Dikkat çeken,onu farklı kılan bir görünüme sahip değildir.Dağınık siyah saçları,düz suratıyla fazlasıyla normaldir Giin.Bahsedilmesi gereken tek şey muhtemelen uyuduğu zamanlar dışında shinobi üniformasını üstünden çıkarmamasıdır.
Kişilik: Köyüne fazlasıyla bağlı,disiplinli biridir.Shinobiliği sadece ailesi istediği için seçmemiştir.Ataları hakkında ona anlatılanlar,araştırmalarında tanıdığı köyün geçmişindeki kilit insanlar geleceğini çizmesinde büyük rol oynamıştır.Hayalleri,istekleri tamamen köyünü kapsıyor denebilir.Shinobi sistemine yürekten bağlıdır ve bunun bir parçası olmaktan kuşkusuz onur duymaktadır.
Karakterinin görünen yüzünde onu sosyal hayattan uzaklaştıracak şeyler olduğu söylenemez.Gülmesini,eğlenmesini bilir.Disiplinli olsa bile benimsediği değerlere saldırılmadıkça sert bir kişiliği yoktur.Arkadaşınız olmasını isteyeceğiniz örnek bir shinobi..
Kendine sakladığı tarafın abartı yanları yoktur.Dini inancı çevresinde oluşan bir cezalandırma diyelim.Normal bir insanın iyi-kötü kavramında kötülük olarak nitelendirilen her davranış Giin için cezalandırılması gereken bir eylemdir.Her insan için böyle olduğu söylenebilir aslında.Giin'in farklılığı cezalandırıcı noktalarda etik kavramının önemsiz oluşudur.Diğer bir deyişle herhangi bir kötülüğe normal yöntemlerle karşılık veremiyorsa,gerçekten kötü bir kimliğe bürünüp cevap verebilir. ' İyilik,kötülükten beslenir.' Şimdilik dini inançlarını kendine saklamakta,çevresindeki insanlara bunu anlatmamaktadır.
Ishi-chou'nun sağlam bir taraftarıdır.O rütbedeki insandan ziyade,sıfata bağlıdır.Bunu 'Ishi-chou' olmak istiyor olarak yorumlayamayız.Kendinde o donanımı görmemekle birlikte Ginn daha çok yancı bir kişiliğe sahiptir.
Özgeçmiş: Geleneksel,kurallara fazlasıyla bağlı köklü bir aile tarafından büyütülmüştür.Ailesinin çoğu 'saf Ishi kanı' taşımakla böbürlenen boş insanlardan oluşsada geçmişte Ishi'de gerçekten iz bırakmış bireylere sahiptir.Giin'in zihni bu efsanelerle yoğrulmuş,her birini rol model olarak seçmesine neden olmuştur.Köye bağlılık,Ishi'nin karanlığa gömülmüş ihtişamı,shinobi mertebesinin ne kadar onurlu olduğu...
Basit,çalkantılara yer olmayan bir çocukluk geçirmiştir.Akademiden başarıyla mezun olmuş,ardındansa shinobi sıfatının gerekliliğini tam anlamıyla yerine getirmiştir.Görevler,çalışmalar,Ishi tarihi hakkındaki araştırmaları...Kırılma noktasının 18 yaşında başladığı söylenebilir.Kitaplara meraklı biri olmasada tarihi konulara bulaştıkça zamanla dibe batmıştır Giin.Köylerin kuruluşları,shinobiliğin ortaya çıkışı,ilk insanlar ve tanrılar..Resmi tarihten dini inançlara,unutulmuş tapınaklardan tiksinç bakışlar atılan dağılmış kitaplara....Giin elinin ulaşabileceği her tanrıyı didiklemiş,mitleri gerçeklerle karıştıracak kadar kafayı takmıştır bu konuya.Kendi inancı da bu doğrultuda tamamen unutulmuş,çoğu insan tarafından hastalıklı olarak görülecek mitlere kaymıştır.
İnanç sisteminin hayatını etkilediğini söyleyebiliriz.Herşeyden önce ailesi bu konuda sert tutumundan vazgeçmemiştir.Sürekli inandığı tanrının/tanrıların birer hikayeden ibaret olduğunu/olduklarını duyması onu ailesinden itmiştir. 20.yaşını ailesinden kısmen koptuğu dönem olarak söyleyebiliriz.Yine de ailesine sonsuz bir sevgi duymakta ve soyadını gururla taşımaktadır.
Din :
Dünya sayısız dine ev sahipliği yaptı.Sahte tanrılara,çarpık yöntemlere ve kandırılmış milyarlarca varlığa.Klişelerin altında o kadar ezildi ki bir süre sonra korumaya çalıştığı dengesini tamamen kaybetti.Dünya pes etti.Daha çok tanrı uyduruldu,kitaplar yazıldı.Ne yapacağını bilmeyen müritler her jenerasyonda başka birinin peşinde gitti.Çoğunluğu arkasına alan 'gerçek' tanrı sıfatını hakettiği yanılgısı hüküm sürdü.
Dini kitaplar arasında dolaşan mantıklı her insan bazı şeylerin farkına varacaktır.Sabit noktaların,birbirini tekrar eden kırılma anlarının farkedilmemesi imkansız.Hiçliğin arasında başlayan yaşam...Göz kamaştıran güzellikler,nimetler ve kesinlikle onu yok etmeye çalışan bazı çarpık oluşumlar.Değişen tek şey muhtemelen isimler olacaktır.
Farkedilecek diğer şey ise hiçbir dinin yapmadıklarıdır.Hiçbir din herşeyin başladığı o noktadan geriye gitmeye cesaret edememiştir.Hiçbiri en baştaki karanlığı irdelememiş,onu anlamaya çalışmamıştır.Karanlık insanlar için her zaman rahatsız edilmemesi gereken bir olgu olmuştur.Neyi sakladığı bilinmeyen,her zaman çekinilmesi gereken bir bilinmezlik.Karanlığı dost bilen insanlar bile her zaman 'daha' karanlık noktaların varlığını bilerek sırtını ona dönmekte.
Ya karanlıkta klişelerle oluştuysa ? Ya korkulması gereken birşey değilde,gerçekten tüm inancımızla sarılmamız gereken bir kutsallıksa ? Karanlık tüm dünyadaki klişelerle betimlenenden daha fazlasıysa ?
Pharaoh yazıtları.Karanlığı gerçekten kucaklayan betimler.
Tanrılarında korkuları olduğunu düşünen bir din.Karanlığı,tanrıların kendisini saklamak için oluşturduğu bir perde olarak gören bir din.
Dünyada saygıyla yaklaşılması geren tek şeyin,ahlak algımızdaki 'iyi' kategorisi olmadığını savunan bir din.Kötülüğün onurlu amaçlar için kullanılmasını mümkün kılan bir inanç. Dengenin asıl kurtarıcı olduğunu düşünen insanlar.
Tanrılar insanlardan korkmakta.İnsanlar bir hata sonucu meydana gelmiş,yaşamasına göz yumulmuş bir tür.Yaratılmış ve ardından kendi haline bırakılmışlar,dışlanmışlar.Bu durum,insanların farklı tanrılara hizmet etmesini doğru kılabilir.Tehlikeli noktalara gelene dek.
'Karanlık'a tekabül eden kadim tanrılar.İnsanlara ruhu bahşeden 'şeyler'.Yarattılar ve terkettiler.Fakat zamanla insanlar dengeyi o kadar bozdu ki,kötü denen şeyleri ve karanlığı o kadar dışladı ki tanrılar ardına saklandıkları perdeden çıkarak tekrar dengeyi kurmaya çalıştı.
İnsanlara birşeyi hatırlatmaya çalıştı.Evren başlamadan önce,o dipsiz karanlıkta mükemmel bir dengenin var olduğunu anlatmaya çalıştı.Her iyilik,her hikmet için aynı güçte bir kötülüğün yer aldığını gösterdi.İyiliğin baskın güç olmasını ancak iyiliği korumak için karanlık yöntemlerin ve kötülüğün gerekli olduğunu anlatmaya çalıştı.
Karanlık olmadan ışığın anlamsızlığını,imkansızlığını yaydı.
Kötülük olmadan iyiliğin anlamsızlığını yaydı.Kötülüğün,iyiliği korumak için en büyük silah olduğunu anlattı.
İnsanlığı terk edip giden tanrılar amacına ulaşamadı.Dışlanmışlıklarını yenemediler.Kötülüğü,karanlığı temsil eden terkedilmiş 7 tanrı kadar iyiliğe,ışığa hayat veren diğer 7 tanrıda bundan hoşnut değildi.
Bazı yazıtlar Pharaoh tanrılarının bu noktadan sonra hala onlara inanan insanların bedenlerinde dolaştığını iddaa eder.Bazıları kendilerini insan olarak dünyada doğurduklarını ve kendi dinlerine hizmet ettiklerini.Büyük çoğunluğu ise hepsinin yıldızlardan dünyaya inerek iğrendirici formlarıyla insanlara korku aşıladıklarını. İnsanın fiziksel yapısını değilde,tamamen spiritüel noktasından vuracak korku ve kozmik kötülükle dolu formlar. Bu çabalar bazı tanrıları yaşlandırdı.İnsanlar dengeye yanaşmak yerine ya saf kötülüğü savundu ya da saf iyiliği. Karanlığın arkasına çekilmeden önce tanrılar dünyaya bazı izler bıraktı.Hiçbir insanın denk gelmeyeceği tapınaklar,yazıtlar.Kendileriyle bir olmayı sağlayacak rünler; kanlı,hastalıklı ayinler.
Pharaoh tanrıları dengeyi istedi.Kötülüğün iyiliği korumak için en onurlu yöntem olduğunu savundu.Kötülüğün,amaçsız art niyetin en büyük cezalandırıcısı olması gerektiğini öğütledi.
1000-2000 yıl öncesine kadar,insanlar o kadar fazla sahte dini takip etmişti ki bunu anlayamadılar.Kötülüğü,hastalığı yokedilmesi gereken şeyler olarak gördüler.Bu o kadar ileri gitti ki,Pharaoh tanrılarının bile birkaçının yok olmasına neden oldu.
Günümüzde fazla takipçisi kalmadı.Yazıtlar,bu dini anlatan kitaplar iğrenç öğeler olarak görüldü ve yok edildi.Kalanlar ise muhtemelen insanların erişemeyeceği yerlerde,tapınaklarda çürümekte.
Amaç: Ishigakure'nin tarihinde anılmak.Bir shinobi olarak yüksek rütbelere ulaşmaktan ziyade,gerçekten iz bırakacak şeyler başarmak en büyük amacıdır.
Eksiklikler: Takıntılık: İnancındaki farklılığı bilen insanların,buna yapacağı en ufak gönderme bile Giin'i 'gerçekten' kötü bir forma sokabilir.İnancını kötüleyen,aşağılayan cümlelerdeyse kontrolü tamamen kaybetmektedir.
İzinden gittiği tanrının/tanrıların tamamen unutulmuş olması nedeniyle pek mümkün olmasada,bu konuda keşfedeceği bir bilgi muhtemelen tek önceliği olacaktır.Tanrısı/tanrıları hakkında abartı bir meraka sahiptir.
Takıntılık: İnancındaki farklılığı bilen insanların,buna yapacağı en ufak gönderme bile Giin'i 'gerçekten' kötü bir forma sokabilir.İnancını kötüleyen,aşağılayan cümlelerdeyse kontrolü tamamen kaybetmektedir.
İzinden gittiği tanrının/tanrıların tamamen unutulmuş olması nedeniyle pek mümkün olmasada,bu konuda keşfedeceği bir bilgi muhtemelen tek önceliği olacaktır.Tanrısı/tanrıları hakkında abartı bir meraka sahiptir.
Genjutsu Ryuhoubo Disiplini , D Rank Kuroshiki, D Rank Rishuu, C Rank Jubaku Satsu, B Rank Shibou no Jutsu, B Rank
Takıntılık: İnancındaki farklılığı bilen insanların,buna yapacağı en ufak gönderme bile Giin'i 'gerçekten' kötü bir forma sokabilir.İnancını kötüleyen,aşağılayan cümlelerdeyse kontrolü tamamen kaybetmektedir.
İzinden gittiği tanrının/tanrıların tamamen unutulmuş olması nedeniyle pek mümkün olmasada,bu konuda keşfedeceği bir bilgi muhtemelen tek önceliği olacaktır.Tanrısı/tanrıları hakkında abartı bir meraka sahiptir.
Genjutsu Ryuhoubo Disiplini , D Rank Kuroshiki, D Rank Rishuu, C Rank Jubaku Satsu, B Rank Shibou no Jutsu, B Rank
Takıntılık: İnancındaki farklılığı bilen insanların,buna yapacağı en ufak gönderme bile Giin'i 'gerçekten' kötü bir forma sokabilir.İnancını kötüleyen,aşağılayan cümlelerdeyse kontrolü tamamen kaybetmektedir.
İzinden gittiği tanrının/tanrıların tamamen unutulmuş olması nedeniyle pek mümkün olmasada,bu konuda keşfedeceği bir bilgi muhtemelen tek önceliği olacaktır.Tanrısı/tanrıları hakkında abartı bir meraka sahiptir.
Genjutsu Ryuhoubo Disiplini , D Rank Kuroshiki, D Rank Rishuu, C Rank Jubaku Satsu, B Rank Shibou no Jutsu, B Rank