[Ishi] Veba

Moderatör: Game Master

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 25 Kas 2014, 12:50

Ya aslında ben iyi bir adamım. Hem de çok iyi bir adamım. O kadar iyi adamım ki, emm. Neyse, siktir edin o kısmı. Ama yani, ben iyi biriyim. Bunu bilmeniz yeterli. Elbet bir gün size iyi yönümü göstereceğim. O zaman göreceksiniz benim iyi bir insan olduğumu. Gözlerinizde ki o şaşkın bakışları şimdiden hissedebiliyorum. Hatta içinizden bana duyduğunuz o sevgi, içinizden; yürü be koçum! hissedebiliyorum. Her şey için teşekkürler değil tabii ki de. Çünkü siz bir sik yapmadınız. Sahi siz kimdiniz? Nerenin hırbosusunuz? Hırbo dedim de, aklıma Tatsuya geldi. Amına koyduğum piçi. Kaybolalı bayağı zaman geçmişti. Ne olmuştu, ne bitmişti bilmiyorum. Ama başına kötü şeyler gelmiş ya da gelecek olma ihtimali de büyük bir olasılıktı. O yüzden, ona acıyordum. Onun için endişeleniyordum. Ona ne kadar kıl olsam da, arkadaş olarak görüyordum. Bir insan arkadaşını satar mı ulan? Ben sattım. Evet, üzücü ve de kırıcı. Sinirlenmek doğal. Bunu yaptım çünkü. Dostum dediğim adamı arkamda bıraktım. Hem de bir anlık sinirle. Ufacık bir sinir, beni ondan soğutmuştu ve uzaklaştırmıştı. Aslında pek abartılacak bir şey yapmamıştı. Sadece kirli, boklu götünü açmıştı dağ yolunda. Sonra bir güzel sıçmıştı. Adım attığım yerler, hep onun pis kokulu bokları ile dolmuştu. Ayak tabanım bok içinde kalmıştı. Adımlarımda ki ağırlık da artmıştı, yapışan boklardan dolayı. Zaten yavaş yavaş yürüyordum. Sonra bir baktım ki Tatsuya orospusu yok. O kaybolunca arkasından da sövmüştüm. Ama sövdüğüme pişman değilim. Tek pişmanlığım, onu adam edemememdir. Ha birde, onu kurtarma yolunu seçmememdir. Bu iki şeyden pişmanım. Yani ölebilir çocuk. Ishigakure yönetimin pek olay ile alakası da yok gibi. Hiç siklenmedi çocukcağız. Acaba deli diye mi yapılıyor bunlar Tatsuya'ya? Yoksa köy ondan kurtulmak mı istiyor? Sikerim lan öyle köyü! Madem birinden kurtulmak istiyorsun, niye shinobi yapıyorsun. Ya tamam, biliyorum herif deli, aptal, özürlü ve de yarrakkolik. Ama bu değil ki, işe yaramaz. Eşek oğlu eşek gibi hızlı biriydi Tatsuya. Çok hızlıydı rahmetli. Öhm! Rahmetli dedik, ölmedi lan o. Sikerim kafamı valla. Nasıl konuşuyor yahu. Ağzımdan yel alsın. Ölmemiştir çocuk. O bir deli. Delileri öldürmek güven, özveri ve tecrübe ister. Kısaca göt ister. Saldırıdan ölmese de, açlıktan ölme ihtimali de vardı az buz. Ama taşı bile kemiren biriydi Tatsuya. En kötü kendi sidiğini içer, taş falan yerdi. Taş çorbası yapardı. Bulurdu yani yolunu. Amına koduğumun delisi. Neyse ya. Biraz daha haber çıkmazsa ondan, kendim arayacağım o piçi. Evet, harcattırmayacağım ben Tatsuya'yı. O benim arkadaşım sonuçta. Bu köy için göreve çıktı. Tamam para aldı, bir kazancı oldu. Ama bize destek çıkmak ile mükellefsin sen Daichou bozuntusu. Olası bir savaşta yarrak para alır shinobiler. Sen de bunun bilincindesin zaten. Değil mi atsiki? Sövmeyeceğim abi, sövmeyeceğim. Siktirsin gitsin başımdan. Şu görev bitsin hele bi', Tatsuya'dan haber çıkmazsın nasıl sikiyorum ortalığı görün bakalım. En kötü ben gideceğim. Başka bir ara yol da yok zaten. Neyse artık. Tatsuya haydi koçum, gel sana dango ısmarlamayan orospu çocu.

Şimdi, en son nerede kalmıştık amına koyim? He, hatırladım. Yola bir göz atınca direkt olaylar beynimin içine doluştu. O doluşma hissi çok hoştu. Arada bu tür aksiyonlar yapmak lazım. Güzel oluyor. O değil de, az önce sikko doktor ne öksürdü be. Ulan yemin ediyorum, etraftaki bitkiler hareketlendi. Ağaç gövdeleri falan çatladı. Benim gözler direk yere yöneldi. Adamın ciğerini aramaya koyduldum. Meğerse, ciğerini öksürmemiş. Ben öyle sanmışım. Ama herkesin öyle düşüneceğini sanıyorum. O nasıl öksürük la, amın oğlu? Amk çocu beni veba yapmaya çalışıyor. Seni sikerim liseli. Ben veba olmayacağım. Vücut benim değil mi, olmayacağım da olmayacağım. O kadar ulen! Her neyse, bu kadar safsata yeter. Safsata yeter dedim, ama sikko doktora bir şeyler oluyor gibi. Ulan terliyor, gözleri morarıyor. Ne oluyor lan bu herife? Galiba altına sıçtı. Saklayamaz benden. Kaçmaz ki benden. Hemen anlarım. Ne yapalım, sıçsın. Tabii sıçmamış da olabilir. Orası beni ilgilendirmez. Yürümeye devam edelim. Yol da daralmaya devam ediyor.. Bitkiler artıyor. Bir şeyler oluyor işte. Zaten beni pek alakadar etmiyor bu durum. Sikerim yolu da, bitkileri de. Kafam şu an öyle. Yani pek siklemiyorum olan biteni. Yürümek, devam etmek, görevi bitirmek şu an tek amacım denebilir. O yüzden diğer şeyler ile pek içli dışlı olmamayı istiyorum. Olursam zaman kaybederim. Zaman kaybedersem, zamanımdan çalınmış olunur. Zamanım çalınırsa, ben sinirlenirim. Sinirlenirsem, elimden bir kaza çıkabilir. Kaza olursa, iki taraf için de hoş olmayan durumlar ile karşılaşırız. Bu hoş olmaya durumlar, bir süre beni sıkıntıya sokar. Bir sürü sıkıntı da kalınca, daha çok sinirlenirim. Daha çok sinirlenirsem, alkol alırım. Alkol alırsam, sarhoş olurum. Sarhoş olursam, işte o zaman tüm dünyayı sikerim. Böyle bir olay örgüsü içine sokmayın beni, sokturtmayın. Kafatasınızı sikerim valla. Ona göre yani. Adam olun. Neyse, sakinim şu an. Zaten sinirlenmemiştim. Bu arada o sesler ne? Arkamdan gelen tartışma sesleri.

Ne oluyor amk? Neyi paylaşamıyorsunuz keraneciler? Ene, yol ayrımına gelmişiz. Ne yapsak. Kısa yol var, uzun yol var. Bizim hırbolar da yollar hakkında tartışıyorlar. Biri kısa yol, biri uzun yolu savunuyor. Sikko doktor, uzun yolu istemiyor, kısa yolu istiyor. Hint fakiri ise tam tersi şeyde diretiyor. Ne yapayım? İki yolun ortasından mı yürüyeyim? Ben ninjayım. Ağaçtan ağaca atlarım. Gerisi hiç sikimde bile olmaz birader. Şaka şaka. Görevim gereği bu keraneciler de benimle gelmeli. Elden bir şey gelmez. Öyleyse gelsinler bakalım. Duyduğum kadarıyla, kısa yol sıkıntılıymış. İnsan yiyen böcükler varmış. Değişik bitkiler, insan siken yaratıklar varmış. Devler ve cüceler. Zehirli mantarlar. Alice'in harikalar diyarının kötü kopyası falan. Hepsi kısa taraftaki yoldaymış. Uzun tarafta ise, Alice'in gerçek harikalar diyarı varmış. Öyle duydum valla. Nereden derseniz, yüzlerinden. Tabii hal ve hareketleri, hatta mimiklerini de bu işe dahil edebiliriz. Hattası yok, ettim bile. Her şeyi ile kendilerini ifşa ediyor la bu barzolar. Barzo bunlara yakışmadı. Bunlara barzo demeyeceğim. Bunlara eski lakaplarını takacağım. Sikko doktor ve hint fakiri. Her neyse. Yola karar verme zamanı. Tahmin edeceğiniz gibi, uzun yolu seçeceğim. Kısa yolu seçeyim de, insan yiyen yamyamlar götümü mü siksin amk. Sikerim onları. Ben uzun yoldan gidiyorum. Ama bunu derken bile, kısa yoldan gitmem gerektiğini hissediyorum. Tükürüğümü yuttuğum da, boğazımdan sertçe iniyordu. Eğer uzun yolu tercih edersem, bizim hint fakirinin başına kötü şeyler gelecekti. Daha fazla yolu kaldıramayacak gibiydi. Muhtemelen çok kötü olur, ölümün kıyısına gelirdi. Ne yapsak diye düşünmeyecektim. Düşünmenin sırası değildi. Karar verme sırasıydı. Bunca zaman ikisine de sert davrandım. Vebalılardı, ama suç onlarda değildi. Bu kadar sert olmamam lazımdı. Şimdi hatamı telafi edebilirim. "Öncelikle tartışma bitmiştir! Sessiz olun! Hemen hareket ediyoruz. Kısa olan taraftan gidiyoruz. En önde ben olacağım. Bir şey olursa size koruyacağım." diyecektim vücudum dik, kaşlarım çatık, sert bir ses tonuyla.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Shiranui Kanaye tarih 25 Kas 2014, 16:23

Brrrh, herif giderek kötüleşiyor gibiydi fakat bizim Paytak'ın durumdan pek de haberi yoktu. Ya amınakoyayım, sikeyim eskortluğu valla. Tam medic-nin olacak adammışım. Eyvallah biraderler, güzel maçtı eyvallah sen olmasan yenemezdikler havada uçuşurdu ne güzel. Şimdi ne oluyor, kıçı kırık adamın birinin götünü kolluyorsun. Hoş aslında, ikisi de gram umurumda değil. Ben sadece hızlı bir şekilde görevimi bitirip, bir kahve içmek istiyorum. Ama, ölürlerse, benim için pek de iyi olmaz galiba. Sonuç olarak bizim görevimiz köydeki herkesin başarılı bir şekilde muayene olması değil, doktoru sağ salim Ishi'ye geri götürmek ve bu vebalı emicenin ölmemesini sağlamak, köye gidene kadar yani.

Kouichi'ye gelirsek, bu adamı sevmiştim ya. Yüksek özgüvenli davranışlar sergiliyordu, özgüveni de geçtim artık egoya kayıyor gibiydi ama yine de iyiydi. Onun yerinde başka birisi olsaydı, yüksek ihtimal kılıcımı kınından çıkaramayacak kadar yorgun olurdum ve hepimiz ölürdük. Neyse ki olası bir saldırı durumunda önden onu paslayabileceğim. Ha bu arada, kılıç demişken, şu yeni bebeğime bir el atmak istiyorum. Ama bunu yaparken artistik bir söz söylemeliyim ki, kınından çıktığına değsin değil mi. Hala yanımda olan standart wakizashimden biraz daha uzun özel dizayn edilmiş, mat siyahın üzerine işlenmiş beyaz küçük haç motifleri olan bir şemsiye, içinde de keskinliği de, deliciliği de insanları şiş kebap yapabilecek kadar iyi bir wakizashi. Kesinlikle en üst kalite bir alet, yapanın ellerine sağlık.

Kılıcımı kını olan şemsiye ile birlikte çıkararak baston olarak kullanmayı planlıyorum. Tam bir Fransız beyefendisi edasıyla yürüyeceğim, ehe, ehehe. Ha, baston demişken, ucundaki kapak da çıkıyor. Orada da beş altı santimlik bir diken var, oraya da bir yerlerden bulup zehir sürmeyi planlıyorum. Aslında, doktordan alamaz mıyım ki lan ? Diker de siker de, doktor sonuçta. Vardır belki yanında zehir falan. Görevden sonra muhabbeti kaynatayım da iyice, bir şeyler istemeye yüzüm olsun.

Bu arada, uzun yol kısa yol gibi bir ayrım konusu oluşmuştu fakat sanırsam söz almayacaktım. Nereyi seçerlerse seçsinler, sonu aynı bitecekti. Kouichi kadar olmasa, açıkçası olamasa da kendime güveniyordum. Ayrıca bu adamın önde durma sevdasını da anlayamıyorum, ne önmüş arkadaş, ne önmüş. Kısa yolu seçmişti Kouichi, yalnız bu yol köylü istemediğine göre tehlikeli olabilirdi.Tedbiri elden bırakmayıp, yola girmeden olası bir genjutsu vesaire ihtimaline karşı çakra sezişi hatta şansım varsa ''Kai'' uygulayacaktım. Şayet bir şey çıkmazsa da, yine yola girmeden yol değiştirerek, varsa tepelik bir yere çıkacaktım. Konuşmalarını az da olsa duyabileceğim ve olası bir suikast vesaire durumunda hızlıca müdahale edebileceğim bir yer seçmeye çalışacak ve burada gizlenecektim. Duyularımı son hassasiyetiyle kullanmak, kaliteli bir shinobi olduğumu belli etmek istiyordum. Gizlenme konusunda yetenekli sayılırdım, keşke sezme konusunda da o kadar olabilseydim. Şu radar ninjalar, bayağı iş yapıyorlar doğrusu.
Keji : Aslında en büyük hata, hatayı algıladığında geri dönmektir. Öyle ki, farkına vardığında, o hata artık senin doğrun olmuştur.
Resim
Künye : İsim: Shiranui Kanaye
Yaş[/colorm]: 18
[color=#0000BF]Cinsiyet
: E
Element: Fuuton
Seviye: C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 1.Seviye 0/10
Puanlar : Güç:5
Çeviklik:8
Kondisyon:4
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:5
Ninjutsu : Fuuton

Fuujin no Jutsu - B Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından seri bir hava fırlatmaya başlar. Bu havada toz parçaları bulunur ve bu, havaya kesici özellik verir. Hava ile karşılaşan her şey kesici hasar alır ve geriye doğru fırlar. Kullanıcı istediği kadar tekniği açık tutabilir ve kafasını oynatarak tekniğin yönünü değiştirebilir. Teknik açık kaldığı sürece çakra yer ve efektif menzili 30 metredir.
Ninpou

Ayatsuito no Jutsu - D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin no Jutsu - D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yok olduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katedebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.
Sanzengarasu no Jutsu - C Rank
Kullanıcı, kısa bir el mührü dizisinin ardından hedefine 50 tane karga gönderir. Bu kargalar kullanıcının bir çok yerini ısırır ve gagalarlar. Çıkardığı sesler ile kafasını karıştırıp görüş mesafesini düşürürler. Bu, kullanıcının kullanması için bir açıklık yaratır. Kullanıcı eğer isterse kargaları hedeften uzaklaştırabilir veya tekrar saldırtabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu :  Stiller

Shinshouki Stili C Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Musatsu Stili C Rank
Kullanıcı bu seviyede, pratik becerisini teorik bilgi ile birleştirir ve rakiplerinin zayıf yerlerini analiz etmeye başlar. Kullanıcının bir kasa veya damarı kesip hasar verecek şekilde hamleler yapabilir hale gelir ve bu tür hamlelerdeki isabet oranı artar.
Teknikler
Kage Buyou, C Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Genjutsu : Yok, şimdilik.
Beceriler : Gizlenme-3
Wakizashi Kullanımı-3
Sakin kalma-2
Analiz etme-2

Eşyalar : Wakizashi(Kanlı)
Karasu
Normalden daha uzun, buna karşın hareket kabiliyetini kısıtlamayacak şekilde yapılmış, dışarıdan dikkatli bakılmadığında üzerinde ufak ufak, beyaz haç motifleri olan bir şemsiye gibi görünse de, aslında şemsiyeye benzeyen bir wakizashidir. Yani kınını şemsiye oluşturmaktadır. Şemsiye yukarıya doğru açılarak kendi görevini görürken, sapı çekilerek içerisinden tıpkı kını ve kabzası gibi mat siyah bir kılıç çıkar. Bununla birlikte, şemsiyelerin uç kısmında bulunan 5-6 cmlik, baston niyetine kullanılmasını sağlayan kapak çıkar ve orada da 4-5 cm'lik bir sivri uç vardır. İlaveten, paslanmaz.
Matara

Cynic'ten Özel Zippo
Mat gümüş rengi, üzerinde bir kafes ve kenarında ''Keji'' yazısı bulunan özel mi özel kazık mı kazık bir zippo. Benzini de tamamen dolu ayrıca.
Kullanıcı avatarı
Shiranui Kanaye
 
Mesajlar: 102
Kayıt: 09 Eyl 2014, 09:01

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 26 Kas 2014, 16:48

Kouichi' nin sözlerinden sonra köylü adam ağlamaklı oluyor resmen, hafifçe titremeye başlıyor, fakat çoktan yola koyulan Kouichi değil Kanaye farkediyor. Çaktırmadan Kai' sini uyguluyor Kanaye, hemen arkasından köylü ile göz göze geliyor, köylü, bir şey yapmasını istercesine yavru köpek gözleriyle Kanaye' ye bakıyor bir süre. Ahalinin çoktan topluca hareket etmeye devam ettiğini anladığında da, önüne dönüp ayaklarını sürümeye devam ediyor. Hiç mutlu olmamasına bir kenara koyun, korkudan bayılacak gibi. Doktor sesini çıkarmıyor, memnun, ama yüzünde bir değişiklik yok.

Sessizce yürüyorsunuz. Doktor yolun bir bu kadar daha gidip biteceğinden bahsediyor kısaca, köylünün ağzını ise bıçak açmıyor. Toprak izler, neredeyse siliniyor, etrafınızdaki ağaçların da artık balta girmemiş hale gelmesi ile bu yolun nadiren kullanıldığına kanaat getiriyorsunuz. Ağaçların sıklığından etraf biraz loşlaşıyor, fakat hala sabah olduğunu çıkarabileceğiniz kadar ışık var etrafınızda, görme zorluğu falan da yaşatmıyor. Yolda sağınızdan solunuzdan bir kaç hışırtı geliyor, her seferinde köylü zıplıyor, fakat hışırtıların genellikle kuşlardan, iri tavşanlardan ve uzakta olduğunu farkettiğiniz ince uzun, ceylan tarzı bir hayvandan geliyor, hepsi bu.

Yaklaşık yarım saat sonra, tam doktor yolu yarılamak üzere olduğunuzdan bahsederken, köylü hararetli bir şekilde öksürmeye başlıyor yeniden. Bu sefer durduramıyor kendini. Duraklıyor ve hemen yanında bir ağaca elini dayıyor. Doktor köylüye dönüyor kaşlarını çatarak ve yanına doğru gidiyor. Köylü bir kaç kere daha öksürüyor, son öksürüğünde nefesi kesiliyor ve adamcağız yere yığılıyor. Doktor, olduğu yerde çığlık atıp hemen adamın yanına eğiliyor. Eline cebinden çıkardığı bir eldiveni geçirip adamın boynuna koyuyor elini. "Yaşıyor." Diye mırıldanıyor, beklemediğiniz bir şekilde ufaktan bir küfür savuruyor. İnanılmaz ciddi bir şekilde ayaklanıyor ve size dönüyor. Gözlüğünü hafifçe düzeltip, sırayla ikinize bakıyor. "Onu taşımamız lazım." O cüsse ile tek başına taşıyamayacağı bariz. Köylü hafifçe kıpırdanıyor, ince, hırıltılı bir nefes duyuyorsunuz. Doktor adamın hastalığının bulaşıcı olup olmadığı hakkında tek kelime etmediğinden kıllanıyorsunuz.

Köylü, artık vicdanınızın ellerinde.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 27 Kas 2014, 14:56

Bazen insan sorar kendine. Neden böyle yaptım? Niye bunda karar kıldım? diye. Herkes için geçerlidir bu durum. Pişmanlık sonucu sorarlar kendilerine bu soruyu. Sonra bir cevap arayışına girerler. Çoğunlukla aynı şeyleri bulurlar. Bir an da oluverdi. Ve bom! Tebrikler, baba oldunuz. Hayatının hatası bu şekilde sonuçlandı. Gerisinde kocaman bir boşluk. Boşluğun içinde bir o yana, bir bu yana sallanan pişmanlık parçacıkları var birde. Onları hiç sormayın. Zaten boşluğun içinde kendinizi atacak bir delik ararken, üzerine gelen pişmanlık baskısı. Bayağı zor gelir bir insana. Hem de öyle böyle değil. Sıkıntılı zamanlar başlar. Ve sıkıntı kat sayın giderek artar. Artar, artar ve artmaya başlar. Sonra sihirli bir değnek gelir. Çok acayip bir şeydir bu. Her insan bunu kullanır. İstemeden hem de. O sihir, zamandır. Zaman her şeyi unutturur. Her şeyi geçirir. Yaşananlar, yaşanmışlar olur. Artık yadırganmazlar. Böylece o boşluk hava ile dolar. Bir delik arayışından, normalliğe dönersin. Şaşırtıcı olan ise, o kadar çileden sonra hiçbir zaman dönüp arkana bakmazsın. Ve teşekkür etmezsin hiç kimseye ve de hiçbir şeye. Ardından hiçbir şey olmamış gibi dönersin normal hayatına. Belki ders çıkarırsın hatalarından, belki de çıkarmazdın. Ama tek bir şey vardır ki unutulmayan, o da pişmanlıktır. Ama büyük, ama küçük. Hiç önemli değil. Pişmanlık, pişmanlıktır. Ve sonuçları her zaman olumsuzdur. Olumsuzluk, insan doğasının reddettiği yegane şeydir. Ölüm, acı, korkmak, üşümek, yanmak, ağlamak. Bunların hepsi olumsuz birer etkidir. Ve bu etkiyi, insan doğası istemez. Pişmanlık ise, bu etkileri kaplayan bir üst daldır. Bu yüzden siz siz olun, pişman olmayın. Niye bu kadar uzattığımı bilemeyeceğim. Neden buraya bağladığımı da. Sadece içimden geçti o an. Ben de söyleyiverdim işte. Bu kadardı. Açık ve de net. Anlayanlar vardır illa ki. Anlamayanlar da vardır. Zaten insanı özel yapan şey de, aralarında oluşan farktır. Eğer bir insan, diğer bir kişi gibi olmak isteseydi, bu çok sikimsonik sonuçlar ortaya çıkarırdı. Bu yüzden siz siz olun, siz olun. Daha açık konuşmak gerekirse, başkasına benzemeyin. Ben benzemedim. Kendim oldum. Şahsen memnunum. İnsanın kendi karakteri vardır. Ve onun doğrultuları yönünde hareket eder. Yanlış veya doğru farketmez. O benimsediği savunurlar. İşte bu farklılık, kültürleştirmeye vesile eder insanları. Tartışan insanlar, her zaman yeni bilgiler edinir. Tabii gerici bir kafa yapısında değilsen. Zaten gerici bir kafan varsa, siktir olup git. Yanımda durma. Aramıza mesafe koyalım, en az 100 metre olsun o mesafede. O kadar işte. Gerici insanlar, dediğim doğrudur der. Başka bir şey demezler. Farklı düşünceleri hiçbir zaman kabullenmezler. Bazen düşüncelerine laf atıldığı zaman, anasına tecavüz etsen daha az tepki verirdi dersin. İşte öyle insanlar ile yaşıyoruz. Bu gerici kafa yapısına verilebilecek en büyük örnekler; din ve ülke sevgisidir. Dinciler, yobaz ve de bağnaz olurlar. Kabullemezler dinde bulunan eksiklikleri ve de yanlışlıkları. Yaptığı şeylerinn bazılarının anlamsız olduğunu anlatmaya çalışsan bile terslenirsin. Küfür yersin, dayak yersin, belki de öldürülürsün. Bunların hepsinin pekala bir olabilitesi var. Yani uzun lafın kısası, dinciler ve din sevdalılarından uzak durun. Birde ülke aşıkları var. Ülkenin politikası ne kadar yanlış olsa da, bunu kabullenmezler. Tarihlerinde bulunan kötü şeylerin bahsini bile etmezler. Edildiği zaman başkası tarafından, binbir kılıfa sokarlar. Eski argümanlar ile böyledir derler. Ama iş geçmişte yaşanan göğüs kabartıcı bir olaya gelince, biz var ya... Bunların amına koyduk, gelmişlerini geçmişlerini siktik olur. Ne kadar garip insanlar var şu dünyada. Benim gibi düşünen bir tane insan evladı yok mu? Hayvan olsa bile olur. Deliği olsun yeter kıvamındayım şimdi. Çok yalnızım, çok! Belli bir amacım bile yok. İlerisi hakkında planım yok. Kısacası geleceğim yok. Lanet olsun! Hayat bazen sıkıcı, bazen acı verici, bazen de eğlendirici. Her şeye rağmen yaşanabilir. Çok konuştum. Sanırım biraz boş konuştum. Kafanızı şişirmiş olabilirim. İçimden geçenleri aktarmaya çalıştım. İçim dışım birdir benim zaten. Ne düşünüyorsam direk söylerim. Çekinmem. En iyi şekil bu bence. Bazıları arkadan konuşur. O tür şeyleri hiç sevmem. Hatta arkadan konuşanlara söverim. Karı gibi dedikodu yapanlara da söverim. Acımam yani. Olacaksanız adam olun. Bu kadar yani. Buraya kadarmış, haydi eyvallah.

Gideceğim sanmadınız umarım. Daha yol uzun. Sıkıntı çok. Büyük sıkıntılar. Gidiyorduk dağı, taşı aşarak. Hint fakiri bayıldı bayılacak gibiydi. Son birkaç dakikası böyle geçmişti. Nasıl yürüdüğünü bile bilmiyor olabilirdi. Muhtemelen kafası trilyon falandı. Ben olsam benim de kafam trilyon olurdu. Hastasın, zayıfsın ve de güçsüzsün. Korkuyor birde, onu da eklemek lazım. Ulan koruyacağım seni dedim. Niye korkuyorsun? Hem de it gibi korkuyor. İt gibi, köpek gibi. Birader, sen hint fakirisin. Hint fakirleri gibi kork. Sikerim feriştahını ha! Neyse, ne bok yerse yesin. Ben yürüyorum. Yürümeye devam edelim. Usul usul yürüyoruz, çıtımız çıkmıyor şerefsizim. O kadar efendi insanlarız. Hayvandır, böcektir uyandırmayak diyoruz. Biz var ya, adamın dibiyiz. Öyleyiz işte. Aslında göt korkusu, ama çaktırtmayın. Amına koyim, ağaçlar tamam yoğun. Çok sık, iç içe. Ama bunun korkutucu bir tarafı mı var? Söyler misiniz ya? Hani birkaç hışırtı geldi diye, zıplamak niye? Neden zıplarsan ki? Amaç ne yani? Buradayım demedim mi? Sizi koruyacağım demedim mi? Dedim. Eee, daha ne korkuyorsunuz amına koduklarım. Evet chuunin olabilirim, ama ruhum tokubetsu jounin. Öyle de bir adamım yani. Tavşanlar, geyikler götünü siksin hemi hint fakiri. Eşekler değil, geyikler. Gerçi gördüğümüz şey geyik değil, ceylandı da, neyse. Pek önemli olduğunu düşünmüyorum bu durumun. Önemsiz zaten. Önemi yoksa, önemli değildir. Bu kadar basit. Ama kişisel fikirler araya girince, işler biraz karışıyor. Niye karışıyor lan işler? Siktirtmeyin bir taraflarınızı. Kaşınmayın. Kaşırım yoksa. Şu sıralar her şeyi siktir ediyorum. Bakalım sonum ne olacak. Siktir etmek bir yere kadar iyi de, bir yerden sonra kötü. Besle kargayı, gözünü oysun durumu gibi birr şey olabilir. Adama bir şey yapmam, acırım. Ama adam gelir beni sırtımdan bıçaklar. Lanet olsun içimdeki insan sevgisine. Lanet olsun insanlara amına koyim! İnsanlar çok sikkolar. Tabii hepsi değil. Böyle diyerek genelleme yaptım. Çoğı bence. Çoğu sikkodur. Niye derseniz, kafaları üçkağıtçılığa çalışır. Çalmaya, çırpmaya, ırkçılığa. Bu liste uzar gider. Ulan dünya barışı olsa, götünüze bir şey mi girer yarrak kafalar. He, girer mi? Size giren çıkan olur mu? Bence olmaz. Olmaz yani birader. Niye tüm ülkeler birleşik değil. Niye insanlar Ishigakure'li ya da Amagakure'li diye ayrılıyor? Niye böyle hayat? Neden ki yani? Kafamda deli sorular. Cevapsız ama hepsi. Neyse, siktir edin. Felsefeye girmeyeyim. Ben felsefe sevmem. Ben söyler geçerim. Edebiyat yapmam. İçim dışım, gelmişim geçmişim, yedim yetmişim birdir. Öyle bilin. Öyledir de yani.

Bu uzun ve heyacanlı düşüncelerin arasında dalışa geçmiş, sert bir şekilde yüzüyordum. Ama artık kıyıya çıkma zamanı. Kıyıya geldik, hatta kuma adımımı attım bile. Bundan sonrası hayatın gerçeklerine girer. Öhm! Yolu yarılamışız sanırım. Sikko doktor bana öyle diyor valla. O ne lan öyle? Amk biri daha ciğerini kustu. Harbiden kustu bu sefer. Eminim. Hatta kusarken ciğeri parçalandı. Çok sert bir öksürük. Sikko doktor değildi öksüren. Hint fakiri öksürmüştü. Normalde onu gören inanmazdı, öyle bir öksürüğün ondan çıkacağını. Ama ben gördüm! İki gözüm önüme aksın ki gördüm. O adam öksürdü amk. Lan sen hint fakirisin, hintt fakirliğini bil, sokuk. Böyle öksürüp durursun ya, hint fakirinde öyle olmadı amk. Sanki marşı bozuk araba gibiydi. Öksürüyor da öksürüyordu. Tabii marşa basmayı durdurursan, o seste dururdu. Hint fakiri de duruyordu. Sonra son hamlelerini yapıyor. Ve öksürüp yere yığılıyordu. R.I.P Hint fakiri. Mekanı cennet olsun. Ne diyeyim. Amına koyim, bunu yanına alan da gerizekalılık. Lan aptal oğlu aptal, ne diye alıyorsun bu hasta herifi yanına. Ya sana ne demeli Daichou? Yarrak kafa mısın birader? Bu adam hasta, gelsin yatsın neden demiyorsun? Tatsuya sana küfür ederken, seni korumuştum üstelik. Piçsin birader. Valla piçsin. Zaten babam bu köy görevi yüzünden öldü. O yüzden sana ayrı bir kılım. Sinirlerimi asabımı bozma. Amın oğlu seni. Siktiğim götvereni. Bak sinirlendim. Köyden soğumaya başladım iyice siktiğim köyü. Zaten bir sik yok. Hiyerarşi var, gram sevmiyorum bunu zaten. İtler, hepinizin amk. Yarrak yiyin, göt büyütün anca siz. Sikeyim yapacağınız işi. Ulan sinirlenmemek elde değil ki! Sinirlenmeyeyim de, ne yapayım? Herkes götveren. Herkes yarrak yiyen. Herkes koltuk sevdalısı. Ananızın amına girsin hepsi. O kadar söylüyorum. Hint fakiri ölürse, sizin yüzünüzdendir. Gerçi sikiniz değil, sikinizin kılında bile olmaz bu durum. Neyse, biraz sinirlerim yatıştı. Doktor yaşıyor dedi hint fakiri için. Ardından basıyordu eksiyi. Küfür ediyordu ala gavat. Hiç beklemezdim bu heriften böyle bir şey. Sonrasında korktuğum şeyi söylüyordu. Onu taşımalısınız diyordu, gözümün içine bakarak. Hayır taşıyamazdım. Tamam o kadar sövdüm, ettim. Ama ben canımı yolda bulmadım. O yüzden taşımayacaktım. Ama başka bir fikrim vardı. O fikri söyleyecektim sikko doktora. "Hayır taşıyamam! Kesinlikle taşımayacağım. Ama bu adamı öylece ölüme terkedemem. Bir fikrim var. Burada ki ağaçlardan, dallardan yatak gibi bir şey yapabilirim. Hint fakirini götürmek için kullanabiliriz. Bu arada bana öyle bakma, hint fakiri de arkadaşın için uydurduğum isim. Nedir, kimdir bilmiyorum. İşi ne, mevkisi ne. Hint fakiri iyi bir seçenek. Her neyse. Kısa kesiyorum. Fazla zamanı yok onun. Şimdi karar ver. Eğer evet dersen yapıma başlayacağım. Merak etme bu arada işime yarayacak birkaç jutsum var." diyecektim güven verici bir tonda konuşmaya çalışarak. Eğer böyle yaparsam, alan mutlu olurdu, veren mutlu olurdu. Haydi evet de, hoş evet demese kendi bilirdi. Öylece beklerdik orada. Benim hiç sikimde bile olmazdı anlayacağınız. Tamam üzülürdüm, ama önceden de demiştim. Benim canım tatlıdır. Ben kendimi severim. Her zaman ilk önceliğim kendi canımdır. Bu böyle bilinsin. Kendimden fazla değer verdiğim biri varsa iş değişir. Ama kendimden fazla değer verdiğim tek kişi ise, annemdir. O yüzden şansınıza küsün.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Shiranui Kanaye tarih 28 Kas 2014, 00:57

Ah ah, şu en azından bir Kai kullan be adam, seni kim Chuunin yaptı, torpilli falan mısın lan sen ? Ne yazık ki yanımdaki hödük, kai kullanmayı akıl edememişti. Ya da kullanmayacak kadar çok güveniyordu kendine. Sonuç olarak, olanları sadece ben farketmiştim. Adam, adam kötüydü. Titriyordu ve içini istemsiz bir korku sarmıştı, hasta birinin bu kadar çok stres yapması pek iyi olmazdı. Yolda ilerliyorduk, girdiğimiz yer ufaktan ufaktan tenhalaşıyor ve medeniyetten uzaklaşıyordu. Acaba bu doktor oğlancı falan mıydı ? Hele bir yeltensin, sokarım wakizashiyi kalbine. Test edecek birilerini arıyorum zaten, süs niyetine duruyor. Neyse neyse.

Balta girmemiş ormanlara girmiştik, Paytak'tan iyice şüphelenmeye başlamıştım keza nerede olduğumuzu bilmiyordum. Hayır şuradan bir yerden üzerimize aslan kaplan bir şey fırlasa hiçbir şey yapamayız vallahi. Zaten yanımdakiler de üç buçuk atıyor. Çsstsh, ne ekip ama. Biz ilerlemeye devam ederken, aniden vebalı herif fenalaşmıştı ve yere devrilmişti. Hemen eğilip gerekli sayılabilecek işlemleri yaptıktan sonra yaşadığını söylemişti. Öylece devrilmesi garipti, neden kaynaklandığını da bilmiyorduk, biliyorduk aslında da, birdenbire gitmesine açıklık getiremiyorduk. En azından ben getiremiyordum yani. Herifin yığılmasının ardından, doktor onu taşımamızı söylemişti. Böylesine lakayt bir herifi bu kadar ciddi görmek pek alışılagelmedik bir şey olsa gerek.

Tabii ki benim kadar onurlu, gururlu ve ne pahasına olursa olsun insanlara yardım etmeye hazırdır ve onların yanında ölmelerine izin vermez, örnek bir shinobi kesinlikle bunu yapma-malıydı. Ne saçmalıyorum lan ben, kurtarmak falan ? Baksana, doktora. Ağzını bile açmıyor yavşak herif. Belli ki bu adam hasta, bize de bulaştıracak. Yaaaani yardım etmek isterdim de şimdi, sanırsam yapabileceğim bir şey yok. Onu ölüme terk edip köye gitmemiz gerekiyor ki, görevi şöyle bir hatırlayınca, ikisini de korumam gerektiğini anımsadım. Tamam tamam, öldürmeyeceğim, ama yaşaması için bir şeyler yapmayacağım da.

Öte yandan, Kouichi, yatak yapmaya yarayan jutsu mu var lan ? Hadi diyelim var, öyle bir jutsuyu sen nereden öğrendin ? Hadi diyelim öğrendin, niye pratik olarak uyguluyorsun ? Git shuriken fırlat, ağzından alev çıkar, ne bileyim şimşek düşür bir şey yap. Niye yatak yapıyorsun lan ? Bu arada, bu jutsuları üretenleri tebrik etmeliyim. Ne kadar sikimsonik iş varsa jutsusu var anasını satayım, çakra harcamaya değmez. Her şeyin jutsusu var demişken, akıl okumaya yönelik bir jutsu var mıdır acaba ? Varsa o tarz bir şeyleri nereden öğrenebilirim ki, birisi neden
''Hööö ben senin aklını okuyorum, çilekli puding düşünüyorsun'' diye ortalarda gezinsin ki.

Bu kadar sus pus kalmayayım, benim de hastalandığımı düşünecekler. İkisine birden bakıp, sahte ciddi bir ifade takınarak
''Üzgünüm fakat şu noktada yapabileceğim bir şey yok. Onu köye kadar taşıma işine gelince, Kouichi, dediğini yapabileceksen neden olmasın ki.'' diyecektim. Aaah aaah, tamamen işle bağlantımı kesmeyi o kadar çok seviyorum ki. Görevlerde varlığımla yokluğum bir oluyor, ama yine de görev shinobi kayıtlarına geçiyor. Başarısız olarak. İşte ben olmayınca insanlar böyle oluyor, başıboş.

Bu arada, hala radar ninja olmak istiyorum! Beş kilometre öteden babamın geldiğini anlayıp sigaramı bir yerlere fırlatmak istiyorum! Yalaleeey!
Keji : Aslında en büyük hata, hatayı algıladığında geri dönmektir. Öyle ki, farkına vardığında, o hata artık senin doğrun olmuştur.
Resim
Künye : İsim: Shiranui Kanaye
Yaş[/colorm]: 18
[color=#0000BF]Cinsiyet
: E
Element: Fuuton
Seviye: C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 1.Seviye 0/10
Puanlar : Güç:5
Çeviklik:8
Kondisyon:4
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:5
Ninjutsu : Fuuton

Fuujin no Jutsu - B Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından seri bir hava fırlatmaya başlar. Bu havada toz parçaları bulunur ve bu, havaya kesici özellik verir. Hava ile karşılaşan her şey kesici hasar alır ve geriye doğru fırlar. Kullanıcı istediği kadar tekniği açık tutabilir ve kafasını oynatarak tekniğin yönünü değiştirebilir. Teknik açık kaldığı sürece çakra yer ve efektif menzili 30 metredir.
Ninpou

Ayatsuito no Jutsu - D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin no Jutsu - D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yok olduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katedebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.
Sanzengarasu no Jutsu - C Rank
Kullanıcı, kısa bir el mührü dizisinin ardından hedefine 50 tane karga gönderir. Bu kargalar kullanıcının bir çok yerini ısırır ve gagalarlar. Çıkardığı sesler ile kafasını karıştırıp görüş mesafesini düşürürler. Bu, kullanıcının kullanması için bir açıklık yaratır. Kullanıcı eğer isterse kargaları hedeften uzaklaştırabilir veya tekrar saldırtabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu :  Stiller

Shinshouki Stili C Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Musatsu Stili C Rank
Kullanıcı bu seviyede, pratik becerisini teorik bilgi ile birleştirir ve rakiplerinin zayıf yerlerini analiz etmeye başlar. Kullanıcının bir kasa veya damarı kesip hasar verecek şekilde hamleler yapabilir hale gelir ve bu tür hamlelerdeki isabet oranı artar.
Teknikler
Kage Buyou, C Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Genjutsu : Yok, şimdilik.
Beceriler : Gizlenme-3
Wakizashi Kullanımı-3
Sakin kalma-2
Analiz etme-2

Eşyalar : Wakizashi(Kanlı)
Karasu
Normalden daha uzun, buna karşın hareket kabiliyetini kısıtlamayacak şekilde yapılmış, dışarıdan dikkatli bakılmadığında üzerinde ufak ufak, beyaz haç motifleri olan bir şemsiye gibi görünse de, aslında şemsiyeye benzeyen bir wakizashidir. Yani kınını şemsiye oluşturmaktadır. Şemsiye yukarıya doğru açılarak kendi görevini görürken, sapı çekilerek içerisinden tıpkı kını ve kabzası gibi mat siyah bir kılıç çıkar. Bununla birlikte, şemsiyelerin uç kısmında bulunan 5-6 cmlik, baston niyetine kullanılmasını sağlayan kapak çıkar ve orada da 4-5 cm'lik bir sivri uç vardır. İlaveten, paslanmaz.
Matara

Cynic'ten Özel Zippo
Mat gümüş rengi, üzerinde bir kafes ve kenarında ''Keji'' yazısı bulunan özel mi özel kazık mı kazık bir zippo. Benzini de tamamen dolu ayrıca.
Kullanıcı avatarı
Shiranui Kanaye
 
Mesajlar: 102
Kayıt: 09 Eyl 2014, 09:01

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 30 Kas 2014, 10:51

Doktor sessizleşiyor. Yüzünde daha normal bir ciddileşme beliriyor. "Çabuk o zaman." Diyor sakince. Neredeyse hüzünlü diyebileceğiniz bir şekilde adama bakıyor. "Yine de geç kalamayız. Geç kalacağımızı farkedersem..." Diyor ve sessizleşiyor. Adamı ölüme terkedeceklerini söylemeye dili varmıyor besbelli. Çantasını açarken komik şekilli kafasında ne geçtiğini anlamıyorsunuz. Bir doktora aykırı değil mi birini böyle ölüme bırakmak? Başka şeyler mi vardı? Kouichi, zaten çok yakınında olan ormana dalıyor malzeme aramaya, bu sırada Kanaye ikilinin başında bekleyip doktoru izliyor. Adam gayet ince hareketlerle çantasından bir şırınga ve minicik bir tüp çıkarıyor. Ardından uzunca, kalın bir lastik çıkarıp adamın kolunu sıvıyor eldivenli elleriyle. Köylü bir kaç kere daha öksürüyor, nerede olduğunu bile düşünebilecek bir halde değil gibi duruyor. Doktor, lastiği köylünün koluna bağlıyor ve şırıngayı damarları kabarık, o incecik, cılız kola batırıyor. Kan, normal akışından daha yavaş akıyor. Doktor, sakince istediği miktarda kanı aldıktan sonra, tüpü kapatıyor, şırıngayı çekiyor ve lastiği koparıp toparlanıyor. Niye yaptığından emin değilsin, fakat bir bildiği olduğunu düşünüyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 30 Kas 2014, 18:09

Şu an durumlar fena! Sinirlerim de bir o kadar fena! Ne yapacağımı pek bilemiyorum. Ama kimseye sırtımı dönmek istemiyorum. Ya da kimseyi arkada bırakmak. Hele ki görevi tam anlamıyla yapamamak hiç istemiyorum. İşin aslı, görev benim için daha önemli gibi. Böyle olmaması gerekiyor. Ama öyle. Niye böyle diye sormayacağım kendime. Sadece yapmam gerekeni yapacağım. Zaman kaybetmeyeceğim. Dönüp arkama bakmayacağım. Ya da geçmişi yad etmeyeceğim. Aklıma birlikte zaman geçirdiğim insanlar gelmeyecek ve ben kaybettiklerimi düşünmeyeceğim. İleriyi düşleyeceğim. Ve bunu sonucunda da, bir can kurtaracağım! Evet, bunu yapacağım. Kesinlikle yapacağım! Bu adamı kurtaracağım. Hint fakiri yaşayacak. Yaşamalı, aksi halde yaptığım şeyler boşuna olur. Aslında yaptıklarımının boşuna olması beni pek üzmez. Ama yanımda bir adamın ölmesi... İşte bu beni üzer. Bu beni sıkıntıya sokar. Bu beni sinirlendirir! Şu an sinirlenmeye hiç ama hiç niyetim yok! Öyleyse başlıyorum. Önce dal arayışlarına girişiyorum. Dal lazım! Dal! Bu tahtaları birbirine birbirine bağlamak için kullanmam gereken bir materyal. Önemli, hem de çok önemli. Bayağı önemlidir. Bulamazsak, kötü olur. Gerçi ormanın içinde değil miyiz? Her yer ağaç dolu. Ben ağaçları kesebilirim. Nasıl kesebilirim? Bunun için jutsum var. Bunları kullanabilirim. Kullanarak, ağaçları nizamlı bir şekilde kesebilirim. Kestiğim ağaçların dallarını kullanır, gövdesini de tahta kullanabilirim. Her neyse. Evet, sikko doktorun da izni var sonuçta bu iş için. Beni hiçbir şey engelleyemez. Ölmesi benim suçum olmaz. Öyle dimi? Ben ne yapabilirim ki? Kısa yolu seçtim. Adamı köye götürmeyi bile kabul ettim. Daha ne yapabilirim? Daha ne kadar fedakarlıkta bulanabilirim? Canımı mı vermem lazım? Ben ruhen, zihnen her şeyi yaptığımı düşünüyorum. Öyleyse, benim suçum yok bu konuda. Hint fakirine yardım için girdiğim çaba bile buna örnek olarak gösterebilirim. Göstermelik bir şey de değil zaten. Benim dehamın bir ürünü olan fikir sonuçta. Ben düşündüm. Ben işleme koydum. Ben kabul ettirdim. Her neyse. Bu kadar laf salatası yetmez mi? Bence yeter. O halde girişiyorum.

Ağaçlar neredesiniz? Neredesiniz lan piçler? Göt veren misiniz siz? Zaten yakınımda olan ormana dalar dalmaz, etrafıma dikkatlice bakmayı ihmal etmiyordum. İhmal etmemeliydim. Çünkü kısa yol tehlikeliydi. Ne bok çıkacağı hiç mi iç belli olmazdı. Niye kendimi bir şeyler düşünmeyerek riske atayım ki? Bu kısa yol neden tehlikeliydi? Niye acaba? Bir şeyler olabilirdi. Bunu çözmem lazım olabilirdi. Başıma iş açabilecek gibi gözüküyordu çünkü. Zaten zamanım kısıtlı. Başıma bir şeyler gelirse, pek iyi şeyler olacağını söyleyemem. Eğer ben oyalanırsam, muhtemelen hint fakiri ölecekti. Sikko doktor, ne kadar onu önemsiyor gizi gözükse de, ben pek önemsediğini düşünmüyorum. Adi herif. Piç herif. Göt herif. Zaten ilk görüşte kıl olmuştum. Gerçi hint fakirine de kıl olmuştum. Ortada bir şeyler çevirildiği kesin. Ama ne? Bu soru cevapsız. Ortada bir düşman var. Ama düşman kim? Bu soru da cevapsız. Tüm sorumlar cevapsız amına koyim. Hızlı düşünmeye başladım. Hızlı düşünmek iyidir. Zaman kaybettirmez. Zaman kazandırır. Zamanı boş yere çar çur etmek kötü bir şeydir. Hele benim gibi biri için. Zamanımı çar çur etmekten nefret ederim. Hem de bayağı çok. Niye böyle diyorum, çünkü öyle düşünüyorum. Elimde olsa, uyumayacağım. Çünkü zaman kaybı. O kadar da değişik bir adamım. Zaten önceden birkaç kez söyledim. Bir işi yapıyorsam, tam yaparım. Böyle de bir huyum var. Bu yüzden zaten hint fakirini kurtarmaya bu kadar takıntılıyım. Onu kurtarmam lazım. İşimi tam yapmam lazım. Hepsini, herkesi köye ulaştırmam lazım. Bunları yaparken de, kendi sağlıma mukayyet olmam lazım. Hastalanmam lazım. Ölmemem, yaşamam lazım. İlk önceliğim kendimdir zaten her zaman. Sonra görev gelir. Sonra da diğer şeyler. Eğer arkadaşlarımın ya da göreve birlikte kişilerin canı varsa ortada, belki görevi tamamlama ikinci sırada gelmeyebilir. Yerine, arkadaşlarımın canı kurtarmak alabilir. Ama sanmıyorum. Niye sanmıyorum. Bunun örneğini bir kere yaşadım zaten. Tatsuya ile. Kaybettim onu ve arkada bıraktım. Kaçtım ve gittim. Teknik olarak kaçmadım, görevi tamamladım. Ama olsun. Teknik olarak olan, önemli değildir benim için. Söz konusu ben olsam bile, kıvırtmam. Bazen kıvırta da bilirim. Ama bugün değil. Ya da şimdi değil. O yüzden doğruyu söyledim.

Ulan, sikerim doğruyu! Zaman akıyor ve geçiyor. İşime odaklanmam lazım. Ve odaklandım! Bu huyumu seviyorum. Bir şeye odaklanmak istersem, çok kolay oluyor. Ya da ben öyle sanıyorum. Her neyse. Odaklandığıma göre, işe başlayabilirim. Ormandaydım ve de tetikteydim. Tetikte olma konusu önemli. Yarraklara gelmeyelim amına koyim. Bu yüzden önemli. Neyse, siktir edersek bu konuyu. Ağaçları aramaya başlayalım. Aradığım ağaç tipi, bambu olacaktı. Bambu ağacı arayacaktım. Hem gövdesi, oluşturacağım yatağın gövdesini oluştururdu. Hem de dalları ile, birbirine bağlayabilirdim. Eğer bulursam, Fuujin no Jutsu ile kesecektim. Ver uygun uzunluğa getirecektim. Sonra dalları ile birbirine sıkıca bağlayacaktım. Bu işlemi, yaklaşık sekiz bambu ağacı gövdesini bir araya getirerek yapacaktım. Eğer ağaçlar yeterince uzunsa, dört tanesi de işimi görebilirdi. İkiye bölerek, bir tane ağaçtan, iki tane gövde çıkarabilirdim. Planım böyleydi. Olabildiğince hızlı yapmaya çalışacaktım tabii.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Shiranui Kanaye tarih 02 Ara 2014, 17:06

Vicdan, insaniyet ve benzeri şeyler. Şu anda, yerde yatmakta olan köylü adam sadece Kouichi istediği için yaşıyordu, bir de doktorun ısrarları yüzünden tabii. Doktorun, neşeli halinden geriye hiçbir şey kalmamıştı. Kouichi'den çabuk olmasını istemiş fakat bir ihtimalden daha bahsetmişti. Ne yapacaktı ? Yoksa hasta adamı yarı yolda mı bırakacaktı ? Ölmesine izin mi verecekti, yoksa yaşaması için elinden ne geleni ardına koymayacak mıydı ? Gerçekten, bu kadar katı olamazdı. En azından, benden öldürmemi isteyebilirdi. Fakat, onun ne yaptığına karışmak benim haddime değil. İnsanlar, bireysel canlılardır. Toplum diye bir şeyin varlığını pek de önemsemiyorum, sonuçta hiçbirimiz bir diğerimiz değiliz. Ya da bir diğeri, biz değil.

Konumuza dönecek olursak, Kouichi gitmişti ve doktorla baş başa kalmıştım. Eğer saymamız gerekirse, bir de yerde yatan hasta adam vardı. Kouichi gelene kadar, olası bir girişime karşı hali hazırda olmam gerekiyordu. Neden bilmiyorum, bu iki insanı önemseyesim tutuyor gibiydi. Havalardan olsa gerek, bazen olur olur giderdi.

Bay Paytak, ya da şu anki ciddi ortama göre, doktor, narin hareketleriyle elini çantasına atmış ve bir şırınga ile tüp çıkarmıştı. Ufacık bir şeydi, sanırsam tahlil tüpleriydi. Adamın, cılız kolunun üzerindeki paçavramsı kıyafeti sıyırmış, oraya bir lastik dolamış ve tahminimce kan akışını yavaşlatmıştı. Akabinde elindeki şırıngayı, adeta deri ve kemikten oluşan adamın, lastikle sıkınca iyice belirginleşen damarlı koluna sokuyor. Bu sırada, soğukkanlılığından hiç ödün vermiyor, keza bu mevkideki eski görev arkadaşım sayılabilecek köy jouninlerinden biri gibi. Adını unuttum ve hatırlamazsam, benim için daha iyi olur gibime geliyor.

Doktor işini bitirdikten sonra, tüpün ağzını kapatıyor ve adamın kolundaki lastiği koparıyordu. Daha demin öksürüp, bilinci yerinde olan adam, hareket etmiyordu. Acaba iyi miydi, yoksa doktor düşündüğüm şeyi yapmış mıydı ? Ama hayır, adam henüz ötenazi hakkını kullanmak istememişti. Hoş, doktor oydu ve yapmaması gereken bir şey yapacak olsa, bize söylerdi. Yine de, merak etmiştim, ve soracaktım ;


''Birbirimize karşı dürüst olalım, hasta, köye varabilecek durumda mı ?''

İfadesiz bir surat ile yönelttiğim bu sorudan sonra, adamın gözlerinin içine bakacaktım. Cevabı duyduğumda da, suratıma herhangi bir duygu kırıntısı gelmeyecekti. Bu tür olaylar, yaşayacaklarımın yanında hiçbir şeydi. Hadi Kouichi, çabuk gel de bir an önce gidelim.
Keji : Aslında en büyük hata, hatayı algıladığında geri dönmektir. Öyle ki, farkına vardığında, o hata artık senin doğrun olmuştur.
Resim
Künye : İsim: Shiranui Kanaye
Yaş[/colorm]: 18
[color=#0000BF]Cinsiyet
: E
Element: Fuuton
Seviye: C Rank
Rütbe:Chuunin
Alım Gücü: 1.Seviye 0/10
Puanlar : Güç:5
Çeviklik:8
Kondisyon:4
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:5
Ninjutsu : Fuuton

Fuujin no Jutsu - B Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından ağzından seri bir hava fırlatmaya başlar. Bu havada toz parçaları bulunur ve bu, havaya kesici özellik verir. Hava ile karşılaşan her şey kesici hasar alır ve geriye doğru fırlar. Kullanıcı istediği kadar tekniği açık tutabilir ve kafasını oynatarak tekniğin yönünü değiştirebilir. Teknik açık kaldığı sürece çakra yer ve efektif menzili 30 metredir.
Ninpou

Ayatsuito no Jutsu - D Rank
Kullanıcı elinde bulunan misinaya chakra yükleyerek, onu istediği gibi hareket ettirme yetisi kazanır. Aniden onunla rakipleri yakalayabilir ve bağlayabilir veya daha kompleks hamleler uygulayabilir. Misina sadece 10 saniyeliğine kontrol edilebilir ve kullanıcıdan 10 metre uzaklaşabilir.
Shunshin no Jutsu - D Rank
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yok olduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katedebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.
Sanzengarasu no Jutsu - C Rank
Kullanıcı, kısa bir el mührü dizisinin ardından hedefine 50 tane karga gönderir. Bu kargalar kullanıcının bir çok yerini ısırır ve gagalarlar. Çıkardığı sesler ile kafasını karıştırıp görüş mesafesini düşürürler. Bu, kullanıcının kullanması için bir açıklık yaratır. Kullanıcı eğer isterse kargaları hedeften uzaklaştırabilir veya tekrar saldırtabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.


Taijutsu :  Stiller

Shinshouki Stili C Rank
Bu seviyede kullanıcı temel akrobasi bilgilerini öğrenir ve akrobatik hamleler yapabilmeye başlar. Bu hamleleri momentum kontrolü ile birleştirdiğinde çok büyük efor gerektiren akrobatik hamleleri çok az bir kayıpla uygular. Kullanıcının zıplayarak veya çevresel yükseklik farkını kullanarak yaptığı hamleler daha etkili ve daha az yorucu olur.
Musatsu Stili C Rank
Kullanıcı bu seviyede, pratik becerisini teorik bilgi ile birleştirir ve rakiplerinin zayıf yerlerini analiz etmeye başlar. Kullanıcının bir kasa veya damarı kesip hasar verecek şekilde hamleler yapabilir hale gelir ve bu tür hamlelerdeki isabet oranı artar.
Teknikler
Kage Buyou, C Rank
Kullanıcı, rakibi havaya fırlatmak için akrobatik bir tekme hamlesi kullanır. Bu özel hamle ile rakip 3 veya 4 metreye kadar havaya gönderilebilir. Ardından rakip kendi akrobatik yeteneğini kullanarak havaya zıplar ve havada rakibin hemen altında konuşlanır. Teknik burada son bulur, ancak kullanıcı bu noktadan sonra diğer Shinshouki Taijutsu tekniklerini kullanabilir veya havadaki korumasız rakibine beklemediği bir yerden saldırı yapabilir.
Genjutsu : Yok, şimdilik.
Beceriler : Gizlenme-3
Wakizashi Kullanımı-3
Sakin kalma-2
Analiz etme-2

Eşyalar : Wakizashi(Kanlı)
Karasu
Normalden daha uzun, buna karşın hareket kabiliyetini kısıtlamayacak şekilde yapılmış, dışarıdan dikkatli bakılmadığında üzerinde ufak ufak, beyaz haç motifleri olan bir şemsiye gibi görünse de, aslında şemsiyeye benzeyen bir wakizashidir. Yani kınını şemsiye oluşturmaktadır. Şemsiye yukarıya doğru açılarak kendi görevini görürken, sapı çekilerek içerisinden tıpkı kını ve kabzası gibi mat siyah bir kılıç çıkar. Bununla birlikte, şemsiyelerin uç kısmında bulunan 5-6 cmlik, baston niyetine kullanılmasını sağlayan kapak çıkar ve orada da 4-5 cm'lik bir sivri uç vardır. İlaveten, paslanmaz.
Matara

Cynic'ten Özel Zippo
Mat gümüş rengi, üzerinde bir kafes ve kenarında ''Keji'' yazısı bulunan özel mi özel kazık mı kazık bir zippo. Benzini de tamamen dolu ayrıca.
Kullanıcı avatarı
Shiranui Kanaye
 
Mesajlar: 102
Kayıt: 09 Eyl 2014, 09:01

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen GM - Naruto tarih 03 Ara 2014, 00:45

Ormanda bambu arayışına düşen Kouichi, ilk bir kaç dakikada durumun ne kadar umutsuz olduğunu farkediyor hemen. Orman daha çok kuru ve uzun sinir bozucu çalıların arasında uzayan, yaprakları bol, inanılmaz kalın ağaçlarla dolu. Bambu görünmüyor ortada.

Kanaye, sorusunu sorduktan sonra soktor kaşları çatık ifade ile ona dönüyor. "Eğer bir an önce gidebilirsek, düzgün bir yatağa yatırıp stabil edebilirsek durumunu, evet. Götüremezsek, şansı yok." Diyor ve derin bir iç çekiyor. "Götürebilelim ki herkes gibi onunda şansı olsun." Son cümlesi biraz kafanı karıştırıyor, ama köylüye karşı duyduğu garip sempati gözünden kaçmıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Kullanıcı avatarı
GM - Naruto
Game Master
Game Master
 
Mesajlar: 2208
Kayıt: 09 Tem 2014, 22:21

Re: [Ishi] Veba

Mesajgönderen Kouichi Natsume tarih 05 Ara 2014, 13:33

Ya birader sikerim ben böyle işi. Harbiden sikerim. Hem de öyle böyle değil. Hardcore'undan sikerim. Deli etmeyin beni. Dellendirmeyin aq. Harbiden sinirlendim. Lan bir ormanda, bambu ağacı olmaz mı? Bizim bölgelerde en çok bambu ağacı bulunur arkadaşım. Sen bambu ağacısın. Her yerde çıkarsın. Hele burada samanlıkta bulunan saman gibi olmalısın. Nasıl olmazsın? Söyle la götoş. Amına koyim, bak ya. Harbiden sinirlendim. Ne yapmam lazım diye düşünmemem lazım. O derece hızlı olmam lazım. Hızlı olup, hint fakirini kurtarmalı ve görevi başarıyla yerine getirmem lazım. Sonra sıcak Ishigakure'ye geri dönmem lazım. Benim ideallerim var arkadaş. Ben büyük bir adam olacağım. Herkesin tepesinde, herkesin üstünde olacağım. Sonra ne yapacağım biliyor musunuz? Taşaklarımı yayacağım. Taşaklarımı yayıp, o oturduğum yeri kendi bölgem ilan edeceğim. Amına koyarım ya. Ben taşaklarımı yaymak istiyorum. Kız da istiyorum! Kız bulmam lazım amk ya. Valla son günlerde kız mız muhabbeti de döndürmedim. Niye böyle oldum aq? Kızlardan yana şansım hiç yok. Abaza geldik, abaza mı gideceğiz? Ulan bakir mi gideceğim? Düşünmesi bile üzücü. Kanım dondu şerefsizim. Ağladım. Birkaç damla göz yaşı döktüm. Sonra bastım eksiyi. En kötü tecavüz eder, mutluluklar dileriz. Yani, hayırlısı be gülüm. Şu sıralar o moddayım valla. Beni kimse bakir öldüremez. Boş bulduğum deliğe atlarım. Neyse ya. İğrençleşmemeliyim. Niye derseniz, ee çünkü önemli bir işin içindeyim. Ağaç, dal, ben ve birkaç jutsu gerektiren çok mühim bir konu var. O konu bir yatak yapmak. Ve olabildiğince hızlı çıkarmak o yatağı. Ama daha önceden değindiğim gibi, amına koyduğum bambu ağacı yok.

Ağaç yoksa, ekmek ye. Ekmek yoksa, ne yiyek? Amına koyim. Çaresiz miyim neyim şimdi? Sanırım biraz çaresizim. Evet, kesinlikle kötü durumdayım. Karşımda ağaçlar var. Ama kalınlar. Çok kalınlar hem de. İnsanı kötü hissettirecek bir kalınlıkta. Ulan, sübliminal bir mesaj mı bu yoksa? Sikerim valla. Bana mesaj vermeyin. Mesajınızı da, sizi de sikerim. Açık ve de net. Hiç olmadığım kadar hem de. Sizi sikerim. Konuşanı sikerim, ölür. Sübliminal mesaj vereni de sikerim, ölür. Kısacası ölürsünüz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mı? Yaşamasın amk, o da ölsün. Kalın ağaçlar ölsün, bambu ağaçlarından selamlar. Göt verenler sizi. Her neyse. Neyse deyip, geçiştirmek sevdiğim huylarımdan biri. Geçti, bitti. Hatta ellerimi de birbirine vurayım, alkış yapar gibi. Ama biri aşağından gelecek, diğeri de yukarıdan. Bu böyle sıralı bir şekilde birkaç saniye sürecek. Ne anlama geliyor derseniz. Hani elleriniz kirlenir ya, siz de birbirine vurursunuz ellerinizi. Sonra avucunuzda, parmaklarınızda ve parmak aralarınızda bulunan kir dökülür veyahut toz olur. İşte o hareket. Benim elim kirli değildi somut olarak. Ama soyut olarak kirliydi. İşin aslı düşüncelerim kirliydi. Onları temizledim. Efektini elimle yaptım. Ulan tam bir çılgınım. Tam bir psikopatım. Bu tür şeyleri genellikle yaparım. Ama kötü mü ya da iyi mi diye düşünmem. Bir yorum getirmeye çalışmam. Getirsem iyi olacak. Yakın bir zamanda, yanımda biri varken garip garip hareketler yapmam ilgi çekici olabilir. Komik duruma düşebilirim. Ben komik duruma düşmeyi hiç sevmem. Sikerler komik duruma düşmeyi. Sikerler komik duruma düşüp de, bana güleni. Adam olun lan keraneciler. Yoksa ekmeğinize yağ sürerim. Ulan yanlış oldu. Ne demeliydim lan bu durumda? Kelime dağarcığım geniştir benim. Hemen bir atasözü bulup, göt etmem lazım. Sakla samanı, inekler aç kalsın. Olmadı bu amk. Ulan şapşal bir duruma düştüm. Amına koyim, tam gülünecek adam oldum. Sikeyim böyle işi. Tatsuya götünü geçtim. Tatsuya'nın yokluğunu arattırmıyorum desem yanlış olmaz sanırım. Göt Tatsuya. Onu bunu bırakayım da, kendime çeki düzen vermem. Birde şu ağaçlara. Ama ağaçlar ilk planda. Kendime her zaman, her yerde çeki ve de düzen verebilirim. Aslında verdim bile. Artık Tatsuya gibi olmak yok. Saçmalamak, komik komik hareketler yapıp, komik komik şeyler söylemek yasak. En azından şu ağaç işini halledene kadar.

Tık tık. Kim o? Ben ağaç baba. İyi o zaman gel, gibisinden bir replik çok hoş olmaz mıydı. Olmazdı bence. Ne anlam ifade ettiğini bilmiyorum. Bilmemekle beraber, sikerim öyle işi. Ben gidiyorum. Önümde affedersiniz ama yarrak gibi kalın ağaçlar var. Şimdi onlara ayar vereceğim. Ağaçlar kalınsa, kesememe olasılığım var. O yüzden işi riske atıp, boş yere çakra harcamamak adına, değişik bir yönteme başvuracağım. Ne mi yapacağım? Ağacı komple komple düşürmeye çalışmayacağım. Şöyle yapacağım; ağaçların kenar köşelerine Fuujin no Jutsu uygulayacağım. Düşey olarak indireceğim jutsuyu. Böyle yaparak, elimde dik ağaç parçaları olacak. Dipleri hem ince olur, hem de bunu fazla efor sarf etmeden yapabilirim. Bir taşla iki kuş. Taktiksel ve tekniksel zekamı tekrar gösterdim. Bu işlemi ilk ağaca yaptıktan sonra, bir 7 ağaca aynısı yapacaktım. Onlardan da alınca gövde parçası sonra dal arama işlemine geçecektim. Dal iş kolaydı. Onu da yine aynı şekilde Fuujin no Jutsu kullanarak kesecektim. Sonra işe girişecektim. Önce kestiğim gövdeleri tam olarak ayarlayacaktım. Simetrik bir şekilde yerleştirecektim. Kalın olan kısımlarını kesecektim. Sonra kestiğim dalları kullanarak iki gövde parçasını birbirine bağlayacaktım. Bağladığım gövdelerin aralarından bir dal parçası daha geçirip, başka bir gövde parçasını bu şekilde bağlayacaktım. Bu işlemi yaptığımda, elimde üç tane bağlanmış gövde parçası olacaktı. Bu işlemi sonra tekrar tekrar yapıp, aynı şekilde sekiz gövde parçasını birleştirecektim. Sonra bunları birleştirince, ön ve arka kısımlarına taşımak için adamı ya da çekmek için birkaç katlı şekilde dal bağlayacaktım. Bu dalları insanlar tutup çekecekti ya da kaldırmak için kullanacaktı. Bizde bu işi ben ve Kanaye yapacaktı. Sikko doktor daha götünü bile kaldıramıyor. Ona güvenmek hata olurdu. Bok yesin o piç. Neyse, planım bu işte. Basit ve de zekice. Olacak gibi sanki.
Resim
Künye
İsim: Natsume Kouichi
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Alım Gücü:
2- 5/10 / Düşük Gelirli.
Kullanılabilir GP:
5

Profil
Güç: 6
Çeviklik: 6
Kondisyon: 5
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 5

Eksiklikler/Özürler
-

Ninjutsu
Kouha: Reppuken - A-Rank
Fuujin no Jutsu - B-Rank
Zanshuu no Jutsu - B-Rank
Atsugai - B-Rank
Shunshin no Jutsu - D-Rank
Jinteki Mayu no Jutsu - D-Rank
Otonaku Ashi Jutsu - D-Rank


Taijutsu
Suiseki - Kaidan - C-Rank
Taijutsu Stili
Suiseiki - D-Rank
Suiseiki - C-Rank

Genjutsu
Mugen Onsa - B-Rank

Beceri Listesi
-

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-
Kullanıcı avatarı
Kouichi Natsume
 
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Eyl 2014, 18:48

ÖncekiSonraki

Dön Role Play Arşivleri

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron