Eşek arabasına saniyeler sonra vardıktan sonra Hirashimatsu hâlâ acı ile inlemekte iken teyzem onu eşek arabasına bindirmeme yardım ederken birde haklı bir söylemde bulunuyordu. Ne yalan söyleyeyim söylediği gibi birbirimizi şişlemeye değil, onu bir saat kadar kısacık bir sürede aşağı indirip bu kolay görevi sonlandıracaktık sözde, ama bu olay sözde kalınca biz bu durumdaydık ve teyzemde bu şekilde bizi azarlıyordu. Haklıydı kadın, ne diyeyim şimdi? Bu kadar kolay bir görevi elimize yüzümüze bulaştırmıştık.
Hirashimatsu bir yandan inlerken bir yandan ise elimi yüzüme götürüp sağa ve sola sağlamama sebep olacak bir konuşmada bulunmuştu. Aslında teyzemi uyarmıştı. Hirashimatsu, teyzemin her şeyden haberdar olduğunu düşünerek lütfen burada olanları kimseye anlatma, biz iyi çocuklarız arkadaşımızı satmayı düşünmüyoruz demişti. Oysa teyzem eğer bir münnecim değilse bunu fark etmemeliydi, sadece aklına gelen onlarca düşüncelerden biri olabilirdi birbirimize daldığımız fikri. Bir yandan içten içe bu duruma gülerken bir yandan ise Hirashimatsu'nun çoğulcu konuşup arkadaşımızı satmama işine beni de katmasını düşünüyordum. Ona böyle bir şey dememiştim, yani benim rulo saçlının yaptıklarını raporumda kalemime almayacağımı nereden biliyordu ki? Beni sadece babam kadar iyi tanıyan insanlar bu varsayımda bulunabilirdi. Uzun lafın kısası Hirashimatsu doğru düşünmüştü ama bunu nasıl yapmıştı bilmiyordum, belki şans eseri belkide içgüdüsel; ama ne olursa olsun bu duruma kafayı fazlasıyla takmıştım. Ben bunları düşünürken teyzem Hirashimatsu'nun yarasını bakmak için Hirashimatsu'nun paçalarını sıyırmış ama sıyırdığı gibi yine kendine yakışmayan o hızla kapatıp, refleks olarak gördüğü şey iğrendiğini gösteren bir ses çıkartmıştı. Merakıma yenik düşüp Hirashimatsu ile birlikte bakmaya kalktığımda, ananın şeyi diye nidalar atmama sebep olacak bir iğrençlik ile karşı karşıya kalmıştık.
Yaranın en az iğrençliği kadar kötü bir durumda olduğunu teyzemin buna bir doktor eli değmesi gerek demesi ile anlamıştım. Aynı şekilde Hirashimatsu ile göz göze bir kaç saniye gelme fırsatı yakaladığımızda onunda aynı fikirde olduğunu hissedebiliyordum. Birde bu vesile ile dağın tepesinde iken teyzemin omuzlarıma sürdüğü şeyin geyik otu olduğunu öğrenmiştim, gerçi ilk duyduğumda geyik boku anlamıştım kokusunun bende bıraktığı etki ile ama sonra doğru yolu bulmuştuk tabii, kim koskoca Hinata'ya geyik boku sürebilirdi ki? Yediririm valla o geyik bokunu adama yediririm. Neyse büyük konuşanın sonu pek hayırlı olmaz derlerdi, konuya dönelim.
Herkes birbirine şöyle bir baktıktan sonra teyzem tekrardan eşeğinin iplerini eline almış, ölü gibi yatmakta olan rulo saçlı uykusuna devam etmiş, Hirashimatsu ise bende tam bir yere kıvranıp günün yorgunluğundan ziyade stresini atacak iken bana görevinin zorluğu ile ilgili bir soru sormuştu.
"Yoo, ne zoru canım? En son bana bir kedi yakalama görevini vermişlerdi amısını sikeyim ben ömrü hayatımda böyle bir şey görmedim, bu yaşadıklarımız onun yanında hiç kalır. Bir ara dene, vallahi çok zevkli oluyor gardaşım."
Soruya cevabımı verdikten sonra ceplerimde bir sakız aramış ama bulamamıştım. Görev sırasında tüketmemiz için verilen yiyecekli çantayla şöyle biraz kesiştikten sonra şimdiden raporumda ne yazacağımı düşünmeye başlamıştım.
Saygıdeğer görev arkadaşlarım ve üstlerim,
Teyzemizi aşağı indirmek için bize verilen at arabası ile buluşmamızdan itibaren üç görev arkadaşım ile birlikte Shinano Dağına doğru yola koyulduk. Yolun yarısına kadar her şey olağan ve olması gerektiği gibi ilerler iken yolun yarısında acemi diyebileceğimiz kalabalık, yüzleri amatörce kapatılmış (Ama yinede tasvir edemeyeceğim kadar kapatılmayı becerilmiş) kişilerin saldırısına uğradık. Tam olarak amaçlarının ne olduğunu anlayamadığım için haydut yada benzeri isim takamayacağım saldırganları engeller iken bazı aksilikler olmuş, Hirashimatsu bileğinden ciddi bir şekilde yaralanmıştır. Rulo saçlı görev arkadaşım dalgınlığından ve benim dikkatsizliğimden saldırganlarından bir tanesine savurduğum yumruk saldırganın eğilmesi üzerine görev arkadaşımın yüzünde patlamış ve zahtı muhterem görev sonunda karşılaştığınız hale gelmiştir. Şahsım adına ise hiçbir yara almadığımı ve bu sebepten ötürü yaralanan arkadaşlarıma destek çıkarak kalabalık saldırgan grubunu dağıtmayı başardığımızı belirtmek isterim; fakat buna rağmen içlerinden bir tanesini bile biz Chuunin rütbesindeki shinobilere yakışmayacak şekilde yakalayamayıp sorguya çekemediğimizi utançla vurgulamak isterim. Ayrıca üzülerek belirtmek isterim ki tüm bu karmaşa sırasında bize emanet edilen at kaçmayı başarmış ve geri getirme girişlerimizin hepsi başarısız olunca köye aşağı teyze ile birlikte indirdiğimiz eşek ile gelmek zorunda kaldık ve bu şekilde gelmiş bulnduk. Atı kaybetmemizden ötürü utanç içerisinde olduğumu belirtmek ister ve ayrıca tüm gerekli makkul cezaları şahsım adına kabul edeceğimin altını itina ile çizerim. Tüm bu şansızlık ve aksiliklere rağmen teyzemizi sağsalim aşağı indirmiş ve söylendiği gibi köye getirmiş bulunduğumuzu ise belirtir ve raporumu burada sonlandırırım.
Tobio Hinata
İshigakure Chuunini
İmza