Amegakure! Ah, yıllarca köyün dışına görevler dışında atmadığım adımların hıncını öyle bir çıkarıyorum ki! Yağmur manzaralı, hüzün ve kasvet dolu havanın insanlara verdiği mutsuzluğun mutluluğuyla bir fincan kahve ve kitap eşliğinde oturuyordum.
Amegakure güzel dizayn edilmiş bir köydü, bizimkine kıyasla epey teknolojik olarak nitelendirilebilirdi. Her yerde borular vardı. Bol yağıştan yararlanıp bunu santrallere çevirmişlerdir diye umuyorum. Onu da ben söyleyecek değilim ya, elektrik üretimi için epey katkısı olabilir. Bir de, su baskınlarına karşı ne tarz önlemler aldıklarını merak ediyorum doğrusu.
Anlatılanlardan epey farklıymış, anlatılanlara bakacak olursak buranın bataklık olması gerekiyordu zaten. Her neyse, güzel bir perspektiften resmini çizecek kadar resim kabiliyetim olsaydı keşke. Alır eve götürürdüm, güzel olurdu.
Ayrıca, bu kadar çok yağış varken köyün orta yerinde neden yeşilliklere rastlamamıştım? Teknolojiye bu kadar kaptırmanın doğaya zarar verdiğini biliyordum fakat, yine de üç beş bir şey bırakabilirlerdi bence. Yine de modern şehirden dolayı tebrik etmek lazım.
Kahvemi içip, düşünmeyi bırakıp kitabıma yönelmiş, rahatlığa dalıp gitmiştim ki, artık kalkmam gerektiğini fark ettim. Ödememi yapıp, sokaklara düşmüştüm ki, harabe tarzı bir yere çıkmıştım. Nasıl döneceğim lan ben diye düşünürken, yıkığın döküğün arasında bir ses duymuştum.
Bir hayvanın çıkarabileceği bir ses değildi, bilinçli çıkarılmış bir ses gibiydi. Biri ayağa kalkmıştı sanki. Şöyle manidar bir gülümsemeyle, tek kaşım havada arkamı dönmüştüm.
Döndüğümde, dimdik bir şekilde bana bakan iki gözle karşılaşmıştım. Nedensizce ya da benim bilmediğim bir nedenle öfke dolu bakıyordu bu gözler. Tanıdık birinin gözleri gibiydi sanki. Ama, ama kimdi ki bu? Yani bana öfkeli gözlerle bakmak, çemberi çok da daraltmıyordu. İnsanların bana genel bakışı buydu.
Kafamı biraz eğerek öfkeli gözlere kitlenip, alaycı bir şekilde gülümseyerek;
"Kendini tanıtır mısın? Tekrardan. Tch." diyerek öfkesini biraz daha körüklemeye yönelik bir harekette bulundum. Sanırım bir savaş patlayacaktı ve ön eğlencenin zararı yoktu.