[Kusa] Düğün

[GM - Naruto]

Görevde Bulunan Kişiler: Tachibana Shōtaro, Ougami Hayato, Kemuri Isao
Öngörülen Seviye: C-Rank
Pasiflik Sınırı: 24 saat

Kusagakure'nin soylu Sawaya ailesi en küçük oğullarını evlendirecek! Bu yüzden 1 aydır düğün hazırlıkları oluyor ve hoş bir kır düğünü düzenleniyordu. Kusagakure'deki herkesin dilinde olan bu düğün vakti geldi çattı. Davetliler kendilerini şanslı sayıp en güzel elbiseleri ile düğüne teşrif ettiler. Akrabalar Çimen Ülkesi'nin çeşitli yerlerinden iki gün önce geldiler. Ülkenin dışından bile gelenler var. Düğün tarafında ne olup bittiğini bilmesi için de Tengan Uki adındaki bir chuunine görev verildi çünkü bir sorun çıkacağı düşünülmüyordu ama ne yazık ki çıktı. Bu akşam gerçekleşecek düğün için her şey tamam ama, en önemli kişi ortalıkta yok. Gelin!

Tabi ki sorun olduğunu Uki'den öğrenince hemen size görev veriliyor ve apar topar yola çıkıyorsunuz. Daha düğünün yapıldığı yere ulaşmadan sizi yolda karşılıyor Uki. Durumu öğrenmek için duruyorsunuz yanında. Gözlerindeki kızarıklıklara bakarak kızın daha demin ağladığını görebilirsiniz. "Felaket! Tam bir felakeeeet! Daha dün çok mutluydu hatta çiçekleri kendi yerleştirmiştiii! Nasıl şimdi ortalıkta olmaaaz!" diye ciyaklayınca Uki'nin de bu düğün işine aşırı kaptırmış olduğunu anlayabiliyorsunuz. Tekrar gözleri yaşarmaya başlıyor ve hıçkırarak devam ediyor. "Katai-san her yerde onu arıyor ve konuklar da mızmızlanmaya başladılar. Sawaya'lar bir geline sahip olamadığım için üstüme geldiler ve... VE BEN ÇOK KÖTÜYÜM YAA!" Git gide daha da ağlayarak zar zor tamamladığı cümlesinden sonra en yakınındaki Shōtaro'ya sarılıp kollarında ağlamaya başlıyor. Bu sırada da gelin, akrabalar, pasta, Katai-san gibi kelimeler sayıklıyor boğuk boğuk...

Tengan Uki'nin temsili resmi

Kapalı konu

Pasiflik sürecine dikkat etmenizi rica eder, belirtilmemiş ve diğer oyunculara haber verilmemiş üçüncü pasifliğinizde konudan direkt atılacağınızı belirtirim.

[Tachibana Shōtaro]

"Bir şeyler yiyebilsek bari..." diye esneye esneye yürüyordu Shōtaro. Klan içerisinde kendi aile kolunu temsil etmesi için bu düğüne onu ve ablasını yollamayı planlıyorlardı fakat binbir zeka manevrası yaparak ve ailesine pek konuşma imkanı vermeyerek evden -ve bu kendince gereksiz sorumluluktan- bir şekilde yırtmıştı fakat adalet bu sefer direkt ve çabuk davranmıştı: o düğüne aile temsilcisi olarak olmasa da gidilecekti çünkü Sawayalar'ın gelini ortadan kaybolmuştu. Mecburi bir iyimserlikle aklına düğün ile ilgili gördüğü tek olumlu şey olan lezzetli yemekleri getiriyor ve ayaklarını bir şekilde oraya sürümeyi başarıyordu. Düğün evi görüş alanlarına tam girecekken karşıdan bir silüetin kendilerine doğru koştuğunu gördü. Silüet, yüzü seçilebilecek mesafeye gelmişti: bu, düğünü "gözlemlemekle" görevli Tengan Uki idi. Bir-iki kez beraber ufak tefek görevlere çıktıkları olmuştu, aşırı duygusal olması dışında gayet iyi bir insandı. Shōtaro, ne olduğunu anlayamadan Uki'yi kollarında buldu. Zaten sıcak olan hava, kendisine sarılan biri yüzünden daha da çekilmez olmuştu şu an için, bir de muharebe yeleğinin üzerinin gözyaşlarıyla ıslanması iğrenç bir histi. Tüm sükunetini ve sakinliğini korumaya çalışarak -ve biraz da aniden gelen bir tiksinmeyle- Uki'yi omuzlarından tutarak nazikçe uzaklaştırdı ve "Lütfen sakin olun Uki-san, olayı çözmemiz için ilk planda bu önemli. Lütfen derin derin nefes alın... Daha sonra da düğün evine yürürken bana gelin hanımın kaybolduğunun farkedildiği ana kadarki her şeyi bildiğiniz en ince ayrıntısına kadar anlatın." Çok ama çok uzun bir rapor olacakmış gibi geliyordu ama yapacak bir şey yoktu. Düğünlerden daha az sevdiği bir şey varsa o da kendisine verilen bir görevi başarısızlıkla sonuçlandırmaktı ve bu tür araştırma görevleri için her detay önemli olabilirdi.

[Ougami Hayato]

"Pff, aksiyonu bol bir görev de bulamadık ya."

Hayato, ellerini ensesinde birleştirmiş bir şekilde, ıslık çala çala ilerliyordu. Shōtaro'yu tanıyordu, hayatında en nefret ettiği insanlardan birisiydi. Dİğer çocuğu ise köy de bir kaç kez görmüştü. Onun dışında tanışmışlıkları yoktu çocukla. "Merhaba, ben Hayato. Daha önce tanışmamıştık, görevde birlikte hareket etmemiz gerektiği için tanışmamız gerektiğini düşünüyorum." dedi gülümseyerek. Karşısındaki kişinin konuşmasına fırsat bile vermeden "Şu Shōtaro var ya, tam bir salak. Hiç bulaşma, bırak kendi halinde takılsın." diye gülerek ekledi. Shōtaro'ya laf etmek, en büyük hobilerinden birisiydi. Onun, kendi gücüne değil de, belinde asılı duran katanasına güvenmesi Hayato'yu sinir ediyordu. Saf güç, her şeyden üstündü Hayato'ya göre. Sırf bu sebeple daha önce ninjutsu üstüne çok gitmemişti. Ninjutsu kullanabiliyordu, ne var ki kullanma isteği içinden gelmiyordu bir türlü. Ona göre, taijutsuda ilerlemek yeterliydi. Ninjutsu veya genjutsu o kadar gerekli shinobi dalları değildi. Arkadan Shōtaro'ya laf atmak için kendisini hazırlamışken, koşa koşa gelmekte olan silüet, kendisini durdurmasına neden olmuştu.

Tengan Uki, düğünü kontrol altında tutması için gönderilen chuunin. Tam söze dalacaktı ki, Uki ona fırsat vermeden söze girdi. Kız konuşurken Hayato'nun düşündüğü tek şey kızın ne kadar çekici olduğuydu. Gözlerinde ki kızarıklıklar, kızın güzelliğinden hiçbir şey kaybettirmemiş, üstüne ek olarak hafif seksilik kazandırmıştı. Uki, konuşmasının sonlarına doğru Shōtaro'ya sarılınca Hayato içten içe Shōtaro'ya sinirlenmişti. Niye güzel bir kız ilk seferinde Hayato'ya gelmezdi ki.

Shōtaro konuşmasını bitirip kızı hafifçe kendinden uzaklaştırınca, Hayato bunu fırsat bilip hemen ellerini Uki'nin omuzlarına koyup "Ağlama canım ya. Gel gözyaşlarını sileyim. Şimdi sakince bana her şeyi anlatabilir misin? Yoksa kendine gelmen için biraz vakit verelim mi sana?" diye sordu. Bu yaklaşımı, kızla diyaloğa girip, mümkünse görev sonunda kızla bir yemek yemek için hazırlanmıştı. Lakin görevden sonrasını şimdi değil, görevden sonra düşünmenin mantıklı olacağına karar verip, Uki'nin söyleyeceği şeyleri dinlemek için, Uki'ye dikkat kesildi.

[Kemuri Isao]

Isao birbirine benzediklerini düşündüğü iki adamla bir göreve çıkmıştı. Görev kaçak bir gelinin bulunmasıydı. Sawaya ailesinin gelini. Eh eğer kaçtıysa Kemuri Isao onu haksız bulamazdı. Bu kadar beklenti ve baskı insanı kaçmaya yönlendirebilirdi. Kaçırıldıysa işler biraz daha değişirdi gerçi. Eğer kaçtığı varsayımından ilerlersek mutlaka suç ortakları olmalıydı. Isao sorgulama elemanı olmak istiyordu. Bu onun için iyi bir şans olabilirdi. Daha yüksek rütbeden kişiler tarafından fark edilip yıldızının parlamasını sağlayabilirdi.

O bunları düşünürken yanındaki eleman lafa girmiş kendisini tanıtmış ve diğer adamı yermişti. Hayatoymuş konuşanın adı. Diğer eleman da Shotaro gibi bir şeymiş. Nezaket icabı Isao da kendisini tanıtmalıydı : Kemuri Isao. Kendisini böyle basitçe tanıttıktan hemen sonra karşılarından bir gölge görünmüştü. Gölge kısa süre içinde önce büyümüş ardından renk kazanmış ve en sonunda da netleşmişti. Tengan Uki olmalıydı.

Uki sızlanmaya başlayınca Isao onun bu işe kendini çok kaptırdığını anlamıştı. Shinobiden çok gelinin nedimesine benziyordu. Biraz saçmaladıktan sonra Shotaro isimli herife sarılmıştı. Shotaro kendini kontrol edip görevinin bilinciyle Uki'yi uzaklaştırmış ve bir rapor vermesini talep etmişti. Ardından Hayato isimli eleman araya girmiş ve daha duygusal bir bağ kurmaya çalışmıştı. Isao Şu anlık bir aksiyonda bulunmayı planlamıyordu. O sadece kızın duygularının "farkına varacaktı". hangi duygularının aktif olduğunu düşüncelerinin hangileri tarafından tetiklendiğini öğrenmeye çalışacaktı. Sonuçta gelinin bir suç ortağı olmalıydı ve bunun kim olacağını kim bilebilir ki?

[GM - Naruto]

Shōtaro: Kızı kendinden uzaklaştırıyorsun. O ağlayan tatlı yüzünü görüyorsun bir iki saniyeliğine ama sonra Hayato atlayıp kızı kendine çeviriyor ve ilgilenmeye başlıyor. Bu sırada kafanda sadece iki düşünce var; ilki kızın yüzündeki o sevimli ifade ve ikincisi, sana sarıldığında hissettiğin göğüsleri. Evet, çok az bir süre olmuş olabilir ama kız sana sıkıca sarıldığında yeleğin üstünden gayet de hissetmiştin. Şimdi ise gözlerini kızın tişörtündeki çıkıntılardan ayıramıyorsun. Kızla birlikte olsan, onu tahmin edemeyeceğini biliyorsun ve bu moralini bozuyor ama elinde değil.

Hayato ve Isao: Uki biraz burnunu çekiyor ve Hayato'nun göz yaşlarını silmesine izin veriyor. Sonra da teşekkür edip başlıyor olayı anlatmaya. "Ben bir haftadır buradayım. Geldiğimde her şey alınmış ve yerleştirilmeye başlamıştı. Üstelik Sawayalar bunu gayet düzenli yapıyordu. Ben sadece etrafta dolaşıp bir şeyin ters gitmesi ihtimaline karşı önlemler alıyordum. Gelinin adı Goto Miyako, damatınki de Sawaya Katai. İkisi de şeker gibi insanlar! Biraz gençler tabi ki ama klan için bazı özverilerde bulunmaları gerekiyor." Konuşurken Uki'nin ağlaması diniyor ve yüzü ciddi bir hale geliyor. "Anlayacağınız üzere Miyako-san ile Katai-san görücü usulü evlendiriliyorlar. Fakat şu ana kadar kavga ettiklerini ya da ters düştüklerini görmedim. Katai-san o kadar sevimli bir adam ki, Miyako-san'ın her istediğini yapıyor. Miyako-san'ın gülmediği zamanı da görmedim. Dün çiçekleri birlikte yerleştirdik ve hiç bir sorunu yoktu. Arkadaşı Hisanobu ile içeceklere bakmak için mahzene inmişler sabah. O zamandan beri ikisi de yok. Hisanobu-san da Miyako-san'ın çocukluk arkadaşı o da hazırlıklara yardım ediyordu." Sözlerini bitirdikten sonra elini omzuna götürüp Hayato'nun elini tutuyor ve iki elinin arasına alıp önüne getiriyor. "Miyako-san'ı buluruz değil mi? Düğünün gerçekleşmesini çok istiyorum Katai-san mükemmel biri!" diyor Hayato'nun gözlerinin içine bakarak.


Genel: Isao ve Hayato istediğini yapmakta serbest ancak Shōtaro bu tür hiçbir hamle alamayacak. Kızın vücudunu ve kendi fiziksel durumunu düşünecek. Hayato'nun kızı etkilemek için yaptığı hareketlerden de rahatsız olacak. Bu düşünceleri nedeni ile kızın verdiği raporu da dinleyemeyecek.

[Kemuri Isao]

Uki raporunu sunmaya başlamıştı. Bu işe kendini kaptırdığı hala belli oluyordu ama en azından artık ağlamıyordu. Konuştukça daha da ciddileşiyordu. Tam da görev başındaki bir shinobiye yakışacağı gibi. Görücü usulü bir evlendirme vardı ortada. Bu gelinin bir aşığı olabileceği ve ona kaçabileceği anlamına da gelebilirdi rahatlıkla. Şu aşamada hiç bir şey kesin değildi. Eğer böyle bir durum varsa gelinin ikna edilmesi gerekebilirdi ama tabii bunlardan önce gelini bulmak gerekiyordu. Miyako arkadaşı Hisonobu ile en son içeceklere bakmak için mahzene giderken görülmüştü. Daha sonra ikisi de ortalıktan kaybolmuştu. İşte aranan suç ortağı. Eh insanlar genellikle birilerine güvenme eğilimindedirler. Bu Hisonabu'nun birine kaçma planını anlatmış olabileceğini gösterebilir. Isao'ya da gereken o kişi ya da kişileri bulmaktı. Arkadaşın ailesi ve güvendikleri insanlarla konuşmalar yapması gerekiyordu. Bir de davetlileri unutmamak lazım. Isao'nun ipleri eline alma zamanı geliyordu.

Biraz sorgulama becerisine sahip bir insanım. Bu yüzden Hisonobu-san'ın ailesi ve yakın çevresiyle yani güvenebileceği kişilerle konuşmam gerekecek. Bir şeyler biliyor olabilirler. Aynı zamanda içeceklerin bulunduğu mahzen'in farklı bir çıkışı olması da muhtemel. Uki-san gerekli araştırmayı yapmıştır ama her ihtimale karşı içinizden birisi mahzeni kontrol etse iyi olur. Diğerleri davetlileri incelemeli. Şüpheli davranan herkesin adını alın. Çok stresli veya çok sakin insanlar hedef konumda. Uki-san lütfen bana Hisonobu-san'ın ailesi ve yakın çevresini nerede bulabileceğim hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu arada kendimi tanıtmayı unuttuğum için affedin ama bu kaotik ortam çoğu şeye engel oluyor. Ben Kemuri Isao.

[Ougami Hayato]

"Tabi ki bulacağız Uki-chan, sen hiç dert etme."

Hayato, karşısındaki kıza gülümseyerek söylemişti bunları. İçten içe daha fazla gülüyordu çünkü, bu hareketler görev sonu yemeğine bir adım daha yaklaştırıyordu Hayato'yu. Hayato, Uki'ye kilitlenmişken, Isao'nun söze girmesiyle kendine geldi. Yeni tanıştığı arkadaşı, sözlerini bitirene kadar bekledi. Sonrasında ellerini yavaşça çekerken "Canım bir dakika, hemen geliyorum." diyerek Uki'nin omzunu sıvazladı. Ardından yavaşça Isao'ya doğru ilerledi ve elini Isao'nun omzuna koydu.

"Dostum, biraz sakin olmalısın. Önce içeriye girelim. İki yemek yiyelim, sonrasında sana söz veriyorum bizzat ben inip bakıcam mahzene. Ama sakin ol, kendini akışa bırak. Rahat oooooooool."

Bu sözlerini o kadar rahat bir tavırda söylemişti ki, bir an uykusunun geldiğini bile hissetti. İki silkinmeyle kendisine geldi, lakin aklında ki düşünce bir türlü gitmiyordu. Gelin görücü usulü evlendirilmişti, ve çocukluk arkadaşıyla mahzenlerde iken kaybolmuştu. Ortada oluru çok büyük olan iki ihtimal vardı. Birincisi, Miyako ve Hisanobu gizli bir aşk yaşıyorlardı ve çareyi kaçmakta buldular. İkinci ihtimal ise Hisanobu, Miyako'ya karşı platonik bir aşk besliyordu ve son çareyi Miyako'yu kaçırmakta buldu. Her iki ihtimalde de, Mahzenlerden bir çıkış olmalıydı. Isao, bu durumda mahzenler hakkında haklı çıkıoyrdu, ne var ki, üçüncü bir şahısın olduğundan şüpheliydi Hayato. Her türlü duruma karşılık, yine de üçüncü şahıs aramalarında çok bir sorun göremiyordu.

Yüzünde ki ciddi ifadeyi silerek, tekrar bir gülümseme oturttu suratına. Sonra Uki'nin yanına gidip kolunu kızı saracak şekilde omuz hizasından doladı. "Gel canım, yavaş yavaş düğüne doğru gidelim. Sen de bize hem etrafı, hem de mahzenleri gösterirsin. Isao-san'ın dediği gibi, gerekli olan yerleri gösterirsin, insanları tanıtırsın, biz de işimizi yaparız. Bu sıra da sen de, senin güzel canın ne isterse onu yaparsın tamam mı?" diye sordu gülümseyerek. Uki'nin kendisini terslememesini umarak, son bir atak daha yapmayı düşünse de, bu düşüncesinden son anda vazgeçerek Uki'nin vereceği cevabı beklemeye başladı.

[Tachibana Shōtaro]

"Ougami, bir seferinde de iki dakika rahat dur Ougami!" diye içinden geçirdi Shōtaro. Ougami ile aynı genin takımında yetişmişlerdi ve akademide de sürekli beraberlerdi, ama arkadaştan çok neredeyse her konuda rakiptiler. Nehirde taş sektirme yarışları, koşular, dersler, daha uzağa işeme... bir insanın aklına çocuklar için rekabet sayılabilecek ne gelirse hepsinde sürekli biri, diğerini geçmeye çalışırdı. Bu yüzden birbirlerini iyi tanırlardı, tahminen bu yüzden de aynı genin takımına konmuşlardı. Ougami, Shōtaro'nun kılıç kullanıyor olmasına fiziksel olarak zayıf olduğu için bir eksiklik olarak görür, Shōtaro ise Ougami'nin bu düşüncesine sürekli çelikten bir silahın her zaman için çelikten daha zayıf olan insan bedeninden daha kullanışlı bir silah olacağını, dolayısıyla Ougami'nin tam bir mankafa olduğunu söyleyerek cevap verirdi. Öyle veya böyle, yıllar geçmiş ve geçen yıllar içerisinde iyi bir ikiliye dönüşmüşlerdi, en azından operasyonlarda. Fakat bir şey hiç değişmezdi: Ougami, sinir bozucu derecede ayran gönüllüydü. Nerede bir kız görse her seferinde işi gücü bırakır, o kıza kur yapmaya başlardı. Bir keresinde bir bilgi toplama görevini bu yüzden neredeyse mahvediyordu...

Bu düşünceler içerisindeyken Uki-san'ın söylediklerini yalnızca ses olarak algıladı, anlam yoktu. Sesini sertleştirip yükselterek "YETER AMA!" diye bağırdı. Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Uki-san, lütfen düğün evine doğru yürürken her şeyi tek tek ve sakince anlatın. Her detayı, gelinin ağzından çıkan her cümleyi, lütfen. Ha, bu arada, Isao-Kun; ben Tachibana klanından Tachibana Shōtaro, klanın müstakbel 38. reisi, Oshiroibana'nın 38. müstakbel sahibi, ama kesinlikle bir aptal değil. Eğer bir aptal arıyorsan şu an görev yerine yemek ve karşısındaki kızla ilgilenen, shinobi kodunu bir kez bile okuduğundan şüphe ettiğim, perspektifi köyümüzdeki yeşillikler kadar düz ve tekdüze olan aşırı saygıdeğer Ougami Hayato'ya danışmanı tavsiye ederim, zira kendisi köyün değil belki de tüm Shinobi dünyasının gördüğü en mankafa adamlardan biridir." Daha sonra sert bir hareketle Ougami'ye döndü: "Senden rica ediyorum pek sayın mankafa, görev sonuçlanana kadar uçkuruna ve midene hakim ol, sonra ne yaparsan yap zerre umrumda değil. Senin keyfin yüzünden sicilimde başarısız bir görev notu görmek istemiyorum."

NOT: Steril kısmına detay verirken karakterimin aseksüel olduğunu belirtmiştim (kızlara cinsel dürtü hissetmediğini söyledim yani), haliyle böyle bir durumdan dolayı hareketsiz bırakılmamı mantıksız buluyorum, belirtmek istedim.

[GM - Naruto]

Kapalı konu

Sterilliği aseksüellik ile bağdaştırdığınızı unutmuşum. Özür diliyorum efendim fakat bu bir dezavantaj ve ben burada Uki'nin verdiği raporu duymanızı istemiyorum. Bu yüzden turunuzu maalesef saymayacağım. Aseksüelliğinizi ve ailenizi düşündünüz diyelim. Karışıklık için tekrar özür diliyorum ama kafamdaki kurguyu bozmaya niyetim yok.

Hayato'nun bu sırnaşık hareketlerine oldukça olumlu tepkiler veriyor Uki. Isao'nun konuşmasından sonra Uki ağzını açıyor ama Hayato'nun araya girmesi ile konuşamıyor. Tam bir ortam çocuğu olarak Hayato omuzdan omuza atlıyor ve herkese "rahat" olmasını söylüyor. Daha sonra da ortamdaki kızın omzuna kolunu atıp düğünün olduğu yöne doğru ilerlemeye başlıyor. Uki de o sırada konuşmaya fırsat buluyor ve utana sıkıla "Yalnız... Ben mahzeni kontrol etmedim ki." diyor. "Hasanobu-san'ın ailesi hiç burada değildi. Düğüne geldiklerini de sanmıyorum. Bir sürü ünlü konuk, Miyako-san'ın ailesi ve Sawaya klanı var sadece düğünde."

Shōtaro ve Isao daha önce ulaşıyor diğer ikisinden. Düğün alanına geldiğinizde sağa sola koşuşan Sawaya klanından insanlar görüyorsunuz ve "Shouta Takahashi'nin gelmesine az kaldı ne yapacağız?!" gibi sözler duyuyorsunuz. Ne de olsa çok önemli bir düğün bu. Bunları Hayato duymuyor çünkü Uki'nin omzuna kolunu atmış bir şekilde sonradan giriyor içeri. Girer girmez de üstündeki kıyafetten damat olduğunu anladığınız Sawaya Katai koşuyor Uki'nin yanına. "Bir haber var mı Uki-chan?" diyor. Adamın çok stresli olduğunu sesinden anlayabiliyorsunuz üstelik nefes nefese kalmış. Uki sizi gösteriyor "Bu arkadaşlar bize yardım edecek Katai-san siz merak etmeyin." diyerek. Katai de size bakıyor perişan bir şekilde ve iç çekiyor. "Olumlu bir cevap için her şeyimi verirdim."

Genel: Shōtaro dikkati dağıldığı için raporu dinlemedi. Bu yüzden görücü usulu evlendiklerini, Hisanobu'yu ve mahzeni bilmiyor. Hayato geç kaldığı için Kusa-chou'nun düğüne geleceğini bilmiyor. Isao ise herşeyin farkında.

[Kemuri Isao]

Rahat olması gerekiyormuş Isao'nun. Sanki gelinin yerini biliyormuşçasına rahattı bu adam. Evet, rahat olmak önemlidir ama şu an sırası değil. Şu an öncelik kızı bulmak. Daha sonra ikna edilmesi gerekiyorsa ikna edilip evlendirmek. Isao için gelini bulduktan sonra isterlerse Amegakureyi fethetsinler, önemli olmazdı.

Uki şu geveze heriften fırsat bulduğunda konuşmaya başlamıştı. Mahzeni kontrol etmemişti. Ah çok güzel gerçekten çok güzel! Ulan ya orada fazla alkol alıp kafalarını merdivenlere çarpıp ölmüş 2 kız bulursak? Nerede dikkat? Nerede shinobilik görev bilinci? Hay sokayım sizin yaptığınız işe demişti içinden Isao ama bunu çaktırmadan : Kendinizi nedime olmaya fazla kaptırmışa benziyorsunuz. Lütfen Shinobilik görevinizi unutmayın. Zaten diğer kızın ailesi de yoktu ortalıkta. Sadece saçma sapan önemli konuklar.

Isao ve çok konuşkan olmayan Shotaro diğer ikisinden biraz daha önce alana ulaşmışlardı. Sawaya klanından insanlarlar sağa sola koştururken Kusa-chou'nun ismini zikrediyorlardı. LAN NE DEMEK KUSA-CHOU GELİYOR! GELİNİ BULAMAZSAK BABAYI TUTUYORUZ LAN! Neyse, sakinliğini korumayı başarmıştı Isao. Diğerleri de içeriye girince damada benzeyen bir eleman koşturup gelmişti. Acayip stresli görünüyordu ve iyi bir haber için çoğu şeyi yapabilecek gibiydi. Isao damatla biraz sohbet edecekti ama ondan önce takım arkadaşlarına brifing vermeliydi.Gençler siz bir mahzene bakın. Uki-san siz de dediğim gibi insanları not alın. Ben biraz damat bey ile konuşacağım. Ardından damadın koluna girerek biraz daha sakin bir yere götürerek sohbet edecekti : Biliyorum bu sizin için oldukça zor bir durum olmalı ama işimizi kolaylaştırmak adına onun hakkında bize biraz yardımcı olur musunuz? Buradaki arkadaşları kimler? Sizinle veya ailenizle ilgili bir çekincesi var mıydı? Bunları yaparken Gemmei-mei'nin yolunu kullanarak Damadın o anki duygularına ve düşüncelerini neyin tetiklediğine bakacaktı.