[Kusa] Nilüfer

[Darai Osui]

Osui Miharu'nun mide sıvılarının tadını çıkardıktan sonra artık görevine dönecekti. Eğlence bitmişti ve iş vaktiydi. Yinede çamura bakmadan edemiyordu. Geride bıraktığı sümük ve çamur yığını. Bu, kendine çağırıyordu pislik shinobiyi. Öylece yerinde bekliyordu. O pislik yığınıyla oynamak ve görevini yerine getirmek arasında gidip geliyordu. Resmen kendisiyle savaşıyordu Osiu.

Kendisiyle olan mücadelesinde henüz galip belirlenememişken Birden bahçeye giren bir Kusagakure shinobisinin sesiyle irkilip kafasındaki tartışmaya son vermişti. İçeri gire rütbeli bir shinobiydi. Çok sinirli gibiydi. Özellikle Kendisinin sebep olduğu pislik yığını sinirlendirmişti galiba onu. Osui de o an için pislik ile oynama fikrini aklından çıkarmıştı. Belkide biraz korkmuştu bu shinobiden. Hemen hazır ol a geçip adamın karşısına dikildi ve diğerlerini beklemeye başladı. Onlar geldiğinde Shinobi kızları Osui'den biraz uzaklaştırmıştı. Aslında bu duruma kahkaha bile atardı o ama şuan pek buna uygun bir ortam yoktu onun yerine sadece yüzü bir an için hafifçe sırıtmıştı.

Rütbeli olan rapor istedikten sonra kendisi söz alacaktı. Fakat konuşamayan kız önce davranmıştı. O kız kağıdını verdikten hemen sonra ise Kendisi bir adım öne atacak ve biraz önceki ciddi ve korkmuş ifadesinin aksine gülen bir yüz ile olanları anlatacaktı.

"Shijo-san biz buraya geldikten sonra kızlar aynı sizin de yaptığınız gibi benden iğrendiler ve benden uzak kalmak istediler." bu cümleyi kurarken yüzünde tarif edilemez bir haz alıyormuş gibi bir ifade vardı. "Ve bana bahçeyi araştırmamı söylediler. Ben de bahçeye kaba bir şekilde göz attıktan sonra biraz eğlenmek istedim ve o gördüğünüz çamur yığınını oluşturdum. Arkadaşımızın kusmasıyla da benim hiç bir alakam yok. Sadece onu neyin kusturmuş olabileceğine bakmak için biraz inceledim ve çok ileriye gidip tadına bakmışım." son cümleyi söylerken yine Yüzünde aynı ifade vardı. Bu cümlenin ordaki herkesi iğrendireceğini biliyordu. "Evin içinde olanlardan ise hiç haberim yok efendim." dedikten sonra bir adım geri çekilecekti yeniden.

[Miyahara Miharu]

Out: TTnet'ten Süperonline'a geçiş sürecim biraz uzun sürdüğü için yaklaşık bir haftadır internete erişimim yoktu. Gecikme için özür dilerim.

Kusmuş olmanın boğazında bıraktığı iğrenç tat yavaş yavaş etkisini yitirirken dışarıdan bir ses ile irkildi. "Ne haltlar dönüyor lan burda?" Pek tanıdık olmayan bu sesin, sahibi, içindeki öfkeyi kelimelerle dışarıya vururken Miharu Megumi'nin sırtındaki eline aldırmadan doğrulmaya çalıştı. Dışarıdan tanımadığı birisinin sesini duymuş olması paniklemesine sebep olmuştu. Bu kişinin olay yerini kontrol etmek için gelen jounin olduğunu az çok tahmin edebiliyordu. Evin, onlar buraya gelmeden beş dakika önceki halini gözlerinde canlandırmaya çalıştı. Şu ankinin aksine her tarafı çamur ve sümük içinde kalmış bir bahçe yoktu anımsadığı tabloda ve en önemlisi çatıya sabah yediklerini resmetmeyi başarmıştı. En azından cesedin bulunduğu bölgeye bir zarar vermedikleri için avutuyordu kendini.

Gelen jouninin talimatları doğrultusunda bahçeye indiklerinde sırayla raporlarını vermeye başladılar adama. Megumi ya da Osui'nin kendisi hakkında neler söylediklerini bilmiyordu ki zaten Megumi'nin, Miharu hakkında kötü bir şeyler söylemeyeceği de ortadaydı. Ancak tam tersi garip bir insan olan Osui'nin bütün yükü, kendi üzerinden atmak için kendisine yıkacağını hissedebiliyordu. İlk bakışta belli oluyordu çocuğun ne kadar ibne bir tip olduğu. Normalde pek umursamazdı görev esnasında yapılan hataları ama bu çocuğun davranışları yanlışlıkla yapılmış hatalardan ibaret değildi. Yaptığı her şeyi kasıtlı olarak yaptığından görevi sabote etmeye çalıştığını bile yazsa aşırıya kaçmayacağını düşünüyordu.

"Buraya ilk geldiğimizde Osui'den bahçede herhangi bir delil bulup bulamayacağını kontrol etmesini istedim. Bu sırada biz de Megumi ile birlikte evin içini kontrol edecektik. Megumi ilk katı araştırırken ben de üst kata çıktım doğrudan ve girdiğim odada beni elinde nilüfer tutan cansız bir beden karşıladı. Gözlerinden, burnundan ve ağzından kanlar akıyordu. Megumi ile bir süre düşündük bu duruma neyin neden olabileceğini ve en sonunda adamın zehirlenmiş olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmaya karar verdik. Yani çiğnenmiş yemek artıkları ve etrafta katile dair herhangi bir iz olmaması bu ihtimalin gerçekleşmiş olma ihtimalini güçlendiriyordu. Kesin bir sonuca varabilmek için yemek artıklarını koklamaya karar verdim ve ne olduysa o anda oldu. Yemeklerden öylesine iğrenç bir koku geliyordu ki temiz hava almak için doğrudan pencereye koştum. Aslında kendime gelmiştim temiz hava alarak ama Osui'nin burnundan çıkardığı sümükleri çamurla karıştırıp oyun oynuyor oluşunu gördüğümde ister istemez kendime hakim olamadım. Olay yerine zarar verdiğim için üzgünüm elbette. Belki takımımızda bir işe yaramayan 3. bir kişi olmasaydı daha farklı bir sonuç alabilirdik bu görevden." demeyi düşünüyordu. Sonra da jouninin vereceği cevabı beklemeye başlayacaktı. Bir an önce bu mekandan ayrılıp Kusagakure'ye dönmesi onun için en iyisi olacaktı şu an için.

[GM - Naruto]

Shijo önce Osui, ardından Miharu'yu dinliyor. Sonra, Megumi'nin kağıdını alıyor, üstünkörü okuyor ve cebine atıyor. "Buraların temizliğini sizin cebinizden alacağım gençler, ne yazık ki." İki elini beline koyuyor ve çatıya bakmak için kafasını kaldırıyor. Suratında o kadar derin bir somurtma ifadesi var ki, giriş katındaki Tengu heykeli ile yarışmakta. "Defolabilirsiniz. Bundan sonrasını ben hallederim. Halledilecek bir şey kaldıysa artık."

Siz evden çıkarken eleman içeriye doğru ayaklarını sürerek ilerliyor.

Hepiniz 25GP ödül kazandınız gencolar. Görev ücreti almıyorsunuz ancak haliyle. Konu sonlanmıştır.