürültüsü kopmuş ve ardından gökyüzündeki denizler aşağı dökülürken zavallı jounin yağmurdan dolayı devirdiği gözlerini çocuklara çevirip "Sorusu olan yoksa ben hesabı ödüyorum, siz de marş marş hazırlanıyorsunuz." demiş ve kalkmak için hareketlenmişti.
"Şemsiyen var mı Himaru?"
"Yoksa bizim eve kadar bizle gel sonra şemsiyeyi sana verelim."
"T-teşekkürler. Şemsiyeyi ben taşıyayım öyleyse."
"Hehe, gerek yok."