"Büyük Fare Kral öldü bugün."
Böyle söylemişlerdi Tama akademiye yeni başladığı zamanlarda yağmurlu bir Mayıs gününde. Küçük kızın babasından öyle bahsedilirdi; Büyük Fare Kral, Adı ırklararası anlamına gelen örgütün liderlerinden hayatta kalanı, kanalizasyonlarda saklanarak bir fare ordusunu yöneten orospu çocuğunun teki işte.
Amegakure shinobilerinin ağzından çıkan sözlerle böyle betimleniyordu bingo kitabında resmi olan babası. Tama'ya o zamanlardan beri gülünç gelmişti bu betimleme, öyle ki babasının belki bir çoğunun hayatını kurtarmış olmasına rağmen böyle anılması gram acıtmıyordu genç kızı artık. Kanalizasyon Amegakure sokakları için fazla gerçekçi bir tabirdi. Hele küçümsemek için ona fare demeleri yok mu- Yeter.
Genç kız önündeki kitabı kapatırken, kitabın iki sayfasının çarpışı zihnindeki düşünceleri de durdurmuştu. Bu yalnız ve yağmurlu gün tam da genç kızın doğumgününe denk gelmişti. Neden yağmur doğumgününde de yağmak zorundaydı ki? Kütüphaneden ödünç aldığı öykü derlemesi babasının gök gürültüleri altında ona anlattığı hikayelere olan açlığını kapatmaya yetmemiş, Fareli Köyün Kavalcısı'ysa babası hakkında kötü anımsamaları yanında getirmişti. Genç kız da bilgiyle, onu ağlatmak için uğraşan duygularını ittirmeye çalışmış; başarısız olduğunu anlayınca kendi kendini durdurup okuduğu kitabı çarparak kapatmış ve kafasını futonunun yastığına indirmişti.
Bir kaç gün önce Shinji'yle Konketsu'nun bir diğer bölümünü okumuşlardı, ve gözleri yine engelleyemediği bir biçimde nemlenirken içinde bir şeyler değişmişti genç kızın. İkilinin babaları da belli bir yaşa kadar köyden çıkmak için hiç bir istek göstermemişlerdi onlar gibi, ama bir kere çıktıktan sonra bir şeyler onları dışarıda tutmuştu. Artık birer kaçak oldukları için onları öldürmek isteyen hemşehrilerinden, köylerin politikalarına düşmanlıklarından çok daha güçlü bir şeydi bu. Tama ne olduğunu çözememişti, ama bu şey tanıdıkları insanlar ölürken bile üçlünün pes etmesini engellemiş ve aksine güçlenmelerine sebep olmuştu. Yaşadıkları zorlukları yıllar sonra okumak bile genç kızın gözlerinin yaşarmasına, o an yaşadığı tembel yaşamdan utanacak dereceye gelmesine sebep olurken çocuk yaştaki üçlünün bundan adeta zevk alır gibi ayağa kalkıp geri savaşması- "Tabi sonunda karınca hayatta kalır ancak ağustos böceği yaşar."
Eğer yaşamak istiyorsa, hazırlanması gerekiyordu genç kızın. Bu yüzden Shinji ayrıldıktan sonra biraz kütüphanede durmuş ve araştırmaya koyulmuştu. Şimdiye kadar gördüğü her teknik çok gürültülü ve her shinobi çok süslüydü ve genç kız artık görmedikleri hakkında bir şeyler öğrenmek ister olmuştu; babası ve Saigo gibi. Sato güçlüydü, ama erken yaşta ölmemesinin en büyük sebebi görünmeyecek hızdaki Saigo ve sislerin ardında saklanan babasıydı. Sessiz ve görünmez olmak genç kızın araştırması olduğundan, haliyle karşısına hep zehirlenen krallar ve lezzetli görünen elmalarla ilgili hikayeler çıkmış ve araştırma sürdükçe bu görünmez, tatsız ve kokusuz olabilen silah hakkında daha çok kullanım yolu ortaya çıkmıştı Tama'nın önüne.
Hikayeler, genç kıza sadece zehirsiz bir elma tattırmıştı ki genç kız babasının liman kentinde Saigo'yu ararken durmadan yaptığı çalışmaları hatırladı zihninde. Su Ülkesi'nin soğuğunda hiç terlememiş, yaptığı şeyden hoşnut gibi davranmamıştı Saigo'ya belli ki; çünkü Tama, olayın Saigo'nun yazdıklarının tam tersi olduğunun farkına varmıştı koşuşturmasının, alnından akıttığı su damlasıyla beraber. Oujichi Baka çok yorulmuştu, ama arkadaşlarını ve davasında korumaya karar verdiği herkesi korumak için güçlendiği için ölesiye haz almış ve hiç bir zaman durmamıştı.
Tama o gün eve vardığında, sonunda bir medikal shinobi'ye danışması gerektiği kanısına varmış ve bu iş için yardım isteyebileceği insanları aramaya başlamıştı hafızasında; ne var ki köydeki insanlar hakkında hiç bir şey bilmiyordu neredeyse. Kimin ne yaptığı ve ne yapacağı şimdiye kadar hiç umrunda olmamıştı ve bundan dolayı hiç şimdi hissettiği kadar pişman hissetmemişti kendini. Hafızası ona Yuzuki adında, Koharu Yuzuki, bir jounin'i sunmuş ve Tama arayışını o isme hedeflemekte karar kılmıştı ve bu gün; yani ertesi gün kafasını biraz önce indirdiği yastıktan kaldırdığında hastaneye gidip Koharu Yuzuki ismini soruşturacaktı. Gerçi bunu da nasıl yapacağı hakkında pek fikri yoktu ama, doğaçlayabilirdi.