Gece Öğünü

Moderatör: Game Master

Gece Öğünü

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 26 Ara 2015, 22:34

Resim


İnsan derdine kadar koyarmış rakıyı
Yoksa anılarınız bir duble rakının ağzında
Küçük küçük gözyaşları bırakın masanın bir kenarına

Bugün babamın ölüm yıl dönümü. Dürüst olmak gerekirse babamı kaybetmemin ardından kaç yıl geçtiğini tam olarak hatırlayamıyorum. Belkide bu detayın bana zarar veriyor olmasından dolayı bildiğim halde bilmiyormuşum gibi davranıyorumdur. Herneyse. Gecenin bir vakti ve ben hafif bir esintinin altında babamın mezarının başına dikilmiş öylece izliyorum. Sabahları oldukça canlı olan bu yerin geceleri bu kadar sessiz ve ürkütücü olması beni korkutmak yerine rahatlatıyor. Nedense insanların beni bu haldeyken görmesini istemiyorum. Böyle derken sanırım ağlarken, evet bu lanet yere her geldiğimde ve babamın ölüm anını kafamda her canlandırdığımda bu oluyor. Bu sefer göz yaşlarım babamın kanına değil, toprağına karışıyor. O gece ile bu gece arasındaki bir elin parmak sayısını geçmeyecek farklardan biride bu sanırım. O gün mezarlığa annemi görmeye gidiyordum, bugün babamı. O gün babam yanımdaydı bugün pişmanlığım. Farklar bunlar işte, bir kaç tane daha var ama kafa yormaya gerek yok şimdi. Daha önemli mevzular var, aradan kaç yıl geçtiğini bilmesem de (!) epey bir zaman geçti. Ve ben hala ne babamı gururlandıracak bir shinobi oldum nede onun intikamını aldım. İşe yaramaz bir çöp parçasından ne farkım var bilmiyorum, hatta şu zamanda işe yaramaz bir çöp parçası bile bir şeylere yarıyor; ama ben yaramıyorum.

"Ah baba, özledim seni cidden. Kel kafamı okşayışını, benden hiç umudunu kesmeyişini, ne bileyim ben seni özledim be baba. Senin gibi bir adama niye kıydılar, kim kıydı hala bilmiyorum. Şimdi sorsan bana, 'Oğlum bana kıyanları bulsan bile ne yapabileceksin ki?' inan baba ben onuda bilmiyorum. Hoş o günden bu yana güçlenmedim değil, güçlendim. Yüzün gülsün, aptal oğlun gün geçtikçe güçleniyor. Arkadaşın bana iyi baktı. Günde 100 mekik, 100 şınav ve iyi bir beslenme ile bu hale geldim. Yumruğumla dağları, bakışımla da köyün genç kızlarını dağıtıyorum. Şaka şaka."


Acaba bu söylediklerimi duyuyor mudur? Kim bilir. Ama umarım duyuyordur. Toprağın altında çürümüş bir insan bedenine değilde babama konuşuyorumdur.

"Neyse baba. Artık ben gideyim, belki seneye iyi haberlerle gelirim. Jounin olmak falan, öhm öhm. Tamam uçtum yine ama iyi haberle gelirim işte. Hadi görüşürüz..."

Gözyaşlarımla sulanan mezarlığa son bir bakış attıktan sonra yavaşça attığım adımlarla ellerim sweatshirt'ün ceplerinde bir şekilde yürüyorum öylece. 19 yaşımdayım artık ve son dört yılımı sadece yaşlı bir adamla idman yaparak, çalışarak geçirdim. İyi bir gelişim gösterdim ama bunun yeterli olmadığını içten içe biliyorum. Arada sırada aldığım o düşük seviyeli görevlerle gücümü testte edemedim, bir ara şöyle dişli bir rakip gelsede az ciddi ciddi daşak yarıştırsak. Şu ay bir bitsin zorlu bir görev alırım belki.

Mezarlıktan çıktık, yürüdük köy meydanına geldik. Gecenin bu vakti benim köy meydanında ne işim var bende bilmiyorum ama hazır gelmişken şöyle güzelinden bir ramen yesekte gönlümüz gönlümüz açılsın diyeceğim tam, bu saate açık ramen yapan bir yer var mıdır ki? Sanırım var. Bizim dayı yedi 7/24 açığım diyordu. Bu arada bizim dayı derken eskiden babam ölmeden önce düzenli olarak ramen yediğimiz bir esnaf vardı, iri yapısı ve pala bıyığından ötürü dayı derdik ona. Dört oğlu ile birlikte işletiyor orayı, anasını satayım adamlarda nasıl bir gen varsa yemin ediyorum hepsi dayının kopyası. Hani bir ninjutsu vardı ya, neydi adı? Ha! Kage Bunshin, sanki adam onu yapmış. Birde rameni hangisi yaparsa yapsın tadı da aynı. Adamın daşakları sağlam çalışıyor, haklarını vermek lazım.

Neyse işte öyle böyle dayının mekana doğru gidiyoruz. (Esner ve etrafına şöyle bir bakar) ne kadar da karanlık la... He doğru ya gece vaktinde idik dimi. (Elini yüzüne götürüp kendi aptallığına güler ve elleri ceplerinde bir şekilde yürümeye devam eder) Dayının mekana gitmek için şu sokaktan dönüyorduk dimi la? Dönüyorduk galiba, neyse dönelim sokak yani, en fazla 19 yıldır yaşadığım yerde kaybolurum, ne ki yani. (Sokağa girer.)
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: Gece Öğünü

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 27 Ara 2015, 12:58

Resim


Hafif bir sessizlik var canına yandığımın sokağında. Işıklandırma sisteminin %70'i çalışmıyor ve sokak bir gıdım ışıkla aydınlanma çabasına girişmiş; ama ne yalan söyleyeyim önümü görebilmekte bile çok zorlanıyorum. Şimdi oradan bir yerden fırlayacak bir kedi falan altıma sıçmazsam bildiğim her şey yalan. Dur dur! Düzgün düşünelim, doğru olalım. Ben koskoca Hinata'yım önüme fırlayacak kediyi de sikerim sokağını da dellendirmeyin lan beni! Eh bu sefer oldu. Öhm öhm! Şimdi yaklaşık olarak bu sokakta on dakikadır yürüyorum galiba ama genel olarak sokaktaki sessizlik ve karanlık değişim göstermedi. İshi sanki benden habersiz bir savaşa girmiş ve köydeki canlı olan bakteri bile köyü terk etmiş. Dur lan öyle bir şey varsa koskoca köy bana mı kaldı şimdi? "LA KOSKOCA KÖY BENİM Mİ ŞİMDİ?" Diye hönkördükten sonra hemen yan tarafımdaki evlerden birinin ışığı yanıp penceresi bir hışımla açıldı, pala bıyıklı pijamalı bir dayı çıktı. "La amına koduğumun keli gece gece ne hönkürüyon oraya gelirsem sikerim tahtanı." dedi. Yok lan yok, yedirirler mi koskoca köyü bana, baksana dayıya. Böyle dayılar oldukça zor be olum.

"Kusura bakma dayı."

Dayı sakinleşti. Şöyle gözünü yumup açtı ağzını. Muhtemelen bana yatağına gidene kadar sövdü. O sırada bende sokağın sonuna gelmiş ve bir meydana çıkmış, bizim ramenci dayının mekanına tam karşıdan bakıyorum. İçimi bir mutluluk sardı anlatamam, şöyle tepeden bir ışık vurdu yüzüme, gözüm şöyle bir küçüldü yanaklarım kırmızılaştı falan, Öhm öhm neyse. Dükkan bomboş tabii ama dayının uğraşlarını görebiliyorum buradan. Her an tanrı misafiri gelir ayağına rameni sıcak tutuyor. Hay bıyığına kurban olduğum, yaşlanmış biraz. Saçlarına ak düşmüş, şu yanındaki en küçük oğlu değil mi la, en son gördüğümde ufacık bebeydi büyümüş babasına yardım eder olmuş, vay anasını. Adamın her şeyini geçtik, babamla ben en çok bu adamın ailesi ile olan bağlarını ve ilişkisini severdik. İshi'nin en baba yiğit adamı budur, aksini söyleyeni sikerim. (Gözünü boş olan tezgahın karşısındaki sandalyelerden ikisine dikti) Ah ah...bu zaman ilaç mı yoksa öldürücü bir hastalık mı bilmiyorum lan. Kimisi zaman her şeyin ilacı diyor kimisi zaman tedavisi olmayan ve her insanda olan bir hastalık diyor. Yeminlen anlamadım, şimdi babam yanımda olacaktı. Annemin mezarından dönerken her zaman ki gibi buraya gelip beraber hem ramen yeyip dayı ile sohbet edecektik, şimdi ne anlamı var tek başıma ramen yemenin. Ah be zaman, seninde götüne koyayım.

Yürümeye başladım. Ellerim yine ceplerimde, boş bakışlarım yerli yerinde. Oturdum sandalyelerden birine, çıkardım ellerimi ceplerimden koydum tezgahın üzerine. Dayı döndü aniden bana, baktı şöyle uzun uzun.

"Hinata?" dedi. Yüzündeki şaşkınlık koca bir gülümseye dönüştü. "Nerelerdesin be olum! Öldün mü kaldın mı merak ettik. O malum günden beri yüzünü gören cenlettik, nerelerdeydin? Gel hele bir sarılayım."

İşte bizim dayı bu. Namı değer ramenci dayımız. Sarıldı, dertleştik; neler yaptığımı anlattım. Ramen verdi, üç dört kase yedim. Sabah güneşi de doğmaya başlamış o esnada, tabii koyu sohbete dalınca anlayamadık zamanın nasıl geçtiğini. O sırada ramenci dayının yüzünü bir telaş kapladı, anladım hemen bir şeyler olduğunu. Tam soracam ne olduğunu dayı hızlı çıktı, izin vermedi konuşmama. Git dedi bana, gitmezsem başım belaya girecekmiş. Hayırdır diye sordum söylemedi, inat ettim kalkmadım. O sırada aniden arkamdaki perde açıldı içeriye dört beş tane tip girdi. Göt göt gülüyorlar. Bir onlara baktım bir dayıya, tam o sırada bir tanesi omzundan tuttu beni hayvani bir güçle oturduğum yerden alıp meydanın ortasına kadar fırlattı. Vay babanın daşakları! İçeride dayının oğlunun bağırışları falan, anlaşılan haraç kesmeye gelmişler. Ah be dayım, insan söyler, yardım ister. Gururlu dayım benim, neyse. (Ayağı kalktı ve tozlanmış üzerini sirkeleyip boynunu bir kere çıtlattıktan sonra dükkana doğru yürümeye başladı.) İshi de amma bozmuş he dört yıl boyunca, it köpek serbestçe dolaşır olmuş, belediye çalışmıyor abi benden söylemesi!...
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: Gece Öğünü

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 27 Ara 2015, 23:44

Resim

Kafamda hafif bir sızı var. Az önce fark etmedim ama şuan ayakta bir vaziyetteyken soğuk bir şeyin kel kafamdan anlıma doğru indiğimi çok net bir şekilde hissediyorum. (Elini kafasına götürdü ve kel kafasında gezdirdi) Hassiktir. Kafam kanıyor lan! OLUM KAFAM KANIYOR LAN! Sakin ol, kafam nasıl kanar la, bu pürüzsüz kel kafam nasıl kırmızı bir lekeye bulanır? Beni fırlatan ibne ekstra dayak yiyecek, insan gibi çık git mekandan desene ibne niye fırlatıyon, amaç ne yani, artizt! Çık git dese gitmeyecez sanki. Tamam gitmezdim ama fırlatmaya gerek yok yani, bunlar medeni bir topluma yakışmayan hareketler. Bugün sen beni fırlattın birazdan ben senin götünü yamultacam yarın kim kimi ne eder belli olmayacak, ayıp! Medeniyetin amına kodu bu arkadaş şimdi. O değilde sesler bayağı yükseldi ha, biraz daha oyalansak dayı elden gidecek. Gerçi bu dayının üç tane hayvan gibi oğlu var şu yanındaki ile birlikte dört şahsen benim zamanımda İshi de bir kızın değil dört iki abisi olsun bacıdan farklı gözle bakmak göt isterdi. Tamam dayı bir kız değil ama dört tane aslanlar gibi oğlu var, adam çete kursa dörtte üçü oğullarından oluşur amına koyim. İshi çok değişmiş çok! Benim standartlarımda bir insanı hak etmiyor. (Dayının mekana şöyle bir göz atar ve hızlı adımlarla yürümeye başlar) Neyse, sıkıntı yok! Hinata burada dayı!

Perdeyi bir açtım, bir de ne gördüm. Mekan yıkılmış, benim ramen yediğim kaseler parampinçik olmuş sandalyeler sandalyeden başka her şeye benzer olmuş. Dört tane herif dayı ve oğlunun etrafını sarmış, bir tanesi dayının kafasını tutmuş ramen pişen kazanın içine sokmuş, neredeyse adamı yakacak. İçlerinden bir tanesi çocuğun ağzını bir eli ile kapatmış, sıkıca tutuyor. Diğer ikisi de öyle göt göt gülüyor; Ama öyle göt göt gülüyor dediğime bakmayın, bu gülüş şekli çok yakışmış kendilerine. Ah be dayım, seni bu duruma düşürenler utansın, sen değil. Neyse beni daha fark etmediler, kendimi fark ettireyim bari.

"Ayıp değil mi ulan it herifler!" Hepsi bana döndü. Dayıyı tutan elini biraz gevşetti o sıra dayı biraz çırpınış ile kafasını kazandan çıkartıp bana acınası gözlerle baktı. Oğlunun gözleri parıldadı "aha kurtulduk, kahramanımız geldi" edasıyla. "Hinata kaç git oğlum, bizi dert etme her ayın başı böyle olu-" Dayı girdi söze, tam tamamlayacak diyeceklerini dayıyı tutan dayıya bir geçirdi dayı sustu tabii. Oğlunun göz yaşları sel ve heyelan getirdi küçük ramen dükkanına, heriflerden biri dayıyı tutanın talimatı ile üzerime gelmeye başladı. Ulan mal herifler, o kadar adamsınız aklınızı peynir ekmekle mi yediniz koskoca Hinata'ya ilgilenmesi için bir tane adam gönderiyorsunuz? Gururum okşandı. Birde bana gelende artist artist geliyor 10 metrelik yeri bir saattir yürüyor pezevenk. Neyse en sonunda bana yumruk geçirebileceği bir mesafeye kadar geldi ki bir tane yumruk savurdu. Şimdi ben yumruğa kafa atanı duydum, tekme atanı da duydum ama yeminlen yumruğa yumruk atanı duymadım. O yüzden deneyip bu güzelim taktiği satışa sunacam, patenti bende yani. Şaka la şaka bizim Taijutsu ustası öğretmişti bana, hayvani bir gücüm varmış bu yüzden yumruğa yumruk atarsam adamın kolunu yerinden çıkartabilirmişim yada kaslarına çok yük bindirip zedelermişim falan işte, neysem. Bizde böyle yani.

(Üzerine doğru gelen yumruğa kendi yumruğunu geçirdi) Aha tam oturdu valla! Adamın kolunun yarraklara geldiğini yeminlen hissettim. Dur bir yüz ifadesine bakayım, şerefsizim ağlayacak, valla ağlıyor. Süt bebesi la bu, süt diye rakı içirmişler o yüzden bu havalara bürünmüş. Ahahaha! HİNATAYIM LAN BEN, ADAMI BÖYLE SİKERİM! Tamam sakinim. Ama yumruğa yumruk atmak çok zevkli lan, başka yok mu? Varsa buyursun gelsin, adamın amıha goruk! İshiliyik biz gardaş! Alayına isyan alayına gider ulan! Aha beyler durun diğeri de geliyor ama buna yumruk atmayacam bu deli gibi koşuyor. Buna tekme atmak en iyisi. Kendi koşu hızından aldığı ivmeye benim güçlü bacağım ile bir tekme geçirirsem o organlar istifa mektubunu verir bence. (Üzerine doğru koşan adama sağ ayağı ile tekmeyi geçirdi.) Oha adam geri uçtu la! Kusuyor mu o? Valla kusuyor. La birde ölüp kalmasın diye ölçülü vurmuştuk, başımıza kalır falan, aman! Dayıyı kurtaracaz derken göz çıkarmayalım. Bu arada dayıyı tutanla çocuğu tutan birbirlerine bakıp birde bana bakıyorlar yavru köpek yavrusu gibi, bence kaçacaklar. Dur bak üçten geriye sayacam: üç...iki...bir! (Dayıyı tutan adamla çocuğu tutan adam tabana kuvvet edasına yaraşır şekilde koşuşturmaya başladılar.) Ahahaha, ha şöyle!

İşte böyle beyler. Bu iki mal kaçtıktan sonra diğer ikisini de şöyle güzelce bir tehdit edip kıçlarına tekmeyi geçirip gönderdim. Özellikle tekme ile yumruğu yiyen süt dökmüş kediye dönmüşlerdi. Bir daha götlerine kazık soksan bizim dayıdan haraç kesmeye gelmezler. Sonra dayı ile dükkanı toparladık, dayı ile dertleştik falan, dayı tabii bana minnettar, sana ömür boyu ramen bedava dedi. BELEŞ YEMEK! Her gün buradayım artık, sikerim shinobiliğini diyecem bizim peder vasiyet bıraktı. Ama yeminlen aç olduğum her an buradayım, acımam, yerim! Beleş yemek la, paramda yok zaten. Dayıya artık uçan sinek bulaşsa korurum, belki görev sırasında oğullarından birini falan görevlendirir düzenli olarak beleş yemekte gönderir, hayaller işte hayaller!

Neyse baba yorgun, evime gideyim yatayım. Yarın bugün zaten kesin görev kitleyecekler, içime doğdu. Bari aksiyonlu bir şey denk gelsede az eğlensek. En son ki görevim kaçan kediyi yakalamaktı. Amısını sikeyim böyle görev mi olur la? Kaçan kediyi yakalamak ne, ninjayım la ben ninja. Neyse, sakinim.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: Gece Öğünü

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 30 Oca 2016, 20:57

Ka-ching! RPGTurk yönetimi insiyatifiyle, kurgularınıza özen gösterdiğinizden mütevellit ödül kişi başı 25GP kazandınız! Güle güle harcayın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21


Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron