[Ishi] Dik Kayalıklar

Moderatör: Game Master

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 07 Oca 2016, 17:53

Belki haklı belkide haksızım, ama ne olursa olsun ben bunu yapmalıyım. O yumruğu rulo saçlının yüzüne kondurup ona bu dersi vermeliyim. Belki şuan atacağım bu yumruk ileride onu şuan olduğu insandan kurtaracaktır; hoş benim amacımda bu aslında. Yarın bugün babamı öldüren şerefsizler gibi kimsenin canına kıymasın diye. Zira en azım adım gibi eminim ki, rulo saçlının hedefi Hirashimatsu'yu ayak bileğinden değil de daha ölümcül bir yerden vurmaktı. O hırs dolu yüzden anladığım bu, vahşi bir hayvan gibi dürtüleriyle hareket eden insanlıktan çıkmış bir canavar. Ve bu beni korkutmasa bile rahatsız ediyor.

Kunai'yi fırlatıp harekete geçtikten sonra zaten çoktan hazırladığı Jutsu'su ile birlikte oda harekete geçti ve Kunai'den sıyrılır sıyrılmaz kafama doğru ufak bir ateşten kurşun attı. Az önce kullandığı jutsu ile aynı olan bu jutsu az önce üçüncü atıştan sonra kesilmişti. Belki hedefini vurduğu için belkide saldırı kontenjanının sonuna geldiği için, ne için olduğundan emin değilim ama eğer jutsuyu aktif ettikten sonra sadece üç tane ateş etme hakkı varsa bu demektir ki iki tane daha tehlikeli saldırı gelecek ve nitekim öyle oldu. İkinci atışı yumruğu savuracağım ve az önce omzumu sıyıran omzum ile aynı yere girdi ve bu canımı epey yaktı; fakat bu benim atacağım yumruğu durduracak bir etken değildi. Üçüncü atışı yapamadan ve az önceki tezimin cevabını alamadan onu metrelerce sürükleyecek yumruğumu tam yüzüne oturttum. Şanslıydı ki son anda tam yumruğu savuracağım omzumdan hasar almıştım yoksa bu yumruğun bedeli daha ağırdı ama galiba buda yeter, öyle umuyorum yani. Yumruğumu yemesinin ardından hırstan olsa gerek yerde iki-üç metre yuvarlandıktan sonra ayağı kalkmaya çalıştı fakat işinin bittiğini bundan sonrasının adaletsiz bir dövüş olacağını anladığını düşündüğüm Hirashimatsu yaptığı jutsu ile rulo saçlıyı yere yapıştırıp beni büyük bir dertten kurtardı. Zira ne yalan söyleyeyim bundan sonra savuracağım her yumruğun rulo saçlı ne kadar kötü ve bunu hak edecek bir insan olsada vicdan azabı çekmeme sebep olacaktı; çünkü rulo saçlı da köyümüzün bir insanıydı ve aynı toprağın çocuklarıydık. Belki bir yanlışın içindeydi ama her insan dersini aldıktan sonra değişebilirdi, rulo saçlı neden değişmesin ki?

Bir bu eksikti. (Kaçmaya yeltenen atı fark etti) Başta da dediğim gibi, ben şanslı bir insan değilim. Sözde yaşlı teyzeyi aşağı indirecekken takım arkadaşımı mecburiyetten etkisiz hale getirdim ve şimdi bu sorun bitmişken birde götten fırlayan bok gibi bu at çıktı. Gelde sövme arkadaş, omzum ciddi bir şekilde yaralandı, teyzeyi hâlâ aşağı indiremedik, at kaçıyor ve Hirashimatsu bileğinden yaralandı. Ve içimden bir ses diyor ki bana bunun dahası da gelecek. Hani gelsin, gelmesin demiyorum ama teker teker gelsin be mına koyim!

"Hirashimatsu, belki bileğini biraz zorlayacaksın ama şu atı az önce beni yakalamak için kullandığın jutsu ile yakalayıp at arabasına bağlar mısın?"

Tüm bunları söylerken üzerimdeki sweatshirt'i çıkarmış ve bir kısmını koparıp akan kanı dizginlemek için kanayan yere doğru diğer elim ile bastırıyorken bir yandan rulo saçlının yanına doğru ağır ağır yürüyorum. Ne olur ne olmaz diye de temkinliyim hani, aniden bir şey yapar falan diye dört gözüm açık. Normalde beni öyle kolay kolay vuramaz ama ilkinde arkam dönük ikincide ise saldırı yemeyi göze almış bir şekilde saldırıya geçmiştim, yoksa öyle ayı gibi güçlü olup ama yavaş olan o tiplerden değilim.

"Bugün bu durumda isek bu senin suçun. Hırslarına yenik düşmen belkide bir takım arkadaşının ölümüne sebep olabilirdi ve katili sen olurdun. Benim babamı da böyle öldürdüler, haince. En azından takım arkadaşını öldürecek kadar gözün döndüyse bunu arkası dönükken yapma gözlerinin içine yaparak bak ve az önce yaptığım ile şuan yapacağım şey için kusura bakma."

Söyleyeceklerimin ardından bayılmasına sebep olacak güçte kafasına doğru bir tekme savuracak ve kafamı rahatlatıp, göreve odaklanacak idim. Yani birazdan Hirashimatsu'nun atı ve eğer düşündüğüm gibi bayıltabilirsem rulo saçlıyı kontrole aldığından emin olduktan sonra tek başıma dağa bu sefer durmaksızın tırmanacaktım. Tek başıma derken Hirashimatsu o bilekle dağa çıkamazdı, şuan atı yakalasın yeterdi bana. Gerisini bir şekilde ben halledecem, bugün bu omzum yerinden kopsa bile teyzeyi aşağı indireceğim başka çarem yok.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Kurochi Hirashimatsu tarih 07 Oca 2016, 18:44

Kötü, çok kötü. Takımımızın içinde bir kriz çıktı ve buna engel olamadım. Belki olayların dahada büyümesine engel oldum fakat iş bu noktaya kadar gelmemeliydi. Ağrılarım geçmese bile kanamam yavaşladı. Bu, şuan ki durumda benim için olumlu bir gelişme. Ayağımı ve bedenimi dinlendirerek Keloğlan ile Rulo saçlıyı izliyordum fakat bir yandan da Kangehika için hazır pozisyonda bekliyordum. Rulo saçlı arkadaşın gözü oldukça dönmüş. Yaptığı her hamle öldürme niyetindeydi bunu hissediyorum. Nişan aldığı yer Keloğlanın tam kafasıydı çünkü. Birinci atışı Keloğlanın kafasının yanından geçiyordu. Fakat o ikinci atışı.. Ne yazık ki sağ omzunu deliyordu. El mühürlerini yapmak için son saniyeleri sayıyordum. Keloğlanın yumruğu, Pırasa saçlının suratının tam ortasına geliyordu. Ve Pırasa saçlı birkaç metre öteye fırlıyordu.

İşte buradan sonra devreye ben girmeliydim. Çünkü Pırasa saçlı biraz daha sürüklenmenin ardından ayağa kalkmak için yelteniyordu. El mühürlerini yaptıktan sonra elimi zemine koyarak Kangehika'yı aktifleştirecektim. Ve tahmin ettiğim gibi o yumruğun ardından Kangehika'nın amacına ulaşması çokta zor olmadı. Şuan Pırasa saçlı jutsumun ve o yumruğun etkisiyle hafif baygındı. Bilinci yerinde mi yoksa değil mi? Bilmiyorum. Ama şuan canımı sıkan bir durum var. At kaçmaya başlamıştı. Ayağa şöyle aniden bir doğrulacaktım. Doğrulduğum anda sağ ayak bileğimin acısını hissediyordum. Hissetmemek mümkün mü? Allahsız nasıl bir jutsu yaptıysa yaktı çıramı. Bu arada ben daha önce böyle bir Katon jutsusuyla karşılaşmamıştım. Sanırım kendi yarattığı bir jutsu. Ah be kardeşim, zeki adamsın neden böyle şeyler yapıyorsun ki? Ishigakure'nin senin gibi zeki ve yaratıcı shinobilere ihtiyacı varken, küçüklerimize örnek olacakken neden bu seviyesiz hareketleri yapıyorsun ki?

Neyse olaylar yatıştı, takım içindeki kriz fiilen sonlandı. Tam o sırada Keloğlanın çağrısına kulak vermek için pozisyonumu aldım. Benden zorda olsa atı yakalamamı istedi Shunshin no Jutsum ile. Neden olmasın? Ayak bileğim ne kadar dayanabilir bilemiyorum ama yapmaya çalışacağım. Çünkü bu bizim için artık dönüm noktasıydı. Bu kadar basit bir görevi kendimize bela ettik yeterince. Bir an önce güzel bir medical hatuna ayak bileğimi göstermek istiyordum. Hatta medical hatuna gerek yok, bizim genin takımından Kurotsuchi Hana'ya göstersem yeter. Her zaman yardımıma koşmuştur sağ olsun. Atın kaçtığı yöne dönecektim ve Hinata'ya yüksek sesle şunları söyleyecektim:

Burayı bana bırak. At ve Pırasa saçlı ile ben ilgilenirim. Teyze işi sende Keloğlan! Sana güveniyorum. Omzun için benim genin takımından bir dostumu ayarlarız görev sonunda!” Ardından ayağımı ne kadar zorlayacak bilemiyorum ama Atı yakalayabilmek için bunu yapmak zorundayım. Shunshin no Jutsu ile atı yakalayana kadar ilerleyecektim. Umarım ayağımda daha ciddi bir problem çıkmaz.



Resim

Kütüphane
Lejant

Ryōshi Kyōkai
Ishigakure tarihi baştan yazacak..

Künye
İsim: Kurochi Hirashimatsu
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 1 - Çulsuz/1
Kullanılabilir GP: 38

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 3
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 10
Zeka: 3


Ninjutsu
Shunshin - D-Rank
Karasu Bunshin no Jutsu - C-Rank
Sanzengarasu - C-Rank
Raiton: Kangehika - C-Rank
Raiton: Raikyuu - C-Rank
Zetsushi Nensan - C-Rank
Raiton: Raigami no Jutsu - B-Rank
Raiton no Yoroi - A-Rank

Beceriler
İz Sürme x1
Liderlik x8
İkna x3
Chakra Kontrolü x3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-1x Tantou
-Forest (Özel Kıyafet)
-Yılbaşı Çekilişinden Kazanılan Kolye
Ryōshi Kyōkai - Kostüm/Maske
Kullanıcı avatarı
Kurochi Hirashimatsu
 
Mesajlar: 79
Kayıt: 22 Ara 2015, 17:42
Konum: Ishigakure

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Hamaguchi Daichi tarih 07 Oca 2016, 22:13

Vay babanın kemüğüne! Heyecanlıydı heyecanlı olmasına da dayağı yiyen ben olunca tadı kaçıyor sanki biraz. Sık sık birilerine diklendiğim için dayak yediğim oluyordu ama yumruğun böylesini de yemedim birader. İçimdeki ateş nefretle biraz daha körüklense de saygı duymadan edemedim.

Yumruk yumruktu amma hayal kırıklığına uğradım. Bana böyle bir yumruk atan birinden sözünde durmasını beklerdim. Nerde kaldı üç kişinin birbirine daldığı kavga? Diyeceksiniz bir sürü olay çıkardın sana mı kaldı bunu demek ama şunu unutmayın ki benim hiçbir zaman delikanlılık iddiam olmadı, olmayacak. Kuduz köpeğin tekiyim ben. Arkadan da saldırırım uyurken de saldırırım, huyum bu. Ama gelip burda "BU LİSELİYİ BANA SAL!111!!11!1" deyip hatta salmaması durumunda arıza çıkartacağını belirttikten sonra hiçbir şey olmaması yakışmadı. Rakibime saygımı kaybettim. Ki bu içimdeki ateşi bir kez daha körükledi. BEN BU ADAMDAN MI YUMRUK YEDİM LAN!

Bir de geldi ahkam kesiyor amk. Sözlerini yarıda kesip söze dalacağım. "Hala bir şeyler anlatıyorsun amına goyim. Zaten amacım sizi öldürmekti, anlamamak için ne kadar zorladın be. Babanın ölmesi ise... sikimde bile değil! Kişisel dramların, sorunların hiç mi hiç ilgimi çekmiyor. Delikanlılıktan atıp tutuyorsun ama yarım dakika önce ettiğin lafları bile işine gelince unutuyorsun. Sizin gibi heriflerden ders alacak değilim. Sadece şunu bilmeni istiyorum, ömürlerinizi uzatmaktan başka bir şey yapmadınız. O hapisten bir şekilde çıkacağım ve yine benim ellerimde can vereceksiniz. Geceleri yatmadan önce yatağınızın altını kontrol etmeye başlayın. Şimdi geçir bir tane de uyku görmeyen gözlerim biraz dinlensin." Bu elemanın hiç doğru düzgün bir duygusunu gösterdiğini görmedim. Ama yine de sinirlendirmeye, aklını bulandırmaya çalışmak işime yarar diye düşünüyorum. Ayrıca şimdilik teslim olmuş gibi davrandım. Bir umut gardını düşürebilir. Tabi ki vazgeçmedim. Son bir atış hakkım daha var. Yumruk sonucu şeş kaldığımdan mütevellit işim zor ama deneyeceğim. Hızlı eller ve basit bir bilek hareketi bu işte bana yardımcı olacak. Kalbine atacağım bu sefer. Buradan kafasını vurmam zor. Vazgeçmedim, hala davama sadığım. Hatta bir de mottom var:

PİLAVDAN DÖNENİN KAŞIĞI KIRILSIN!
Resim
˜CHOUNE˜

Künye
İsim: Hamaguchi Daichi
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 4 - Düşük-Orta Gelirli/10
Kullanılabilir GP: 0

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 7
Kondisyon: 6
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3

Eksiklikler/Özürler
Insomnia: Daichi, doğuştan bu hastalığa sahiptir. Uyuyamadığı için hırsla dolu bir şekilde bir şeylerle uğraşmazken genelde uykulu ve dikkatsizdir.
Takıntılılık: Daichi, boyu konusunda takıntılıdır. Boyuyla ilgili gerçek ona hatırlatıldığında hemen alnındaki damarlar belirginleşmeye başlar.

Ninjutsu
Karasu Bunshin no Jutsu
Sanzengarasu
Bunshin Bakuha
Kayaku
Ayatsuito
Shunshin
Katon Ryuka no Jutsu
Jintei

Taijutsu

Genjutsu.

Beceri Listesi
Akrobasi 1
İz Sürme 1
Gözlem 1
İnsan İlişkileri 2
Nişan Alma 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
  • 2 Adet İyi Kalite 10mt. Metal Misina(Sağ ve sol el bileklerine sarılı halde bulunurlar.)
  • 2 Kullanımlık Geyikotu Özütü(Pis Kokan Merhem)
Kullanıcı avatarı
Hamaguchi Daichi
 
Mesajlar: 41
Kayıt: 21 Ara 2015, 20:56

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 08 Oca 2016, 20:06

Atı Shunshin ile kovalama fikrinden vazgeçiyor Hirashimatsu. Bileğinin acısı yüzünden değil, aksine kanaması tamamen durmuş durumda. Acıyor elbette ama üstüne basamayacak kadar değil. Vazgeçmesindeki sebep, atın artık görünürlerde olmaması. Yumruktu Kangehika'ydı derken at bildiğiniz kaptırmış gitmiş. Yazık, güzel de hayvandı.

Hinata söyleyeceklerini söylüyor bir yandan yarasına bastırırken. Daichi de yerde hala kafası güzel bir şekilde onu dinlemeye koyuluyor ama kanında bit mi var nedir, lafını kesip kendi lafa koyuluyor. Söyledikleri tabi, düşündüğü gibi net ve anlaşılır değil. Siz daha çok "Ya hala... Babhs... Hapis... Kontrol gçeir dgfs uyku..." şeklinde giden uzun bir saçmalama duyuyorsunuz ağzından. Teslim olur gibi yapmak ve Hinata'yı iyice kışkırtmakla ilgili olan planları, zihninde müthiş bir hızla zeminin ne kadar da rahat olduğu ile ilgili düşüncelere dönüşüyor. Konuşmaya çalışmakla son enerjisini de harcayan Daichi, son atışını yapamadan ve Hinata'nın tekme atmak için gerilmesine bile gerek kalmadan pıt diye bayılıveriyor.
Daichi'nin kendi kendisini halletmesiyle odağını artık göreve yoğunlaştırıyor Hinata. Bu sefer durma niyeti olmadan, tekrar yardırıyor dağa doğru. Hirashimatsu ise baygın Daichi ve artık atsız olan araba ile aşağıda. Biraz zorlarsa o da çıkabilir dağa. Baygın Daichi'yi yalnız bırakıp Hinata'yı mı takip edecek, yoksa burada mı kalacak, karar vermesi gerekmekte.

Kapalı konu
Özellikle kalın yazmıştım, aynı omzundan vurulmuyorsun Hinata.
Hamaguchi Daichi başlık sonuna kadar baygın kalacak. Konudan çıkabilir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 08 Oca 2016, 22:04

Out: Özür dilerim, tam olarak ilk sıyrığın sol mu veya sağ mı olduğundan emin olmadığım ve sabahın köründe yazdığım için birazda üşegençlik ile doğru olduğunu düşündüğüm şekilde yazdım, yanlışmış tekrardan özür dilerim. Bir daha olmaması için dikkat edeceğim.

İn:


Nasıl bir durumda olduğunun farkında değil, kana bulanmış yüzünden nasıl bir ifade taşıdığını bile kestiremiyorum; hoş öyleki şuan kaşlarını çatacak kadar mecali kaldığından bile emin değilim. Aslında şuan yaptığım şey konuşmak bile değil düşündüğüm gibi, çünkü rulo saçlı huyuna yakışır bir şekilde lafımı tamamlamadan yarıda kesip kontrolü kendi elleri arasına aldı, yani kendi konuşmaya başladı; ama ne yalan söyleyeyim buna konuşmak denmez, yumruğun ve az önce yediği jutsunun etkilerinden olsa gerek mırıldanıyor sadece, konuşmayı ufak ufak öğrenmiş ve kelimeleri tam olarak telaffuz edemeyen bir çocuk gibi.

Onun bu acısına son vermek amacı ile bacağımı harekete geçireceğim vakit ise gözlerini yumdu rulo saçlı, anlaşılan az buz kalan enerjisini tam olarak aktaramadığı kelimelere heba etmişti. Meğerse ek bir darbeye dahi gerek yokmuş, zaten bayılma kıvamına gelmiş. Bununla birlikte aslında bu yorucu günün ardında yatan asıl sebebe odaklanma vaktim gelmişti benimde. Teyzeyi beklettik ve belkide düğüne geç kalmasına sebep olduk, yüzümüze tükürse hakkıdır kadının. Ama ben ne edeyim, nasıl rulo saçlının huyları varsa benimde huylarım var; çoğu şeyi umursamasamda bu tarz şeyleri umursayabiliyorum, özellikle mazi söz konusu ise.

"Tch."

Harekete geçmeden önce Hirashimatsu'nun ne yaptığına baktığımda öylece olmayan atın arkasından baktığını görüyorum. Kafamı sadece sağa ve sola sıkkınlık ile salladıktan sonra ve birazda şansıma sövmemin ardından tekrardan bu tepesi gözükmeyen dağın tepesine doğru tırmanmaya başlıyorum. Doğrusu bu saatten sonra tırmanma zorunluluğum olmadığı bu dağa neden az önceki tırmanışım'dan daha hırslı bir şekilde tırmanıyorum bilmiyorum, zira istersem rulo saçlıyı teslim eder ve tüm olayları anlatıp, görevin amacından saptığını, rulo saçlının shinobi vasıflarına uymayıp kendi köyündeki shinobileri öldürmeye teşebbüs ettiğini ve bu yüzden görevin tehlikeye girip yerine getirilmediğini anlatırsam kimse bir şey demez, üstelik öyle önemli bir görevde değil dimi? Yani kim sikine takar ki yaşlı bir teyzeyi aşağı indirip indirmemizi? İşte bu sorulara evet cevabını vermeye yeltenenlerden her bok olur ama adam olmaz, belki bendende bir adam çıkmaz ama işte işler benim için öyle yürümüyor. Şu görev S-rank bir görev olsun bırakırdım ama bu görevi bırakmam, işin ucunda yardıma muhtaç bir insan var sonuçta. Bazen işlere farklı bir bakış açısından bakmak gerekiyor ve sanırım ben bu tarz durumlarda öyle yapıyorum, hoş bu yüzden bana madalya takmayacaklar -takmasınlar zaten, ne gereği var? şov için yapmıyoruz bunları- hatta muhtemelen teyzeyi vaktinde yetiştirip yetiştiremeyeceğimiz belli olmadığı için azar bile yiyebilirim; fakat en azından vicdanım rahat olur. O yüzden yolun sonu dağın yamacı olsun, gerisi boş koysun...
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Kurochi Hirashimatsu tarih 09 Oca 2016, 07:51

Evet sanırım sıçtık. Shunshin yapmama gerek yok bizim at çoktan kaçmış gitmiş. Olaylar arasında birden sıyrıldı tabi aradan. Ben demiştim güçlü bacakları var bu hayvanların diye. Birden bire yardırmış gitmiş görüş açımızdan kaybolmuş bile. Olanları göstermek için şöyle bir Keloğlana döndüm. Ama tam o sırada, yerde yatan Pırasa Saçlının üzerine yürüdüğünü gördüm bizim Keloğlanın. Pırasa Saçlı son kez bir şeyler mırıldanmaya çalışıyordu. Ama düşündüğü şeyleri söylemek istese de aldığı ağır darbeler sonucunda ağzından sadece ses kirliliği yapan mırıldanmalar çıkıyordu. Tabi haklı olarak son enerjisini o sözlerle harcayıp gözlerini kapatıyordu. Zaten normalde de çok hırslı ve hareketli bir insan olduğu için enerjisini çabuk kullanıyordu. Chuunin rütbesine kadar gelmiş bir shinobi olsa da, öğreneceği daha bir çok şey var.

Kimse hırslarına yenik düşmemeli bu hayatta. Her ne kadar o da bizim gibi Ishigakure Shinobisi olsa da az önce bizi öldürmeye teşebbüs etti. Onun bu hareketlerinden dolayı görevi bırakıp üst rütbelilere teslim edebilirdik ama ben bunu desteklemiyorum. Bazen hayatta anlayışlı olmak gerekiyor. Her şeyden önce adam olmak gerekiyor. Beni öldürmeye teşebbüs etse bile onun bu hareketlerini tetikleyen bir şeylerin olduğunu düşünüyorum. Yani sonuçta kimse yeni tanıştığı bir insandan öldürecek kadar nefret etmez değil mi? Bugünlere gelene kadar kaç kere ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldık bunlar okyanusta bir damla su gibi kalır. Yeri geldi kendi genin takımımdaki arkadaşımla savaştım, yeri geldi bacaksız bir genin halimle kaçak ninja peşine düşmeye çalıştım senseimden dayak yedim. Ama ne yaptıysam Ishigakure için yaptım. Şimdi belkide Ishigakure için yapacağım en iyi şey Daichi'yi teslim etmek olabilir. Çünkü onda bir kaçak ninja olma havası seziyorum. Fakat her zaman ikinci bir ihtimalide düşünmekte fayda var. Ya gerçekten de içinde bunları yapması için onu tetikleyen bir tür hastalığı varsa? Ben kararımı verdim. Daichi'yi şimdilik affediyorum ama köyden kaçarsa ilk peşine düşecek kişi benim altına imzamı atıyorum.

Şimdi ise geriye bir seçim daha yapmak kaldı. Daichi'nin bedenini burada bırakıp Keloğlan ile tepeye mi çıkayım? Sonuçta bacağımı zorlayabilirim diye düşünüyorum. Ama birde bu işin farklı boyutları var. Pırasa Saçlının baygın ve savunmasız bedenini burada bırakırsam saldırıya maruz kalabilir. Sonuçta dağın tepesine ne kadar zamanda gideceğimizi bilemiyoruz. Yolumuz uzunda olabilir kısada. Eğer onu sırtıma alıp tırmanmaya kalkarsam da bileğimi 2 kat daha fazla zorlamış olurum. Ah ulan Pırasa! Bizi düşürdüğün durumlara bak. Görev bitene kadar o gözleri açma yemin ediyorum beynine şok gönderirim. İman gücüyle S-Rank Raiton jutsuları öğrenirim iki dakikada. Beni hasta etme gözünü seveyim. Keloğlan dağa çıksın ben buralarda Pırasa Saçlı'nın bedenini koruyup atı arayacağım. Keloğlana burada beklediğimi gösteren bir el işareti yapacaktım ve ardından çevre civarlarda atın gidebileceği yerleri arayacağım. Pırasayı ise sırtıma alıyordum. Zaten ufak tefek bir şey hem dağa da tırmanmıyorum. Bu beni çok zorlamaz belki? Ulan lütfen uzak bir yerlere gitmiş olmasında bulayım şu atı. Görev C-Rank dedik A-Rank'lık hasar aldık anasını satıyım.
Resim

Kütüphane
Lejant

Ryōshi Kyōkai
Ishigakure tarihi baştan yazacak..

Künye
İsim: Kurochi Hirashimatsu
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 1 - Çulsuz/1
Kullanılabilir GP: 38

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 3
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 10
Zeka: 3


Ninjutsu
Shunshin - D-Rank
Karasu Bunshin no Jutsu - C-Rank
Sanzengarasu - C-Rank
Raiton: Kangehika - C-Rank
Raiton: Raikyuu - C-Rank
Zetsushi Nensan - C-Rank
Raiton: Raigami no Jutsu - B-Rank
Raiton no Yoroi - A-Rank

Beceriler
İz Sürme x1
Liderlik x8
İkna x3
Chakra Kontrolü x3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-1x Tantou
-Forest (Özel Kıyafet)
-Yılbaşı Çekilişinden Kazanılan Kolye
Ryōshi Kyōkai - Kostüm/Maske
Kullanıcı avatarı
Kurochi Hirashimatsu
 
Mesajlar: 79
Kayıt: 22 Ara 2015, 17:42
Konum: Ishigakure

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 10 Oca 2016, 07:32

Hinata: Omuzların zonkluyor. Biri daha az, biri daha çok. Ama acımasını bırak, kolun kopmuş olsa bile yaşadığın hayal kırıklığı ve sinirin önüne geçemeyecek gibi hissediyorsun. Çıkmaktasın yokuşu, bu sefer ayaklarında çakra toplamadan. Belki bu yolu az biraz çıkmaya niyetlendiğinden artık tanıdığın için, belki de artık umursamadığın için. Umursamıyor oluşun daha baskın tabi, aklında sürekli o lanet vakit dönmeye başladığına göre.

Babanı gözlerinin önünde katlettikleri o an.
Soğuk zemine ve annenin mezarına bulaşan kanlar.
Shinobilik gururunu sonuna kadar yaşamış olan o adamdan dökülen son sözler...

Ya Hirashimatsu da fatal bir bölgeden vurulmuş olsaydı? Ya gözlerinin önünde arkasından vurularak can verseydi? Son sözleri, sana kel diye hitap edip durduğu için özür dileyişi mi olacaktı?

"İyi bir shinobi ol..."

İyi bir shinobi olabildin mi sen peki? İnsanlar en basit hırslarından birbirlerini arkadan vuracak raddeye gelebiliyorken iyi bir shinobi olmanın veya olmaya çalışmanın anlamı nedir?
Beynine doluştukça taşmaya çalışan bu düşünceler zaman ve his kavramını yok ediyor adeta. Omzunun acısını hissetmeden hırsla tırmanırken dağın açısı gittikçe artıyor. Nasıl tırmanıyorsun, sen de pek emin değilsin ama olsun: Bir shinobi için dağ tırmanışı ne kadar zor olabilirdi ki zaten? Güneş artık tam tepende çingenelik yapmıyorken, sen dağın en tepesine ulaşıyorsun. Açıklık, genişçe bir alan burası. İki üç ağaç var ötede, aralarında da mini minnacık bir ev.

"...Beni gururlandır."

Evin önünde de bu gururun kaynağını görüyorsun. Belki babanı gururlandıracak kadar çok ahım şahım bir sahne değil senin düşündüğün kadar ama, günün bütün stresini ve tırmanırken çektiğin bütün acıyı atmanı sağlayan bir gurur yaratıyor sende. Evin minnacıklığına uygun minnacıklıkta teyze duruyor avluda bir sandalyede. Yanında da bir eşek. Etrafta gezinen bir kaç tavuk da var. Evin solunda ise ufak bir bahçe. Belli ki kendi kendine yetmeyi başarıyor teyze burada.

Yaşlı Teyze
Resim

Seni gördüğü gibi fırlayıp koşmaya başlıyor sana. Ufacık boyuna ve ölmeyi unuttuğu yaşına yakıştıramıyorsun bir an bu hızı. "Nerde kaldın oğlum sen!" diye sitem ediyor sana ilk. Sana iyice yaklaşıp kıyafetindeki kan lekelerini de görünce "Hiii! N'oldu sana böyle?!" diye cıyaklıyor. Sen daha onu engelleyemeden. anca yetişebildiği bacağından tutuyor seni, çekiştire çekiştire götürüyor seni geldiği yere. "Naptın sen omuzlarına oğlum böyle?!" diye soruyor sana. Öyle bir ses tonu var ki sanki vurulduğun için sen suçlu hissedeceksin. Eşeğine bağladığı torbalardan birini karıştırıp ufak bir kutu çıkarıyor. "Gel şöyle!" diyip, gene sen engelleyemeden zorla oturtuyor seni yere. Daichinin kıyafetinde açtığı delikleri biraz daha genişletip, kutuyu açarak içindeki merhemi sürmeye başlıyor sana. İğrenç bir koku yayılıyor kutudan, ama takmıyorsun. Zira merhem yayıldıkça hissetmeye başladığın rahatlama müthiş.

Hirashimatsu: Size büyük gondik atmış olsa da burada bir başına bırakmaya kıyamıyorsun Daichi'yi. Hinata'yla gitme fikrini silerek burada kalıyorsun onunla. Ama aklın da bir yandan atta. O yüzden sırtlamaya çalışıyorsun Daichi'yi. Ulan!... Ufak tefek, bücür bir şey ama, feci ağır. Ya da sana öyle geliyor. Anlıyorsun ki bileğindeki acı yürümeyi veya tırmanmayı kaldırır ancak üstüne bir insan ağırlığının daha binmesini kaldıramaz. Yine de kah çocuğu sürükleyerek, kah azcık sırtlanarak geziniyorsun etrafta, atı arıyorsun.

Buraya gelirken seçtiğiniz yolda geri ilerlerken buluyorsun kendini. Aklında, gelirken gördüğün bir kaç koruluk var. Daichi'yi sırtlamamış durumdayken acın sabit, ne artıyor, ne azalıyor. O yüzden bu yolda ilerlerken artık daha çok sürüklemeye başlıyorsun çocuğu, poposunun sürtünmeyle yanmayacağını umarak. Ne kadar gittin pek emin olamıyorsun ama güneş artık tepende değil. Eh en azından yanmıyorsun. Korulukları görebileceğin bir noktada ise, artık sürüklemeye de dayanamayacağını fark ediyorsun. Pek net seçemediğin için görüntüye güvenemesen de, atın delice koşup dünyanın etrafında bir kaç tur atmayacağını bildiğin için muhtemelen buraya geldiğinde yorulup duracağını, otluk alan olduğu için de koruluklarda takılmayı tercih edeceğini düşünüyorsun.

Çevre şartları olayların yaşandığı yamaç ile hemen hemen aynı. Daichi'nin bedeni ile ne yapacağına, koruluklara gidip gitmeyeceğine karar vermen gerekli.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Tobio Hinata tarih 10 Oca 2016, 13:15

Bedenimin mi uç noktasındayım yoksa zihnimin mi emin değilim. Aklımda dolan düşüncelerin, hissettiğim halde umursamadığım acıların ve amansız bir tırmanışın ortasındaymış gibi hissediyorum kendimi, neden şimdi? Neden bu düşünce selinin ortasındayım, neden zoru deneyip ayağımda chakra toplamadan safi bedensel bir işleyiş ile bu dağı tırmanıyorum? Neden tüm bu detayların beni ilgilendirmediğini, neden en ufak tökezlemede bu yükseklikten düşüp öleceğimi siklemiyorum? Bilmiyorum... Cevap arıyorum, bulamıyorum. Kafamı yukarı kaldırdığımda gördüğüm görüntü dağın ilerisi değilken küçük bir çocuk görüyorum, birde mezarlık ve yerde kan içinde yatan bir ceset, çocuğun gözlerinden akan yaşın önünde yatan cesedin kanıyla karıştığını, zamanın bulanıklaştığını... O lanet zamandaki kendimi izliyorum. Babasının ağzından çıkan o son sözleri ağlayışla dinleyen, o sözlerin bitmemesini babasının hiç susmamasını isteyen o çocuğu görüyorum... BU KADAR YETER! Zihnimin en derinlikerinde yankılanan bu haykırışım yerini bulmuş oluyor ki, bir bulut gibi dağılıyor anılarım ve tekrardan dağın zirvesini görüyorum, bu kadar yeter. Daha fazla dayanamam, bu acıya daha fazla dayanamam, bu kadar yeter...

Siktiğimin beyni yada kalbi; herneyse işte az önce gördüğüm görüntünün ardında yatan sebep az önce aynı olayı neredeyse yaşayacak olmamdan kaynaklı olsa gerek. Daichi'nin ateşlediği ve sadece bizi yaralamayıp kalbimdeki uç noktalara gömmeye çalıştığım anılarımın fitilini de yakan ateşten kurşunlar ya Hirasi'nin ölümüne sebep olsa ve yine gözlerimin önünde, geç fark ettiğim için bir insanın ölmesine şahitlik yapsaydım, üstelik aynı şekilde, yine arkadan, haince... O zaman ne olurdu bana? Yaralarla sarılmış olan bu kalp daha fazlasını kaldırır mıydı? Zincirlerle kaplayıp kapılı bir kapının ardında kilitlediğim o kötü, karanlık düşünceleri daha fazla tutabilir miydim? İntikamla yanıp tutuşan o kuduz köpeği birilerini ısırmadan dizginleyebilir miydim? Bilmiyorum, gerçekten bu amına koduğumun sorularının nasıl bir cevapla tatmin olacağını bilmiyorum, beynimi bir fare gibi kemiren bu amına koduğumun sorularından gerçekten nefret ediyorum, rahat bırakın lan beni!

"AAAHHHHHH!"

Ve sonrasını hatırlamıyorum. En son hatırladığım bu bağırış ve sonra beynimin koca bir uykuya dalıp kontrolü kalbime bırakması... ve şimdi buradayım. Dağın yamacına ulaşmış, sık sık nefes alarak yaşadığım o şeylerden ötürü yorulan kalbimi soluklandırıyorum. Babamın bana beni gururlandır derken, bu tarz şeyleri kast ettiğini anladığımda ise ufak bir tebessüm beliriyor yüzümde. Belki bu babamı gururlandıracağım en ufak şey ama artık shinobilik yaşantım boyunca ne yapacağımı, babamın ölmeden önce benden ne istediğini artık tam olarak kavrayabiliyorum... Çünkü babamı gururlandıracak bir shinobi olmanın nasıl bir duygu olduğunu şuan tattım, ilk kez. İki üç ağacın arasına yapılmış küçük bir ev ve onun önündeki avluda oturan ve bu gurur kaynağımın sebebi olan küçük ton ton teyze, bu saate kadar beklettiğimiz ve görmeye can attığım, özür dilemek istediğim ton ton teyzem, merhaba... Koşuşturmaya başladı üzerime doğru. Yaşlılığına yakışmayan bu hız, bu koşuş saatlerdir gözü beni bekliyor olmasından kaynaklı olsa gerek. Eminim ki tek bir dakika bile gözünü o yamaçtan ayırmadan bu anı bekliyordu. Ah be teyzem...

"Te..."

Sözlerime başlayamadan, ağzından çıkan o azarla irkildim aniden. Dibime kadar gelmiş ve nerede kaldım diye bana kızmıştı, hakkıydı. Kız, döv hıncını al teyzem, hak ettik. Ama bana biraz daha yaklaştığında ve o yaşlanmış gözlerinin ardından beni daha yakından gördüğünde yüzündeki ifade değişip, muhtemeli kuvvetle üzerimdeki kanları fark etti ve ne olduğunu merak edip birde bu şekilde çıkıştı. Daha ben tepki veremeden aniden bacağımın ulaşabildiği kısmından tutup çekiştirmeye başladı, zorluk çektirmemek için beni götürmesine izin verirken geldiği yere götürdü beni. Öyle bir ses tonu var ki etkilenmeden edemiyordum ve her konuştuğunda içten içe bir ton küfür saydırıyordum rulo saçlıya. Teyzem bana başından beri hiç fırsat vermeden konuşuyor ve bir şeyler yapıyordu. Eşeğine astığı torbalardan birinden aldığı merhem tarzı bir şeyi beni zorla oturtup omzuma sürmeye başladığında vücuduma yayılan o rahatlıkla bugün kaçıncı kez irkildiğimi bilmeden derin bir oh çektim, kötü kokan bu merhem ne ise aşırı işe yarıyordu.

"Teyzem... yapma. Senin istediğin bu ufak isteği bu genç vücut ile gerçekleştiremezken doğru düzgün, bunu yaparak beni yerin dibine daha fazla sokma. İzin ver seni hemen sırtımda aşağı indireyim ve en azından düğün bitmeden düğüne yetiştireyim, yoksa yemin billah bu kalp bu vicdan azabını kaldıramaz, sen bizlerden yardım istedin, bırak omuzlarımı bir daha kullanamayacak olayım ama shinobi olurken verdiğimiz sözleri geçte olsa yerine getirelim, hele ki benim sözlerimin daha farklı bir anlamı ile ağırlı varsa bırak bunu yapayım. Omzumu dert etme, bu omuz ne badireler atlattı bir bilsen sen, ah ah."

Hadi be teyzem, itiraz etmede indireyim seni aşağıya. Bitsin bu vicdan azabı sen git düğününde eğlen bende bu günün sonunda derin bir oh çekeyim, olmaz mı? Bence en okkalasından bir tokat yiyeceğiz gibi ama neysem, bizim moruktan (Taijutsu ustasını bahsediyor) yediğim dayakları göz önüne aldığımda teyzemin atacağı tokatın olduğu yerde gül biter, gül diğer yanağımı çevirim vallahi billahi.
Resim
Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.

Künye
İsim: Tobio Hinata
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Katon
Seviye: C-rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:4 - Orta-Düşük Gelirli/4
Kullanılabilir GP: 45

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 7
Potansiyel: 3
Varlık: 2
Zeka: 2

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
-

Taijutsu
  • Juudaichi Stili, D Rank
  • Juudaichi Stili, C Rank
  • Juudaichi Stili, B Rank
  • Juudaichi Stili, A Rank

Genjutsu
-

Beceri Listesi
Gözlem x3
Juudachi x2

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kullanıcı avatarı
Tobio Hinata
 
Mesajlar: 70
Kayıt: 26 Ara 2015, 10:50

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen Kurochi Hirashimatsu tarih 10 Oca 2016, 15:50

Neden bunu yapmak zorundayım ki? Beni öldürmeye çalışan kişiyi zar zorda olsa tehlikeye atmamaya çalışıyorum. Neyin sorumluluğu bu? Taa en başında da dediği gibi Rulo saçlının, beni kim kaptan seçti ki? Kim kaptan seçti de şuan bir arkadaştan ziyade grubumun bir üyesine yardım ediyorum? Bedenini orada bırakıp rahat rahat atı aramaya koyulabilirdim oysaki. Sebebini bana sorduklarında da bize saldırdığını ve kendi canımızı koruduğumuzu söyleyerek kendimi ve Keloğlanı olayın arasından sıyırabilirdim. Ah be Hirashimatsu, neden bu kadar vefalısın? İçinde nasıl bir potansiyel var ki? Neden durduk yere her zaman çevrendekileri korumak istiyorsun? Kendi kendime bu soruları soruyordum Rulo Saçlıyı sürüklerken. Kendimi geldiğimiz yolda giderken buldum birden bire. Gelirken fark ettiğim koruluklar vardı. Oralara gitmiş olabilir at. Sonuçta tam gaz koşarak köye kadar gitmiş olamaz değil mi? Geldiğimiz yol çokta kısa değil sonuçta.

Korulukları net olmasa da şöyle bir görebileceğim bir yere geldim. Geldiğim mesafeyi çok net kestiremesem de Güneşin kavurucu sıcağı başıma etki etmiyor artık. Bu noktada artık Pırasa Saçlıyı daha fazla götüremeyeceğimin sinyalini veriyordu ayak bileğim. Burası yolun tam üstü, biraz tehlikeli. Etrafıma şöyle bir bakındım. Pırasa Saçlıyı kolay kolay seçemeyecekleri bir noktaya bırakmayı tercih ediyordum burada. Bırakırken de kendisine küfür edemeden duramıyordum. Pırasa Saçlıyı bıraktıktan sonra ayak bileğimi şöyle ufak ufak hareket ettirecektim. Biraz alışmak için. Eğer tahmin ettiğim gibi At bu koruluklara gelip dinlenmeye başladıysa Keloğlan ile Teyze aşağı inmeden dağın eteklerine gidebilirdik. Hem Pırasa Saçlı'yı taşımak zorunda kalmazdım, hemde hızlıca geri dönebilirdim.

Otluk alanlara yavaş yavaş giriyordum. Gözüm en ufak bir detayı bile kaçırmamalıydı. Atın yerde bıraktığı toynak izi bile benim için büyük bir gelişme olacaktı. Çalılıkların arasında dolanıyordum. Etrafta herhangi bir iz var mı diye bakınıyordum. Hatta havada atın tezek kokusunu bile arıyordum burnumu çekerek. Keloğlan şuan dağa tırmanıyor belkide varmıştır bile hedefine. Benimde elimi çabuk tutmam gerek. Sonuçta bu atı sağ salim geri götürmekte görevin bir parçası. Emanete saygı duyalım..
Resim

Kütüphane
Lejant

Ryōshi Kyōkai
Ishigakure tarihi baştan yazacak..

Künye
İsim: Kurochi Hirashimatsu
Yaş: 17
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü: 1 - Çulsuz/1
Kullanılabilir GP: 38

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 3
Kondisyon: 5
Potansiyel: 6
Varlık: 10
Zeka: 3


Ninjutsu
Shunshin - D-Rank
Karasu Bunshin no Jutsu - C-Rank
Sanzengarasu - C-Rank
Raiton: Kangehika - C-Rank
Raiton: Raikyuu - C-Rank
Zetsushi Nensan - C-Rank
Raiton: Raigami no Jutsu - B-Rank
Raiton no Yoroi - A-Rank

Beceriler
İz Sürme x1
Liderlik x8
İkna x3
Chakra Kontrolü x3

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-1x Tantou
-Forest (Özel Kıyafet)
-Yılbaşı Çekilişinden Kazanılan Kolye
Ryōshi Kyōkai - Kostüm/Maske
Kullanıcı avatarı
Kurochi Hirashimatsu
 
Mesajlar: 79
Kayıt: 22 Ara 2015, 17:42
Konum: Ishigakure

Re: [Ishi] Dik Kayalıklar

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 12 Oca 2016, 21:07

Hinata: "Yavrum ne acelen var..." diyor teyze, seni dinlemeden hala omzunla ilgilenmeye devam ederken. Koku hala burun direğinle yakın savaş içerisinde olsa da, yaralarının tamamen kapandığını görüyorsun. "Daha üç gün var düğüne, ne bu telaşın?" diyip bitiriyor ilk yardımımsı şeyini ve senin kafanın içinde arsızca son sözleri yankılanmaya başlıyor kadının. "Üç gün. Üç gün... ÜÇ GÜN!" Hatırlıyorsun ki, düğün için belirli bir tarih verilmemişti size. Sadece, gidin teyzeyi alın gelin demişlerdi. Tek başına inemiyor, bir el atıverin demişlerdi. O teyze inecek demişlerdi.

"Ay mancınıktan fırlamış gibi bir oraya hop bir buraya zıp zıplıyonuz tabi başına gelmedik kalmaz omzunun da bacağının da." diyip bir tane onigiri tıkıyor ağzına. Gene eşeğe bağlı torbalardan birinden çıkardı, sade ama lezzetli. "Şunu ye hele bir, dinlen azcık. Sonra inmeye başlarız." diyor. Nitekim de öyle yapıyorsun: Onigiriyi güzelce midene indirip dinleniyor, teyzeyi sırtladığın gibi geri inmeye başlıyorsunuz.

Kapalı konu
Eşeğe çok takılmana gerek yok. Bir sıkıntı çıkarmadan sizi takip ettiğini bil yeter.

Hirashimatsu: Ruloyu kenara köşeye bırakıp dalıyorsun koruluk bölgeye. Buranın zemini nemli bir toprağa sahip. Adım attıkça ayakkabının tabanına yapışan topraklar yığılma yapıyor. Ağaçların yarattığı doğal gölge sayesinde yola göre daha serin bir yer burası. İşine yarayabilecek her detaya dikkat ederek ilerlerken, yerde toynak izlerini görüyorsun bir süre sonra. Büyük bir heyecanla takip etmeye başladığın bu izler seni gerçekten de ata götürüyor. Kendine bir yer bulup otlanan at ile aranda 5 metre mesafe var ve seni fark etmiş değil.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron