Kadın, Ori'nin beklediğinin aksine elinde tuttuğu beyaz maskeyi ve pelerini genç kıza uzatmıştı. Ori, bunları Nori'nin giyeceğini düşünmüştü en başından beri ve kadının birden elindekileri kendisine uzatması karşısında afallamıştı ister istemez. Birkaç saniyelik duraksamanın ardından eline aldı kendisine uzatılanları.
Anladığı kadarıyla gecesi mekanda bulunan diğer insanlar kadar rahat geçmeyecekti. Herkes bir yerlerini yayıp ritüeli izlerken onu fabrikanın korunmasından sorumlu tutmuşlardı. Bir süre düşünmesine ve içinde bulunduğu durumu değerlendirmesine sebebiyet verdi bu durum. Etrafta maske takan onlarca insan vardı. Tehlikenin ne zaman, nereden yaklaşacağını bilemezdi. Eğer ritüelin gerçekleşmesini istemeyen birileri varsa, nasıl olsa kimse birbirini tanıyamadığından dolayı kalabalığın arasına bir şekilde karışmış olabilirdi. Öte yandan fabrika büyük bir alan üzerine kuruluydu ve tek başına her bir noktayı gözetleyebilme şansı olduğunu düşünmüyordu. Belki Haru üzerine düşen görevi yerine getirmiş olsaydı Nori ile birlikte bu işin altından başarıyla kalkabileceğini söyleyebilirdi ancak şimdi, kendisine bu görev için yeterince güvendiğinden bahsedemezdi. Az çok güvenebileceği tek şey yarım yamalak almış olduğu sensörlük eğitimiydi ki hala bu konuda da diğer her şeyde olduğu gibi kayda değer bir yol katettiğini söyleyemezdi. Bu yüzden sırtını buna da tam anlamıyla yaslamaması gerektiğinin bilincindeydi.
Giyindikten sonra yeniden ritüelin gerçekleşmesini bekleyen insanların arasına karıştı. Dikkatini çeken ilk şey insanların birbirlerine gereğinden fazla kibar davranıyor olmasıydı. Önce bunu bir şehirde yaşıyor olmalarına bağladı ancak bir süre sonra kendisi bile mantıklı bulmadı ortaya attığı bu düşünceyi. Sonra da içinde bulunduğu bu kitleyi şehrin ileri gelenlerinin oluşturduğunu akıl etti. Bu bir önceki ihtimale göre ayakları yere daha sert basan bir teoriydi.
İnsanların arasında çok fazla dikkat çekmemeye çalışırken bir o yana bir bu yana yürümeye devam etti. Etrafı gözlemlemeye çalışıyordu. Pencelerin bir çoğu sıkı bir şekilde kapatılmıştı dışarıdan gelecek olan tehlikelere karşı. Tek bir tanesi hariç. Ritüelin gerçekleşeceği platformun hemen sol tarafında çevresi beyaza boyanmış bir pencere mevcuttu. Pencere, içinden bir insan geçemeyecek boyuttaydı. Belki de bu yüzden diğerleri gibi umursanmamış bir pencere olabilme ihtimali vardı. Ama aklına ilk gelen düşünce bu pencerenin ritüel sırasında kullanılabilecek olmasıydı ki en büyük olasılığın da bu olduğunu onaylamıştı bir süre sonra.
Kalabalığın arasında nöbetine devam ederken bir kulağıyla da etraftaki insanları dinlemeye odaklanacaktı. Belki biraz da Nori sahneye çıktığında onu izlerdi. Başına nelerin geleceğini, kanının nasıl alınacağını her şeyden daha çok merak ediyordu şu anda. İçinden kötü şeyler geçmiyor değildi ancak köyüne güvenmesi gerektiğinin de bilincindeydi. Bu yüzden Nori'ye ne olursa olsun köy yönetiminin de kendisini tembihlediği gibi ritüele engel olmayacaktı.