Dün nasıl buraya geldim hatırlamıyorum. Tek hatırladığım çikolata yemiştim ve içimde felaket bir enerji baş göstermişti. Sonuç olarak yatağımın yanında yerde yatıyorum ve tek ayağım yatağın üstünde. Gözlerimi kırpıştırıp burnumu yüksek sesle çektim. Elim göbeğimi kaşıyıp ait olduğu yere, çüküme doğru indi ve oraları da kaşımaya başladı. Kafamı kaldırıp donumun içine baktım. Her sağlıklı erkekte olması gerektiği gibi dimdik hazır olda bekliyordu beni. HELAL OLSUN BE!
"Mihaağğğ..." dedim gırtlağımdaki balgamı temizlemeden. Hırıltılı ve az çıktı sesim. Çikolata boğazımda iğrenç bir yoğunluk bırakmıştı ve aynı zamanda boğazımı acıtıyordu. Bacağımı yataktan çekip ayağa kalktım. Gece ne yaptıysam artık, pantolonumu çıkartmışım ama tişörtümü kollarımdan çıkaramadığım için göğüslerime kadar kaldırmışım sadece. Boğazımdaki o iğrenç balgamı yuttuktan sonra biraz öksürdüm. Vücudumda hala bir enerji vardı. Bu yüzden gözlerimi ovuşturmam yetmişti gözlerimin sonuna kadar açılması için ve evet, çüklü elimle ovuşturmuştum. Çük benim göz benim, size ne yani. "MIHAAAAAA!!!" diye her zamanki ses tonum ile konuştum. Ben her konuştuğumda yan odada kalan Akane ablam duvara vuruyor nedense. "SANA DA GÜNAYDIN ABLAAAĞĞ!" diye ona da selam verdikten sonra Miha ile yataklarımızın ortasındaki komidine döndüm. Burada eğer olmazsa ikiz kardeşimin rezil bir köstebek olacağı gözlüğü mutlu mutlu uyuyordu. Aldım ben bunu (evet, çüklü elimle aldım) ve Miha'nın gözüne taktım. Tabi ilk yanlışlıkla sol sapını gözüne soktum canım kardeşimin. "MIHA TUVALETE GİDİYOM BEN 31 ÇEKECEM! SEN DE HAZIRLAN, ISHIGAKURE'NİN BİZE İHTİYACI VAR." dedikten sonra haldır haldır çıktım odadan. Evdeki herkes "Bağırmasana gerizekalı" dese de, ben bağırdığımı düşünmüyorum. Sabah olduğu için sinirliler sadece.
Tuvalette gerekli işleri halletmem, babamdan günlük azarımı yemem, annemin ağzıma ne bulursa tıkması falan derken yarım saate dışarıya attım kendimi.
"GÜNAYDIN ISHIGAKUREEEE! GÜNAYDIN!!!!"
Hoplaya zıplaya yolda yürüyordum. Miha tabi hızlı gelemiyor peşimden. Bu yüzden onun etrafında yuvarlak falan çiziyorum. Hızımı onunkine uydursam çok sıkılırım. Depar atıyorum, sonra Miha'nın yanına dönüyorum falan derken Ishi-chou binasına geldik. "BU GÜN ÇOK GİZLİ BİR GÖREVİMİZ VAR KARDEŞİM!" diye bağırdım binanın önünde. Sonra da sesimi alçaltarak "Prenses kurtaracağız." dedim. Bir anda prenses kurtarmanın ne kadar mükemmel bir şey olduğunu düşündüm ve dayanamayarak bu gizli planı herkese duyurasım geldi. "EVET PRENSES KURTARACAĞIZ!" Bizden önce kurtarırlarsa amlarına korum yalnız. "Yalnız prenses benim olacak bak. Eğer yengene bir sulanma falan olursa-" çok ani bir hareketle pantolonunun üstünden çükünü yakaladım ikiz kardeşimin, "KOPARIRIM!" Sonra da kahkahayı basıp görevlere bakmak için binaya girdim koşarak.