
Bu hikaye Hirashimatsu'nun akademi dönemlerinde Ishigakure için kurduğu ''Cesur On'lu'' adlı ilk örgütünü anlatmaktadır. Arkanıza yaslanın ve liderliği kader edinen bu genç shinobi'nin ilk örgütlenişini okuyun lütfen.
Ishigakure her zamanki gibi sıcak ve aydınlık. Güneş'in Dünya'da ilk aydınlattığı yer biz miyiz acaba? Ne güzel bir lütuf bu? Akademi'nin son yılı olması beni her geçen gün heyecanlandırıyor. Ama içimi rahatsız eden bir husus var. Akademi'yi hiç bir şey yapmadan boş boş geçiremem. Uzun zamandır planladığım bir oluşum fikri var kafamda. Hem diğer dostlarımı da ikna ettim sayılır. Ama geriye sadece iki kişi kaldı. Saizo ile Takashi-sensei. Bu ikisini ikna etmek epey zor olacak. Saizo'nun Ishigakure için yapacağı şeylerin aşırı kısıtlı olması ve Takashi-sensei'nin böyle şeyleri pek takmayacak olması. Ne yapacağımı bilmiyorum açıkçası. Takashi-sensei'yi sona saklayıp bugün Saizo'yu ikna etmeye gideceğim. Karar verildi o halde.
Akademi'ye girişimi yaptığımda sıkıcı derslerin ardından yemek molası vermiştik. Tüm örgütleneceğim arkadaşlarımla bakışıyordum. Hepsi bana güveniyor gibi görünüyordu. Ama Saizo? Lanet olası yine gelmemiş akademiye. Bu gerizekalı nasıl mezun olacak merak ediyorum? Yemek molasında akademiden kaçmayı düşünüyordum. Saizo'yu ikna edemezsem bu senede boş geçecekti çünkü. Tüm sensei'ler derse girdiği sırada arka bahçenin ağaçlarından doğu bölgesine doğru kaçacaktım. Saizo'nun gidebileceği yerler kısıtlıydı. Ya evinde ya da her zamanki gibi Kurobe Vadisinde..
Kurobe vadisine gitmek için rotamı değiştiriyordum. Tahmin ettiğim gibi ağaçlar devriliyordu. Bu yıkıcı zararı ondan başkası veremez. Ağaçların üzerinden yolunu takip ediyordum Saizo'nun. Yine bir şeyler için gaza gelmiş. Tam bir sonraki saldırısını yapacakken eline doğru tekme atmak suretiyle sıçrayacaktım. Elbette bu kadar basit bir hamleyi savuşturacak kadar becerikli birisiydi. Saizo 5 adım geriye sıçradı ve dövüş pozisyonu aldı hemen. Beni pek sevmediği için bunu yapması gayet doğaldı. Kılıcını çektiği anda pis pis gülümsemeye başladı. ''Antrenman partnerim olmaya geldin sanırım?'' demişti. Çok geçmeden cevabımı veriyordum elbette. ''Öylede sayılabilir.''
Şuan Saizo'nun karşısındayım ve onu ikna etmek için ne yapacağımı düşünmeye başlıyordum..