[Kusa] Düğün

[GM - Naruto]

Hayato: Adama teşekkür edip koşuyorsun görsterdiği arabaya. Ulaşınca biraz bile beklemeden açıyorsun perdeyi. İçeride iki kız oturuyor. Sen de tam ortalarına bakıp söylüyorsun bu cümleni. "Ah gerçekten mi?!" diyor kızlardan biri. Sesi seninle dalga geçer gibi. "Miya-chan'i düğününe, yani kendisinin istemediği düğüne götüreceksin ve eğer seninle gelmek istemezse zor mu kullanacaksın!" diye hırlıyor senin dediklerini analiz ederek. "Helal olsun be, gerçekten özgür iradeye saygı varmış bu köyde!" Bu sırada diğer kız daha sakin bir şekilde arkadaşının kolunu tutuyor "Sakin ol Yuri-san." diyor. Bu sırada kızların yüzünü daha rahat seçebiliyorsun gözün içeriye alıştığı için. Yuriko aynı Katai gibi siyah saçlı ve hafif esmer tenli. Miyako ise kızıl saçlı ve bembeyaz tenli bir kız. Yuriko, Miyako'nun dediğine karşı susup ellerini birbirine doluyor ve arkasına yaslanıyor sinirli sinirli. Miyako ardından sana dönüp "Her zaman shinobilerin bizi korumak için etrafta olduğunu düşünmüşümdür ama... Sanırım zor kullanmak zorunda kalacaksın shinobi-san. Çünkü ben evlenmek istemiyorum." diyor oldukça kesin bir şekilde.


Isao: Hasanobu senin dediklerine karşı omuzlarını silkmek ile yetiniyor. "Ben de düğüne kendimi kaptırmışım. Hazırlıklar başladığından beri ilk defa şimdi özel olarak konuştuk." diyor ama sesi git gide kısılıyor. Gözü konuşmanın yarısında senin yüzünden ayrılıp arkandaki bir şeye kenetleniyor. Sonunda "Şey... Isao... Sanırım Kusa-chou seni çağırıyor..." diyor arkanda baktığı şeyi işaret ederek. Arkanı dönersen adamın bal rengi gözlerinin sana kenetlenmiş olduğunu görürsün. Büyük ihtimal ile Uki'yi de yanına çağırmış olacak ki, kız koşa koşa yanınızdan geçiyor adama ulaşmak için.

[Ougami Hayato]

"Yuriko-chan, benim derdim seninle değil. O yüzden işime karışmazsan sevinirim. Ek olarak, bu güzelim köyümüze bir daha laf etme."

Hayato, Yuriko'nun söylediği laflara aşırı derecede sinirlenmişti. Sonuçta o bir shinobiydi ve kendisine verilen görevi yapması gerekiyordu. Bu derece dalga geçercesine ve aşağılayıcı bir konuşmaya karşı sakin kalmak için kendisini zorladı. Herkese güler yüzle yaklaşmaya çalışan bu shinobi, karşısındaki bu kıza karşı güler yüzle yaklaşamıyordu. İçinde öyle bir istek yoktu. Bu yüzden o kıza hiç bulaşmamaya karar verdi. Zaten tüm işi Miyako-san ile olduğu için, o kızla diyaloğa girmesine de gerek yoktu. Aklındaki bu düşünceyle, Yuriko'ya boş bir bakış attıktan sonra kafasını Miyako'ya çevirdi.

"Miyako-san lütfen. neden evlenmek istemiyorsun? Bak damat o kadar çirkin değil, zengin, soylu bir aileden gelmekte hemde. Her kızın hayali neredeyse. Hem benimde yerine getirmem gereken bir görev var. Bu görev doğrultusunda seni düğüne geri götürmek zorundayım. İstersen şöyle yapalım. Eğer evlenmek istememenin nedeni gerçekten dikkate değer bir nedense geri dönelim, sen oradakilere durumu anlat. Evlenmek istemediğini söyle. Eminim senin görüşünü dikkate alacaklardır. Hem benim görevim gereği seni geri götürmek zorundayım. Lütfen bunu bana zor kullanarak yaptırtma. Ben seni anlıyorum, evlenmek istemiyor olabilirsin. Bak bana, bende evlenmek istemiyorum mesela, öyle bir planım yok yani. Ama bunu gizlice kaçarak yapamazsın. Katai'nin karşısına geçip, bunu direk yüzüne söylemelisin. En kötü ihtimalle çık Kusa-chou'nun yanına. İyi adamdır, sözünü dinler, sana bir hal çare bulur. Ama kaçarak bir yere varamazsın. Şimdi lütfen, gel geri dönelim. Söyle istemiyorum seninle evlenmek de. Sonra köyden gitmek istersen yine git. Hatta söz, yukarıdan izin gelirse eğer seni gideceğin yere kendim götürücem."

Cümlelerini tek tek ve özenle kurmuştu. Miyako'nun bu sözleri dikkate alıp, kendisiyle gelmesini ummuştu çünkü, görevini başarısızlığa uğratmak istemiyordu. Hemde böyle saçma bir görevi. Düğünden kaçan gelini geri getirmek bir chuunin'in görevi midir ya. Verin küçük geninleri bu göreve. Ne halleri varsa görsünler. Hayato daha aksiyon dolu görevler istiyordu. Belki vücudunda havasına hava katacak bir iki küçük yara. Gelin götürmek ne demek. Belki Miyako geri döndükten sonra köyden ayrılmak ister de, onunla birlikte gidebilmek için en sonunda böyle bir şey de söylemişti. Köyden çıkıp gezmek, diğer kültürleri görmek, Kusagakureye laf atan insanları dövmek istiyordu. Belki bir yerlerde, gücüne güç katacak, kendisinden eğitim alabileceği birilerini de bulabilirdi.

Aklında bu düşünceler dolaşırken, Miyako-san'ın cevap vermesini umarak dikkatini çevirdi. Artık her şey Miyako-san'ın vereceği cevaptan sonra belli olacaktı.

Kapalı konu

Edit: Yuriko'nun köye laf etmesine sizden bir ek kutu gelmediği için tam olarak ne yapacağımı kestiremedim, o yüzden oralarda sadece aşırı sinirlendiğini belirttim. Takıntılık köye laf edilmesine karşıydı. Gözden kaçmış olabilir. Bildireyim dedim.

[Kemuri Isao]

Hasan da kendini düğüne kaptırdığını iddia ediyordu. Isao'nun elindeki şüpheli sayısı azalıyordu git gide. Bilinmeyen ortaklar dışında geriye şu damadın bahsettiği kuzen kalıyordu. Isao onu da sorgulamalıydı ki en azından bildiği tüm ihtimalleri elesin. O bunları düşünürken gece gözüne ışık vurulmuş tavşan gibi kenetlenip kalmıştı Isao'nun arkasında bir yere. Ulan ne var diye de dönüp bakmaya yeltenmeden Hasanobu konuşmuştu. Kusa-Chou Isao'yu çağırıyordu. Hadi bakalım şimdi ayıkla pirincin taşını Isao. Nasıl çıkmayı planlıyorsun bu bataklıktan? Zerre fikrin yok değil mi? Ben de öyle tahmin etmiştim.

Arkasına baktığında Isao ona kenetlenen bir çift göz görmüştü. Ardından Uki koşarak yanından geçip gitmişti. Isao da Uki'nin peşi sıra gidecekti Kusa-Cho'nun yanına hızlı bir biçimde. Şimdi aralarında ne kadar mesafe olduğunu hatırlayamadım, yaşlılığıma verin ama hatırladığım şey yakınsa hızlıca gittiği uzaksa da koştuğu yönünde. Kusa-Chou'nun yanına gidip emirlerini veya sözlerini bekleyecekti.

[GM - Naruto]

Isao: Kusa-chou'nun yanına koşuyorsunuz. Adam onu karşılayanlara gülümseyerek selam veriyor ve Uki ile seni bir kenara çekiyor. İnsanlardan uzaklaştınca yüzü ciddileşiyor ve delici ela gözleri ile sizi süzdükten sonra "Kemuri Isao ve Tengan Uki." diye adınızı söylüyor ilk olarak. "Bir sorun olduğu kulağıma geldi. Hemen rapor istiyorum." diye emrediyor size. Uki'nin korku ile sana döndüğünü görüyorsun. Konuşma işini sana bırakmış gibi görünüyor.


Hayato: Sen Yuriko'yu azarlayınca kız suratını buruşturup "Gizilim kiyimizi bir dihi lif itmi." diye taklidini yapıyor. Ardından Miyako'nun attığı bakış ile tekrar atarlı bir şekilde önüne dönüyor. "Zenginlik mi? Yakışıklılık mı? Bak..." iç çekiyor kız ve sonra devam ediyor "Shinobi-san, zaten beni bu evlilik için ailem zorladı. Sawaya'lar gerçekten çok soylu ve zengin bir aile ve bizimkiler ben Katai ile evlenince toptan kalkınacağımızı ve Sawaya'ları sömüreceğimizi düşünüyorlar. Ben ise böyle bir şeyi gururuma yediremem. Bunu sen de anlayacaksındır shinobi-san. Babam beni böyle yetiştirdi. O öldükten sonra annem ve teyzelerim beni bu evlilik için zorladılar. Babam yaşasaydı bu olayların hepsine karşı gelirdi bundan çok eminim! Geri dönemem. Kusa-chou her ne kadar duyarlı bir insan olsa da, annemler ve Sawaya'lar öyle değil. Katai zaten hep böyle bir evlilik için hazırlanmış. Katai gibi sevimli bir adama kendisini düşünme şansı bile vermemiş bir aile beni dinleyip düğünü iptal eder mi sanıyorsun? Son bir kaç senedir kendimden vazgeçmiştim ve ailemin kölesi olmayı kabul etmiştim ama Yuri-chan, gözümü açtı. Bu benim istediğim hayat değil. Benim hayallerim var!" ellerini uzatıyor ve senin perdeyi tutan elini tutuyor. İki elinin arasına alıp kocaman ve sevimli yeşil gözlerle bakıyor sana. "İzin ver gidelim shinobi-san. Bulamadığını ve çoktan köyü terk ettiğimizi söylersin. "

Kapalı konu

Hayato, Yuriko'yu tanımıyor. Yuriko'nun Katai'nin kuzeni olduğunu Isao biliyor.
Bu arada, her şey için out geçmeme gerek olduğunu düşünmediğim için dezavantajını vurgulamadım.

[Ougami Hayato]

"Ahh. En baştada dediğim gibi. Seni mecburen geri götürmek zorundayım. Lütfen zor kullanmak zorunda bırakma beni ve gel benimle. Seni bizzat Kusa-chou'ya götürücem. Eğer izin verirse, ki izin vereceğine eminim, köyden birlikte çıkabiliriz. Ama başta mahzene geri dönüp durumu takım arkadaşıma anlatmam lazım. Sonrasında hep birilkte ne yapacağımızı kararlaştıralım."

Hayato, kızı geri götürmeye niyetlenmişti ve ne olursa olsun kızı geri götürecekti. İster zor kullanarak, ister bayıltarak. Ama illaki geri götürecekti. Bu yüzden, Miyako'dan zorluk çıkarmamasını rica etmişti. Bu Yuriko denen kıza da acayip ayar olmaya başlamıştı. Ne diye kızın aklına girmişti ki bu sikik kız şimdi? Saçma sapan sebeplerden ötürü zamanını boşa harcıyordu burada.

"Hadi Miyako-san. Gidelim."

Boşta kalan eliyle Miyako'nun ellerini tutarak cevap beklemeye başladı. Ters bir cevap vermesi halinde, Miyako'yu kendisine doğru çekip ense indireceği bir darbe ile kızı bayıltmayı planlıyordu. Yuriko'nun zorluk çıkartması halinde -ki çıkartacağına adı kadar emindi- onu da bayıltarak, iki kızı da alıp mahzenlere geri dönecekti. Zorluk çıkartmaması halinde Yuriko'ya dokunmayacaktı. İşi sadece Miyako ile olduğu için Yuriko'nun ne yaptığının bir önemi yoktu onun için. Mahzene döndüğü sırada, kızları bir kenara bırakıp mahzen kapağını kilitleyecekti. Sonrasını daha düşünmemişti lakin Isao'yla konuşup durumu ona anlatması gerektiğini biliyordu.

Kapalı konu

Hem sınavlarımın olması, hem de özel hayatımda ters giden birkaç durumdan dolayı pasiflik yapabilirim. Mümkün olduğunca çok girmeye çalışıcam ama sizden pazartesi gününe kadar süre istiyorum.

[Kemuri Isao]

Bırrrst buz gibi lan hava. Yakın bir ateş de sabah sabah ciğerlerim ısınsın. Neyse siz onlarla ilgilenedurun ben hikayede ilerleyeyim. Hayır sizi beklemeyeceğim. Ateş yakarken dinleyin işte. Isao kusa-chou'nun yanına gittiğinde kusachou millete gülücük falan dağıtıyordu. Sonra bu elemanları biraz kenara çekti. Bilirsiniz standarttır bu işler. Prosedür gereği işler. Neyse Şu yeşil saçlı chou ısaonun ve kızın adını söylemişti. Ah çıkartamadım adını şimdi. Neydi, neydi, neydi amına koyayım ya? Haha tamam, Uki. Ailesinin vereceği isme sokayım. Neyse Uki ve Isao'nun adını söyleyip rapor vermelerini istemişti. Ulan ne raporu amına koyayım. Bir de şu kız Isao'ya kaş göz yapmıştı. Götün yemiyorsa anlatmayı amına kodumun gelinine sahip çıksana orospu! Isao raporuna başlayacaktı:

Gelinin ortalıkta gözükmediğini duyunca Hayato adlı bir shinobiyle beraber buraya geldik. Gelinin son görüldüğü yer mahzenin girişiymiş. Hasanobu adındaki en yakın arkadaşıyla en son oraya içeceklere bakmaya giderken görülmüşler. Hayato'yu mahzeni kontrol etmesi için gönderdim. Ben ise burada kalarak muhtemel suç ortaklarıyla konuşmaya çalıştım. Hasanobu daha demin geldi. Söylediğine göre gelinimiz Miyako evlenmek istemiyormuş ve adamı bayıltıp kaçmış. Miyako-san'ın fazla tanıdığı ve arkadaşı olmadığını duydum. Hasanobu dışında damadın kuzeni Yuriko ile araları iyiymiş ve o da bu düğünde yok.

[GM - Naruto]

Isao: Senin dediklerini dinleyen Kusa-chou'nun kaşları git gide çatılıyor. "G-gelin kaçtı yani." diyor raporunun ana fikrini tekrar vurgularcasına. İşaret ve baş parmağı ile kaşlarının arasındaki eti sıkarak "Yani diyorsun ki, bunca işinin arasından kalkıp geldiğin düğünde sorun var, beklemek zorundasın?" Adamın sesi cidden sinirli çıktığı için iyice korkuyorsun. Uki de yutkunuyor yanında. Bir düşünürsen koskoca Kusa-chou, o binasının içinde karıya kıza atlayıp parti vermiyor. Çalışıyor doğal olarak. Oldukça da yoğun bir şekilde çalışıyor. Bunca işten vakit ayırıp buraya gelmiş, sen de ona gelin yok onu arıyoruz diyorsun. Adam tabi ki sinirlenecek.

Derin bir nefes alıyor adam sinirlerini yatırmak için "Bak Isao." diyor bu sırada. "Programımdan sadece yarım saat boşluk ayırdım bu düğüne. O süre içinde sinirlerim yatışmalı ve eğlenmeliyim. Anlıyor musun? Üstelik eminim ki davetliler de sıkılacaktır. Düğün gerçekleşmiş, gerçekleşmemiş umurumda değil." Elini atıyor omzuna, sonra da Katai'ye bağırıp çağırıyor çocuğu. Katai acele ile yanınıza koşarken olayın gelin olduğunu düşünüyor ve hemen "Özür dilerim Takahashi-sama! Miyako-" diye özürlerine başlıyor ama Kusa-chou eli ile susturuyor onu. Seni omzundan ona doğru iterken "Miyako-san bulunana kadar sevgili Isao davetlileri eğlendirmeyi kabul etti. Uki de ona yardım edecek. Öyle değil mi çocuklar?" diyerek size pis pis sırıtıyor adam. Sonra da hala aynı sırıtışla yanınızdan ayrılıp Katai'nin annesi ile konuşmaya başlıyor. Katai şaşkın şaşkın size bakıyor ve "Gerçekten insanları oyalarsanız harika olur! Davetliler Miyako'yu sorup duruyordu." dedikten sonra "Hadi gelin." diyerek eli ile onu takip etmenizi istiyor. İlerlerseniz düğün salonunun arka tarafına, sahne arkasına gittiğini görebilirsiniz.


Hayato: Miyako eline bakıyor tip tip. Sonra da "Hayır gelmiyorum dedim ya. Madem Kusa-chou izin verecek, zaten bu şekilde gitmiş olacağım bile." diye reddediyor seni. Sen de planladığın gibi ani bir hareket ile kızı kendine çekiyorsun ve ensesine bir tane indiriyorsun. Kızın vücudu hemen üstüne yıkılıveriyor. Bunu gören Yuriko da "OHA OHA! NAPTIN LAN ÖLDÜRDÜN MÜ KIZI?" diye çığlığı basıyor. Miyako'nun hareketsiz bedenini bir yana ittirip Yuriko'ya da saldırıyorsun. Bunu yaparken arabanın içine girmen gerekiyor. Kız baya bir sorun çıkarıyor ve sürekli yardım için çığlık atıyor. Bir boğuşma oluyor aranızda, kızın boynunu yakalıyorsun ve biraz nefessiz kalınca bayılıyor kucağında. Her yerin de tırmık oluyor. İki kız ve sen varsın arabada, ikisi de baygın. Kucağında Yuriko var. Tam böyle bir anda perde açılıyor. 2 tane shinobinin bakışları ile karşılaşıyorsun. İki tane, senden büyük gözüken shinobi... Bir tanesi "Vay ırz düşmanı..." diyor gözlerini nefretle kısarak, diğeri de "Bırak lan o kızı! Bir de shinobi olacak tecavüzcü pezevenk!" diye emrediyor sana. Ortamın durumuna bakarsan yanlış anlaşılmaya oldukça müsaitsin.

[Ougami Hayato]

"Aahhh... Lütfen açıklamama izin verin. Sawaya ailesinin düğünü var biliyorsunuzdur. Burada yatan kız Miyako, yani düğünden kaçan gelin. Onu buraya kadar kovaladım. Yanında da bu kız vardı
Arkadaşı sanırsam bilmiyorum. Bir shinobi olarak görevimi yerine getirmek için biraz zor kullanmam gerekiyordu. Miyako-san'ı bayıltınca bu kız onu öldürdüm sandı. Bu yüzden yardım çığlığı attı. Tecavüz falan yok yani merak etmeyin. Hem isterseniz siz de benimle nirlikte düğüne gelip durumu onaylayabilirsiniz. Eğer ters bir hareketimi görürseniz size karşı koymayacağıma yemin ederim."

Shinobilerin konuşmasına fırsat vermeden söze girmişti lakin, durumu tamamiyle izah ettiğini düşünüyordu. Bu yüzden bir sıkıntı çıkacağını zannetmiyordu. Shinobilerin teklifi kabul etmesi halinde kızlarla birlikte önceden kurduğu planı biraz değiştirerek uygulamaya koyacaktı. Mahzenlerden gitmeye yeltenmesi halinde bu shinobilerin kıllanacağını bildiği için, köy içinden, normal yollarla düğün alanına gitmesi gerekecekti.

Shinobilerin kendisini dinlememesi halinde, onlara karşı zor kullanamayacağı için bir sıkıntı çıkartmadan durumu tekrar izah etmeye çalışacaktı. Sonrasını tam olarak kestiremiyordu lakin, shinobilerin anlamamakta ısrar etmesi halinde, işinin çok zor olacağını, başının büyük belalara gireceğini biliyordu.

[Kemuri Isao]

Tabii canım, Isao şamar oğlanı zaten. Seni eğlendirmekle görevli. He orospu çocuğu o zaten. Tamam amına koyayım yüksek rütbelisin falan da sana ne yarrağım? Siniri sesinden sızıyordu. Agresif hareketler sergiliyor bunun sikilmesi gerek. Yok efendim yarım saat boşlukmuş, eğlence ihtiyacıymış. Seni de sikerim, Isao'yu da sikerim. Göt lalesi. Hemen damadı çağırdı zaten bu puşt. Zavallı çocukcağız koşarak bir şeyler izah etmeye çalıştı ama nafile. Bu göt lalesi onu susturduktan sonra Isao ve Uki'ye eğlendirin lan bizi diyerekten görevi de itekledi. Tam amcık hoşafı aslında bu herif de şimdi chou yani Isao bir sikimi yapamaz. Zaten amına koduğumun pısırığı bu herifin sorgu elemanı olmak istiyor. Hepten boka batmış durumda yani.

Damat onları sahne arkasına yönlendirirken Ukiyle konuşacaktı Isao : Uki-san Fuuton elementi çakrası sezdim sizden. Yapabiliyorsanız şekilli bir ninjutsu yapın ki seyircilerin aklını alalım. Onları oyalayalım. Ben sadece insanların duygularını sezebiliyorum ve görece güçlü sayılabilirim. Sizin benim için bir öneriniz var mı?

[GM - Naruto]

Hayato: Sen kendini anlatmak için çabalarken shinobilerden biri arabaya ayağını atıp yakalıyor omzundan seni "İn lan aşağı! Bırak o kızı da!" diyerek indiriyor aşağı seni omzundan çekerek. Diğer adam da "Sawaya'ların düğünü mü? Gelin mi kaçmış cidden?" diye soruyor arkadaşına seni dinledikten sonra, kolundan da sıkıca yakalamış durumda. Seni indiren shinobi Miyako ve Yuriko'nun nefes alıp vermesini kontrol ederken "Galiba var da, bu hayvan bayıltmış karıları yalnız." diyerek arkadaşına durumu söylüyor. Kolunu tutan adam sinirli sinirli sana baktıp "Lan shinobisin amına koyayım! Kızı zaten tutup çeksen her türlü götüreceksin neden bayıltasın ki?" diye hırlıyor. "Tecavüzcü çıkabilir oğlum bu, bence şansa bırakmayalım. 4 kız kardeşim var benim. Hiç tahammül etmem böylelerine." İçerideki adam oldukça sakin bir şekilde "İyi, alıp götür sen bunu ben de kızları Sawaya'lara götüreyim bakalım işin aslı neymiş." diye fikrini sunuyor. Seni tutan adam da bunu kafası ile onaylayıp sana dönüyor. "Yürü lan, derdini Kusa-chou'ya anlatırsın artık." dedikten sonra omzundan ittiriyor seni. Kusa-chou'nun düğüne katıldığını bilmiyorsun.


Isao: Uki utana sıkıla "Ben bir kaç teknik kullanarak uçabilirim. Sen de... İnsanların düşüncelerini falan oku? Sayı tuttur, tahmin et bilmiyorum." diyor. Katai'nin arkasından takip ede ede sonunda düğün salonunun arka tarafına gidiyorsunuz. Katai size "Hadi çocuklar şeytanın bacağını kırın!" diyor ve ikinizi de sırtınızdan ittiriyor. Girdiğiniz kapı, tam konukların önüne çıkartıyor sizi. Katai arkanızdan "VE EVET DEĞERLİ KONUKLARIMIZ, MUHTEŞEM BİR GÖSTERİ SİZİ BEKLİYOR!" diye adeta şov sunuyormuş gibi bir tonlama ile anons ediyor sizi. Herkes dönüp bakıyor yüzünüze. Bir sürü zengin kişi görebiliyorsunuz. Yüzünde piç bir gülümseme ile Kusa-chou önlerde onun için ayrılmış yere oturuyor. Büyükçe bir salon burası. Japon stilinde dizayn edilmiş, olduğunuz yer normal zeminden biraz daha yukarıda. Bir nevi sahne işlevi görüyor.