gönderen Tobio Hinata tarih 05 Oca 2016, 06:31
Derin bir nefes sonrası tüm söyleyeceklerimi tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum şuan. Konuşmak bazen dövüşmekten bile zor geliyorken, özellikle ağzımdan çıkacak bu bir çift sözü ciddiye alan veye dinleyeni çok az bulurken, şuan sözlerimin yerlerine genellikle ulaşıyor olması beni mutlu ediyor. Genellikle dememin sebebi ise az önce adını öğrendiğim Hirashimatsu ve rulo saçlı kardeşimin beni can kulağı ile dinlemelerine rağmen sözlerimi ne kadar ciddiye alıp almadıklarının bir muamma olması. Ah ah, şu zamana kadar ne varlığım belli oldu ne yokluğum; vakti zamanında genin iken takımımla çok iyi işler yaparken bile ve çoğu fiziksel zorlamada baş rolü benim üstlenmiş olmama rağmen genelde insanlar diğer iki takım arkadaşımla başımızdaki elamana odaklanıyordu. Bu zoruma gitmiyordu ama hoşumada gitmiyordu, yani insanların arasında aslında bir gölge olacak kadar beceriksiz olduğumu o zamanlar dahi biliyordum, kader işte.
Şuan durduğum yerde biraz soluklanırken aniden koşuşturmaya başlayan Hirashimatsu'nun söylediklerini şöyle bir tartıyordum kafamda. Vücuduma sarıldığında veya dengemi toparlarken ki harcadığım efor sırasında benim bir Taijutsu kullanıcısı olduğumu anlamıştı. Birde hangi stilde ustalaşmaya çalıştığımı öğrenmek istediğini daha doğrusu merak ettiğini söylemişti ki, beni birazda düşündüren nokta buydu. Fiziksel durumum bizim Taijutsu ustasına göre Judaichi adlı stile en uygunuydu. Güçlü vücudumu doğru kullanmamı sağlayacak stil, onlarca stil arasından bu basit stili neden seçtiğini hâlâ tam olarak anlamış değilim, yani basit gibi duruyor. Bu stili öğrendikten sonra fiziksel durumum değişmedi elbet ama ilginç bir şekilde düşmanda bıraktığım hasar arttı, hoş daha hiç denemedim yani Taijutsu ustamın söylediğine göre öyle olmalı. Neyse, bu kadar kafa yorduğumuz yeter yola koyulalım, birde yeter bu kadar avans Hirashimatsu'ya. Herif o ne bokum jutsu idi unuttum da onu yapmadığı zaman kamplumbağa kadar yavaş la, neyse ilk ben ulaşacağım gibi zirveye.
Anasını avradını yedi ceddanı sikiyim! (Hinata tam hareketlenecek iken yanından geçen kurşun misali, arkasından gelen saldırı ile irkildi.) O neydi lan öyle? Nereden geldi o? (Düşünmeye ve pozisyon almaya fırsat alamadan ikincisi geldi ve Hinata'nın omzunu sıyırdı.) Ahh! Canım yandı amın evladı. Kim yapıyor lan onu? Siktir sıyırdı galiba, kesikten çok yanık gibi yakıyor lan! Birde hafiften ateş aldı gibi üstüm ama neyse ki tutuşmadı. (Ve bir üçüncüsü diğerinin peşinden gelerek bu sefer Hirashimatsu'nun bileğine saplandı.) O bağırış neydi lan? Hassiktir Hirashimatsu'ya da sıkmışlar. Lan tamda bileğine girmiş, yuvarlanıyor lan tutabilir miyim ki? Yok lan siksen tutamam düştü bile. Tamda rulo saçlı ve atın arasına düştü. Bir dakika, rulo saçlı derken onda hasar yok gibi ve nedense elini tabanca kimi yapıp bize taraf tutuyor; yüzü ise hiddet dolu. Yok canım o yapamaz kesin şu ağaçların birinde sünnen bir oruspu çocuğu yapmıştır. (Etrafına şöyle bir baktı.) Gerçi kimseciklerde yok ortalıkta. Kafam karışık lan resmen şuan! Gerçi hep karışık ama şuan kafam sikiliyor. Eğer bunu rulo saçlı yaptıysa bunu görevin ortasında, biz arkamızı ona dönmüşken neden yaptı? Erkekliğe sığar mı lan arkasını dönmüş bir adama sıkmak? Birde takım arkadaşlarıyız. Zavallı bir teyzeye yardım için geldim nasıl bir durumun içine düştüm anlamayı geç kavrayamıyorum bile. (Hirashimatsu'ya taraf baktı şöyle) Bileği bayağı kötü. Teyzeyi aşağı indirme işinden çıktı bu. Rulo saçlı psikopat bir oruspu çocuğu, bunu kim Shinobi yaptıysa onunda anasını sikiyim. Lan bu ne demek? Hadi psikopatsın yeşilliye sıktın benden ne istedin? Lan adam sana bir pırasa saçlı dedi diye bu neyin hırsı? Gelde sikme şunu. Galiba gücümü test etme olayı var ya, zorlu görev falan alacaktım hani, işte gerek kalmadı gibi. Ellerimi bir çıtlatayım gerisi gelir zaten.
Ayağımda biriktirdiğim Chakra'nın yardımı ile aynı hızda aşağı iniyor ve tam karşısında duruyorum bu rulo saçlı elamanın. Yüzündeki o hiddeti görmeyi geçip iliklerime kadar hissettiğim an kaşlarımı çatıp bu sefer tehlike zillerinin onun için çaldığının uyarasını bu vesile ile vermiş olmanın sevincini yaşıyorum bir yandan.
"Hirashi beni duyuyorsan karışma, ikiye bir bana yakışmaz. Zaten taraf falan tuttuğum yok sadece sana sıkmış olsa illeşmezdim aranızdaki meseleye ama olay benide kapsadı. Şahsen sende dalacaksan bu ikiye bir değil üç kişinin birbirine daldığı bir savaşa dönüşür. Kanım ısında sana o yüzden bileğini zorlamadan geç şu gölgeliklerden birine bekle, şunu çabucak halledip teyzemi daha aşağı indireceğim, unutmadım onuda. O sırada yardımına ihtiyacım olacak, gücünü oraya sakla."
Sözlerimin tamamlanmasından saniyelerin bile geçip geçmediğinden emin olmadığım o anda rulo saçlının üzerine doğru, tam göz göze geleceği bir Kunai fırlattım. O üzerine gelen Kunai'nin belkide şuan yaptığı şeylerin şokunu yaşarken aniden bacaklarımı chakra ile güçlendirip kazandığım o az biraz güçle ile birlikte ani bir kalkışla Kunai'nin ardından harekete geçtim. Eğer yapabilirsem amacım Kunai'den sıyrılır sıyrılmaz onu yıllarca biriktirdiğim kin, öfke ve öğrendiklerimle dolu bir yumrukla baş başa bırakmaktı. Nereye gittiği önemli değil, bu benim öğrendiklerimin ve fiziksel gücümün şuanlık zirvesine ulaşmış bir yumruktu, gerisi muamma. Babamı da böyle öldürmüştü ibneler, arkası dönük ve zayıfken, o yüzdendir belkide tüm bu ciddiyetin arkasında yatan sebep, yoksa ufak bir sıyrıktan kim ölmüş? Bakalım ne olacak, hayırlısı.

Belki bir aptal, belki bir deliyim; ama her şeyden öte bir manyağım.