
Annem, babam, her şeyim...
"Kızıl saçlarının parıltısını ilk gördüğümde anlamıştım onda kendimi bulacağımı."
Hissizleşip, hayata karşı olan bütün beklentilerimin yok olmaya başladığı bir dönemde geldi kurtardı beni hiç kimsenin düşmesini istemeyeceğim yetimhane ortamından. Kaybolmuştum. Ne yapmam gerektiğini, daha fazla ne kadar dayanabileceğimi bilmiyordum. Hayatımın en karanlık döneminde aydınlattı yaşamımı. Daha önce hiç anne sevgisi görmemiş olan genç bir kızın hayatındaki bu boşluğu doldurdu. Hem anne oldu bana hem arkadaş. Onun varlığında bir kere bile olsun hissetmedim diğer herkesin yokluğunu. Her akşam uyumadan önce dudaklarının sıcaklığını alnımda hissediyor olmam uzun bir günün ardından beni teselli eden tek şey.
Eskiden Kusalı bir shinobiymiş. Bana, yazarlığı çok daha büyük bir sevda olarak gördüğü için shinobilik hayatından vazgeçtiğini anlattı. Açıkçası inanamıyorum bu söylediklerine. Mantıklı gelmiyor bir şeyler. Yapbozun bazı parçalarını oturtamıyorum zihnimde. Anlatmadığı, üstünde hiç durmadığı bazı şeyler olduğunu biliyorum. Ama yine de -söylediklerinin doğru olmadığına dair şüphelerim olmasına rağmen- inanıyorum ona. İçimde ona karşı sınırları olmayan bir güven duygusu besliyorum. Biliyorum ondan bana bir zarar gelmeyeceğini, hayatımın sonuna kadar sırtımı yaslayabileceğimi. Geleceğe olumlu bakabiliyor olmamın tek nedeni o. Hayallerimde, 10 yıl sonraki geleceğimde, onun gibi olmak istiyorum. Onun yaşadığı hayatı yaşayıp mutlu olabilmek istiyorum. Umarım hiç bir zaman ayrılmayız anne. Hayatın acımasızlığına yanımda sen olmadan ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum.