
Karanlık Dünyalara ışık,
Soğumuş kalplere tebessüm,
Hainlere, zalimlere ölüm,
Bak, orada!
Doğacak Güneş ufukta..
Birisi varmış çok uzak olmayan diyarlarda. Geçmişte bir görevimde karşılaştığım fakat pek anımsayamadığım bir siluet. İsmini duyunca tam olarak hatırladığım iyi bir insan. Amacı benim gibi olmasa da kendisi gibi birilerini arıyordu etrafında. Hedeflerimiz çok uzak değil aslında. Şöyle bir düşününce, o da kendi köyünü seven bir insan. Bu ortak yanımız bile yeterli benim için. Benim ismimi duymuş bir yerlerden. Hayırdır bakalım bir buluşma ayarlamış. Kusagakure'den bu arada o arkadaş. Kusagakure ve Ishigakure köylerinin dışında bir yerde buluşacaktık. Benimle ne hakkında konuşacak olsun ki? Önemli olmasa buralara kadar çağırmazdı herhalde? Evimden çıkıyordum heyecanımla birlikte.
Ishigakure sınırına geldiğimde köyün dışına çıkma izni istedim ve iznimi de alabildim. Çokta zor olmadı ve zaten benim gibi birinin köye ihanet etmeyeceğini az çok biliyorlardı nöbetçi meslektaşlarım. Güven duygusu çok önemli bir duygudur. O olmadan bir yerlere gelinemez; hayat sadece karanlık bir oda misali sadece sizi kör eder yoksa. Köyden çıkışımın ardından buluşacağımız yere doğru ilerliyordum. İlerledikçe aslında birazda olsun temkinli davranıyordum. Şimdi diyeceksiniz: “Madem güven yoksa hiç bir şey olmaz neden temkinlisin?” Evet dostlar doğru diyorsunuz. Hayatımda ilk defa yüz yüze ve baş başa konuşacağım birisine karşı temkinli olmamak elde değil ama beni de anlayın.
Buluşma noktasına giderken ağaçların boyları uzuyordu. Kusagakure gibi yeşillik cenneti bir köyden daha azını bekleyemezdim fakat Kusagakure'ye gitmiyorum elbette. İkimizde kendi köylerimizin dışında buluşacaktık fakat Kusagakure'nin dışında olmasına rağmen bu bölgenin bu kadar yeşillik ormanla kaplı olması oldukça ilgimi çekti. Cıvıl cıvıl kuş sesleri insanın içini rahatlatıyordu vesselam. Kanser olsan burada iyileşirsin yahu. Ara sıra gelip gidip buraya kamp kurmak gerek. Etrafa zarar vermeden sadece bir gece geçireceksin burada. Gerçi, geceleri ne kadar tehlikeli olur bilemem ama gündüzleri hayat dolu olduğu kesin.
Buluşma noktasına vardığımda bir ağacın gövdesine sırtımı dayayıp ellerimi koynumda birleştirerek partnerimi bekleyecektim. Beni belki öldürecek, belki kaderimizi değiştirecek kadar önemli konular konuşacağız. Kim bilir? Belkide sadece ufak bir arkadaşlık kuracağız. Ama emin olduğum tek bir şey var. Beni gözüne kestirmesi eminim ki önemli bir şey konuşacağının habercisiydi..